Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@em_ineee

Bölüm-1

~ Bazı zorluklar ~

Bu hayatta isyan ettiğimiz biktigimiz yoruldum diye bagirdimiz anlar olmuş mudur? Elbette ki olmuştur.

Hatta öyle anlar vardır ki, yoruldugumuz zaman bile ailemizin desteği ile kalkarız. Onları gücü bize her türlü yükümuzu hafifletir.

Zorlu bir yol gibi ne bitmek nede gitmek.. ikisi arasında kocaman bir denklem gibi çukur vardı.

Elindeki kova ile hızlı hızlı yürüyordu. Bu sıcağın altında yürümek pişmiş yumurta kadar sıcaktı.

" Off, çok yoruldum!" Kenjal elindeki kovayı yavaşça yere bıraktı. Alnından akan teri sarisinin ucu ile sildi.

" Hadi kenjal az kaldı." Dedi Ananya. Daha eve gidecek bir çamaşır dolusu kıyafet yikiyackti.

" Ama çok yoruldum, Ananya!" Kaldırımın olduğu yere çöktü kenjal.

İkisinin arasında beş altı adımlık mesafe vardı. Kuzeni haklıydı elbette, bu sıcakta bu kovaları ancak kendilerini taşırdı.

Ananya kızın yanına geldi. Kenjalin önünde durup ona biraz gölgelik verdi.

Tırnaklarına bakan kenjal, bakımının geldiğini anlamıştı. " Hay aksi!" Dedi kenjal.

Anaya kıza baktı. " Ne oldu?" Diye sordu.

" Ne olacak?" Dedi kenjal tırnaklarını kıza doğru uzattı. " Baksana bakımı gelmiş!"

Ananya uzamış ama torpisi azalmış tırnaklara baktı. Ah süslü kenjal!

" Merak etme, sen yaparsın." Dedi Ananya.

" Kenjal... Anaya nerede kaldınız?" Yengsinin bağırması ile ikisde o yöne döndü. Ananya kıza elini uzatıp kaldırdı. Kenjal yanındaki kovayı aldı. Ananya da kendi kovasini aldı. İki kızda hızlı hızlı yürümeye başlamıştı.

Bahçeye giren Ananya ve kenjal yukarı çıktı. Döke saça getirdiği kovaları banyoya kadar taşıdılar.

Bayan Moli, mutfaktan çıkıp kızların yanına geldi. Kenjal annesine baktı.

" Ne oldu anne?"

" Sen benimle gelsene.." kızının kolundan tutup, diğer odaya doğru sürükledi. Kenjal ne olduğunu anlamamıştı.

Odaya geçen bayan Moli ve kızı kenjal ile kadın hızla kapıyı kapattı ve kızına döndü.

" Sen aklını mı kaçırdın?" Diye hesap sordu kızına.

" Anne ne oluyor, tanrını aşkına ne yaptım ben?" Annesi neden böyle davranıyordu? Ne yapmıştı ki?

Bayan Moli kızına kızgın bir suretle baktı. Bu kızı neden bu kadar safti. Neden hiç bir şeyi hemen anlamıyordu.

" Neden ona yardım ediyorsun? Onu eli kolu yok mu?"

Kenjal annesine sana inanmıyorum bakışı atmıştı. Sırf Ananya'ya yardım ettiği için mi kızıyordu? O bir insandı ve yardımcı olmuştu.

" Anne sana inanamıyorum! Ananya'ya yardım ettiğim için mi kızıyorsun?"

Bayan Moli burunu büktü. Arkasını dönüp pencereye doğru yürüdü.

" O kıza bu kadar yakın olmanı istemiyorum kenjal."

" Neden?" Dedi kenjal.

Bayan Moli hırsla ve öfke içinde kızına döndü. Bu hayatta bir tek kızı vardı ve onu kaybetmek istemiyorudu. Annelik böyle bir şeydi.

" Çünkü o kız uğursuz!" Dedi bayan Moli. Öyle bir bağırmış ti ki, Ananya kapının önünden geçerken duymuştu.

" O kız yüzünden benim kardeşim ve kocası vefat etti." Hâlâ o gün aklından dâhi çıkmıyordu. Kardeşinin cenazesi önüne konulduğunda ilk günü ki gibi gözlerinin önünden gitmiyordu.

Ananya duydukları ile gözleri doldu. Yengesi oldu bitti sürekli onu beğenmez, hor görür ondan nefret ederdi. Hatta bazen onun elinden bile bir şey yemezdi.

Çünkü teyzesine göre Ananya, uğursuz bir kızdı. Ve bu uğursuzluğu ailesine de ugracaginina inanıyordu.

" Anne.." dedi kenjal. " Ananya uğursuz bir insan değil. Böyle söylemini istemiyorum!" O kuzeni idi. Ne olursa olsun, onu korumak için elinden geleni yapacaktı.

" Kenjal beni neden anlamıyorsun.."

" Hayır anne, asıl sen beni anlamıyorsun." Dedi kenjal. Annesinin yanına kadar gelip kolundan tuttu. " Eğer Ananya, uğursuz biri olsaydı, başımıza gelmeyen kalmazdı."

Bayan Moli kızının yüzüne baktı. Her anne gibi oda kızının mutluluğunu istiyordu. Evet doğruydu. Eğer Ananya uğursuz biri olsaydı, bugüne kadar illa ki bir şey olurdu. Ama içindeki o bitmek bilmeyen kabul etme isteği yoktu. Ananya'yi bir türlü kabul edemiyordu.

Kenjal annesi ile konuştuktan sonra odadan çıktı. Ananya banyoyo girmiş, çamaşırları yıkıyordu.

Kenjal yıkanmış çamaşırları alıp telin üzerine attı.

İşi bitince de banyoyu yıkayıp çıktı.

" Akşam yemeği için ne istersin?"

Kenjal düşünmeye başladı. Daha sonra kuzeninin koluna girip beraber mutfağa geçtiler.

" Bence ikimiz yapalım."

Ananya itiraz edecekti ki, kenjal kabul etmedi. " İtiraz yok!"

İki kız ocağın başına geçtiler. Kenjal küçük soğanları soyarken, Ananya da biber ve domatesleri dogruyurdu.

Ananya arkasını dönmüş soğanları alacaktı ki, kenjal burunu çeke çeke kıza uzattı.

Ananya gülmemek için kendini zor tutsa bile o anda ikisi de dayanmadı. İkiside güldü.

Yemek işi bitmiş sofrayı kurmak kalmıştı. İki kız sofrayı hızla kurdu.

Bayan Moli televizyonu açmış, haberleri dinlerken, güzellik yarışmasını görmüştü. Yeni yeni güzellikler aranıyordu.

Bayan Moli iyice yaklaştı televizyona, yeni yeni yüzler aranıyordu.

" Bu güzellik yarışmasında iki para vardır kesin." Diye kendi kendine konuştu. " Eğer kenjal bu işe girerse, paraya para demeyiz. Ünlü oluruz "

" Anne hadi yemek hazır." Kızının sesi ile ayağa kalktı. Sofraya oturan üç kadın yemek yemeye başlamıştı ki, bayan Moli kızının tabağını fark etti. Kenjal tabağını tıka basa doldurmuştu. Bu kadar çok yerse, o güzellik yarışmasına katılması imkansız hâle gelecekti.

" Kenjal tabağını bana ver!"

Kenjal ve Ananya birbirine baktılar. Kenjal anlamayan ifade ile annesine döndü. " Neden anne?"

" Ver dedim!" Diye diretti kadın.

Kenjal tabağını annsine doğru uzattı. Bayan Moli kızının tabağını alıp içinden almıştı. Tabağında çok az bir şey bırakıp kızına uzattı.

Kuş kadar bir şey kalmıştı ve kenjal annesine döndü. " Anne ben bununla doyamam ki!"

" Doyarsin." Dedi Moli. " Bu bile yeter sana!"

Ananya, kızın tabağına baktı. Bunu ancak ve ancak manken olan kadınlar yerdi ki, kenjal manken değildi.

Bayan Moli aklına yazmıştı bir kere kızı manken olacaktı. Böylelikle bütün ülke kızını konuşacak, ünlü olacaktı.

Bu hayal ile kızını baştan yaratacaktı.

Yemek sonrası bayan Moli televizyonunun başına geçmişti. Manken olmak için neler yapılması gerek bilmeliydi.

" Ananya.." dedi kenjal.

" Ne oldu?"

ikiside yıkanan tabakları silip yerlerine koyuyorlardı. " Bugün bir acayip değil mi?"

Anayaya da anlam verememişti. Aniden değişen ruh haline de anlam veremiyordu. Aniden kızının tabağınıdan yemek alması bile kadının felegini şaşırmıştı.

" Bana da öyle geldi."

" Gelmedi! Annem resmen önümdeki tabağı elimden aldı. Ve ben hâlâ açım."

" İstersen sana bir şeyler verim."

Fakat kenjal kabul etmedi. " Saat geç oldu, sabah yerim artık."

İşi biten kızlar mutfaktan çıkmıştı. Bayan Moli artık her ne izliyor ise kızların yanından geçtiğini bile fark etmemişti.

***

Elindeki yeni gelen kataloğa bakıyordu. Fakat hiç biri manken olacak durumda değildi.

" Bunların hiç biri olamaz!"

" Ama efendim hepsinin boyu ve kilosu tam."

" Hayır, bunlar olamaz. Daha ilgi çekici olması lazım." Dergiyi adamın önüne doğru attı. Hiç biri manken olacak kadar güzel ve çekici değildi.

Daha farklı bir şey istiyordu.

" Nasıl bir şey istiyorsunuz efendim?"

Rani Rahotri, siyah deri koltuğuna yaslandı. Parmakları etli dudağına gitmiş düşünmeye başlamıştı.

" Güler yüzlü olması gerek, baktıkça bir insanın bakasi gelecek, fit olacak, giydiği kıyafetler üstüne tam oturacak." Karşısındaki adam, hızlı hızlı not alıyordu.

Daha sonra ayağa kalkıp müsade isteyip çıkmıştı. Kapıdan çıkan adam ile kuzenin gelmesi bir olmuştu.

" Hâlâ işin bitmedi mi?" Dedi Akaş.

" Bitti sayılır."

" Peki bulabildin mi?"

Rani başını salladı. " Henüz değil."

" Bence eve gitsek daha iyi olur." Dedi Akaş. Annesi en sevdiği patates gozlemesini yapmıştı.

" Acıktin mi?" Diye dalga geçti.

" Şuan gözleme yerine seni yiyebilirim kuzen."

Elindeki kalemi yerine koyup ayağa kalktı. Ceketini giyip kuzeni ile birlikte odadan çıktı.

" Sen beni yemeden bizim eve gitmemiz gerek."

Akaş parmağını şıklati. " Kesinlikle."

İkiside arabaya binmiş yola çıkmıştı. Rani bugün yine kayda değer bir şey bulamsa da elbet ya yarın yada öbür gün bulacaktı buna inancı tamdı....

 

 

Loading...
0%