@emine.arbck
|
Yabancı Sesler 5. Bölüm
İpek, aynadaki siluetten bir adım geri atarken, kalbinin çırpınışı kulaklarında yankı yapıyordu. Gözleri, oda içindeki karanlıkla birleşen gölgelerde kaybolmuştu. Aynadan yansıyan figür, sadece bir yansıma değildi. O şey… o karanlık varlık, bir zamanlar bu evin içinde yaşamış ve şimdi geçmişin, hatta zamanın kendisinin de ötesine geçmişti. Onun varlığı, evin lanetini temsil ediyordu. Bu varlık, hem geride kalmıştı hem de geri gelmişti.
Bir anlık korku İpek’i dondurmuştu. Ama bir başka düşünce, hızla zihnine girmeye başladı: “Büyükannem neden bu kadar çok şey sakladı? Neden her şey o kadar gizemli? Hangi sırları taşıyor bu ev?”
İpek, etrafına bakarak kendini toparlamaya çalıştı. Evin içinde bir şeyler olup bitiyordu. Gerçekten de, artık hiçbir şey sıradan değildi. Karanlık, eski bir zamanın yankılarıyla birleşerek onu sarhoş ediyordu. O an fark etti ki, sadece evin geçmişi değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacaktı.
Aynadaki figür, beklediği gibi hareket etmeye başladı. Önce biraz belirsizleşti, ardından belirginleşti. Bir kadının silueti, vücudunun hatları daha netleşti. İpek, figürün kim olduğunu anlamak için gözlerini kısmıştı. Figür, kendi yansımasından başka bir şey değildi. Ama bir şey vardı. O kadın, İpek’in büyükannesiydi. Hemen tanımıştı. Ama büyükannesi, yıllar önce kaybolmuştu ve o andan itibaren nehirdeki gibi her şey bulanık bir hal almıştı.
Bir an, bütün bu gördüklerinin bir rüya olduğunu düşündü. Belki de uzun bir yolculuktan sonra uyanacak ve hiçbir şeyin gerçek olmadığını fark edecekti. Fakat ne zaman aynadan gözlerini ayırsa, her şey daha da belirsizleşiyor, onun korkusunun derinliklerine çekiliyordu. O figür, tıpkı bir rüya gibi geliyordu ama aynı zamanda son derece gerçekteydi.
Bir adım geri attı ve sonunda, korkuyla birlikte gelen bir dürtüyle dönüp odayı terk etmeye karar verdi. Ancak arkasında bir ses, onun hareketini engelledi. Fısıldamalar, kalbinde derin bir yankı buldu. "Kaçamazsın. Bizi görmeden geçemezsin." Ses, geçmişin bir yankısıydı, sanki yıllar önce bu evde olup biten bir olayın geri dönüşüydü. O anda, her şeyin birleştiğini fark etti. Bu evin geçmişi, yalnızca büyükannesinin değil, aynı zamanda kendi geçmişiydi.
Adımlarını hızlandırarak, tavan arasına geri döndü. O karanlık alanı geçmek, ona her şeyin bir şekilde çözülmesi gerektiğini düşündürüyordu. Sandığı tekrar açtığında, bir kitap ve birkaç sayfa daha buldu. Kitap, defterin aksine daha ağırdı. Bu kitap, adeta bir kehaneti taşır gibiydi. Sayfalarını açtığında, bir tarih sırasıyla yazılmış olan korkutucu bir hikaye buldu. Hikaye, evin geçmişinden bahsediyordu. Bir zamanlar, bu evde yaşamış olanların, evin içindeki lanetle nasıl başa çıkmaya çalıştığını anlatıyordu. Ancak her birinin, kendi gölgeleriyle karşı karşıya kalıp, sonunda kaybolduğunu vurgulayan bir iz vardı.
Kitabın son sayfasında, büyükannesinin adının yazılı olduğu bir not vardı: “Bu ev, geçmişin ve geleceğin arasındaki sınırdır. Burada yapılacak her seçim, bir bedel gerektirir. Geçmişi unutur, ama onlar seni asla bırakmaz.”
İpek, büyükannesinin yazdığı bu notları okudukça, evin ne kadar korkutucu ve karmaşık bir yere dönüştüğünü fark etti. Ama bir şey vardı; geçmişin karanlıkları, bu evin içine sıkışmıştı ve İpek, bu karanlığı aydınlatmak için bir şeyler yapmalıydı.
Gözleri karanlıkta kaybolmuşken, aniden bir soğuk rüzgarın içeri girdiğini fark etti. Işıklar bir anda titredi ve birkaç saniye sonra yeniden söndü. O an, tavan arasındaki aynanın ışığı tekrar beliriverdi, ama bu sefer daha güçlüydü. Aynadan çıkan bir ışık huzmesi, İpek’i adeta içine çekti. Bu ışık, büyülü bir çağrıyı taşıyordu. Ancak İpek, çaresizdi. Gözlerini kısarak ışığa bakmaya başladı.
Bir adım daha atması gerekiyordu. O ışık, bir zamanlar kaybolmuş olan bir zamanın ve bu evin içine hapsolmuş kötü güçlerin yansımasıydı. Ancak bir şey vardı, o ışık her şeyi aydınlatacaktı. Belki de İpek, geçmişin bu labirentinde kaybolmadan önce doğru yolu bulabilirdi.
Aynadan gelen ışık daha da parlaklaşırken, İpek içsel bir güdüyle kendini yönlendirdi. Adımlarını hızlandırarak, evin içine doğru ilerlemeye başladı. Korkunun ve karanlığın arasındaki ince çizgide, her şey bir araya geliyordu. Ev, büyükannesinin yıllardır sakladığı sırrı, İpek’in bir şekilde çözmesini istiyordu.
Adımlarını kararlı bir şekilde atarak, eski bir odaya yöneldi. Odaya girdiğinde, daha önce gördüğü figürler bir kez daha önünde belirdi. Ama bu sefer, her şeyin tam ortasında bir karar vermeliydi. Geçmişi değiştirebilecek miydi? Yoksa evin laneti, onu sonsuza kadar içinde tutacak mıydı? Geçmişin sırlarını çözmek, kendi karanlığıyla yüzleşmek ve bu laneti sonlandırmak zorundadır...
|
0% |