Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@emine.arbck

Yabancı Sesler

6. Bölüm

 

İpek, derin bir nefes alarak odaya girdiğinde, hemen her şeyin farklı olduğunu fark etti. O an, eski evin karanlık ve kasvetli atmosferi ona tamamen yabancı geliyordu. Bu odada bir zamanlar yaşamış olanların anıları, her köşede bir yerlerde gizleniyordu. Odanın içindeki eşyalar, yıllar boyunca topraklanmış bir geçmişin yükünü taşıyor gibiydi. Ancak bir şey vardı, bu odayı daha önce hiç görmemişti. Sanki, odanın içine bir güç yerleşmişti; bir güç, yıllar boyunca gizlice birikmiş ve şimdi ortaya çıkmak için fırsat arıyordu.

 

Bir an durakladı. Odaya dair bir huzursuzluk vardı. Bir şeyler ona bu odada bir süre kalmaması gerektiğini söylüyordu, ama bir güç onu bu odaya çekiyordu. Evin her bir odası, İpek’i gizli bir şekilde kendi geçmişine çağırıyordu. Ve bu oda, geçmişin karanlık tarafıyla yüzleşeceği son yerdi.

 

İpek’in gözleri, odanın karanlık köşelerinde neler olduğunu görmek için keskinleşti. Odayı dikkatle incelediğinde, tam karşısında eski bir masa buldu. Masanın üzerinde birkaç eski kitap vardı, ancak dikkatini çeken şey, masanın ortasında duran bir sandık oldu. Sandığın üzeri toprakla kaplanmıştı, ancak dikkatle bakınca üzerindeki eski kazı işaretlerini fark etti. Bu sandık, yıllar önce yerleştirilmişti ve bir şekilde yıllarca saklı kalmıştı. O kadar eskiydi ki, üzerinde, geçmişin ruhlarının bıraktığı izleri görmek mümkündü.

 

Sandığı açmaya karar verdi. İlk defa gerçek bir sırra dokunacağını hissetti. Sandığı yavaşça açarken, içeriden bir esinti yükseldi. Toz bulutları havaya kalktı, ama içinde herhangi bir şey olup olmadığına dair bir şey göremedi. Hemen elleriyle, içindekileri karıştırmaya başladı. Kitaplar, eski kağıtlar, bir takım kırık objeler… Birden, bir şey fark etti. Sandığın dibine gömülü bir zarif metal kutu vardı. Kutu, çok eski ve zarif bir işçilikle yapılmıştı. Hemen onu çıkardı ve dikkatlice açtı.

 

İçinde eski bir anahtar ve bir not vardı. Anahtar, oldukça ağırdı, uzun yıllar boyunca başka hiçbir yerle karşılaşmamış gibiydi. Notun üzerinde sadece birkaç kelime vardı: "Yalnızca doğru zaman geldiğinde bu anahtar kullanılabilir." Bu kelimeler, geçmişin en karanlık sırlarını taşır gibiydi. Anahtarın neye açılacağını tam olarak bilemiyordu, ama bir şeyler ona bunun evin derinliklerinde başka bir kapıyı açacağını düşündürüyordu. Kafasındaki soru işaretleri giderek büyüdü. Sandıktan çıkan not, geçmişin bir kısmını daha ortaya çıkarıyordu, ancak her şey hâlâ belirsizdi.

 

İpek, anahtarı elinde tutarken, bir an için geri dönüp geri çıkma düşüncesini aklından geçirdi. Ancak o anda, etrafında yankılanan bir ses onu durdurdu. Bir fısıldama, karanlıkta yükseldi: “Senin yerin burada, geçmişi düzeltmelisin.” Ses, sanki evin her köşesinden geliyordu. Yavaşça arkasına döndü, fakat hiçbir şey görmedi. Sesler artık daha netti, ama her zaman olduğu gibi, görünürde hiç kimse yoktu. Sadece karanlık, onu sarıyordu. Bir an için, bu seslerin aslında evin içinde yaşayan varlıkların hayaletleri olduğunu düşündü. O evdeki varlıklar, yıllar boyunca unutulmuş ve zamanla silinmişti, ama onlar hâlâ oradaydılar, İpek’i izliyorlardı.

 

Geriye dönüp bakmadan, masanın etrafına doğru ilerlemeye devam etti. Kitapları, eski kağıtları karıştırırken, başka bir not daha buldu. Bu not, oldukça eskiydi ve sararmış sayfalarda bir el yazısı bulunuyordu. “Evin gerçeği asla tam olarak anlaşılmayacak. Kimse evin sırlarını bilmeyecek. Ne geçmiş ne de gelecekte, bu karanlık yer terk edilemez. Bir zamanlar başladığımız bu yolculuk, sonsuza kadar sürecek.”

 

İpek, notu okurken, bir anlığına beyninde baş dönmesi hissetti. Her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu, ama bir yandan da çözülmesi imkansız bir labirent gibi olduğunu fark etti. Ev, bir zamanlar kaybolmuş olan bir sırra hizmet ediyordu. Büyükannesi, tüm bu olayları saklamıştı çünkü büyük ihtimalle, bu karanlık gücü dünyadan uzak tutabilmek için çok şey fedaya girmişti.

 

Evin duvarlarına döndü. Duvarda, eski bir harita vardı. Harita, evin çeşitli bölümlerini gösteriyordu, fakat birkaç bölge de gizli işaretlerle işaretlenmişti. Bir nokta vardı, haritada parlıyor gibiydi ve bu nokta, sandıktaki anahtarın uyacağı tek yer gibiydi. İpek, bu haritanın bir tür rehber olduğunu fark etti. Evin derinliklerine doğru bir yol gösteriyordu. Haritada işaretlenmiş olan nokta, evin en gizli odalarından birine işaret ediyordu.

 

İpek, kararlılıkla, o odanın kapısını bulmak için harekete geçti. Anahtarı cebine koyarak, haritada gösterilen noktaya doğru ilerlemeye başladı. Evin her adımında, karanlık ve sisli bir hava daha da derinleşiyordu. Evin geçmişi, tüm bunları ona anlatmak istercesine onu takip ediyordu. Sanki duvarlar bile ona fısıldıyordu: “İçeri gir... Geçmişinle yüzleş.”

 

Ve sonunda, o odayı buldu. Kapı, oldukça eskiydi ve üzerinde neredeyse hiç iz yoktu. Kapının önünde durduğunda, kalp atışları hızlanmıştı. Anahtarı dikkatlice yerleştirerek kapıyı açtı. Kapı, eski menteşe sesleriyle açıldığında, içeriye girdi. Oda, sanki zamanla birlikte donmuş gibiydi. İçerideki her şey yıllarca yerinden kıpırdamamış gibi görünüyordu. Fakat odaya adım attığı an, o anda hissettiği o ağır soğuk ve yoğun hava dalgası, buranın sadece bir oda olmadığını, evin sırrının en derin noktası olduğunu anlamasına neden oldu.

 

İpek, odanın merkezine adımını attığında, etrafındaki her şey bir anda hareket etmeye başladı. Gözlerinde bir ışık belirdi ve odadaki eski nesneler, geçmişin karanlık sırlarını ona açmaya başlıyordu. O sırada, bir şey fark etti. Kendisinin bu evin içindeki sırların bir parçası olduğunu, bu geçmişin aslında onun geçmişiyle de bağ kurduğunu anladı.

 

Evin laneti ve karanlıkları, yalnızca evdeki varlıkları değil, aynı zamanda onu da içine çekmişti. Ve bir an için, ne yaparsa yapsın, bu evin kaderiyle yüzleşmek zorunda olduğunu fark etti...

 

Loading...
0%