@emir1212
|
KERBELA OLAYI VEYA KERBELA SAVAŞI YA DA KERBELA İNTİKAMI,10 EKİM 680'DE,BUGÜNKÜ IRAK SINIRLARI İÇİNDEKİ KERBELA ŞEHRİNDE,MUHAMMED'İN TORUNU HÜSEYİN İBN ALİ'YE BAĞLI KÜÇÜK BİR BİRLİK İLE EMEVİ HALİFESİ 1. YEZİD'İN ORDUSU ARASINDA CEREYAN ETMİŞTİR.HÜSEYİN VE KAFİLESİNDEKİ HER KES ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR. AYRICA BU KISASI BU UZUNU... Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlikile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan etmiştir. Hüseyin ve kafilesindeki herkes öldürülmüştür. Muhammed'in kızı Fatıma'nın Muhammed’in kuzeni Ali'den olma oğlu İmam Hüseyin'in ölümü, Şiilerce her sene Aşûre Günü'nde yâd edilir. Sünnîlerise İslam'da matemyapılmaması kaidesine uyarak bu günleri ibadet yaparak ve Mevlid okutarak geçirirler.[2] Ana maddeler: İlk Fitne ve Muhammed'in veraseti İslam Devleti'nin üçüncü halifesi Osman’ın 656 yılında isyancılar tarafından suikaste uğramasının ardından, isyancılar ve Medine halkı, İslam peygamberi Muhammed’in kuzeni ve damadı olan Ali'yi halife olarak seçtiler. Muhammed’in bazı sahabeleri: Talha bin Ubeydullah, Zübeyr bin Avvam, o dönemde Suriye valisi olan Muaviye bin Ebu Süfyanve Muhammed’in dul eşi Aişe, Ali’nin halifeliğini tanımayı reddettiler. Bunun yerine, Osman’ın katillerinin intikamının alınmasını ve şura (danışma) aracılığıyla yeni bir halifenin seçilmesini talep ettiler. Bu olaylar İlk Fitne’nin (İlk Müslüman İç Savaşı) ortaya çıkmasına sebep oldu.[3] Ali'nin, 661'de Haricilerden İbn-i Mülcem tarafından suikaste uğramasının ardından yerine en büyük oğlu Hasan geçti, ancak çok geçmeden daha fazla kan dökülmesini önlemek amacıyla Muaviye ile barış anlaşmasıimzaladı.[4] Bu anlaşmaya göre Hasan, Muaviye’nin adil bir yönetici olması ve kendisinden sonra hilafeti saltanat yönetimine çevirmeyerek istişarenin izlenmesi şartıyla halifeliği Muaviye'ye devretmeyi kabul etti.[5][6][7] Hasan’ın 670 yılındaki ölümünden sonra, Muhammed’in de mensubu olduğu Beni Haşim kabilesinin başına küçük kardeşi Hüseyin geçti.[8] Babasının Kufe’deki destekçileri ona bağlılıklarını sundular, ancak o, Muaviye hayatta olduğu sürece Hasan ile Muaviye arasındaki barış anlaşmasını sürdürmeye devam etti.[4] Kerbela Savaşı, Yezid’in iktidara gelmesiyle ortaya çıkan kriz sebebiyle ortaya çıktı.[9][10] Tarihçi Wilferd Madelung'a göre, Muaviye'nin 676'de, oğlu Yezid’i halefi ilan etmesi, Hasan-Muaviye anlaşmasının ihlaliydi.[11][4] İslam tarihinde bir ilk olan bu monarşik halefiyet, çeşitli çevrelerde muhalefetin ve anlaşmazlığın ortaya çıkmasına neden oldu.[12] Ardından Muaviye, Şam’da birçok vilayetten temsilcilerin olduğu bir şura meclisi toplayarak temsilcileri, işlerin istediği gibi olması amacıyla diplomasi ve rüşvetle ikna etti.[13] Meclisin ardından Mervan bin Hakem’e bu kararı, Hüseyin ve diğer önemli Müslümanların ikamet ettiği Medine'de duyurmasını emretti. Bu karara Hüseyin, Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Ömer'in yanında, Abd al-Rahman ibn Abi Bakr gibi Muhammed’in bazı sahabelerinin oğulları şiddetle karşı çıktı; zira isteseler, her biri soyları sebebiyle, halifelik makamını talep edebilirlerdi.[14][15] Muaviye, Medine’ye giderek dört muhalifi ikna etmeye zorladı ve bazılarını ölümle tehdit etti, ancak yine de kararlarını değiştirmediler.[13][16]Muhaliflerini ikna edememesine rağmen, Mekke halkını onların desteğine aldığına dair ikna etti ve bu şekilde Yezid'e destek vermelerini sağladı. Ardından Şam’a döndüğü sırada, Medine halkını da destek sağlaması için ikna etti.[16][13] Muaviye, 680'deki ölümünden hemen önce, Yezid'e onun halifeliğini tanımayanlara karşı neler yapması gerektiğine dair tavsiyelerde bulunmuştur; Hüseyin bin Ali'yi biat etmeyecek olsa da kan dökmeden barışçıl yollar izlemesini, kabul edecek olursa da ona iyi muamele etmesini söylemiştir.[17] Ali'nin ölümü İslam Devleti'nin dördüncü halifesi Ali, beş yıllık görevinin ardından 661 yılında Hariciler'den Abd’ûr-Rahmân İbn-i Mûlcem tarafından gerçekleştirilen bir suikastteöldürüldü ve iktidar 20 yıl boyunca Muaviye'de kaldı. Muaviye hayattayken oğlu Yezid'e biat etmeleri için taraftarları ve Hicaz ahalisinden biat istedi. Lakin taraftarları ve Hicaz ahalisi oğluna biat etmediler. Sebep olarak ise Hasan ile yaptığı anlaşmayı gösterdiler. Bunun üzerine Muaviye biat etme arzusundan vazgeçti.[kaynak belirtilmeli] Muaviye 680 yılında ölünce Yezid başa geçti.[18][kaynak güvenilir mi?] Yezid başa geçince ilk iş olarak Medine valisine bir mektup yazarak Hüseyin bin Ali'ye değil, kendisine itaat etmesini, aksi takdirde bunu canıyla ödeyeceğini bildirdi. Bu arada Hüseyin Kûfelilerden kendisine bağlılıklarını sunan mektuplar alıyordu. Kûfe'ye gelip halife olduğunu ilan ederse Hüseyin'i destekleyeceklerini söylüyorlardı. Hüseyin bu teklifleri ciddiye aldı ve Kûfe'deki taraftarlarının gerçekte olduğundan çok daha fazla olduğunu zannetti. Yaklaşık 70 taraftarı ve ailesi ile Kûfe'ye doğru yola çıktı. Sayıca fazla olmayan Kûfeli taraftarları Yezid'in yandaşları tarafından bastırıldı. Hüseyin ve beraberindekiler Kerbelâ'da Yezid'in 4500'e yakın adamıyla karşılaştılar. Burada meydana gelen savaşta Hüseyin ve taraftarlarının hepsi öldürüldü ve ailesi esir alındı. Şiî ve Alevî Müslümanlığında bu olayın çok önemli yeri vardır. Onlara göre Ali'nin oğulları yenilmez savaşçılar, çok yüce şahsiyetler ve halifelik makamının haklı sahipleridir. Sünni Müslümanlığında da İslam peygamberi Muhammed'in torunları ve dört büyük halifeden birinin oğulları oldukları için en yüce sahabeler arasında ve dini liderler olarak kabul edilirler. Sünnilere göre de seçilmemiş ve zorla başa gelmiş bir halife tarafından katledilmişlerdir.
|
0% |