@emlyce
|
Hazırlanmama yardım ettiler, hoş bir kıyafet giydim ve onu tamamlayan takılar taktılar. Hazırlığıma yardım eden kişinin haremde görevli bir kalfa olduğunu öğrendim, ismi Nigar'dı. Bana hünkarın yanında nasıl davranmam gerektiğini anlattı. Nihayet hazırlığım bittiğinde altın yol denilen bir koridorda yürüyorduk. Sümbül ağa: Bu yola altın yol derler.. her kula nasip olmaz buradan geçmek, kıymetini bil. Nigar kalfa: Hünkarımızın yanında sakın ola bir saygısızlık yapma. Rüya : Tamam.. anladım. Ben ve hünkarın arasında bir şey geçmeyeceğini bilseler ne yaparlardı acaba.. Hünkarın odasına yaklaştığımızda kapıda Pargalı'nın durduğunu gördüm, istemsiz yüzüm asılmıştı. Karşısına geldiğimizde diğerleri başlarını eğerek selam verdiler. Ben ise kafamı çok eğmden selam verdim, neden bilmiyordum ama içimden onun önünde eğilmek gelmiyordu. Pargalı : Rüya hatun kalsın siz gidebilirsiniz. Sümbül ağa: Olur mu has odabaşı- Pargalı : Hünkarımızın emri Sümbül, bir sorun mu var yoksa? Sümbül ağa : Haşa.. biz gidelim o zaman.. Pargalı, gözleriyle gitmelerini tekrar etmişti resmen. Onlar gidince bana döndü. Beni baştan aşağıya kadar süzdü. Kafamı kaldırmamıştım ama bakışlarını hissediyordum. Pargalı : Nihayet burada olduğun için sevinmelisin Rüya hatun.. zira bunun için uğraştın.. Ne diyor bu adam, yine neyin peşinde. Rüya : A-anlamadım.. ne ima ediyorsunuz. Kafamı yavaşça kaldırıp gözlerine baktığımda çokta dostça bakmayan gözleri gördüm. Pargalı : Hünkarımızın dikkatini çekmek için çok çaba sarf ettin diyorum.. ima yok. Anladığım şeyle kaşlarım çatıldı, bakışlarıma öfke eklendi. Sana bile güvenmeyen hünkarın bana güvendi Pargalı ama bundan haberin bile yok yazık.. Rüya : Ben hiçbir şey yapmadım.. Hünkarımız beni kendi seçti tıpkı sizi seçtiği gibi. Bu kez Pargalı'nın kaşları çatılmıştı. Rüya : Yoksa beni kendiniz için mi ayırmayı düşünmüştünüz.. yazık şansınız kalmadı. Benim de ima yapmam onu dahada sinir etmişti. Pargalı : Laflarına dikkat et hatun, haddini aşıyorsun! Birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk ki has odadan bir ses yükseldi. Sultan Süleyman : Rüya hatun mu geldi Pargalı? Yüzüme bir zafer tebessümü yerleştirdim. Rüya : Bence siz laflarınıza dikkat edin.. Pargalı.. Öylece dona kalmıştı Pargalı, yanından sıyrılıp kapının önüne geçtim, kapı ağaları kapıyı açtı ve içeriye yürüdüm, kapı geri kapandığında artık has odadaydım. Pargalı'nın hala orada öylece kaldığını düşünmek yüzümü güldürmüştü. Kafamı eğerek hünkara selam verdim, masasında oturmuş birşeylerle ilgileniyordu. Kapının kapanma sesinden sonra başını kaldırıp bana baktı. Sultan Süleyman : Çok güzel olmuşsunuz Rüya hatun.. Rüya : Sağolun hünkarım. Sultan Süleyman : Lütfen şöyle geçin oturun. Masasının yanında duran minderi gösterdi eliyle, geçip oturdum. Benimle ne konuşacağını merak ediyordum. Sultan Süleyman : Sarayımı nasıl buldunuz? Rüya : Burası muhteşem bir yer, görkemli.. Hünkar yüzünde gülümsemeyle elindeki işi bırakıp bana döndü. Sultan Süleyman : Beğenmenize sevindim zira bundan sonra yuvanız bu saray. Ayağa kalktı ve yanımda duran mindere geçip oturdu. Sultan Süleyman : Sizi casus olarak seçtim tabi ama dostum olmanızıda isterim. Rüya : Dostunuz olmak ne büyük şeref hünkarım.. Ses tonum naifti, kibar konuşmaya çalışıyordum, aklıma gelen soruyu sormakla sormamak arasındaydım ve sormaya karar verdim. Rüya : Beni bağışlayın hünkarım lakin size bir soru sormak istiyorum.. Sultan Süleyman : Tabi buyurun. Rüya : Beni seçtiğinizde "en yakınım bile bilmeyecek" demiştiniz.. en yakınınıza bile güvenmiyor musunuz? Hünkarın yüzündeki gülümseme solmuştu resmen. Sultan Süleyman : Bazen içinize bir kuşku düşer.. bu kuşku zamanla insanı yer bitirir.. Ben sizi bu kuşkumu yok edin diye seçtim. Rüya : Peki Pargalı İbrahim ondanda mı kuşku duyuyorsunuz? Sultan Süleyman : İşiniz beni değil, diğerlerini sorgulamak Rüya hatun.. Bir hızla yanımdan kalktı. Sultan Süleyman : Sana verdiğim görev için belirli yetkilerde verdim.. Bir gözdenin bırakın sarayı haremden çıkması dahi yasaktır lakin siz istediğiniz yere gidebilirsiniz, bir isteğiniz olursa harem ağalarına söylemeniz yeterli. Rüya : Teşekkür ederim.. Sultan Süleyman : Üzerinize şurada duran entariyi giyin, takılarınızı çıkartın birazda saçlarınızı dağıtın sonra gidebilirsiniz. Şakınşığımı fark eden hünkar tekrar koşuntu; Sultan Süleyman : Sizinle birlikte olduğumuzu düşünmeli herkes bu yüzden. Sözlerini bitirip terasına çıktı, bende dediklerini yapıp odadan ayrıldım. Kapıya beni getiren kalfa bekliyordu, odama gitmeme yardım edip o da gitti. * Sabahın ilk ışıklarında uyandım, gece hünkarla olan konuşmalarımız yüzünden uyu tutmamıştı. Neden bir anda soğuk davrandı hala anlayamıyorum, Pargalı yüzünden olsa gerek zira onun konusu açılınca bir anda değişti. Aralarında bir şey mi olmuştu acaba? Bu konuyla daha sonra ilgileneceğim. Yataktan kalkıp yüzümü yıkadım daha sonra hünkarın hediye ettiği yeni kıyafetlerden yeşil olanı seçip giydim, saçlarımı örüp arkama attım, kafamın sağ tarafına küçük çiçek şeklinde bir toka iliştirdim artık hazırdım. Sonra aklıma dolabımda sakladığım küçük kutu geldi, çıkarıp tekrar bakmak istedim, içine Teo'nun son hediyesi olan kolyemi koymuştum, gözlerim buğulanınca kutuyu kapattım ve dolaba geri sakladım. Dışarıdan sesler gelmeye başlamıştı haremdeki kızlarda yavaş yavaş uyanıyordu. Bu gün aşağıdaki kızlarla sohbet etmek vardı planımda, onlardan ne kadar çok şey öğrenirsem benim için bi o kadar iyi olur. Merdivenlerden inerken diğer kızlar tek tek bana döndüler, merak ediyorlardı beni haklılardıda, bir anda hiç tanımadıkları biri gelmişti üstelik direkt hünkar gözdesi olarak. Çoğu kıskançlıkla bakıyordu. İçlerinden bakışları en az zararlı olan bir kızın yanına geçip oturdum. Rüya : Hayırlı sabahlar.. Kız ufak bir tebessüm etti. ??: Sizede hayırlı sabahlar. Rüya : Adın ne? ?? : Gülçiçek.. sizin? Rüya : Rüya.. memnun oldum Gülçiçek ama benimle siz diye konuşmana gerek yok bende senin gibi biriyim sadece. Gülçiçek : Olmaz siz hünkarın gözdesisiniz üstelik diğer gözdelerden farklısınız.. Rüya : Farkım neymiş? Gülçiçek : Bunu bana sormayın lütfen.. Anlamaz gözlerle ona baka kalmıştım. Fark ne farkı? Casuz olduğumu biliyor olamazlardı..değil mi? Yok yok bunu bilmeleri mümkün değil, bu sırrı sadece Sultan Süleyman ve ben biliyoruz başkası değil. Rüya : Peki madem sormadım say.. onun yerine başka birşeyler sorabilir miyim? Gülçiçek : Tabi haddim olan tüm sorulara cevap veririm. Gülçiçek narin, kibar birine benziyordu. Açık kahverengi saçları dümdüz, gözleri yeşildi. Rüya : Nereden geldin bu Saraya? Gülçiçek : Kırımdan geldim.. geçen sene köle pazarında can çekişirken Has odabaşımız beni aldı Saraya sağolsun. Has odabaşı mı? Pargalı mı almış? Biraz da olsa vicdanı var demek ki.. Rüya : Has odabaşı nasıl biri? Gülçiçek : O hünkarımızın en yakın dostudur.. çok iyi biridir.. Gülçiçeğin yanakları kızarmaya başlamıştı yoksa Pargalı'yla aralarında birşey mi geçti? Sadece onun duyabileceği bir sesle konuşmaya devam ettim. Rüya : Yanaklarının haline bakı- Gülçiçek : Yok.. yanlış bişey gelmesin aklınıza, sadece.. o çok iyi ve güçlü biri etkilenmemek imkansız ama o benim farkımda bile değil.. Rüya : Anladım.. * Çoktan ikindi olmuştu içeride canım sıkılmaya başlamıştı, buranın has bahçesinde merak ediyordum bu yüzden bahçeye çıkmak istedim lakin kapıda ki ağalar hünkarın izin vermesi gerektiğini söyledi. Zaten izin vermemiş miydi? Geri dönüp altın yola girdim hünkarın odasına yaklaştığımda arkamdan gelen ses beni durdurdu. Pargalı : Ne işiniz var burda Rüya hatun?! Gene bu adam, gölge gibi sürekli dibimde bitiyor. Sakin kalmaya çalışarak geriye döndüm. Rüya : Hünkarımıza bir mevzuyu söylemek için geldim. Pargalı : Buradan istediğin vakit geçemezsin Rüya hatun, git şimdi hünkarımız çağırınca gelirsin. Rüya : Hayır gitmiyorum, söylemem gereken şey önemli. Pargalı : Neymiş önemli olan "şey". Rüya : Sizi ilgilendirmez, hünkarımla benim aramda. Pargalı'nın sinir olduğunu görebiliyordum, kaşları çatılmış, gözlerinin reni koyulaşmıştı. Pargalı : Git dedim! Rüya : Bende hayır dedim! Pargalı : Hünkarımız şuan divan toplantısında istedende göremezsin, şimdi.. git! İçimdeki öfkeden vücudum karıncalanıyormuş gibi oluyordu, ne hakla bana sesini yükseltiyor bu? Rüya : Öyle mi? O zaman hünkarım gelene kadar burada beklerim. Tekrar önüme dönüp kapıya yürüdüm ta ki o kolumu tutup beni durdurana kadar. Pargalı'ya geri döndüğümde önce kolumu tutan eline sonra yüzüne baktım. Pargalı : Sen ne had bilmez bir hatunsun?! Sana git dediysem gideceksin! Kolumu sertçe çekip elinden kurtarttım. Rüya : Ben haddimi biliyorum Pargalı! Lakin sen bilmiyorsun.. İçimde yükselen öfkeyi dizginlemeye çalışarak yanından geçip altın yoldan çıktım. * Akşama kadar hünkarın beni çağırmasını bekledim ama çağırmadı.. bunun dün gece ile ilgisi var mıdır acaba? Yanımda getirdiğim kitapları okuyup vakit geçirmeye çalışıyordum. Akşam yemeği vakti geldiğinde aşağısı tekrar hareketlenmeye başladı. Karnımın gurultusunu duyunca hızla aşağıya indim. Gülçiçek köşede tek başına oturuyordu onun yanına gidip oturdum. Rüya : Neden teksin? Gülçiçek : Diğerleri beni pek sevmezde.. Rüya : a-a Neden? Gülçiçek : Bilmiyorum.. geldiğim ilk günden bu yana sen dışında kimse benimle konuşmadı, yanıma gelmedi.. Rüya : O zaman çok şanslıyım desene. Gülçiçek : Böyle düşünmeniz beni mutlu etti Rüya hatun. Karşılıklı güldükten sonra yemek yemeye koyuldum. Yemekler o kadar nefisti ki bir anda yumulmamak için sakin kalmaya çalışıyordum. Kibarca yemem gerekiyordu. Yemeği yerken bir yandan hğnkarın beni neden çağırmadığını ve Pargalı'yla yaşadığım hadiseyi düşünüyordum. * Tam bir hafta oldu ve hünkar beni yanına çağırmadı bende haremden dışarıya çıkamadım. Pargalı'yla karşılaşmamak için altın yolada tekrar gitmemiştim. Bu gün haremin dışında ki koridorlarda dolanıyordum, köşeden ses gelince saklanıp dinlemek istedim. ?? : Herşey hazır mı? ???: Evet.. has odabaşı bu gün o av köşküden dönemeyecek. ??: Adamlar pusuyu dikkatli kursalardı fark edilirse işimiz biter. ???: Siz hiç merak etmeyin dönüş yolunda bekliyor olacak adamlarımız. Ne? Pargalı'ya pusu kurmuşlar bunu hemen gidip hünkara yetiştirmem gerekiyor.. oradan hızla ayrılıp doğru altın yola gittim hünkarın kapısına ulaştığımda kapı ağası beni durdurdu. Kapı ağası : Hünkarımız yoklar Rüya hatun. Eyvah napıcam şimdi.. * Bölüm sonu..:) |
0% |