Yeni Üyelik
16.
Bölüm

BÖLÜM 16

@emlyce

Hünkarın odasına girdiğimde onu göremedim daha sonra sesinin terastan geldiğini duyup oraya yöneldim.

Terasta ki divanına oturmuş, önünde duran tepsiden meyve alıyordu. Eğilip selam verdim, oturmam için yanını gösterdiğinde yaklaşıp oturdum.

Elimde duran elmayı bana uzattı.

Süleyman : Al.

Rüya : Teşekkürler..

Süleyman biraz durgun görünüyordu.

Rüya : Neyin var Süleyman?

Süleyman : Haremde işlenen cinayetler canımı sıkıyor..

Rüya : Yakında bulunur..

Süleyman : Öyle umuyorum zira Malkoçoğlu'nu bu husus için buraya çağırdım.

Rüya : Bali beyi?

Süleyman : Evet, ona bu konuda yardımcı olmanı istiyorum, cinayetlerle ilgili her ayrıntı işimize yarar.

Rüya : Sen nasıl istersen. Ne vakit gelicekler?

Süleyman : Bir iki güne burada olur.

Süleyman kalkıp terasın korkuluklarına yaklaşıp denizi izlemeye başladı. Bende oturmuş verdiği elmayı yiyordum. Arkadan gelen ses beni şaşırttı elimdeki elma kayıp yere yuvarlandı.

Pargalı : Hünkarım..

Süleyman arkasını dönmeye tenezzül etmeden konuşuyordu.

Süleyman : Söyle İbrahim?

Pargalı bir kaç sessiz adım atıp tam arkamda durdu.

Pargalı : Malkoçoğlu Bali beyden bir haber geldi.

Süleyman : Ne olmuş?

Pargalı biraz daha yaklaştığında kaskatı kesildim, çıldırdı mı bu adam? İkimizide öldürtücek! İşaret parmağını boynumda hissettiğimde ses çıkarmamak için zor tutuyordum kendimi.

Pargalı : İşlerini halletmiş, yarın sabah burada olacakmış.

Hünkarın dönmek için hareket ettiğini gördüğümde gözlerimi sımsıkı kapattım zira göreceği manzara pek hoşuna gitmeyecekti.

Süleyman : Rüya? Çok uykun geldiyse gidebilirsin?

Şaşkınlıkla gözlerimi açtığımda Pargalı'nın yanımda çökmüş halde elindeki ısırılmış elmayı uzattığını gördüm.

Pargalı : Elmanız Rüya hatun..

Pargalı'nın yüzünde hoşnut sayılan ifadesi vardı.

Rüya : Evet gidip uyusam iyi olacak.

Pargalı'nın elindeki elmayı alıp hızla kalktım. Eğilip hünkara selam verdikten sonra kapıya doğru yürüdüm.

Süleyman : Sen kal İbrahim.

Pargalı : Elbette hünkarım.

*

Sabah kalkıp kahvaltıya inmek için hazırlandım. Harem eskiye göre sakindi, son cinayetten sonra kızların pek keyifleri kalmamıştı. Kahvaltımı yaptıktan sonra Sümbül ağayı bulmak için gezindim.

Onu hareme dönerken buldum.

Rüya : Sümbül ağa!

Sesimi duyunca döndü.

Sümbül : Buyurun Rüya hatun?

Rüya : Sana birşey soracaktım..

Sümbül : Tabi sor.

Rüya : Ölen kızların katili hakkında hiç ipucu yok mu?

Sümbül : Tek benzerlik boyunları kesilmiş..

Rüya : Sen kesilen yeri gördün mü?

Sümbül : Evet.. sanki bıçakla değil taşla kesmişler gibiydi..

Rüya : Nasıl yani?

Sümbül : Paramparça olmuştu.. bıçakla kesilmemiş zannımca.

Rüya : hmm.. senin şüphe ettiğin biri var mı?

Sümbül : Var elbet lakin emin olmadan kimsenin başını yakmak istemem.

Rüya : Kim?

Sümbül : Gülçiçek hatun..

Rüya : Ne? Hayır o yapmış olamaz.

Sümbül : Bu sadece şüphe Rüya hatun.

Rüya : Bu şüpheye ne neden oldu?

Sümbül : Ayşe hatunun ölümünden bu yana tavırları çok değişti. Her an gergin duruyor.. hele ikinci cinayetten sonra sanki herkes onu suçluyormuş gibi etrafa öfke kusuyor.

Sümbül'ün sözleri kafamı karıştırmıştı.

Rüya : Tamam neyse.. sen genede gözünü dört aç Sümbül ağa ve tuhaf bişey fark edersen ilk bana gel.

Kafasıyla onaylayıp geri haremin yoluna döndü. Ben ise Gülçiçek'i kahvaltıda görmediğimi fark ettim.

*

Pargalı, Malkoçoğlu'nu karşılamak için bekliyordu. Uzaktan atıyla Saraya yaklaşan adam, yanlarına geldiğinde tüm heybetiyle ayından inidi Pargalı'nın önünde eğilip selam verdi.

Bali Bey : Has odabaşım.

Pargalı : Malkoçoğlu! Hoşgeldin.

Pargalı misafiri alıp hünkarın yanına has bahçeye götürdü. Adamlar hünkarın önünde edildiler.

Sultan Süleyman : Hoşgeldiniz Bali Bey.

Bali Bey : Hoşbuldum hünkarım.

Sultan Süleyman : Sana gönderdiğim mektupta konudan bahsetmiştim. Sarayımda Bir katil dolaşıyor lakin hala bulunamadı!

Son kelimeyi vurgularken İbrahim'e bakış attı hünkar.

Bali Bey : Merak buyurmayın hünkarım tez vakitte onu bulup sizin huzurunuza getiririm.

Sultan Süleyman : Ala!

Pargalı içten içe kıskançlık içerisindeydi, hünkar onun yapamadığını düşündüğü için çağırmış olmalıydı bu adamı.

*

Akşam çok canım sıkıldığı için koridorlarda dolaşıyordum. Havalar sıcaktı lakin bu taş duvarlara hiç etki etmiyordu, soğum taşlarla bezenmiş koridorda kasvetli bir hava vardı.

Saray sakindi herkes yerine çekilmişti.

Koridordan sağa döndüğümde biriyle çarpıştım, neredeyse yere düşüyordum neyseki dengemi koruyabildim.

Bali Bey : Dikkat edin!

Rüya : Tamam, sorun yok! Düşmedim.

Bali Bey : Akşam vakti neden tek dolaşıyorsun hatun?

Rüya : Canım sıkıldı dolaşıyorum, size ne?

Bali Bey : Haremde ki kızların böyle şeyler yapabildiğini bilmiyordum [!]

Rüya : Siz kimsiniz ki bana hesap soruyorsunuz?

Bali Bey : Ne kadar sivri dilim var.

Rüya : Ne? Bu ne cüret?!

Adam karşımda bana hakaret ediyor birde üstüne sırıtıyordu.

Bali Bey : Asıl sen kimsin?

Rüya : Önemsiz biriyim lakin bu kadar cüretkar olduğunuza göre siz önemli birisiniz?

Bali Bey : Ben Malkoçoğlu Bali Bey.

O bu muymuş? Niye bu kadar gıcık üstelik yakışıklı.

Rüya : Ah.. affedin.. bilemedim.. hemen hareme dönüyorum..

Kim olduğumu söyleyip onu mahcup edebilirdim ama uğraşmak istememiştim.

Adamı geride bırakıp odama döndüm.

*

Valide sultan dairesinde masaj yaptırıyordu, kızı annesini ziyarete gelmişti.

Valide : Malkoçoğlu'nun geldiğini duydum.

Hatice : Evet validem.. sabah gelmişler.

Valide : Küçükken iyi anlaşırdınız.

Hatice : O zamanlar sarayda bek çocuk yoktu validem, beraber oynardık.

Valide : Şimdi nasıl bir delikanlı oldu acaba? Uzun zaman oldu görmeyeli.

Hatice : Bilemiyorum validem..

Kız annesinin omuzlarını olmak için ayaklandı.

Valide : Otur kızım, bu kadar masaj yeter.

Masaj yapan cariyeleri göndermek için elini salladı. Kızlar toparlanıp odadan çıktılar.

Anne kız sohbet ettiler.

*

-Ertesi gün öğlen-

Hünkar bahçeye sofra kurulmasını emretti, hizmetliler özenle hünkar sofrası kurdular. Süleyman tahtında oturmuş bahçeyi seyrediyordu. Sağında Pargalı, solunda Bali Bey oturmuştu, az ileride ise Yasemin'in kocası kubbe veziri Aslan paşa vardı.

Sultan Süleyman : Sümbül!

Sümbül : Buyrun hünkarım.

Sultan Süleyman : Rüya hatunu çağırın gelsin, dilerse Yasemin hatunda bize katılsın.

Sümbül başını eğip ayrıldı.

Sultan Süleyman : Aslan paşa hanende huzuru buldun, yüzün hep gülüyor.

Aslan paşa : Sayenizde hünkarım.

Sultan Süleyman : Darısı diğer yiğitlerimin başına.

Süleyman gözüyle Pargalı ve Bali neyi işaret etmişti, adamların gerginliğini fark eden hünkar küçük bir kahkaha attı.

Pargalı : Gönlünüze biri girmedi mi Bali Bey?

Bali Bey : Henüz kalbim boş has odabaşım.. ya siz? Eminim hünkarım yakın dostu için dillere destan bir düğün yapar.

Pargalı : E-

Sultan Süleyman : Tabi! Hele o kendine göre birini bulsun üç gün üç gece düğün yapacağız.

Süleyman, Pargalı'nın cevap vermesini bile beklemeden konuşmuştu bu durum Pargalı'nın canını hayli sıkmıştı.

Sümbül hızlı adımlarla hünkarın yanına geldi.

Sümbül : Hünkarım.

Sultan Süleyman : Söyle?

Sümbül : Rüya hatunla Yasemin hatun birazdan teşrif edecekler.

Sultan Süleyman : Tamam.

Bir süre sonra hanımlar sofranın olduğu yere yaklaştılar, kafalarını eğip selam verdiler. Yasemin kocasının yanına geçip oturmuştu. Rüya ise kendini çağıran hünkarın yanına yürüyüp durdu. Bali bey şaşkın gözlerle Rüya'ya bakıyordu.

Sultan Süleyman : Malkoçoğlu, Rüya hatun. Benim en kıymetli gözdemdir.

Pargalı kıskanç bakışlarını diğer tarafa çevirdi fark edilmek istemiyordu.

Bali Bey : M-memnun oldu.. Rüya hatun..

Rüya, sadece Bali beyin fark edeceği sinsi bir gülüş attı. Bu dün akşamki kabalığı içindi.

Sultan Süleyman : Geç otur Rüya.

Süleyman eliyle Pargalı'nın diğer yanını işaret ediyordu. Rüya ikiletmeden geçip oturdu. Kafasını kaldıran kız Pargalı'nın yandan gülüşünü gördü, onun yanına oturduğu için adam oldukça sevinmiş olmalıydı.

Bir süre sonra bir kişi hariç herkes yemek yemeye odaklanmıştı. Pargalı ise tamamen Rüya'ya odaklanmıştı, kızın ekmeği koparıp ağzına atışından, kaşığı tutuşuna kadar onu inceliyordu. Sonunda dayanamamıştı, kaş altından etrafa baktı önce kimsenin bakmadığından emin olduktan sonra elini yavaşça yana doğru attı tam Rüya'nın elinin üzerine. Kız şaşkınlıkla irkildi lakin tepkisini en aza çekti. Bu durum Rüya'yı ne kadar rahatsız etsede yinede sevdiği adamında hala onu sevmesi hoşuna gidiyordu.

Rüya kafasını çevirip Adama baktı.

Pargalı halinden memnundu, kızın elini sıkıca tutuyordu.

Sonra Rüya'nın duyabileceği kadar fısıltıyla konuştu.

Pargalı : İçinde siner.., tenine de.., bi geçirsem seni ellerime..

Rüya yanaklarının kızardığını hissedince elini hızla çekip önüne döndü.

*

BÖLÜM SONU😀

 

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ 🙃

Loading...
0%