@emlyce
|
Valide gelmişti, Pargalı onları karşıladı. Valide sultan dairesine geçerken haremin kapısına çıktım. Nasıl bir kadın olduğunu görmek istiyordum. Odasına girmeden önce dönüp hareme baktı, arkasından yürüyen kişi ise kızı Hatice Sultan olmalı. Bir an göz göze geldik ardından daireye girdiler. Bende geri hareme döndüm. Gülçiçek'in yanına gittim. Rüya : Valide sultan geldi, nasıl biri olduğunu biliyor musun? Gülçiçek : Validemizi bende ilk kez görüyorum lakin iyi ve merhametli olduğunu söylerler. Rüya : Ya kızı.. Hatice sultan? Gülçiçek : Kibar ve zarif bir kadın, arada bir hünkarımızı ziyarete gelir. Gülçiçekle sohbet ederken diğer kızların yaptığı dedikoduya kulak misafiri olmuştum. ?: Hatice Sultan geri gelmiş. ??: Has odabaşı İbrahim karşılamış onları. ?: Desene eski aşıklar tekrar karşılaştı. Eski aşıklar mı? Aralarında bir şey mi geçmiş? Kalkıp dedikodu yapan kızların yanına gittim. Beni görünce bir anda sustular. Rüya : Hatice sultanla has odabaşı birbirlerini mi seviyor? Önce cevap vermediler tereddüt ediyor gibiydiler sonra biri bu sessizliği bozdu. Esma : Aralarında büyük bir aşk vardı ama hünkarımız Valideyi eski Saraya yolladı, Hatice Sultan ise evlendirildi lakin eşi çok geçmeden öldü. İki yıldır yoklardı, aralarında o aşk devam ediyor mu bilmiyoruz. Rüya : Anladım.. Bu sarayda Pargalı'ya meftun olmayan yok herhalde önce Gülçiçek sonra Hatice Sultan. Kızların yanından ayrılıp has bahçeye çıktım. * Valide sultan divanında oturmuş has bahçeyi izliyordu, orada dolaşan kızı görüp hizmetkarı olan Daye hatuna döndü. Valide : Has bahçede dolanan bu kız kim Daye? Daye hatun : Kendisi hünkarımızın gözdesi Rüya hatun validem. Valide : Ne zamandır gözdeler has bahçeye tek çıkar oldu? Daye hatun : Hünkarımız Rüya hatuna oldukça değer veriyor validem zira bir çok şeye izni var. Valide hışımla ayağa kalktı, kaşları çakılmış Daye hatuna bakıyordu. Valide : Ne demek bu? Haremin kaideleri nolucak? Daye hatun mahcupça başını eğdi. Daye hatun : Hünkarımız emri validem, bizde uyguluyoruz. Valide : Ben yokum diye düzenimi değiştirdi? Bu ne saçmalık? Hatice validesinin kolunu tutup sakinleştirmeye çalışıyordu onu. Hatice Sultan: Validem rica ediyorum sakin olun abimin mantıklı açıklaması vardır elbet. Valide divanına geri oturup penceresinden Rüya hatunu izlemeye başladı. * Has bahçede içine düştüğüm güllerin yanına gelmiştim, kokuları o kadar hoş ki beni mest ediyordu. Biraz daha dolaşıp hareme geri döndüm. Kızlar yemek yiyorlardı, Gülçiçek'i aradı gözlerim. Bu kez tek değildi, dedikodu yapan kız Esma'da vardı yanında. Yanlarındaki mindere çöktüm. Gülçiçek : Hoşgeldiniz Rüya hatun. Tebessüm edip önümde ki pilavdan bir kaşık aldım, lokmam bittiğinde söze girdim. Rüya : Bu sefer yanlız değilsin bakıyorumda. Esma : Yer kalmadığı için yanına oturdum. Ne açık sözlülük bu, kız yanında oturuyor yahu. Esma'ya hiç bakmadan konuştum. Rüya : İşlediğin mendil bitti mi? Gülçiçek minnettar bir bakış attı. Gülçiçek : Az kaldı bu akşama bitirmiş olurum. Rüya : Bittiğinde görmek istiyorum zira bana da öğretmelisin işleme yapmayı. Gülçiçek : Benden mi öğrenmek istiyorsun? Tabii çok memnun olurum. Ona gülümseyip yemeğe devam ettik. Bir müddet sonra Nigar kalfa geldi. Nigar kalfa : Rüya hatun, hünkarımız size kıyafet ve mücevher hediye yolladı akşam giymenizi buyurdu ayriyeten senin için hamamı hazırlattım. Rüya : Sağol Nigar kalfa. Yemeğim bitmişti, hamama gidip bir güzel yıkandım daha sonra odama geçtim. Hünkarın gönderdiği hediyelre baktım. Mavi kadife bir elbise ve yanında bir kutu vardı, kutuyu elime alıp açtım gümüşten yapılmış ay şeklinde bir saç süsü duruyordu, ayın üzerinde mavi safir vardı. Bunlar ne kadar güzel böyle. Böyle bir hayat yaşadığıma hala inanamıyorum. Neredeyse akşam olmuştu ben ise çoktan hazırdım. Kapım tıklandığında o yöne döndüm. Kapıda Sümbül ağa bekliyordu. Sümbül : Rüya hatun hazırsanız hünkarımız sizi bekliyorlar. Kafamla onaylayıp onunla birlikte odadan çıktım. * Bu kez altın yoldan geçmemiştik onun yerine validedin dairesinin önüne gelmiştik. Rüya : Yemek validenin dairesinde mi? Sümbül : Evet. Rüya : E- girelim o zaman. Sümbül : Henüz değil Rüya hatun, has odabaşı gelsin birlikte gireceğiz. Rüya : Has odabaşı mı? Onun ne işi var ki burada? Pargalı : Merakınızı gidereyim Rüya hatun.. Sesi duyduğumda gözlerim fal taşı gibi açıldı, sihirli güçleri mi var bu adamın? Adını andığımda dibimde bitiyor. Öksürüp boğazımı temizleyerek arkama duran adama döndüm. Pargalı : Hünkarımızın emr... Bir anda sustu, bakışlarını üzerimde gezdirdi. Neye şaşırdı bu adam bu kadar? Rüya : Has odabaşım? Neyiniz var? Bir anda sustunuz. Güzelliğim karşısında donup kalmıştı bu gururumu oldukça çok okşamıştı. Dudağımın kenarında hafif bir kıvrılma olduğunda Pargalı kendine geldi. Pargalı : Yok bir şey! İçeriye buyrun. Ona son bir bakış atıp kapıya döndüm, Sümbül kapıyı açmış içeriye geçmemizi bekliyordu. Kapıdan adımımı attığımda bana bakan üç çift göz gördüm. Hünkar, valide ve Hatice sultan sofrada oturmuş bizi bekliyorlardı. Yanlarına ulaştığında eğilip selam verdim. Hünkar kalkıp beni valideye yaklaştırdı. Sultan Süleyman : Validem, bu Rüya hatun kendisi benim gözde cariyemdir. Valide pek hoşnut görünmüyordu lakin genede eğilip eteğini öptüm. Rüya : Sizinle tanışmak büyük şeref validem. Valide : Hadi geçin yemek yerken sohbet ederiz. Tekrar eğilip bana ayrılan yere geçtim. Pargalı tam karşımda oturuyordu, Hatice Sultan ise sağ tarafımda ve divanda hünkarla valide yan yanaydı. Hatice ortamın gerginliğini fark etmiş olacak ki yumuşatmak için bir hamle yaptı. Hatice : Nerelisin Rüya? Tebessümle Hatice sultana döndüm. Rüya : Parga.. İbrahim büyük şaşkınlık içinde bana bakıyordu o bunu ilk kez duymuş olmalı. Rüya : Orada doğup büyüdüm sonra Manisa'daki av çiftliğine köle olarak satıldım. Pargalı : Pargadan geldiğinizi bilmiyodum. Valide : İbrahim'de Pargadan geldi, hemşeri olmanız ne hoş bir tesadüf. Valideye tebessümle karşılık verdim. Sohbet böyle devam etti, ara ara Hatice ve İbrahim'i birbirlerine baktıklarını fark ettim. Aralarında hala bir şeyler mi vardı acaba? Düşüncelerimi hünkarın sesi böldü. Sultan Süleyman : Validem sizde uygun görürseniz Rüya hatuna ayrı bir daire vermek istiyorum. Valide : Uygundur. Pargalı : Cüretimi mazur görün lakin henüz bir çocuk bile veremedi bu haremde hoş karşılanmayacaktır. Süleyman donuk bakışlarını İbrahim'e çevirdi. Sultan Süleyman : Çok yakında o da olur. Sonra validesine geri döndü. Pargalı ise mahcupca başını eğdi. Sultan Süleyman : Siz gerekeni yapın validem. Valide kafasını salayıp onayladı sonra hünkar ayağa kalktı. Sultan Süleyman : Hayli geç oldu kalkalım artık. Diğerleride ayaklanınca bende ayağa kalktım. Hatice Sultan önden dairesine gitti bizde kapının önüne çıkmıştık. Hünkar bana döndü. Sultan Süleyman : Siz benimle gelin Rüya hatun. Kafamla onayladım, bakışlarım bir anlığına Pargalı'ya kaydı onun da bana baktığını yakaladım ama hemen bakışlarını kaçırdı. Hünkar yürümeye başladığında onu takip ettim. Pargalı ise iki üç adım arkamızdan yürüyordu. Altın yoldan geçtik Pargalı kendi odasının önünde durdu bize biraz ileride ki has odaya ilerledik. Hünkar önden odasına geçti. Kafamı sola çevirip tekrar baktım İbrahim'e, "ne var?" der gibi kafasını salladı ona göz devirip has odaya girdim. Hünkar şöminenin önünde duran mindere oturmuştu, yanına yaklaştım. Süleyman eliyle oturmamı işaret etti bende karşısında duran mindere oturdum. Hünkar düşünceli görünüyordu, havayı değiştirmek için konu açmak istedim. Rüya : Daire için teşekkür ederim.. Kafasını ancak şimdi kaldırıp bakmıştı gözlerime. Sultan Süleyman : Daha önce hiç aşık oldunuz mu Rüya hatun? Neden şimdi böyle birşey sormuştu ki? Suali karşısında afallamıştım. Sultan Süleyman : Sessizliğinizi evet olarak kabul ediyorum.. Rüya : Evet.. Küçükken birini sevdim.. kader bizi ayırdı lakin kalbim hala ona ait. Sultan Süleyman : Başka birini sevmeyi hiç denemediniz mi? Rüya : Sizin aşka olan hürmetinizi duymuştum.. bence insan ömründe sadece bir kişiyi sevebilir.. Sultan Süleyman : Terasa çıkmak ister misin? Hünkara gülümsemeyle cevap verdim. Ayağa kaltı üzerini düzeltip elini uzattı, elini tutup bende kalktım. Terasa geçtiğimizde gözlerim eşsiz manzarayı gördü, büyüleyici görünüyordu, havada esen ılık rüzgarlar ortamı yumuşatmıştı. Korkuluklara tutunup manzarayı seyreden hünkarın yanına geçtim. Rüya : Manzara eşsiz.. Hünkar yüzünde gülümsemesini sağlamıştı sözlerim. Sonra hafiften bir keman sesi duydum. Ses ne uzak ne yakındı, dikkat kesilip sesi dinledim. Melodi çok tanıdık geliyordu. Rüya : Keman sesi mi bu? Sultan Süleyman : Evet, İbrahim çalıyor. Benim sese olan ilgimi görünce Hünkar bana güldü. Sultan Süleyman : Yakından dinlemek ister misin? Kafamı Evet anlamında salladım. Hünkar ağaları çağırıp Pargalı'nın kemanıyla birlikte gelmesini buyurdu. * BÖLÜM SONU😁 |
0% |