Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Bölüm 8

@emlyce

Pargalı terasa geldiğinde ona döndüm. Eğilip selam verdi.

Sultan Süleyman : Gel Pargalı, Rüya hatun keman çalışını merak etti.

Bu ayrıntıyı söylemek zorunda mıydın hünkarım? Zoraki bir gülümseme ile karşılık verdim.

Pargalı : Tabi.. ne çalmamı istersiniz Rüya hatun?

Rüya : Az önce çaldığınız melodi.. Onu.

Kafasını eğip kaldırdı ardından kemanı çenesinin altına yerleştirip çalmaya başladı.

Bu notalar beni alıp geçmişe götürdü.

Flaş back

Barca Teo ile oynamak için evlerine gittiğinde kapıda durdu. Yakından gelen keman sesini duyup sesi takip etti. Küçük ayakları onu tam sesin geldiği yere iletmişti. Barca, arkası dönük keman çalan Teo'yu gördü. Etkilenen küçük kız keman sesi kesilene dek oracıkta durdu.

Teo kemanı çalmayı bıraktığında fark etmişti Barca'nın arkasında durduğunu, tebessümle ona baktı" Ne o çok mu beğendin?" , Teo'nun sesiyle kendine gelen kız " Bana da öğret lütfen.." yavru köpek bakışı attı Teo'ya.

Teo öğretmeyi kabul etti. Önce kemanı nasıl tutması gerektiğini öğretti sonra notaları ve çalmasını. Birçok yanlıştan sonra Barca birazda olsa çalabiliyordu.

-Flaş back bitti-

Keman sesi kesildiğinde gözümden bir damla yaş düştü. Bunu hem Pargalı hem Süleyman fark etmişti.

Sultan Süleyman : Çok etkilendiniz sanırım.

Rüya : Evet.. Elinize sağlık çok güzel çaldınız..

Pargalı : Sağolun Rüya hatun..

Benimde bir kemanım vardı ama onu çiftlikte unutmuştum, o günden bu yanada hiç çalmamıştım. İçimde oluşan özlemle bende keman çalmak istedim. Ayağa kalkıp hünkardan müsade istedim ardından Pargalı'ya yaklaştım. O merakla beni izliyordu.

Rüya : Bende çalabilir miyim?

Pargalı'nın meraklı bakışları küçümseyici bakışlara dönüştü.

Pargalı : Keman çalabilir misiniz?

Elinde ki kemana uzanıp aldım. Sonra Teo'nun bana öğrettiği gibi çeneme yerleştirdim.

Ardından bana ilk öğrettiği melodiyi çalmaya başladım. Keman sesin verdiği huzurla gözlerimi kapadım. Her noktanın tınısında Teo'yu hayal ettim. Aklıma o geldikçe gözlerimden yaşlar süzüldü lakin çalmaya devam ettim.

Son nota çıktığında derin bir nefes alıp verdim ardından gözlerimi açtım. Kemanı geri Pargalı'ya uzattığımda ikisininde bana hayranlıkla bakttığını fark ettim. Pargalı kemanı geri aldı bende göz yaşlarımı silip geri yerime oturdum.

Sultan Süleyman : Daha nelere yeteneğin var merek ediyorum Rüya.

Hünkar oldukça mutlu görünüyordu.

Pargalı : Kemanda çalabildiğinizi bilmiyordum Rüya hatun..

Gülümseyip ona döndüm. Bu gülüşte ona karşı galip gelmemin eseriydi.

Rüya : Benim hakkımda bilmediğiniz çok şey var Has odabaşım..

Sultan Süleyman : Sen artık gidebilirsin İbrahim, Rüya'yla bizi yanlız bırak.

Pargalı eğilip selam verdi ardından gitti.

Bizde geri içeriye geçtik.

Sultan Süleyman : Bu gün burada uyumanı rica ediyorum, benim işlerim var terasta olacağım.

Hünkar geri terasa çıktığında bende takılarımı çıkarıp yatağa geçtim. Günün yorgunluğuyla çabucak uykuya daldım.

*

Sabah erkenden hünkar divan toplantısı için odasından ayrıldı. Rüya hala uyuyordu.

Rüya'nın çoktan gittiğini düşünen İbrahim hünkara bakmak istediğinden odaya girdi önce Rüya'yı fark etmedi, bir kaç adım daha attığında yatakta uyuyan kadını gördü.

Şaşkınlıkla yutkundu, yatağa yaklaştı.

Pargalı : Yani gerçekten onun kadını mı?

Pargalı sesli düşünmüştü, bu ses Rüya'nın uyanmasına yetmişti. Kız gözlerini ovuşturdu sonra karşısında duran Pargalı'yı görünce irkildi, üzerinde ki örtüyü daha çok kendine çekti. Rüya'nın uyandığını gören Pargalı utanarak geri çekildi, gözlerini yere çevirdi.

Pargalı : Hünkarımız için gelmiştim.

Rüya : ...

Pargalı nedense çok utanmıştı hızla odadan çıktı.

*

Pargalı odadan çıktıktan sonra hemen kalkıp giyindim. Bu adamla sürekli böyle garip anlar yaşıyordum.

Hareme girdiğimde Nigar beni durdurdu.

Nigar kalfa : Rüya hatun odanız hazırlandı, eşyalarınız oraya götürüldü. Gelin sizi odanıza götüreyim.

Rüya : Herşey alındı mı? Küçük siyah bir kutum vardı..

Nigar kalfa : Merak etmeyin bütün eşyalarınız yeni dairenizde.

O kutu bütün eşyalarımdan daha kıymetliydi çünkü içinde Teo'dan bana kalan son hatıra vardı.

Nigar'ı takip ettim yeni daireme gelmiştik. İçeriye girdiğimde çok mutlu oldum, kaldığım odadan daha geniş ve ferahtı. Dairenin içerisinde iki kız daha vardı.

Rüya : Bunlar kim?

Nigar kalfa : Sizin hizmetinize verilen cariyeleriniz.

Rüya : Benim cariyelerim mi?

Nigar kalfa : Evet.

Kızlara gülümseyip yaklaştım. Önce saçları uzun olan kızla konuştum.

Rüya : Adın ne?

??: Leyla efendim.

Rüya : Nerelisin Leyla?

Leyla : Hırvatım.

Sonra diğer kıza döndüm.

Rüya : Senin adın ne?

?: Elif..

Nigar kalfa : Tanışman bittiyse güzelce yerleş, benim işlerim var gidiyorum sana yemek yollatırım.

Nigar gider gitmez siyah kutumu aradım köşede duran sehpanın üzerindeydi. Hızla elime aldım. Kızlara diğer eşyaları nasıl yerleştireceklerini söyleyip pencerelerin önünde duran uzun divana oturdum.

Kutuyu açtığımda kapı çalıp açıldı, Gülçiçek gelmişti. Kutuyu sehpaya bıraktım ayağa kalkıp Gülçiçek'e sarıldım.

Gülçiçek : Dairen çok güzelmiş.

Rüya : İstediğin zaman beni ziyarete gelebilirsin.

Gülçiçek : Sağol Rüya hatun.. ben senden bir şey isteyecektim..

Rüya : Nedir?

Gülçiçek : Sen istediğin zaman has bahçeye çıkanbiliyorsun.. benide bir kerecik çıkartır mısın?

Rüya : Tabii.. hatta bekle üzerimi değiştiriyim hemen çıkalım.

Büyük bir sevinçle bana sarılıp teşekkür etti. Dairenin diğer kısmına geçip üzerimi değiştirdim geri divanın olduğu kısma geçtiğimde Gülçiçek sehpanın önünde duruyordu.

Rüya : Ben hazırım hadi gidelim.

*

Ben yanında olduğum için Gülçiçek'te dışarıya çıkabilmişti. Has bahçeyi ilk kez görmenin heyecanıyla etrafı izliyordu.

Rüya : Bak bu çiçekler mendilinde ki işlemelere benziyor.

Gülçiçek : Ah evet.. bu arada mendili bitirdim.

Kuşağının arasından işlemeli mendili çıkarıp bana uzattı.

Gülçiçek : Kabul edersen sana hediye etmek istiyorum..

Rüya : Bu çok güzel bir hediye teşekkür ederim..

Mendili elime aldım, parmaklarımı güzel işlemelerde dolaştırıp gülümseyerek Gülçiçek'e baktım.


Rüya : Bende sana bir hediye vermek istiyorum.

Gülçiçek şaşkınlıkla bana bakıyordu.

Değerli taşlarla süslenmiş bilekliğimi çıkarıp ona uzattım.

Gülçiçek : Ben bunu kabul edemem Rüya.. bu çok değerli..

Tebessüm ettim ve yavaşça elini alıp bilekliği onun bileğine taktım.

Rüya : Dostluğun bu bileklikten daha değerli Gülçiçek..

Kız utanarak teşekkür etti.

Biraz daha bahçede dolandık sonra Gülçiçek geri içeriye gitti bense uzun çalıların arasında dolanırken bir ses duyup yavaşladım. Sesin geldiği yöne baktığımda Pargalı ve Hatice sultanı gördüm. Fark edilmeden ne konuştuklarını dinlemek istedim.

Hatice : Sizi görmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki..

Pargalı : Sultanım böyle yaparak bizi müşkül duruma düşünüyorsunuz.

Hatice elini Pargalı'nın elinin üzerine koydu.

Hatice : Sizi sevdiğimi biliyorsunuz.. O evliliği isteyerek yapmadım.

Pargalı elini yavaşca çekip bir adım geriledi.

Pargalı : Bir zamanlar bende sizi sevdim ama o sevgi sizin evliliğinizle öldü.

Duyduklarına şaşırmamıştım zira bütün harem bu dedikoduyu konuşuyordu. Biraz daha duyabilmek için yaklaştım lakin yerdeki dal parçasına dikkat etmemiştim. Kırılan dalın sesini duydular, Pargalı hemen etrafı süzdü bende geldiğim yoldan hızla geri kaçtım.

Hatice : Biri mi var?

Pargalı : Size söyledim, eğer hünkarımız bu durumu öğrenirse bu kez ikimizi de sürer.

*

Bu kez duyduklarımı kendime saklamaya karar vermiştim. Daireme girdiğimde aklıma kutu geldi en son sehpanın üzerine bırakmıştım. Saklamak için Kutuyu aradım lakin yoktu. Leyla ve Elif'i çağırıp sordum görmediklerini söylediler. Odayı didik didik aradık, kutu da içindekiler de yoktu.

*

BÖLÜM SONU 🥲

Loading...
0%