Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 9

@emlyce

Dairenin altını üstüne getirdik lakin kolyemin olduğu kutu hiç bir yerde yoktu. İki gündür bulamıyorduk. Kızlarla aramaya devam ederken Nigar kalfa geldi.

Nigar kalfa : Ne oldu? Ne bu telaş?

Aceleyle Nigar'a yaklaştım.

Rüya : Bana ait bir kutu kayıp, iki gündür her yeri aradık lakin yok!

Nigar kalfa : Nasıl yok?

Rüya : Baya yok işte! Benim için çok önemli o kutunun içindekiler..

*

-Bu sırada-

Sümbül kızlara derse götürmek için hareme girdi. Etrafı temizleyen bir kız dikkatini çekti. Kızı yanına çağırdı.

Sümbül : Nereden çıktı bu?

Ayşe : Sabah yatakları toplarken buldum.. sordum soruşturdum kimse sahip çıkmayınca taktım.

Sümbül : Sahibi olmadığına emin misin? Hırsız derler sonra.

Ayşe : Yok ağam.. kimse benim demedi..

Sümbül kızın boynundaki kolyeyi tutup inceledi. Camdan yapılmış mavi bir kelebek..

Sonra bıraktı.

Sümbül : Eh iyi madem..

Kızlara dönüp ders vakti olduğunu söyledi. Kalfalar kızları götürken Sümbül Ayşe hatun ve bir kızı daha durdurdu.

Sümbül : Siz has bahçeye, hünkarımız yemeği orada yiyecek.

Kızlar başını eğip öde yürüyen ağayı takip etti.

*

Nigar'da benimle birlikte tekrar aradı odayı ama bir şey çıkmadı.

Nigar : Sakin ol Rüya hatun elbet çıkar bir yerden, çalınacak değil ya..

Son sözleri Lale ve Elif'e bakarak söylemişti bu gözümden kaçmadı.

Rüya : Çalınmış olabilir mi diyorsun?

Nigar kalfa : Kutunun içinde ne vardı?

Bunu söylemeye niyetli değildim. Kutunun içindeki kolye ve Teo'nun bana yazdığı şiir yanlış anlaşılabilirdi. Hünkara ihanet ettiğimi düşünebilirdi.

Rüya : Kutuyu bulsak yeter, içindeki seni ilgilendirmez.

Nigar kafasını eğip onayladı.

Nigar : Peki ben haremi aratırım.

*

Hünkar has bahçede Pargalı ile matrak oynuyordu. Birbirlerinin vuruşlarından ustaca kaçınıyorlardı.

Sümbül önde elimde tepsi tutan iki kız arkasında onların bulunduğu yere geldiler. Kızlar tepsileri tek tek yerleştirirken Pargalı'nın gözü bir an Ayşe hatuna kaydı. Gördüğü şeyle gözlerini kırpıştırdı, Pargalı'nın dikkatinin dağıldığını fark eden Süleyman bir hamle yaptı,

Pargalı darbeyle yere yığıldı. Hünkarın keyifli kahkahası düşüşüne eşlik etti.

Sultan Süleyman : Dikkatini bir hatuna değil düşmana vermelisin.

Kalkması için elini uzattı hünkar, Pargalı kıza değil boynunda ki kolyeye bakıyordu.

Hünkarın elini tutup kalktı, üzerini düzeltti. Hünkar kurulan sofrasına geçti.

İbrahim gözlerini kolyeden alamıyordu. Bu mümkün müydü? Yıllar evvel sevdiği kıza hediye ettiği kolyeydi bu.

Sümbül : Afiyet olsun hünkarım..

Süleyman : Çekilebilirsiniz Sümbül.

Sümbül kafasını eğip kızlarada çekişmeleri için işaret etti. Onlar gittiğinde Pargalı'nın düşüncelere dalmış hali Hünkarın gözünden kaçmadı.

Süleyman : Neyin var İbrahim? Kıza ilk görüşte tutuldun mu yoksa?

Pargalı : Yok hünkarım.. Beni bağışlayın gitmem gerek.

Hünkarın müsade vermesiyle acele edip odasına gitti Pargalı. Ağalara Sümbül'ü çağırmalarını emretti. Biraz sonra Sümbül has odabaşının odasına girdi.

Pargalı odanın içinde bir sağa bir sola gidiyordu, Sümbül odaya girince hışımla ona döndü.

Pargalı : Has bahçeye getirdiğin kız kim?

Sümbül muzip bir gülümsemeyle cevap verdi.

Sümbül : Menekşe hatunla Ayşe Hatun.. has odabaşım..

Pargalı : Kelebek kolyeli olan hangisi?

Sümbül : Ayşe Hatun..

Pargalı : Bana derhal o hatunu getir Sümbül!

Pargalı'nın hali Sümbül'ün ciddiyetini artırmıştı. Hızla odadan çıkıp hatunu bulup geri geldi.

*

Nigar haremde arama yapmak istediğini söyleyince bende yanında gitmek istedim. Birlikte hareme girdik. Nigar ciddi ve öfkeli bir hal takındı.

Nigar : Hepiniz şöyle geçin! Ağalar arama yapacak!

Köşede korkuyla duran gülçiçek'i fark ettim. Elimle onu yanıma çağırdım.

Gülçiçek : Neler oluyor Rüya?

Rüya : Bana ait birşey kayıp onu arayacaklar merak etme.

Ağalar haremi didik aradılar tam ümidimi kestiğimde içlerinden biri "buldum!" Dedi. Nigar ağanın elindeki kutuyu alıp bana uzattı. Sonra kızlara döndü. Gülçiçek şaşkınlıkla bakıyordu.

Nigar : Kimin bu yatak?!

Esma : Ayşe hatunun..

Kutuyu açtığımda içinde sadece şiirin yazılı olduğu kağıt vardı.. kolye yoktu.

Rüya : İçinde bir şey eksik!

Nigar : Derhal Ayşe hatunu bulun bana!

Nigar geri bana dönüp sesini alçaltı.

Nigar : Merak etme kutu Ayşe'nin yatağından çıktı, içindekinin nerde olduğunu muhakkak biliyordur.

Pargalı odaya gelen kızı süzdü, sevdiği kıza benzemiyordu en azından hatırladığı kadar..

Pargalı : Sen çık Sümbül.

Sümbül hızla ona söyleneni yaptı. Kız korkudan titriyordu, bir kabahat mi işlemişti merak ediyordu.

Pargalı elini kızın boynunda duran kolyeye uzattı. Kız kafasını yerden kaldırmıyordu.

Pargalı : Bu kolyeyi nerden buldun?

Kızın korkudan dili tutulmuştu resmen. Pargalı kolyeyi kızın boynundan çekip aldı. Boynunun acısıyla kız küçük bir çığlık attı.

Pargalı : Sana nerden buldun dedim?!

Ayşe : B-ben sabah.. yatakları toplarken...b-buldum.

Pargalı : Kime ait olduğunu biliyor musun?

Ayşe : H-hayır.. efendim..

Pargalı : Bu kolye bende kalacak ve bunu kimse bilmeyecek!

Ayşe :...

Pargalı : Bilmeyecek!!

Ayşe : A-anladım.. has odabaşım..

Pargalı : Çekilebilirsin.

Kız neredeyse akmak üzere olan göz yaşlarıyla odadan çıktı. Sümbül ne olduğunu sormadı bile, kız koşarak gitti.

*

Gülçiçke koridorda durmuş birini bekliyordu. Gelen kızı görünce hareketlendi, kız daha onu fark etmeden kızı kolundan tutup kimsenin göremeyeceği köşeye çekti.

Gülçiçek : Ayşe.. kolye nerde?

Ayşe : Ne?.. Ne kolyesi?

Gülçiçek : Benden çaldığın kolye?

Ayşe : Ben hiçbir şey çalmadım! Sordum kimse benim demedi bende taktım.

Gülçiçek : Peki.. şimdi onu bana geri ver!

Ayşe : Ben.. ben nerde bilmiyorum.

Gülçiçek : Ne demek bilmiyorum! Taktım dedin.

Ayşe : Has bahçeye çıktığımızda düşürmüşüm.. yok kolye.

Gülçiçek hızla yanından ayrılıp gizlice has bahçeye çıktı. Kimseye görünmeden kolyeyi aradı lakin bulamadı. Hareme geri dönerken Ayşe'nin sesini duyup saklandı. Koridorda arkadaşıyla sohbet ediyordu kız.

Ayşe : Neden bu kadar önemli bu kolye anlamdım.

?? : Has odabaşı senden aldığına göre epey önemli demek ki Ayşe.

Ayşe : Haklısın.. bunu sana anlattığımı kimseye söyleme Fatma yoksa ikimizinde başı belaya girer.

Fatma : Yok benden sır çıkmaz merak etme.

Gülçiçek öfkeyle dolmuştu, bu kız onu kandırmıştı neredeyse yakalanmasına sebep olacaktı.

Fatma : Ben gidiyorum çamaşırhanede işlerim var.

Ayşe : Tamam bende hareme gidiyorum.

*

Dairemin içinde ondan oraya yürüyerek vakit geçirmeye çalışıyorudum. Nigar'dan gelecek olan "bulundu" haberini bekliyordum. Akşama doğru Nigar geldi.

Rüya : Buldunuz mu?

Nigar : Hayır..

Rüya : Ne bu halin? Noldu?

Nigar solgun ve korkmuş görünüyordu.

Nigar : Ayşe hatun.. boğazını kesmişler..

Duyduğum şeyle kan beynime sıçradı. Bu nasıl bir vahşet?

Rüya : Ne?..

Nigar : Ağalardan biri bulmuş ölüsünü, koridorda kanlar içinde yatıyormuş..

Rüya : Kim yapar bunu?

Nigar : Seni uyarmak için geldim.. dikkatli ol Rüya hatun, haremde bir hırsızdan daha kötüsü var..

*

Nigar hünkarın beni çağırdığını söyledi, bu olanları ona anlatmak için aceleyle hazırlanıp çıktım. Altın yoldan geçerken gözüm Pargalı'nın odasının kapısına kaydı, acaba olanlardan haberi var mıydı? Tabi vardır has odabaşı sonuçta. Kafamı salayıp kendime geldim ve önüme odaklandım. Kapıyı tıklayıp has odaya girdim. Hünkar masasında oturmuş bir mücevherle uğraşıyordu. Kafamı eğip selam verdim, beni görünce ayağa kalkıp bana yaklaştı.

Sultan Süleyman : Yüzünüz neden bu kadar solgun?

Rüya : Haberiniz yok mu?

Süleyman'ın kaşları çatıldı.

Sultan Süleyman : Neyden haberim yok mu?

Rüya : Haremde bir cariyenizin boynunu kesmişler..

Bir anda hünkarın gözlerini ateş gibi öfkeyle parladı.

Sultan Süleyman : Siz burada kalın!

Hışımla odadan çıktığında duyduğun son şey kapının kapanırken Hünkarın "İbrahim!" diye bağırması oldu.

*

BÖLÜM SONU 😀

Loading...
0%