Yeni Üyelik
39.
Bölüm

Anneme Büyü Yapildi

@emrah

Sizlere Bilecik'ten ulaşıyorum. Benim annem musallata uğradı. İlk olarak ondan bahsedeceğim size. Annem 45 yaşında. Kendi halinde bir kadın. Hiç çalışmadı hep eviyle çocuklarıyla ilgilendi. Annemin kaderi dayımın evlenmesiyle değişti. Dayım ikinci evliliğini yapmıştı. Kadının adı Yeliz. Yeliz'i biz hiç sevmemiştik. O kadar sahteydi ki daha beni görür görmez "Canım ya çok sevdim ben seni." dedi mesela. Ne ara tanıdı da sevdiyse. Anneme de aynı şeyleri diyordu. Görseniz melek sanırsınız. Ancak hepsi numaraymış. Bu arada Yeliz dayımla daha nişanlıyken sık sık bize gelirdi. Bana "Sevgilin var mı?" diye sorardı hep. Ağzımdan laf almaya çalışırdı. Anlatmazdım hiçbir şeyimi "Yok." der geçiştirirdim. Gel zaman git zaman düğün tarihi belli oldu. Sonra Yeliz düğüne az bir zaman kala bize geldi yine. Elinde büyük kocaman bir hediye paketiyle. "Size aldım bunu." diyerek getirdi. Sonra annem açtı baktı şık bir duvar saati.

Pilini de takmış.

Saati ayarlamış her şey hazır sadece takması kalmış duvara. Annem eski saati çıkardı. Yerine bu yeni saati taktı. O saat bizim eve girince olaylar başladı. Bir gece su içmeye kalktım. Yani mutfağa gidiyordum. Mutfağa gitmek için de salonun önünden geçmem gerekiyor. Salonun önünden geçerken de içerden bir ses duydum. Annemin sesiydi. Kendi kendine bir şeyler fısıldıyordu. Salona girdim. Işığı açtım. Annem saatin önüne gelmiş öylece duruyor. Kıpırdamadan saate doğru bakıyor. Hemen "Anne iyi misin? Kendine gel." dedim. Omzuna dokununca uyandı birden. "Ben nasıl geldim buraya?" dedi. "Bilmiyorum anne hadi gel yatağana yat." dedim. Annem de korktu. Ben daha çok korktum annem uyurgezer oldu deliriyor mu diye çok korktum. Hayatta en büyük korkum annemin başına bir şey gelmesi. Birkaç gün sonra annem de daha tuhaf şeyler olmaya başladı. Yani durduk yere sinirleniyordu. Mesela bir tanesini örnek vereyim hatta.

Bir gün mutfakta iş yapıyor.

Ben de odamda ders çalışıyorum. Sonra bir bağırma sesi geldi koştum hemen. Bardağı düşürüp kırmış ve bana kızıyor. "Senin yüzünden düşürdüm." diye. "Ben ne yaptım anne? Odamdaydım." dedim. "Sen koymuşsun bu bardağı kenara böyle." dedi. Saatlerce söylendi. Ancak annem böyle biri değildi. Babamla da eften püften sebeplerle tartışmaya başladı. Babam boyacıydı. İş elbiseleri vardı. Onlarla eve gelince üstünden boya kalıntıları falan dökülürdü. Annem yıllarca buna hiçbir şey demezdi. Alın teri o dökülenler derdi ama sonra babam eve geldiğinde ona bağırmaya başladı. "Bıktım senin pisliğinden." diyordu. Annemi tanıyamıyorduk. "Ne oldu sana anne? Eskiden böyle değildin." diyordum. "Bıktım en sonunda. Nereye kadar dayanacağım?" daha diye cevap veriyordu.

Böyle böyle derken uyurgezerlikleri arttı. Bir gece açtım gözümü. Annem tepemde dikiliyor, öyle korktum ki. Çığlık atınca annem kendine geldi. Yine "Ben neredeyim ne zaman geldim buraya?" dedi. Babama seslendim. Götürdü odaya. O olaydan sonra korkumdan kapımı kilitlemeye başladım. Çünkü annem uyur gezer haldeyken bilinci yerinde olmuyor doğal olarak. Bana bir şey yapar diye korkuyorum ki yapabilirdi de. Öyle bir hale bürünüyordu. Biz bu durum ne diye düşündük durduk.

Doktora götürmek istedik, gelmedi. En son filmin koptuğu yer annemi seccadeleri keserken bulmam oldu. Odasının kapısı açıktı uzun süre içerden çıkmamıştı. Ne yapıyor diye merak ettim. Odasına girdim. Şok oldum. Annem namazında niyazında bir insandı normalde. Ancak namazı da bırakmıştı bu olaylardan sonra. O gün de gördüm ki evdeki seccadeleri kesiyor. Bunu yaparken de kuranın üzerine oturmuş. Hemen koştum almaya çalıştım elinden. "Delirdin mi ne yapıyorsun sen?" diye. Kalktı ayağa. Kalkınca kuranı da aldım hemen. "Yaklaşma benim yanıma. Yoksa seni de keserim." dedi. Gözleri kocaman. Suratı bir değişik. Annem değil sanki. Kaçtım odadan kapıyı da kapattım. Annem içerden çıkmaya çalışıyordu ama anahtarı dışarıdaydı. Kilitledim hemen babamı aradım. Babam gelince anlattım. Çok şaşırdı tabi. "Ben hoca getireceğim eve. Sen bekle." dedi. O evde annemle bir dakika bile yalnız kalmak istemiyordum.

Babam gelene kadar okumadığım dua kalmadı.

Odadan annemin çığlık sesleri geliyordu. Ağlıyordum bir taraftan. Az sonra babam yanında sakallı yaşlı bir adamla geldi. İçeri girdiler. Hoca oymuş. "Nerde eşin?" dedi. "Odada." dedi babam. Kapıyı açtık. Açtığımızda annemin elleri kolları kandı. Kendisine zarar vermiş. Hoca yaklaştı anneme. Hoca yaklaştıkça annem titremeye başladı. "Gideceğim ben." diye bağırıyordu. Hoca yaklaştı yaklaştı tuttu kolundan. Çevirdi kolunun iç tarafını annemin kolundaki kesilen yeri tıpkı bir göz işaretiydi. Öyle kesmişti. Hoca okudu üfledi. Okurken esneyip duruyordu.

Ağzı hiç kapanmıyordu. Sonra bizde esnemeye başladık. Kendimize engel olamıyorduk. Hepimizin üstüne ağırlık çöktü. Sonra hoca kalktı evi gezmeye başladı. Salona gelince saate doğru iyice yaklaştı. İndirdi duvardan. "Bu saatte var?" dedi. Tabi hemen yeliz geldi aklıma açtık saati. İçinden iki tane muska çıktı. Hoca açtı onları. İçinde acayip yazılar şekiller vardı. Annemin resmini yapıştırmış bir de. Sonra anladık tabi. Sırf saatin içini fark etmeyelim diye piline kadar takmış. Direk duvara takalım fark etmeyelim diye. Yeliz böyle bir şeytan işte.

Uzun bir süre kaldı. Sonra annemin bir kıyafetini istedi. Çalışması 2 hafta falan sürdü. Annem de Allah'ıma bin şükür yavaş yavaş düzeldi. Bu olayları ben dayıma anlattım bana inanmadı. Sonra babamla da konuşturdum o zaman inandı. Yeliz'le büyük bir kavga etmişler. Ayrıldılar tabi. Dayıma da bir şey yapmasın diye koruma yaptırdık. Çünkü ondan her şey beklenir. Yeliz neden yaptı bunları derseniz hiçbir sebep yok ona. Annem ona görümcelik değil ablalık yaptı üstelik. Kıskançlık mı dersiniz çekememezlik mi dersiniz yoksa psikopatlık mı dersiniz bilmem. Biz bu olaydan kurtulduk ama o manyak başkalarına da yapabilir bunu. Sana yazıyorum ki insanlar dinlesin bilinçlensin. Hikayemi yayınlarsanız sevinirim.

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

 

Loading...
0%