Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bende Büyü Olduğunu Di̇lsi̇z Kiz Söyledi̇!

@emrah

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.


Ben de kendi hikayemi de yazmaya karar verdim. Öncelikle paranormal olaylara çok ilgili olduğumu belirtmek istiyorum. Başıma da ne geldiyse bunun yüzünden geldi zaten. Benim yaşadığım yerde akli dengesi yerinde olmayan yüzde yüz engelli bir kız var. Şöyle söyleyeyim. Yemek yemeyi bile bilmiyor. Bilinci aklı o derece yok. Yaşı 27-28 ama bebek gibi bakıma muhtaç. Bu kızın adı Ümran. Ümran arada dışarı çıkar kapının önünde oturur. Ondan sonra da içeri girerdi. Mahallede tanımayan bilmeyen yok. Kim ümranı dışarda görse selam verir, onunla konuşur ama ümran konuşmayı bile bilmiyor.


Bakar sadece. Sevildiğini hissedebilirse gülümser en fazla. Bir gün onların evin önünden geçiyordum. Ümran oturmuş kapıya. Etrafa bakıyor geleni geçeni izliyor. "Ne haber ümran?" dedim. Baktı öyle. Tam geçip gidiyordum, bir şey dedi. Ne dediğini anlayamadım. Ağzında geveledi ama konuşması bir şey demeye çalışması bile beni çok etkiledi, çok şaşırdım. Bana mı öyle geldi acaba diye düşündüm bir an. Geçtim gittim oradan. Ama aklım orada kaldı. Ne dedi, Ne demeye çalıştı, Nasıl konuşabildi? Düşündüm, durdum. Aklımdan hiç çıkmadı. Aradan 1 hafta geçti. Ben yine oradan geçiyordum.


Yanına iyice yaklaştım bu sefer.


"Nasılsın ümran?" dedim. Kafasını kaldırıp baktı yine bir şeyler diyecek oldu. Eğildim duymak için. "Horoz" dedi. "Ne... Ne dedin ümran, ne horozu?" dedim. "Horoz" dedi tekrar, sonra sustu. Bir daha konuşmadı. Allah Allah! Bu nasıl olur? Bu kız anne bile diyemezken horoz nerden çıktı diye söylendim kendi kendime. Annesini babasının da tanırdım. Annesine söyleyeyim dedim çok merak ettim.


Kapıyı çaldım. İçeri girdim, annesine söyledim. O da çok şaşırdı ancak "Sana öyle gelmiş oğlum. Ümran bunca zaman anne bile diyemedi. Ne horozu?" dedi. Baktım inandıramıyorum. "Bana öyle geldi herhalde. İyi günler deyip çıktım. Ertesi gün hiçbir işim olmamasına rağmen bilerek geçtim oradan ama bu sefer dışarda göremedim. Bir süre de oyalandım. Belki çıkar bir şey der diye ama çıkmadı. Sonra ara ara oradan geçmeye devam ettim. Bir gün yine gördüm onu. Annesi oyuncak bir bebek vermiş. Onunla oynuyordu. Oynuyor dediğim bebeği nasıl tutacağını bile bilmediğinden ayaklarından kaldırmıştı havaya.


Hemen gittim yanına "Ümran merhaba." dedim.


"Bana bir şeyler söylüyordun. Ne anlatıyordun, devam et." dedim. Bebeği fırlattı aniden. Saçlarını tuttu. Çekmeye başladı. Ne oldu anlayamadım. Kriz geçirir gibi oldu bir an. "Kesmiş, kesmiş!" diye bağırıyordu. Bağırma sesine annesi çıktı. "Ne oldu ona?" dedi. Bilmiyorum ben de bağırma sesini duyup geldim dedim. Annesi yine konuştuğu kısmı duymadı. Sadece ben duydum. "Kesmiş." dedi bu sefer. Kim kesmiş? Ne kesmiş? Öteki sefer horoz demişti.


Şimdi kesmiş diyor. Horoz mu kesilmiş bunu mu anlatıyordu. Çok ilginçti gerçekten. Bu kadar niye ilgini çekti, peşine düştün diyecek olursanız bilmiyorum. Hiç konuşamıyor ama bir anda bir şeyler söylüyor ve sadece bana söylüyor. Benimle konuşuyor, saf masum bir kul. Bu yüzden bana bir şeyler diyebileceğini düşündüm. Bu arada bizim hayatımızı anlatayım. O ara bir komşumuzla ciddi problemler yaşadık. Çok kötü kalpli biriydi komşumuz. Bile isteye gelir çöpü bizim kapının önüne dökerdi sırf gıcıklık olsun diye. Poşetiyle falan bırakmak değil, bildiğiniz dökerdi.


Annemle tartışırdı hep.


Bizi kıskandırmaya çalışırlardı. Komşunun kocası da aynı karısı gibiydi. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Adam torunlarını severken bağıra bağıra konuşurdu, duyalım diye. "Torunlarına size şunu alacağım, size bunu alacağım." derdi bizi kıskandırırdı güya. İşte böyle kötü bir aile. İki güne bir kavga çıkartmazlarsa rahat edemezlerdi. Biz de bu komşu yüzünden sıkıntı yaşardık hep.


Bir günümüz huzurlu geçmezdi. İşte bunlar yaşanırken dedi ümran "Horoz kesilmiş" diye. Ben de anneme anlattım "Anne ümran konuştu biliyor musun?" dedim. "Nasıl konuştu oğlum? O konuşamaz ki!" dedi "Anne inan bana ne olur, yemin ederim konuştu." dedim. İnandı ama anlam veremedi benim gibi. Aradan 1-2 ay gibi bir süre geçti. Annem Ümranlara oturmaya gideceğini söyledi. "Anne ne olur bende geleyim." dedim. "Oğlum senin ne işin var? Biz annesiyle kadın kadına oturacağız. Ayıp olur senin gelmen. Çocuk değilsin artık dedi. "Anne ne olur çok sıkıldım bende geleyim." diye ısrar ettim. En sonunda kabul etti. Beraber gittik. Eve girdik salona geçtik.


Ümran pencerenin önünde oturuyordu, dışarı bakıyordu.


Annesi yemek masasında oturuyordu. Annem de onun yanına geçti. Bende Ümran'ın yanına koltuğa oturdum. Hiç konuşmuyordu. Sanki bizi görmüyordu. Öyle boş bakıyordu dışarı. Fark etmiyor gibiydi. Annemler uzun uzun konuştu. Bende o sırada Ümran'a bakıyordum. Tırnakları upuzundu. Sanırım kestirmiyordu. Yoksa annesi ilgisiz bırakan bir kadın değil. Sonra ümranın annesi bir düğünden bahsetti. Yeğeni mi ne evlenecekmiş. "Onun çeyizi için birkaç parça bir şey hazırladım, gel göstereyim." dedi. Onlar içeri odaya geçti. Bende Ümran'a baktım.


Ümran diye fısıldadım. "Ümran beni duyuyor musun?" dedim. Kilitlenmiş gibi pencereye bakarken bir anda döndü bana. O bakışlar, o sertlik... Nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum. Çok korktum bir anda döndü ve bileğimden tuttu. Ümran olamazdı o. Az önce boş anlamsız bakan kız o olamazdı. "Git bul onu! Kesmesin horozu. Büyüyü boz." dedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Bir an çocuk gibi "Anne!" diye bağırdım. Kalktım yerimden. Annem geldi "Ne oldu oğlum?" dedi. "Ben eve geçiyorum da onu diyecektim." dedim. Hemen apar topar çıktım evden pencereden bana bakıyordu hala. Eve gittim ama ev üstüme üstüme geliyordu. Büyü, horoz neler demişti böyle.


Nasıl çözecektim o işi. Bir de o an aklımdan çıkmıyordu. Düşündükçe daha çok korkuyordum. Aklıma hoca bulmaktan başka bir şey gelmedi. Annemin dönmesini bekledim. Gelir gelmez sordu zaten. "Gelene kadar yalvardın. Ne oldu da birden kalktın gittin?" dedi. "Anne siz gidince yine konuştu." dedim. "Oğlum sen deliriyor musun?" dedi." Anne bana inan bak büyü falan bir şeylerden bahsetti." dedim. "Ne büyüsü?" dedi. Bilmiyorum. "Git büyüyü boz horozu kesmesin." gibi şeyler söyledi dedim. Oturdu yanıma bir şey diyemedi. O da şoktaydı. "Anne bir hocaya gidelim. Anlatalım bu durumu. Bizde düşmandan bol ne var Biri bir şey yapmış olabilir." dedim. "Tamam." dedi annem hak verdi en sonunda. Bir hoca varmış bildiği. Ertesi gün çıktık gittik beraber. 40 yaşlarında bir adamdı. Durumu anlattım bizim üzerimizde büyü mü var diye sordum.


Ümran'dan bahsettim.


Bakım yaptı ve duyduklarım beni de annemi de şok etti. Bahsettiğim o komşu varya o kadın işte bize büyü yapmış. Bu büyü için 40 horoz kesmiş. Bu cümleler beynimde yankılandı. 40 horoz kesmiş. Büyü tutsun diye. Ümranın ilk dediği kelime horoz. Tesadüf değildi işte tahmin ettiğim gibi. "Hocam ümran nasıl söyledi bunları?" dedim. "Allah'ın hikmeti. Hiç konuşamayan kız söylemiş kurtulmak senin kaderinde varmış. Allah istemedikçe hiçbir şey olmaz. Bu büyü bozulur hiç merak etmeyin." dedi. O komşumuz bizim huzurumuz bozulsun, yuvamız dağılsın diye yaptırmış o büyüyü. 40 horozu da kendisi kesmiş.. İnanılır gibi değil. Biz sana ne yaptık bu kadar nefret ettin? Kendin düşman oldun, kendin intikam almaya soyundun. Kimse bilmez duymaz haberimiz bile olmaz sandın ama bana haberi veren engelli konuşamayan bir kız oldu. Ne garip değil mi? Biz büyüyü bozdurduk.


Babam da duydu tabi çok sinirlendi.


Zor sakinleştirdik. Katil olacaktı adam bunların yüzünden ama onlara istediklerini vermedik. Hiç sesimizi çıkarmadık Allah'a havale ettik. Konuşsalar cevap vermedik, muhattap olmadık. Sonra aradan 3 yıl geçti. Bu kadın kanser oldu. Kocası kadın hastayken başka bir kadın getirdi eve. Kadın bunlara şahit olunca iyice kötü oldu. Sonra eve sonradan gelen kadın bu adamı dolandırdı. Evde ne kadar para, altın varsa yerini öğrenmiş. Bir gece alıp kaçmış. Yani bize olsun diye düşündükleri her şey misliyle onların başına geldi. Biz bu olayda masumduk çünkü. İnşallah hiçbir zalimin yaptığı yanına kalmaz.


instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.


Loading...
0%