Yeni Üyelik
41.
Bölüm

Büyücü Yengem

@emrah

Selamlar. İlk olarak benim adım Kağan. Size Çanakkale'den ulaşıyorum. Benim anlatacağım olayı aslında annem yaşamış. Onun yaşadıklarını sizlere anlatacağım. Annemle babam severek evlenmişler. 2 sene sonra annem hamile kalmış ve maalesef annemin eltisi anneme büyü yapmış. Annemin hamile kalınca yengem kıskançlık krizine girmiş. Çünkü amcam o zamanlar 5 yıllık evli olmasına rağmen çocuk istemiyormuş. Yengemse anneme bu yüzden kin tutmuş. Benden sonra evleniyor ama benden önce çocuğu olacak diye. Babaannemler falan annemin üstüne titriyormuş hamile diye. Yengem de bunlara dayanamıyormuş ve annemin düşük yaptırması için hocalara gitmiş. Büyüler yaptırmış ve annem hamilelik döneminde çok kötü şeyler yaşamış. Sonra büyü etkileri başlamış bu sefer. Sürekli kabuslar görüyormuş artık uyumaya bile korkar olmuş.

Mesela bazı günler sabahları uyurken karnında bir el hissediyormuş önce babam sanırken sonra babamın işte olduğu aklına gelip korkarak kalkıyormuş ama kimseyi göremiyormuş. Bu durum böyle devam etmiş. Kimse sebebini anlayamamış başlarda. Annem hamileliğinin 7. Ayına gelince sancıları ağrıları artmış. Sürekli doktora gidiyormuş ama bir şey bulamıyorlarmış. 8. Aya geldiğinde ise annem çok kötü bir gece yaşamış. Babamla beraber erkenden uyumuşlar.

Babam yorgun geldiği için erken uyuyormuş annemin de hep uykusu oluyormuş zaten. Sonra neyse gece olmuş annem bir ağrıyla uyanmış. Gözünü açtığında karşısında simsiyah, elleri kıllı, suratı tam belli olmayan bir varlık görmüş. Sonra çığlık atmak istemiş ama sesi çıkmamış. Bu varlık tırnakları ile annemin karnını çizmeye başlamış. Sürekli "Bu bebek benim, bu bebek benim." diyormuş. Annem ne kadar debelense de kıpırdayamıyormuş bir türlü.

Dilsiz ve felçli gibi olmuş bir anda.

Sonar o varlık ise upuzun kirli tırnakları ile annemin karnını yarmak istiyormuş. Bıçak gibiymiş tırnakları. Dediği yer açılıp kanlar akıyormuş. Annem dua okumaya çalışmış ama içinden bile zor okuyormuş. Yarım yamalak okumuş. Sonra babam bir şekilde uyanmış ve annemin çırpınışını fark etmiş. Anneme dokunduğu gibi annem kendine gelmiş. Çığlıklar atmış. Babam hemen sarılmış sakinleştirmeye çalışmış. Annem o sırada karnını açmış.

İkisi de şok olmuş. Çünkü annemin karnı çizikler içindeymiş. Annem biraz kendine gelince babama olanları anlatmış babam da hemen ailesini arayıp anlatmış. Babaannem hoca bulmuş annem için ve gitmişler. Gittiklerinde bunların neden yaşandığı da ortaya çıkmış. Yani yengemin büyülerinden bahsetmiş hoca. Sonra babaannemler bunu duymuş ve çok sinirlenmişler. Kıyametler kopmuş. Hoca anneme muska vermiş. Bunu sakın çıkarma demiş. Annem o muskayı takmaya başlayınca sorun kalmamış ancak doğum gerçekleştiğinde bende bazı sorunlar olmuş. Küvezde kalmışım bir süre.

Yani aylarca tedavim sürmüş. Annemler tekrar hocaya gitmiş hoca bu sefer yengemin yaptığı büyüyü bozmaya çalışmış. Ve demiş ki bozulacak yok olacak bir büyü değil bu. Ancak büyü iki taraflı olduğu için bunu yapan kişiye döndürürsek kurtulur çocuk demiş. Annem de yine de istememiş ama benim için kabul etmiş. Bu büyü yengeme dönmüş. Yengem tam 4 kez düşük yaptı. Şu an da bile onunla görüşmüyoruz. Annemler küs. Çocuğu hala olmadı. Kendisi de çok hocaya falan gitti ama bu durumu çözdüremedi. Yani her ne yaptıysa kendi ayaklarına dolaştı. Yani kazdığı kuyuya düştü. İlahi adalet yerini buldu. "Çok pişmanım." diyormuş. Sağdan soldan duyuyoruz ama bizim umurumuzda bile değil. Benim hikayem de buydu. Böylelerine ders olsun.

FALCININ CİNLERİ

Selamlar. Ben hikayelerinizi takip edip dinlerken bir anda yazmaya karar verdim. Benim de enteresan bir hikayem var. İş yerinde çok samimi olduğum yediğim içtiğim ayrı gitmeyen bir abla vardı. Yaşı benden büyüktü ama çok iyi anlaşıyorduk. Bu abla bir gün bana tanıdığı çok iyi bir falcı olduğundan bahsetti. "Gidelim." dedi. Pek ilgim yoktur fala ama ısrar edince de kırmadım. "Olur gidelim." dedim. Bir hafta sonu gittik falcıya. Falcı deyince ben çok farklı birini hayal etmiştim ama benim yaşlarımda bir gençti. Adı da Murat'mış. Tarot falı, yüzük falı, kahve falı, su falı, kum falı aklınıza ne geliyorsa hepsine bakıyormuş. O abla baktırdı önce. Ablaya 1 saat kadar baktı. Hiç durmadan anlatıyordu. Bir insan kafamdan uydurayım da yalan şeyler anlatayım dese o kadar hızlı imkanı yok uyduramaz. Ben o zaman inanmaya başladım zaten. Bir de ne dese abla "Evet, çok doğru." diyordu. Ablanın her şeyini bildi. En son eline baktı.

Bir şeyler daha söyledi. Sonra sıra bana geldi. Bana da tarot baktı tabi doğum tarihimi anne adımı falan da aldı. Gerçekten birçok şeyi bildi. En son elimi tuttu bakmak için. Dokunduğunda direk elektrik çarptı zaten. Güldü bakıp. Çok garip bir enerjisi vardı. Çekiyordu insanı kendisine. Ablayı tanıdığı için biz faldan sonra biraz daha durup sohbet falan ettik. Sonra numaralarımızı alıp verdik birbirimize. Çıkarken de "Gelecek olursam ben önceden ararım sizi." dedim. "Aramana gerek yok ben geldiğini bilirim zaten." dedi. Tüylerim diken diken oldu. Çıkınca sordum ablaya "Bu nasıl biri abla, ne kadar değişik." dedim. "Çok iyidir tanıyınca anlarsın." dedi.

Neyse eve geldim.

Üzerimi değiştirdim oturuyordum. Mesaj geldi. Baktım Murat. "İyi akşamlar rahatsız etmedim umarım." yazmış. "Estağfirullah size de iyi akşamlar." dedim. Sonra bir mesaj daha geldi. "Hep yarışma programları mı izlersin? Güzel dizilerde var. Onlara bakmıyor musun?" yazmış. Bu ne demek böyle diye mesajı düşünürken dank eti. Televizyon açıktı ve bir yarışma programı vardı. İnanılmaz korktum. Belki güleceksiniz bana ama telefonumu kapattım tamamen. Sanki beni telefonun kamerasından görüyormuş gibi düşündüm bir an. Saçmaladığımı anlamam uzun sürmedi. Ancak çok korkmuştum tabi. Düşünsenize size biri o an ne yaptığını anlatan bir mesaj atıyor. Yerimde olsanız ne yapardınız. Yazmaya karar verdim. Bende "Ne diyorsun sen, ne izlediğimi nerden biliyorsun?" dedim. Bir mesaj daha geldi. Çay kaynamış gülücük. Ben ocağa çay koymuştum demlenmesini bekliyordum bir taraftan.

Tabi iyice korktum ben.

Hemen ablayı aradım anlattım. Abla böyle böyle bu çocuk bana mesaj atıyor dedim. Abla da "Çocuğun 6 hisleri kuvvetli sende gördün zaten. Rahatsız oluyorsan söyle bir daha yazmaz." dedi. "Ben tam rahatsız oluyorum yazma lütfen." yazacaktım. Daha yazmam bitmeden hop bir mesaj daha. "Neden rahatsız oldun ki benden sana zarar gelmez. Aksine istersen seni korurum bile." dedi. Sonra da aradı. Korksam da açtım. "Ne demek oluyor tüm bunlar. Beni rahatsız ediyorsun, korkutuyorsun." dedim. Korkma benden. Seninle çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum. "Bir şans ver bu arkadaşlığa." dedi. "İstemiyorum." dedim kapattım. Ama böyle bitmedi tabi. Numarasını engellesem de farklı numaralardan bana mesaj atmaya devam etti. Hep o an ne yaptığımı söylüyordu. Bana hep gözünün üstümde olduğunu hissettiriyordu. Bir süre sonra bunaldım bu durumdan numaramı da değiştirdim.

Ancak ne oldu dersiniz. Yine buldu beni. Ablaya durumu defalarca anlattım. O da şaşırıyordu "Benim yüzümden oldu." diyordu ama bir çözüm bulamıyordu. En son ben iyi bir havas hocasına gideyim dedim. Araştırdım araştırdım buldum. Hoca bana o kişinin bir çok cini olduğunu sürekli benim yanıma gönderdiğini söyledi. Yanına gittiğim ilk gün cini de benimle evime kadar gelmiş. Bütün haberleri ondan almış. "Neden yapmış bunları?" dedim. "Sana aşık olmuş. Kendine bağlamaya çalışmış." dedi. Bana koruma yaptı hoca. "Seni hiçbir cin izleyemeyecek. Hatta bulunduğun yerde bulunamayacak eğer bu muskayı hep takarsan." dedi. Hiç çıkarmadım zaten. Tuvalet banyo hariç. O yüzden oralardan da çabuk çıkmaya çalışıyorum. İçerde korumasızım çünkü. Çok şükür bir sorun da yaşamadım. Aman falcıya falan gitmeyin. Ben gittim işte böyle başıma gelmeyen kalmadı. Hem de çok günah zaten. Allah affetsin beni. Umarım ders olur birileri için. Sevgiler...

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

 

Loading...
0%