Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Sahi̇pli̇ Defi̇ne!

@emrah

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

Nasıl sahipli define bulduğumu anlatacağım. Bundan 1.5-2 sene önceydi. Şu an 24 yaşındayım. Define ile uğraşıyordum. Kimseye karışmayan sessiz sakin kendi işinde bir insandım. İkinci gittiğim yer ormanlık bir yerdi. Üst tarafımız orman alt tarafımız çaldı. Yani kayalık. Saat 6 gibi kazı yapacağımız yerde kazıya başladık. İlk gün 2 metre kazmıştık. 2 kişiydik. Vardiyalı bir işte çalıştığımdan dolayı 15 günde bir gidebiliyorduk.

İkinci gittiğimiz gece çok yorulmuş ve kazdığımız yerden çıkmıştım. Sonra yerime Ahmet dediğim abim indi. Bende bu fırsat dinlenir, sigara içer. Birde küçük abdest yaparım diye çıktım. İşimi bitirince birden gri renkli, uzun, ince, benden 50 m uzaklıkta bir karartı gördüm. Yanımdaki abime demeden devam ettik. Baktık bir şey çıkmıyor. "Gidelim." dedim. Kazı işini o gün orada bıraktım ama bir şeyi bırakamamışım. Ben genelde geceleri vardiyalı bir işte çalışırım. Bir gece simsiyah, sarı gözlü aynı kedi gözü gibi parlak gözle bakan bir cin gördüm. İrkildim. O geceyi öyle atlattım.

Devam eden gecelerde dua okuyamaz, namaz kılamaz, kafamı toplayamaz oldum.

Devamlı uzun ince zayıf bir cin görüyordum. Bir hocaya gittim. Hoca adımı, doğum yılımı ve anne adımı istedi. Baktı sana kâfir bir cin musallat olmuş. Dua okurken devamlı titredi hoca. Bir muska yaptı. "Bunu 40 gün takacaksın 40. gün beni arayacaksın." dedi. Bazı bitki tohumları verdi. Dualar verdi. Bitkileri 3 pazar ayrı ayrı yakacaksın. Yakmadan önce dua okuyacaksın." dedi. 7 gün yakılacak dualar verdi. "Yaktığın şeylerden çıkan külleri bir ağacın dibine gömeceksin." dedi. Yaptım, rahatladım.

Bu rahatlamam 2 ay sürdü. Ondan sonra tekrar görmeye, devamlı sinirlenmeye, evdekilerle kavga etmeye başladım. 1 gün çalışsam 2 gün rahat yatıyordum. Devamlı yorgun ve durgundum. İş yerindeki arkadaşım bile "Sana ne oldu? Hiç iyi değilsin" diye söylüyordu. Evdekilere devamlı söylüyordum. "Ben iyi değilim, cin görüyorum." Bana inanmıyor, deli gözü ile bakıyorlardı. Evde devamlı ayak sesi duyuyordum. Odamda bir çiçek vardı. Devamlı rüzgar olmasa bile oynuyor garip şekilde dalgalanıyordu.

Babam bir gün bir hoca buldu.

Beni aldı götürdü hocaya. Sonra hocayı görür görmez içimden "Nasıl hoca bu yüzünde meymenet yok. Simsiyah arap gibi." dedim. Kendi kendime "Sus" dedim yine çenen düştü diye kendime çıkıştım. Hocanın evine girdik. Benim yıldızıma baktı. Anne ismini ve benim ismimi istedi ve her şeyi bana anlattı. Yaşadıklarımı hatta ağladığımı bile. Bir muska yaptı gözümün önünde ve ne olduysa hocanın ilk geldiğim halinden eser yoktu.

Hoca bana "Bunu ömür boyu takacaksın. Eğer çıkartırsan ben değil başka hocaya gitsen kurtulamazsın." dedi. Hoca muskayı yazıp üstüme taktıktan sonra bir şeyim kalmadı. Yorgunluğum gitti. Üzüntülü sinirli halim kalmadı. Hala onları görüyorum. Beni muskayı çıkartmam için zorluyorlar ama huzurluyum. Hoca "Evinizde büyü var." dedi. Bu büyünün mahlukları en çok bana tesir etmiş. Hoca evdeki büyü için bir takım dualar okuyup üfledi bitki tohumlarına.

"Tohumları evinize ayak basıp girilecek yerine ayakkabılığa dökün ve üstünden bir kez basıp geçin. Ondan sonra her şey düzelir." dedi Bana nereden musallat oldu bilmiyorum ama onları hala görüyorum. Eskiden pusluydu şimdi ise net ve hızlılar. Onlar hep bizimle biz göremesek de.

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.


Loading...
0%