Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Intro - Amerika Part 1

@emrah

2 Ay Önce Amerika

Salaş görüntüsüne aldırmadan iş yerinde çalışmaya devam ediyordu. İşine öyle bir dalmıştı ki, telefonu çalınca, sanki arkasından birisi sırtına dokunmuş gibi sıçradı. Telefonunun ekranına baktı. Arayan en yakın arkadaşı ''Addison'' dan başkası değildi. Telefonu açmak istemiyordu. Zor konsantre olmuştu ve arkadaşı kim bilir neler söyleyerek kafasını karıştıracaktı. Telefonu önce sessize aldı. Israr ile aramaya devam ediyordu Addison.

Sonunda ısrarla aramasına dayanamadı ve telefonu açtı. Addison'un sesi soluk soluğa geliyordu. ''Hala spor salonunda mısın? Bir hafta önce üyeliğinin bittiğini sanıyordum Addison'' dediğin de, Addison kahkaha attı. Askılı ve dar bir body ve altında tüm vücut hatlarının kıvrımlarını belli eden bir tayt ile Koşu bandında koşmayı sürdürüyordu.

''Aslında bitti'' dedi Sürtük bir ses tonu ile. ''Buradaki kaslı erkekleri görmeyi özlediğim için devam ediyorum, bir ara işten fırsat bulursan sende denemelisin''

Masasından gülümsedi. ''Tatlım, senin gibi nafaka yemiyorum ben. Biliyorsun çalışmak zorundayım''

Addison dört yıl önce ülkenin en ünlü avukatlarından biriyle evlenmiş, kocasını, erkek müvekkili ile yatakta bastıktan sonra yüklü bir tazminat ile boşanmaya zorlamıştı. Şu anda tüm yaptığı iş, eski kocasının servetini düşünmeden yemekten başka bir şey değildi.

''Bu akşamki partiye gidiyor muyuz? Barry ile konuştum seninki de orada olacak''

''Gitmiyoruz dersem beni zorla götürmeyecek misin ?''

''Götüreceğim tatlım. Akşam partide görüşürüz. Bir yakışıklı beni kesiyor, belki partiye onunla gelirim, kapatıyorum tatlım'' diyerek telefonu kapattı.

Destiny sağ elini alnına koydu. Parmakları ile alnına masaj yapıyordu. Sonra altın bilekliğini gördü. Bunu ona erkek arkadaşı almıştı. Bir kaç haftadır araları bozuktu. Üç yıldır beraberlerdi. Evlenmeyi düşünüyorlardı artık, anlamsız bir şekilde araları bozulmuş ve araya soğukluk girmişti. Son günlerde telefonla bile konuşmaz olmuşlardı. Aralarındaki iletişim bitme noktasına gelmişti. Destiny, erkek arkadaşının bu kadar değişmesine bir anlam veremiyordu. Belki de bir başkası vardı.

İş yerindeki son molasını vermişti, Aydınlık gökyüzüne bakarak sigarasını yaktı ve dumanını gökyüzüne doğru üfledi. Aydınlık gökyüzü bir anda kara bulutların etkisi altına girdi. Bu yağmurun habercisiydi. Bu durumdan pek hoşnut değildi, En yakın arkadaşının zoruyla gidiyor gibi gözükse de, haberini alır almaz bu partiyi bekliyordu. Arasının bozuk olduğu erkek arkadaşı ile barışması için bir umuttu bu parti.

İş yerinden çıktığı sırada, Sokak lambaları sözleşmişçesine peşi sıra yanmaya başladı. Taksi çevirmek isterken yağmurun ilk damlasını hissetti suratında. O sırada taksi önünde durdu ve bindi.

Evinin yolunu söylerken, taksici onu dikiz aynasından süzdü. Göz göze geldiler bir anda. Trafik de bir gariplik vardı. Son derece ağır ilerliyordu.

Amerikan Ulusal Ligi playoff mücadelesini veren bir radyo dinliyordu taksici. Bir anda yayın kesildi. Taksici kendi kendine homurdanırken bir yandan da radyo ile uğraşıyordu. O sırada haberler girdi.

''Herkes evlerine gitsin, Lütfen evinizden çıkmayın'' diye anons geçiyordu radyo kanalı.

Hiç bir anlam veremedi. Anlam verse de umursamadı, Ölse de o partiye gitmek zorundaydı. Eve geldi ve kapıyı kapattı. Önce duş aldı. Sonra ise günlerdir düşündüğü kıyafeti giydi.

Alkollü olacağı için, alkol almayan arkadaşı araba ile onu alacaktı. Ama gecikmişti. Evin içinde dört dönüyor ve saatine bakıyordu. Bir kaç defa telefon ile aradı fakat arkadaşı açmadı.

Sonunda sabrı bitmiş ve taksi durağını aramıştı. Taksi geldi.

Partinin verileceği yere gitti. Herkes gelmiş gözüküyordu. Onu ektiği için, arkadaşına kızdı. Parti evinin içine girdi. Arkadaşlarını arıyordu gözü. Arkadaş grubunun en şapşal erkeği buna doğru el sallıyordu. Aptalca bol bir gömlek giymişti. Kendini kaslı göstermeye çalışan cılız bir erkek modeliydi Jason.

Arkadaşlarının yanına gittiğin de, Gage de oradaydı. Gage 'ye doğru yürüdü. Gage, karşısındaki sarışın ve büyük göğüslü bir kadınla konuşuyordu. İnternette götünü başını açıp fenomen olanları andırıyordu kız. Kalçası ile göğüsleri ile binlerce takipçisi olanlara. Aklını değil de, fiziği ile bir yerlere gelen sürtüklere benziyordu.

Gage, onu gördüğü anda, samimi olmayan ama samimi gözükmeye çalışarak güldü ve arkadaşını öper gibi yanağından öptü. Karşısındaki samimi olduğu sarışın ile tanıştırdı. Beraber bir projeye başlamışlar ve bir haftadır beraber çalışıyorlarmış.

Destiny bunu duyunca hoşnut olmasa da, gülümsedi. Gage sonunda istediği projede ilk adam olmuştu. Eskiden olsa, böyle bir haberi ilk Destiny duyar ve sonrasında ise kutlama yaparlardı baş başa. O zamanlar geldi aklına. Oradan ayrılmak istedi. Gage'ten ve yanındaki sarışından izin isteyerek barın önüne geldi ve ilk bulduğu içkiyi kafasına dikti.

''Her yerde seni arıyordum, neredesin'' diyen bir ses ile Addison yanındaydı. Addison sıkıca sarıldı, Destiny'ye. Gözleri doldu o anda. Gage'nin yanındaki kadını hazmedememişti. Çocukluğundan beri tanıdığı Addison'u görünce kendini daha fazla tutamamıştı. Addison avuç içleri ile yanaklarından tuttu Destiny'nin.

''Boşuna endişeleniyorsun, benim tanıdığım Gage o kızı nezaketen buraya çağırmıştır. Hadi dans edelim Gage'ye neler kaçırdığını göstermenin tam zamanı. O sürtük senin tırnağın bile olamaz'' diyerek güldü.

Destiny de gülümsemişti. En yakın arkadaşının bu sözlerine. Sarıldılar. Bir dostun sarılışı rahatlatmıştı Destiny'yi. Birazda olsa rahatlamış gözüküyordu. Beraber el ele tutuşarak arkadaş gruplarının yanına gittiler. Gönüllerince eğleniyorlardı. Destiny eğleniyor gibi gözükse de gözü sürekli Gage'de ve onun yanındaki sarışın kızdaydı. Sürekli onları izliyordu ve çok rahatsız olmuş olsa da, rahatsız değilmiş gibi davranmak için elinden geleni yapıyordu.

Slov bir müzik çıktı. Herkes partneri ile dans ederken, Destiny ise yerinde oturmuş onları izliyordu. Grubun kıl kuyruğu Jim ise Destiny'nin etrafında dolaşıyor ve dans edelim mi? Diye soru soruyordu. Hayır dedi sıkılarak Destiny. Sonra kolundaki Gage'nin doğum gününde ona aldığı bilekliğe baktı. Bileğinden hala çıkarmıyordu. Gage onu bileğinde görmeye bayılıyordu. Kendisinde bitmemiş olsa da, Gage için belki de bu ilişki tamamen bitmiş gözüküyordu. Sadece son konuşmayı yapmamışlar ve birbirlerinde olan eşyalarını almamışlardı.

Partinin kapısından içeriye, Destiny'yi evden alacak olan arkadaşı girdi. Sarhoş gözüküyordu. Sallana sallana yürüyordu. Sendeliyordu ve dengesini sağlamakta ve kafasını kaldırmakta güçlük çekiyordu. Sonunda yere yığıldı. Yüzükoyun yerde titremeye başladı. Sudan çıkmış bir balık gibi çırpınıyordu.

Etrafındaki kalabalık ise açılmış eğlenmeyi bırakmış ve cep telefonlarını çıkarmış olayı görüntülüyorlardı. Bir tanesi ise canlı yayın açarak.

''Evet arkadaşlar, olayı anlamadık, bir anda yere yığıldı, evsiz veya sarhoş biri olabilir, yada günlerdir yemek yemiyordur, uyuşturucu komasına girmiştir belki ?'' diyerek yayın yapıyordu instagramda.

Sonunda bir tanesi yüzünü çevirdi adamın. Adamın boynundan kan geliyordu. ''Hemen biri 911'i arasın'' diye bağırdı. Sanki kendi arayamıyordu. Artistlik yapacak ilaha. Filmlerden özeniyordu belki de, belki de bu anı beklemişti hayatı boyunca.

Adam gözlerini açtı. Gözlerini açtığını görünce, ona yardım etmeye çalışan adam ''dostum iyi misin? bizi çok korkuttun'' diyerek güldü.

Bir anda adamı yakaladığı gibi boynunu ısırmaya başladı. Adam çığlık atarken, diğerleri ise olayı çekmeye devam ediyorlardı.

Isırılan adamın arkadaşları müdahale etmek isteseler de, zombiye dönüşmüş adam boynundaki et parçasını koparmadan bırakmadı, boynundan aldığı damar deri et ve kan parçalarını ağzına aldığında, adamın arkadaşları vurmaya başladılar zombiye.

Kalabalık bir anda bu manzara karşısında şok olmuştu. Kapıdan içeri giren bir kaç zombi ise, kaçmaya çalışanlara saldırmaya çoktan başlamıştı. Kargaşa başlamıştı partide.

Olayı gören Destiny ve arkadaşları çok tedirgin olmuşlardı. Gage ise sakin olun bir kaç sarhoş olay çıkartıyor yine. Yıllar geçti bir buna alışamadınız diyerek olayı küçümsüyordu. Durun ben gidip yakından bakayım, size söylerim olayı dediği sırada. Sarışın Gage'nin elinden tuttu. ''Lütfen Gage gitme korkuyorum'' Addison ise taklidini yapıyordu sarışının. Destiny'i güldürmek için.

Basit bir kavgaya benzemediğini bir süre sonra, kadınların ve erkeklerin korkunç çığlıklarından anlamışlardı. Olayı tam anlamasalar da Gage , bir sandalyeyi aldığı gibi cama fırlattı. ''Hadi gidelim buradan'' diyerek arkadaşlarına yol gösterecekken.

Ev sahibi ''Seni geri zekalı, arka kapı var, evin amına koydunuz'' diyerek bağırdığı sırada, bir zombi ona saldırdı ve onu yere düşürdü. Elleri ile karşı koymaya çalıştığı sırada, zombi ev sahibinin parmaklarını ısırmış ve üç parmağını koparmıştı.

Evin zemininde oluk oluk kan vardı. Pıhtılaşan kan, zemini daha da kayganlaştırıyordu. Kaçmaya çalışanlar zombilerden kurtulsalar bile, kaçarken zeminin kayganlığından dolayı düşerek zombilerin hedefi haline geliyorlardı.

Destiny Addison ve Gage'nin başını çektiği grup, kendilerini dışarıya atmışlardı. Gage'nin yeni kız arkadaşı elbisesinin darlığından ve topuklu ayakkabıları yüzünden hızlı hareket edemiyordu.

Gage'in arabasına bindi herkes. Gage'nin yeni sevgilisi söylenmeye devam ediyordu.

''Çok sıkıştım Gage''

''Çabuk beni eve götür''

Gage tam gaz ana yola çıkmaya çalışıyordu. Etrafta gördükleri durum, çok ciddiydi. Basit bir sarhoş ya da uyuşturucu koması değildi bu durum. Bir salgının başlangıcıydı.

Gage tanıdığı birini gördü. Aynı iş yerinde çalışıyorlardı. Bu sabah, iş arkadaşı oğlu ile pazar günü bezbol maçına götüreceğini konuşmuşlardı fakat iş arkadaşı, oğlunun yemeği oluvermişti. Gage gazdan yavaşça ayağını çekerek olan bitenin farkına varmaya çalışıyordu

O sırada arabanın camına vurdu bir otuzlu yaşlarının sonunda bir erkek. Bira yüzünden bir hayli göbeği vardı. Ellindeki kan dirseğine kadar akmış. Suratında korku dolu bir ifade ve suratı bembeyazdı. Göz bebeklerinden ne kadar korktuğu ve dehşete düştüğü anlaşılıyordu.

Gage'in yeni kız arkadaşı ''devam et Gage sakın durma'' demeye devam ediyordu. Gage emir kipi cümlelerden sıkılmaya başlamıştı artık. ''Bana ne yapıp yapmayacağımı söyleme Jesica'' dediği sırada yolun sol tarafından gelen araba ile çarpıştılar. Zombiler birbirine çarpışarak duran arabalara doğru gelmeye başlamışlardı. Herkes arabalardan inerek koşmaya başladı. Koşmasalar arabada sıkışıp kalabilirlerdi. Onlara çarpan arabadaki şoför arabanın içinde sıkışmıştı. Kendini kurtarmaya çalışıyor ama bir türlü arabadan çıkamıyordu. O sırada zombilerin geldiğini gördü. Hemen camını kapatmaya çalıştı fakat cam kapanmadı. Camı kapatmaya çalışıyordu ama elektronik cam kapanmıyordu. Onun çalışmadığını anladığı anda tekrar emniyet kemerine yöneldi. Emniyet kemerini çıkarmaya çalışıyordu ama oda çıkmıyordu. Zombilerden teki arabanın içine kafasını soktu. Ağzını açtı, insan eti parçaları ile dolu dişlerini adamın yüzüne doğru geçirdi. Adamın yanağından koca bir parça almıştı. Adam bağırırken, zombi adamı parçalamaya devam ediyordu.

Destiny ve arkadaşları yürümeye devam ediyorlardı. Zombilerden kaçacakları bir yer arıyorlardı. Her yerden çığlık sesleri yükseliyordu. Yaşadıkları küçük şirin kasaba cehennemi andırıyordu.

Atletik yapısı ile Kevin önden gidiyordu. Kevin'in evine girdiler. Bahçeli dubleks güzel bir evdi. Addison, Gage, Jesica, Jason, Destiny eve girdiler. Ne olup bittiğini hiç biri anlamamıştı. Televizyonu açtı Kevin.

'Bu bir bant kaydıdır. Lütfen evlerinizden dışarıya çıkmayın. Isırılmış bir kişiyle temas etmeyin. Elinizde bulunan erzakı dikkatli kullanın. En kısa zaman da karantina toplanma bölgeleri söylenecektir. Tekrar ediyorum. Isırılmış bir kişiyle doğrudan temas etmeyin, bu bir tatbikat değildir. Evlerinizde kalın'

Hepsi birbirlerine bakıyorlardı. İnstagram Facebook Twitter gibi sosyal medya hesaplarına baktıkların da tüm ülkenin saldırı altında olduğunu gördüler. Görüntüler onları daha da dehşete düşürdü. Korkudan göz bebekleri büyümüştü hepsinin.

Birden polis arabalarının sirenlerini duydular. İçlerinde bir anda gülümseme gelmişti. Bir umut kaplamıştı içlerini. Kurtulduklarını düşünüyorlardı. Hemen üst kata çıkarak pencereden dışarı baktılar. Polis arabaları hızlıca olay yerini terk ediyor gibiydi. Kevin polis arabalarına sesini duyurmak istediyse de, polis arabaları durmadılar.

Kevin ortalık sakinleşene kadar evde kalmayı teklif ettiğin de, hepsi kabul etti. Zaten hiç kimsenin de bundan başka herhangi bir çözüm önerisi yoktu. Tavşan uykusu ile sabahı zar zor ettiler. Sabah olup güneş tüm kasabayı aydınlattığı sırada, Destiny pencereden dışarıya doğru baktı. Gözlerine inanamıyordu. Doğup büyüdüğü kasaba savaş alanına dönmüş gibiydi. Bazı evler yanmaya başlamıştı bile. Havada ağır bir yanık kokusu, insanın gezini yakıyordu. Bu ağır koku, insan bedeninin yanması ile ortaya çıkan kokuydu. Dayanılacak gibi değildi.

Destiny lavaboya giderek kustu.

Birkaç gün evde kaldılar. Bir labirentin içine kısılmış fare gibiydiler. İzledikleri bir çok filme ya da diziye benzemiyordu başlarına gelenler. En cesurları ve en güçlüleri olan Kevin bile etrafı kolaçan edip geleyim gibi bir şey söylemiyordu.

Sınırlı sayıdaki erzakları belki bir hafta daha onlara yetebilirdi. İdareli kullanırlarsa belki iki hafta. Elektrik, telefon ve internet kesilmişti. Dış dünya ile her hangi bir bağlantıları kalmamıştı.

İnsan yiyen bakteri virüsünü haberlerde birkaç ay önce görmüşler ama nasıl olsa bize gelmez diyerek hazırlık yapmamışlardı.

Akşamüzeri yemek yemeğe hazırlandıkları sırada, birden kapı çaldı. Kapıya vuranlar öyle kuvvetli vuruyorlardı ki, kapı neredeyse kırılmak üzereydi.

'Lütfen kapıyı açın'

'Bize yardım etmek zorundasınız'

'Lütfen bize yardım edin'

'Lütfen peşimizdeler'

Destiny kapıyı açmaya yöneldi. Jesica 'hayır kapıyı sakın açmayın' diye bağırdı. Gage de Jasica'nın sözlerine katılır gibi kapıyı açmaya çalışan Destiny'yi tuttu.

Kevin 'Siz ne saçmalıyorsunuz, kapıyı açmazsak bu gürültü ile beraber tüm o şerefsizleri kapımıza toplayacak bu salaklar' diyerek kapıyı açtı.

Dokuz on yaşlarında bir erkek çocuğu, saçlarının tamamı ağırmış ve saçları seyrek bir adam, onunla aynı yaşta olan muhtemelen karısı olduğu çok belli bir kadın ve bir sevgili çift vardı. Zombilerden kaçmaya çalışırken Kevin'in evine doğrudan davet etmişlerdi, zombileri.

Kanın kokusunu alan zombiler evi çevirmeye başlamışlardı. Evin dışındaki çitler daha fazla zombileri tutmayacağı kesindi. Acilen bir plan yapmaları gerekiyordu. Evdeki erzak stoku da bir gün kadar dayanabilirdi.

Daha bu sabah sayıları altı iken şimdi on bir kişi olmuşlardı.

Çitler daha fazla dayanamayacağını Kevin de diğerleri de iyi biliyorlardı. Arka kapıyı kullanarak komşularının evine geçebilirler, oradan da, komşularının kullandığı servis otobüsünü alarak bir kurtulma ümidi olabilirdi.

Kevin bu planı söylediğin de, Jesica şiddetle karşı çıktı. Ona göre evde kalmak çok daha güvenliydi. Jesica haklı olabilirdi. Yalnız unuttuğu bir şey vardı ki, o da erzaklarının kısa bir süre sonra biteceği ve erzakları bitince de, güçten düşecekleri.

Jesica'ya erzağımız bir güne bitecek dedi Kevin. Ondan sonra ne yapmayı düşünüyorsun? Koltukları yemeği mi?

Jesica gözlerini yeni gelenlere dikti. Eğer onları almasaydık birkaç gün daha idare edebilirdik. Öğlen yemeğimizin hepsini süpürdüler.

Yaşlı Stev söze girdi. 'Çok açtık. İki gündür bir şey yememiştik. Bir daha olmaz.'

Jesica'nın acımasız sözlerine sadece Gage destek veriyor. Destiny ve Addison ise Kevin den yana oylarını kullanıyordu. Etkisiz eleman Jason ise kalabalık ne derse onlarla hareket edecek gibi duruyor tartışmaya girmiyordu.

Zaten tartışmaya girse bile onu kimse dinlemeyecekti.

Kevin planını yapmıştı. Kimseye gel diyecek hali yoktu. Naz çekemeyecekti. Belki kendi başına hareket eder ise daha doğru olabilir ve canı daha güvende olurdu. Gelecek insana da gelme diyecek karakterde değildi.

Hava kararmadan harekete geçmeye hazırlandı. Ona lazım olacağını düşündüğü her şeyi bir çantaya koydu. Diğerleri de onu takip etmeye karar verdi. Gurubun mızmızları Gage ve Jesica da hem söyleniyor hem de Kevin'i takip etmekten geri kalmıyorlardı.

Evin arka kapısından dışarıya çıktılar. Hafifçe ilerleyerek öğrencileri taşıyan servis otobüsünün yanına kadar geldiler. Kapılar kapalıydı. Etrafta birkaç tane zombi vardı. Birkaç tane zombiyi etkisiz hale getirebilirlerdi ama yapacakları ses diğer zombileri de o tarafa toplayacaktı.

Jesica 'Dedim işte ben' diyerek söylenmeye başlamıştı. Destiny, Gage 'nin kendini bırakıp böyle bir kadınla görüşmesini hayretler içerisinde izliyordu.

Kevin 'Sakin olun, Anahtarlar evdedir. Sakince gizlenin ve beni bekleyin' diyerek hızlı adımlarla komşusunun evine girdi. Evin duvarların da kanlar ve ev dağınıktı. Hızlıca girdiği evde daha temkinli davranması gerekiyordu belki de. Ağır hareketler sergiliyordu.

Yavaşça evin kapısını kapatıp, salona doğru yöneldi. En son hatırladığı, Otobüsü kullanan komşusunun, anahtarları bir vazonun içine koyduğuydu. Yavaşça salona yöneldi. Salonda kimsenin olmaması onu bir nebze rahatlatmıştı. Hızlı hareket ederek anahtarı buldu. Anahtarı eline alır almaz hızlı bir şekilde salondan dışarı çıkmak istedi. O sırada Salonun kapısından çıkmak isterken birden karşısında zombiye dönüşmüş komşusunun ona doğru geldiğini gördü.

Onunla savaşmak yerine pencereye yöneldi ve pencerenin kapısını açtığı gibi dışarıya atladı. Koşarak otobüsün kapısını açtı. Otobüsün kapısı açılması ile otobüsten ses çıkması, etrafta başı boş gezmekle meşgul zombilerin dikkatini çekmeye başarmıştı bu ses. Otobüse doğru hareket etmeye başladılar.

Etrafta saklanan Addison, Gage, Jesica, Jason, Destiny de otobüse doğru koşmaya başladı. Arabaya hızlıca biniyorlarken, Yaşlı kadının ayağı bir anda bahçedeki hortuma ayağı takıldı ve yere düştü. Karısının düştüğünü gören Stev ona yardım etmek istiyordu. Stev karısına doğru koşarken, ufak çocuğun elini bıraktı. Çocuk korkudan hareket edemiyordu. Stev karısını yerden kaldırmaya çalıştığı sırada zombiler çoktan etraflarını sarmaya başlamışlardı. Birden Stev'in karısının bacağına bir zombi yapıştı. Saniyeler için de, zombi yaşlı kanının baldırını ısırmaya başladı. Yaşlı kadın acıdan bağırıyor ve tüm mahalleyi inletiyordu. Stev karısını kurtarmak için zombiye müdahale etmeye çalıştı. Zombi karısını bırakarak Stev'e doğru sarıldı. Birlikte yere düştüler. Stev üste zombi ise altındaydı. Zombi elleri ile kendine doğru çekmeye çalışıyordu.

Diğerleri ise otobüsün içinde bir film izler gibi olan biteni izliyorlar, küçük çocuk ise korkudan hareket edemiyordu.

Destiny bağırdı. 'bir şey yapsanıza' kimseden bir hamle gelmiyordu. Sadece izliyorlardı. Otobüsten indiği gibi çocuğa doğru koştu ve çocuğu kucağına alır almaz otobüse doğru ilerledi.

Stev 'Yardım edin, yardım edin' diye bağırıyordu.

Kevin ve Gage göz göze geldiler. Kimse bir şey demedi ama gitme vakti olduğu anlaşılıyordu. Kevin çalışan arabanın kapısını kapatıp arkasına bakmadan gaza bastı.

Herkes yaptıklarının ne kadar büyük bir utanç verici bir şey olduğunu bilseler de, canlarını kurtarmak için ahlaki değerleri hiçe saymışlardı. Otobüsün içinde kimseden hiçbir ses çıkmıyordu.

Otobüs uzaklaşırken, yaşlı çift zombilerin yemeği olmuş ve onlardan geriye pek bir şey kalmamıştı. Kalabalık zombi ordusu yaşlı çifti birkaç dakika içinde dünyadan tamamen varlığını silmişti.

Kevin'in sürdüğü otobüs ile kasaba dışına çıkarak, kurtulanların olduğu bir bölgeye gitmek istiyorlardı. Nereye gideceklerini bilmeden. Sadece gidiyorlardı.

Kitap hakkında düşüncelerinizi (Olumlu yada olumsuz) paylaşırsanız çok mutlu olurum. Satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okumaya layık gören, kütüphanesine ekleyen, beğeni ve yorum atan, realist videoları yapan herkese teşekkürler.

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

Zombilerin Dünyası İnsula Kitabım satışta. Okunmaya layık gören, Maddi durumu olmayıp alamayan ama sosyal medyadan kitabın kapağını paylaşan herkese teşekkürler.


Seni canlı canlı yemeye çalışan yürüyen ölüler mi yoksa hayatta kalabilmek adına insanlığı ölen insanlar mı daha kötü?

Kendine hiç sordun mu?

Zombiler dünyayı ele geçirdiğinde hayatta kalabilmek için neleri feda edersin?

Virüs ile enfekte olup birkaç saat içerisinde zombiye dönüşecek olan sevdiğin bir insanı yarı yolda bırakabilir misin? En yakın arkadaşının, eşinin, hatta evladının kafasına bir silah dayayıp, onun gözlerinin içine baka baka tetiği çekip, onu öldürebilir misin?

Dostlarından, kardeşlerinden, eşinden, çocuklarından, annen ve babandan kaçtığın, kulakları sağır, gözleri kör, kalpleri taş eden o şiddetli korku geldi. Kaçmaya hazır mısın?

Bu dünya insansız başladı, insansız son bulacak...


Loading...
0%