Yeni Üyelik
6.
Bölüm

İntro- Alfa Star Komutanı Sebastian

@emrah

İntro bölümleri tanıtım bölümleridir. Kitap 1. Bölüm 'Başlangıç' ile başlar. Bilgilendirme sona erdi.

Kitap hakkında düşüncelerinizi (Olumlu yada olumsuz) paylaşırsanız çok mutlu olurum. Satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okumaya layık gören, kütüphanesine ekleyen, beğeni ve yorum atan, realist videoları yapan herkese teşekkürler.

Türkiye'nin ölüm kokan topraklarında anlattığımız ''Zombilerin Dünyası - Kaos'' adlı romanda , Kişiler, Kurumlar Tamamen Hayal Ürünüdür..


Yer. İstanbul Emniyet Müdürlüğü

Askeri üç jeep kapıda durdu. Kapıda nöbet tutan askerler için olağan dışı bir şeydi. Önde oturan asker hemen arabadan çıktığı gibi arka kapıyı açtı. Sebastian arabadan indi. Meraklı polis memuru hala gözlerine inanamıyordu.

''Amirin içeride mi ?''

''İçeride efendim''

''Koş Alfa Star Komutanı Sebastian'ın geldiğini haber ver''

''Emredersiniz''

Sebastian ağır adımlar ile emniyet müdürünün odasından içeri girdi. Etrafa baktı. Emniyet müdürü şaşkınlıkla Sebastian'a bakıyordu. Emniyet Müdürü ''Buyurun Oturun'' dediği anda deri koltuklardan bir tanesine oturdu.

''Ne içersiniz ?''

''Bir şey içmeye gelmedim. Mirza Kral Nerede ?''

''Görürsen bana da bir uğramasını söyle''

''Benimle doğru konuş Müdür. Yoksa son konuştuğun kişi olurum. Mirza Kral Nerede ?''

''Burası Alfa Star , kampı değil beni tehdit etme. Bilmiyorum''

''Bilirsen aklın ben olurum, duyarsan kulağın ben olurum. Söylersen sözlerin ben olurum. Senden haber bekliyorum Müdür. Hadi sen çalış''

Sebastian Emniyet Müdürünün odasından çıktı gitti. Müdür kendi kendine söyleniyordu. ''Kim oluyor lan bu kendisini ne zannediyor''


İl. Ankara
Yer. DxN - Arge

Hızlı adımlar ile içeriye girdi Sebastian. Güvenlik görevlileri müdahale etmek istediler. Fakat aldırmadı. Arkasındaki adamlar gereğini yapıyorlardı.

Yürümeye devam ediyordu meraklı bakışlara aldırmadan.

Kapıyı çalmadan içeri girdi.

Kapının üstündeki yazı ''Profesör Doktor - Leonardo Morgan''

İçeri girer girmez herkese ''Dışarı çıkın'' diye bağırdı.

'' Doktor sana tek bir kere soracağım Mirza nerede ?''

''Bilmiyorum''

Doktorun kafasını masaya yatırdı. Silahını belinden çektiği gibi , silahın horozunu kaldırdı.

''Mirza nerede doktor''

''Bilmiyorum.''

''Öleceksin doktor farkında mısın ?''

''Bilmiyorum Sebastian, bilsem neden söylemeyeyim ?''

''Söylemezsin Doktor Mirza nerede ? Sadece seni değil tüm binayı yok ederim''

''Bilmiyorum''

Sebastian düşündü. DxN ile papaz olmanın vakti değildi. Özellikle de Mirza'sız onlara savaş açmak hiç akıl karı değildi. Geri adım attı.

''Bir şey duyarsan beni ara''


il. Ankara
Yer. Türk İntikam Tugayı Eğitim Merkezi

Sebastian arabasının içinde bekliyordu. İki asker yanına geldi.

''Kapıyı Açın''
''Kime geldiniz komutanım''
''Ulan siz bu arabayı görünce sorgu soracak adamlar mısınız. Kapıyı açın diyorsam açın.''
''Emredersiniz komutanım.''

Arabasından indiği gibi karargaha girdi. Girdiği Kapı ''Argo''

''Argo Mirza nerede ?''
''Bilmiyorum Sebastian, En az senin kadar da merak ediyorum''
''Argo bir şey duyarsan bana haber veriyorsun''
''Emredersiniz mi diyeyim ? Yoksa baş üstüne mi?''
''Burayı başına yıkarım, gövdenin üstünde baş bırakmam Argo, Laflarına dikkat et''
''Mirza'sız üç günde avlarlar seni ,bence nefesini fazla tüketme. Mirza'yı kim ortadan kaldırdı ise temiz iş yaptı. Sıra ya canın da dır , yada aklında''
''Argo , sıra ya benim canım da dır , yada aklımdadır.. Sen sen ol , ne aklıma gir , nede canıma.. Bir gece vakti gelirim buraya , önce aklından olursun , sonra canından. Sen sen ol, Mirza'yı kaldıran , büyük kumar oynar.. Sonunda ise canı ile oynar''

Argo tek kelime bile söyleyemedi ve çıktı gitti.


İl. Ankara
Yer. DxN Karargahı
Saat. Sabah 04.00

''Seyfo Ağabeyye geldiğimi söyle''
''Ağabey bu saatte istirahat ediyor. Tekrardan uğrayın , yada söyleyecek bir notunuz var ise ileteyim''
''Seyfo , Ya Ağabeyye geldiğimi söyle , yada öldüğünde geldiğimi öğrensin''
''Beni tehdit edemezsin Sebastian, kafana göre Emniyet Müdürü , Jandarma daire başkanı, DxN Binası , Türk İntikam Tugayı ve DxN karargahını basamazsın. Bastın mı ? Ölürsün, Kimsin sen ?''

Sebastian Seyfo'ya doğru baktı. ''Ben Alfa Star'ım. Tüm kardeşlik adına buradayım. Sen mi? Öldüreceksin lan beni? Hadi beni öldürdün, benden sonrasını nasıl öldüreceksin? Sadece ben miyim? Seyfo. Gece gece kanın dökülmesin, efendiliğimi bozdurma benim Ağabeyye geldiğimi söyle''


Burun burunaydılar. Birbirlerinin gözlerinin içine bakıyorlardı. İlk hamleyi karşı taraftan bekliyorlardı. Seyfo'nun telsizi çaldı.

''Emredin Efendim, Tamam Efendim''

Sebastian'a doğru döndü. ''Ağabey sizi bekliyor bu taraftan.''

''Bak gördün mü ? Seyfo , Ağabey yaşamanı istiyor''

Sebastian adamlarına döndü ''Siz burada bekleyin''

Yavaş adımlar ile Ağabeynin yanına doğru çıktı.

''Sebastian Saat sabah dört , ne istiyorsun?''

''Efendim, Mirza'yı bulamıyorum. Her yere baktım. Kaçırıldığından veya yakalandığından şüpheleniyorum. Sizin bir bilginiz var mı ? diye size geldim''

''Mirza'yı yakalayacak bir güç var mı ? Yada Mirza'yı yakalayacak bir şey var mı ? Mirza'yı öldürecek bir güç var mı ? hiç sanmıyorum. Çıkar bir kaç güne , merak etme. Seyfo , En son nerede görülmüştü ?''

''Efendim , İstanbul , Boğaziçi Köprüsü Gişeler, Sonra hiç bir kamerada gözükmüyor''

''Mirza 48 saat içinde ölü yada diri bulunmaz ise olacaklardan ben sorumlu değilim. Uyuyan hücreleri uyandırırım. Ülkeyi kan gölüne çevirir , ve Mirza'yı yakalayanlar ve yakalatanları içine atıp boğarım. ''

''Omuzlarındaki yıldızlardan daha büyük laflar ediyorsun Sebastian, Ben gök yüzünde çok kayan yıldız gördüm. Hepsi de gecenin karanlığında kayboldular. Sen sen ol Sebastian , kuyruğuna dikkat et. Konuşma bitmiştir. Seyfo Sebastian'a kapıya kadar eşlik et. ''

''Emredersiniz Efendim''

Sebastian dışarı doğru çıktı.

Seyfo Sebastian'ı yolcu etti. Tekrardan Ağabeynin yanına çıktı.

''Efendim neden izin vermediniz ? Elini kolunu sallaya sallaya geliyor ve herkesi bir bir tehdit ediyor, Öldürseydik ?''

''Bu dünya Ölümle başladı Seyfo, Ölümle son bulacak. Ama şu anda Alfa-Star Komutanı öldürecek vakit değil''

Sebastian İstanbul'a geri dönüyordu. İleride hareketlenme vardı. Şoför arkasını döndü ve

''Efendim ileride çevirme var''

''Bu ülkede bu arabayı çevirecek güç var mı ? Dikkatli olun tuzak olabilir, diğer arabalar saldırı konumuna geçsin''

''Emredersiniz efendim''

Şoför telsizi eline aldı.

''Alfa Star araçları Saldırı konumuna geçin ve tetikte bekleyin.''

''Komutanım dur diyorlar durayım mı ?''

''Dur bakalım ne istiyorlar''

Şoför arabayı durdurdu.

Asker arabanın yanına geldi. Şoför camı açtı. ''Alfa-Star'' dedi.

''Komutanım görüyoruz. Fakat hakkınızda ihbar var. Arabayı aramak zorundayız?''

''Ne ihbarı var ?''

''Bilgim yok, komutanım size daha iyi bilgi verir.''

''Kimmiş senin komutanın, bana bilgi versin, herkes emrimi beklesin'' dediği gibi arabadan indi Sebastian. Askeri araca doğru yaklaştı.

''Asbest'' dediği anda kafasının arkasına bir darbe ile yere yığıldı.

Asbest arabadan indi. ''Bu Sebastian da ki ego beni öldürecek. Kendini dokunulmaz filan sanıyor. Teşekkür ederim Alfa-Star bundan sonrası bizde, Artık Sebastian sizden biri değil. Komutan Alfa-Star yasalarına göre ikinci adam oluyor. Kesin emirdir. Kağıtta da yazıyor.

1 Hafta sonra..

Sebastian karanlık bir odada tutuluyordu. Arkadan elleri kelepçeli ve ayakları da zincirliydi. Gözlerini de bağlamışlardı.

''Sebastian - Sebastian - Sebastian''

''Şarkı mı söylüyorsun ? Adımı mı ezberliyorsun ?''

''Sebastian hiç düşündün mü ? Bir gün makbul Sebastian, yarın maktul Sebastian olacağını?''

''Hiç düşünmedim. Üstlerim ne emrettiyse onu yerine getirdim. Çok konuşma öldüreceksen öldür, Konuşacak söyleyecek hiç bir şeyim yok''

''Sebastian Mirza nerede ?''

''Bilmiyorum''

''Papa suikasti , Amerika da Fetoculara karşı yapılan yedi suikast. Amerikan Başkanı suikasti, İstanbul , İzmir , Antalya ve Ankara da patlatılan eş zamanlı bombalar , Venedik saldırısı , Monaco katliamı Bunları Mirza ile beraber mi örgütlediniz ?''

''Ulan biz örgütmüyüz de bize örgütlediniz gibi bir cümle kurabiliyorsun. Senin ağa baban kim Köpek?

''Bak ne güzel anlaşmaya çalışıyoruz Sebastian, Neden ağzını bozuyorsun. Bunları yapma emrini kimden aldınız ? Kimin adına çalışıyorsunuz ? ''

''Bu saydıklarının hiç birini biz yapmadık. ''

''Bu daha büyük bir ayıp o zaman Sebastian. Alfa-Star 'ım diye geziyorsun. Ülkenin savcısını hakimini bakanını Emniyet müdürünü Genel kurmayı tehdit edecek kadar çapın var. Bu kadar bomba patlıyor ülken de ve senin haberin bile yok kimin yaptığına''

''Seni alakadar etmez. Ülkemde masum bir kişinin canı yansa , intikamı misli misli alınmıştır''

''Konuşmaz bu. Silivri Kızıl Yıldız Ceza Evine Postalayın. Burada değil , oraya gönderdikleri tarafından öldürsün. ''

''Emredersiniz Komutanım''

Kızıl Yıldız Ceza Evi.
Silivri

Birisi benim üstümü çizdi. Ama kim ? Önce Mirza kayboldu , Beni itibarsızlaştırıp buraya gönderdiler. İşlediğim ve işlemediğim kim bilir kaç cinayeti üstüme yıkacaklar. Müebbet yiyeceğim ve buradan çıkamayacağım.

Devletim adına çalıştım. Kendi çıkarlarıma göre hiç bir şekilde hareket etmedim etmem. Ben devlet terbiyesi ile büyüdüm. Konuşmam. Duymam ve görmem.

Ama emri verenler ? Götlerini kurtarmak için beni herkesin önüne mi attılar ?

Aç kurtların önüne atılmış , besili bir koç gibi..

Beraber omuz omuza çarpıştığım kardeşlerim tarafından satıldım.

Beni gönderdikleri yer ''Ölüm''

Buraya gönderdiğim adamlar ,

burada yatan grupların ağa babalarını katlettim.

Burada yatanların yarısı beni öldürmek istiyor..

Pişmanlık mı ? Zerre pişman değilim.

''Sebastian, yeni evine geldik''

Sebastian arabadan indi. Gök yüzüne doğru baktı. Her zaman olduğu gibi gök yüzü güzeldi. Derin bir nefes aldı..

Sonra iki gardiyan ile beraber yürümeye başladı. Omuzları dik bir şekilde hala komutanmış gibi yürüyordu.

''Arkanı dön Sebastian''

Arkasını döndü.

''Yirmi Dokuzuncu Hücrenin kapısını açın''

Hücrenin kapısı açıldı. Tek bir yatak , tek bir tuvalet vardı. Yan yana. Onun dışında hiç bir şey yoktu. İhtiyaçta yoktu zaten.

Kelepçelerini çıkarttılar..

İçeriye girdi.

''Yirmi Dokuzuncu Hücrenin Kapısını Kapatın''

Kapının kapanma sesini duyarken arkasına bile bakmadı. Sonra yatağına yattı ve düşünmeye başladı..

''Kim Sattı Beni''

Sebastian sürekli gardiyanlar eşlik ediyordu. Mahkemeye çıkmadan ve basının önüne atılmadan , öldürülmesi hiç kimsenin işine gelmezdi. Hapishane müdürü de , Sebastian ölürse ihale bana kalır diye endişeleniyordu.

Sebastian banyo yapıyordu. Bir gölge hissetti. Su hala açıktı. Dışarı da bir hareketlenme vardı. Fakat anlam verememişti.

Perdesi hızla açıldı ve Semih, Sebastian 'a aniden bir yumruk attı. Sebastian beklemediği bu yumruk darbesi ile sırtını duvara çarptı. Semih'den ikinci yumruk geldi. Sağ yumruğunu Sebastian'ın tam suratına indireceği anda Sebastian Sol kolu ile yumruğu kestiği gibi sağ yumruğu ile Semih'in burnunun ortasına bir yumruk vurdu.

Semih yere doğru düşerken Sebastian hızlıca dışarıya çıktı. Paşa ve Usta onu bekliyordu dışarıda.

İlk saldıran Paşa oldu. Paşa saldırırken , Sebastian dan bacak arasına bir tekme yedi. Hayalarını tutuyorken Paşa , Usta 'nın ani saldırısı geldi. Usta'nın bileğini tuttuğu gibi, çevirdi. Canı acıyan Usta dizlerinin üstüne çökmüştü.

''Sizi kim gönderdiyse, sizi iyi eğitememiş. Köpeklerini yollayacağına kendini yollasaydı.''

Dediği anda Usta'nın bileğini kırdı.

Semih'in beklemediği anda ona doğru sarıldı Sebastian. Burnu kırılmış Semih kendinde değildi. Tek hamlede boynunu kırdı ve cansız bedenini yere attı.

Paşa kıvranıyordu. Paşayı saçından tuttuğu gibi , kalorifer peteklerine kafasını vurmaya başladı. Suratı dağılana kadar kafasını kalorifer peteklerine vurmaya devam etti. Paşa'nın suratı tanınmayacak haldeydi.

Usta acıdan kıvranıyordu.

''Senin yaşamana izin veriyorum. Bunların akıbetini herkese anlat'' diyerek bir kaç adım attığında ,

''Yok yok, Haşa - Sümme Haşa ben Allah değilim'' dediği anda ayakları ile boynuna bastı Usta nefes alamıyordu. Balık gibi çırpındı. İyice bastırmaya başladı ayağını. Öldüğüne emin oldu. Sonra da bıraktı.

Yazık oldu çocuklara..

Gardiyanlar içeri girdi.

''Ne oldu burada ? Bu adamların hali ne ?''

''Kim öldürdü bunları ?''

Sebastian şaşkın bir şekilde duştan çıktı. üstünden akan son kan lavabonun deliğinden kayıplara karışıyordu.

''Bilmiyorum. Ben duştaydım''


instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

Zombilerin Dünyası İnsula Kitabım satışta. Okunmaya layık gören, Maddi durumu olmayıp alamayan ama sosyal medyadan kitabın kapağını paylaşan herkese teşekkürler.

Dünyanın bir milyar nüfusa ulaşması için tam yüz bin yıl geçmesi gerekmişti. İki milyara ulaşması için ise yüz yıl gerekti ve tekrar ikiye katlanması sadece elli yıl sürdü. 1970'te dört milyar olan nüfus şu anda nerdeyse dokuz milyara yaklaştı. 40 yıl içinde tam 32 milyar insan yaşamak için savaşacaklar...Dünya tarihinde beş büyük nufüs imhası gerçekleşmiştir. "Croatoan'' aktif hale getirmezsek 6. İmhayı biz yaşayacağız.

Bu dünya insansız başladı, insansız son bulacak.



Loading...
0%