Yeni Üyelik
2.
Bölüm

İntro -Bölüm: 2

@emrah

İntro bölümleri tanıtım bölümleridir. Kitap 1. Bölüm 'Başlangıç' ile başlar. Bilgilendirme sona erdi.

Kitap hakkında düşüncelerinizi (Olumlu yada olumsuz) paylaşırsanız çok mutlu olurum. Satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okumaya layık gören, kütüphanesine ekleyen, beğeni ve yorum atan, realist videoları yapan herkese teşekkürler.

Amsterdam Hollanda

Amsterdam'ın renkli sokakları, gece boyunca dans ve eğlencenin yankılandığı bir partiye ev sahipliği yapıyordu. Müzik, sokakları dolduran kalabalığın içine sinmiş, herkesi coşturuyordu. Tekno müziğin ritimleri, gökyüzünü dolduran renkli ışıklarla birleşerek eşsiz bir atmosfer yaratıyordu.

Amsterdam sokaklarının en canlı olduğu noktalardan biri, içeri dolup taşan bir gece kulübüydü. İçeride, dans pistinde dans edenlerin yanı sıra, barda içkilerini yudumlayanlar ve müzikle kendinden geçenler vardı. Herkes kendi kimliğiyle, kendi özgürlüğüyle oradaydı.

Dans edenler arasında, iki kadın birbirlerine sıkıca sarılarak öpüşüyordu. Onların tutkulu öpücüğü, etraflarındaki insanların coşkusunu daha da artırıyordu. Ancak, bu romantik anın içinde bir gariplik vardı. Lavabodan bir kadın çıktı, boynu kanlar içindeydi. Yavaşça yere düştüğünde, kalabalık arasında kayboldu. Onun düşmesine kimse aldırış etmedi.

Çünkü uyuşturucu maddelerin etkisiyle bayılan kendinden geçen birçok insana rastlamak mümkündü. Bu ilk defa karşılaşılmış bir manzara değildi. Adam yerde ölü gibi yatıyorken, birden gözlerini açtı. Ayağa kalktı, yüzünde solgun bir ifade vardı ve etrafına bakındı. Müzik sesi onun kafasını karıştırıyor gibiydi.

Tam önünden geçen bir kadını yakaladı ve dişlerini etine sapladı. Kan etrafa yayılırken hiç kimse ne olup bittiğini umursamıyordu. Kadın yere düştüğünde diğer kurbanına saldırdı ve bir diğerine. Etrafa korku ve dehşet saçarak, saldırıyordu.

Bu saldırıyı fark edildiğinde birkaç dakika içinde mutlu bir partide olan insanlar dehşete kapılmış bir halde çığlıklar atıyorlardı.

Panikle kaçmaya çalışanlar, kapıya doğru koşarken, zombiye dönüşmüş insanlar etrafa karanlık bir gölge gibi yayıldı. İçeride, bir zamanlar eğlencenin hakim olduğu yerde, şimdi kan ve çığlık sesleri hüküm sürüyordu. Amsterdam'ın gecesi, beklenmedik bir kabusla bürünmüştü ve neşe dolu parti, bir kabusa dönüşmüştü.

St.Petersburg, Rusya

Karanlık ve sessiz bir sokakta, ay ışığı, çatıların arasından sızarak yerleri hafifçe aydınlatıyordu. Bu sokakta yalnızca bir kadın yürüyordu. Adımları sessiz ve tedirgindi. Arkasına bakıyor, takip edildiğini hissediyordu. Kalbi hızla çarpıyor, gözleri etrafı tarıyordu.

Kadının gölgeler arasında ilerlemesiyle, sessizlik bir anda kırıldı. Arkasından gelen biri ani bir hareketle onu yakalayıp kuytu bir köşeye çekerek, yere yatırdı. Kadın, çığlık atarak direniyordu, ama adamın gücü karşısında çaresizdi. Gözyaşları arasında çığlık atıyor, yardım için umutsuzca çevreye bakınıyordu.

Adam, kadının elbiselerini yırtmaya başladığında, kadının çığlıkları sokakta yankılanıyordu. Ancak, umutsuzluk içinde boğulurken, beklenmedik bir kurtarıcı ortaya çıktı. Arkadan gelen biri, hızla yaklaşıp adamın üzerine atladı. Bir mücadele başladı.

Kadın, şok içinde geriye doğru duvara yaslandı, adeta karanlığın içine çekiliyordu. Gözleri yaşlı ve korku doluydu. Mücadele sürerken, kadın için umut ışığı birden belirdi. Kurtarıcı, adamı ısırarak durdurdu. Kadın, şaşkınlık içindeydi, bu beklenmedik kurtuluşa inanamıyordu.

Kadın, geriye doğru adımlarken, kurtarıcının yüzüne bakarak teşekkür etti. Ama o teşekkür, bir ölüm çığlığına dönüştü. Kurtarıcının yüzüne baktığında, şok daha da derinleşti. Adamın gözleri beyaz renkteydi, ağzından çıkan kan boynuna akıyordu ve suratı beyazdı. Zombiye dönüşmüş kurtarıcı, kadına saldırdı ve karanlık sokakta bir kez daha çığlıklar yankılandı.

Almanya Kreuzberg

Müzik dolu gece, bir rap şarkıcısının heyecanla beklenen konseriyle doruk noktasına ulaşmıştı. Sahne, ışıklarla parıldıyordu ve kalabalık, enerji dolu bir atmosfer yaratıyordu. Şarkıcı, mikrofonu sıkıca kavrayarak seyircileri coşturuyor, ritimle eşsiz bir uyum içinde performanslarını sergiliyordu. Kalabalık, sözlerini ezbere bildiği şarkıları birlikte söyleyerek sahneye ve performansa hayranlıkla eşlik ediyordu.

Konsere gelenler harika saatler geçirmişlerdi.

Konserin sonunda, şarkıcı sahneyi terk ederken, izleyiciler arasında bir coşku dalgası başladı. Hayranlar, şarkıcının etrafını sarmış, imza almak ve fotoğraf çektirmek için birbirleriyle yarışıyordu. Gözlerindeki ışıltı, hayranlık dolu bakışlar ve coşkulu tezahüratlar, şarkıcının ne kadar sevildiğini gösteriyordu.

Bir hayranı, şarkıcıyla fotoğraf çektirirken, beklenmedik bir olay yaşandı. Arkadan gelen birisi, sessizce yaklaşarak şarkıcının kolunu ısırdı. Hayranın yüzü korkuyla donarken, şarkıcının korumaları hızla araya girdi. Korumalar, şarkıcıyı hızla arabaya doğru yönlendirerek kalabalığın içinden uzaklaştırdılar.

"Sürtük beni ısırdı, sürtük beni ısırdı. Seni öldüreceğim sürtük, bir biftek gibi benden bir parça aldı."

Arabaya binen şarkıcı, kalabalığın arasından uzaklaşırken, kolundaki ısırık izine bakıyordu. İz, kırmızı ve acı vericiydi. Endişe dolu gözlerle izine bakan şarkıcı, bu beklenmedik saldırının ardındaki sırrı çözmek için karanlık düşüncelere daldı. Artık sahne ışıklarının altında değil, kendi içindeki karanlıkla baş başaydı.

Rio de Janeiro, Brezilya

Güneşli bir öğleden sonra, yeşil saha genç futbolcuların coşku dolu çığlıklarıyla yankılanıyordu. Minik ayaklar topu kontrol etmeye çalışırken, aileler de kenardan onları büyük bir heyecanla izliyordu. Gökyüzü mavi, bulutlar seyrek ve hafif bir esinti, sıcak havayı ferahlatıyordu.

Maç ilerledikçe, goller atılıyor, paslar yapıyor ve her oyuncu kendi yeteneklerini sergiliyordu. Sahadaki minik futbolcuların yüzlerindeki gülümseme, ailelerin yüzlerinde de tezahür ediyordu. Tribünlerden gelen alkışlar ve tezahüratlar, sahanın atmosferini daha da coşturuyordu.

Son düdüğün çalmasıyla birlikte, minik futbolcular terliydiler ama mutlu bir şekilde soyunma odasının yolunu tuttu. Ancak, kazanan ve kaybeden takımların teknik direktörleri arasında beklenmedik bir olay yaşandı. Kaybeden takımın teknik direktörü, birdenbire fenalaşıp yere düştü.

Takımının oyuncuları endişe içinde başına toplandıklarında, teknik direktör aniden ayağa kalktı ve oyuncularına saldırdı. Korku dolu çığlıklar eşliğinde, sahanın huzurlu atmosferi bir anda değişti. Futbolcuların aileleri ise dışarıda çocuklarını beklerken, saha çıkışında korkunç bir manzara ile karşılaştılar.

Çıkış kapısında, bir zamanlar sevdikleri futbolcular olan zombilere dönüşmüş oyuncular, kendi ailelerine saldırıyordu. Aileler, dehşet içinde geri çekilirken, yaşadıkları kabusun gerçekliğiyle yüzleşiyorlardı. Güneşli öğleden sonra, futbolun neşesi ve coşkusu yerini karanlığa bırakmıştı.

Londra, İngiltere

Bir İngiliz pubında, dostça sohbetler eşliğinde içilen biralarla dolu bir gece yaşanıyordu. Arkadaş grubu, masalarda gülüşmelerle dolu, neşeli bir atmosfer oluşturuyordu. Bir erkek, anılarla dolu bir yaz tatilini anlatıyordu.

"Bu yaz, İnsula adasındaydık," dedi erkek, arkadaşlarına dönerek. "İnanılmaz eğlendik, gerçekten unutulmaz bir deneyimdi. Hatta şimdiden düşünüyoruz, belki de seneye tekrar gitmeyi planlayabiliriz."

Kız arkadaşına doğru baktığında, aniden yüzünde bir endişe belirdiğini fark etti. "Hayatım, sen iyi misin?" diye sordu.

Kız arkadaşı cevap vermiyordu, söylenenleri duymuyor gibi görünüyordu. Masadaki başka bir arkadaşları o sırada yere düştü ve titremeye başladı.

Masadakiler, şaşkın bir şekilde etraflarına bakındılar.

"Bir doktor çağırın!" diye bağırdı erkek, telaşla arkadaşının yanına koşarak ona yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Ancak, tam o sırada yere düşen kadın gözlerini açtı ve yanında duran kız arkadaşını görmezden gelerek bir başka kıza doğru koştu ve ona saldırdı.

Kız arkadaşı, şaşkınlık içinde geri çekildi ve diğer arkadaşları telaşla onu saldırdığı kızdan ayırmaya çalıştılar. Ancak, kızı ayırdıktan sonra, bir anda erkek arkadaşı da dönüşmüş, gözleri boş bir ifadeyle bir başkasına saldırmaya başlamıştı.

Pubın içindeki huzurlu atmosfer bir anda korku dolu bir kaosa dönüşmüştü. Arkadaşlar arasında korku ve endişe hakimdi, çünkü bir anda dostça bir gece, karanlık bir kabusun içine sürüklenmişti.

New York, ABD

New York'un karanlık atmosferi, Greenwood Mezarlığı'nda gençler arasında bir grup, karanlık gecenin sessizliğinde alkol alıyordu. Şeytan heykeli, onların yanında, gölgesini mezar taşlarına yansıtıyordu. Arkadaşlar, birlikte gülüşerek, birlikte zaman geçiriyorlardı.

Parti başlasın diyen birinin önerisiyle, bir torbadan kızlar birer kağıt çekti. Kağıtlarda yazan isimler eşleştiğinde, gülüşmeler ve şakalar arasında romantizm dolu bir atmosfer oluştu. Eğlence beklenmedik bir şekilde dehşet verici bir kabusun içine dönüşeceğinden habersiz sadece anın tadını yaşamaya çalışıyorlardı.

Mezarlıkta, sevişmeye başladıkları sırada, bir erkek aniden kusmaya başladı. Kız, iğrenerek geri çekilirken, erkek titreme nöbetine girdi ve hareketsiz kaldı. Kız, korkuyla ona yaklaşırken, erkek aniden uyanarak kızın elini ısırdı. Kızın parmakları, acı dolu bir çığlıkla yerinden koparken, dehşet içinde bağırarak geri çekildi.

Kızın acı dolu çığlıkları, diğerlerini dehşete düşürdü. Dehşet daha da arttı, sesi duyup gelen arkadaşlarına da saldırıyordu zombi. Onu durdurmak neredeyse imkansızdı.

Korku içinde kaçan bir kız, ayağı kayarak düştü ve boynu bir mezar taşına çarparak kırıldı. Diğerleri, panik içinde kaçmaya çalışırken, mezarlıkta yankılanan çığlıklar, dışarıdan duyuldu.

Polis ekipleri, devriye gezerken çığlıkları duydu ve mezarlığın etrafına doğru koştu. Ancak, içeri girdiklerinde, dehşet verici bir manzara ile karşılaştılar. İnsanlar, insanları parçalıyordu. Bunun bir zombi virüsü değilde uyuşturucu etkisiyle çıkan olaylar olarak değerlendirmişler ve çevreye çok sayıda destek ve ambulans çağırmışlardı.

Sakin ve sessiz bir gece, kabus dolu bir gerçekliğe dönüşmüştü.

instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

Zombilerin Dünyası İnsula Kitabım satışta. Okunmaya layık gören, Maddi durumu olmayıp alamayan ama sosyal medyadan kitabın kapağını paylaşan herkese teşekkürler.

Dünyanın bir milyar nüfusa ulaşması için tam yüz bin yıl geçmesi gerekmişti. İki milyara ulaşması için ise yüz yıl gerekti ve tekrar ikiye katlanması sadece elli yıl sürdü. 1970'te dört milyar olan nüfus şu anda nerdeyse dokuz milyara yaklaştı. 40 yıl içinde tam 32 milyar insan yaşamak için savaşacaklar...Dünya tarihinde beş büyük nufüs imhası gerçekleşmiştir. "Croatoan'' aktif hale getirmezsek 6. İmhayı biz yaşayacağız.

Bu dünya insansız başladı, insansız son bulacak.


Loading...
0%