Yeni Üyelik
7.
Bölüm

İntro 'Siz Gerçek Değilsiniz'

@emrah

İntro Bölümlerini okumadan ana hikayeye geçebilirsiniz. Bilgilendirme bitmiştir.

Kitap hakkında düşüncelerinizi (Olumlu yada olumsuz) paylaşırsanız çok mutlu olurum. Satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okumaya layık gören, kütüphanesine ekleyen, beğeni ve yorum atan, realist videoları yapan herkese teşekkürler.


DxN Laboratuvar Merkezi
Büyük Ada.

Ağabey laboratuvar da geziniyordu. Leanorda Morgan da ona eşlik ediyordu.

''Geçen sene topladığımız örnekler ne durumda ?''

''Efendim, Bildiğiniz üzere sanal bir dünya yaratmıştık tüm denekler için, Hepsini on yıl geriye götürdük yani 2012 yılına. ''Zombilerin Dünyası'' Bir yılda ölüm adasına ulaşan bir tek Mirza var. Oda zaten yaşadığı evrenin gerçek olmadığını düşünüyor.''

'' Yanındaki gerçek arkadaşının bile gerçek olmadığını düşünüp sürekli onu kızdırmaya çalışıyor. Sürekli herkesi kontrol ediyor. Eğer arkadaşı bir an kızarsa onu da öldürecek. Karşısına klon diye koyduğumuz tüm askerleri yok etti. En yakın arkadaşını bile. ''

''Sürekli siz gerçek değilsiniz'' diye bağırıyor. İnanmıyor yaşadığı dünyaya''

''Hiç mi gelişme kaydedemedi ?''

''Efendim , Normal bir atletten çok daha hızlı. Sadece bacakları değil kolları da çok hızlı. Nereye yumruk atarsa atsın parçalıyor. DxN Güç iğnesi almaksızın. Sadece koyduğumuz deney tüpünde hareket ettiği için , oradaki sıvı korkunç bir güç ve hız kazandırdı. Ama artık insan gibi hissetmiyor. Acı diye bir şey hissetmiyor. İnsani tüm hislerini kaybetti. Tekrar tekrar sanal ortamda kaldığı için de, beynindeki nötronlara giden ''

''Anlayacağım dilde söyle doktor''

''Efendim , delirdi Beyni daha fazla dayanamayacak. Biraz daha zorlarsak ölür''

''Yarın akıl hastanesine bırakın o zaman''

''Anlaşıldı..

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Hastanesi

1 Ay Sonra

''Hastanın durumu nedir doktor ?''

''Son derece saldırgan , hiç bir şeyin gerçek olmadığını düşünüyor, sürekli halüsinasyonlar görüyor. Size inanmayacak ve sizi deneyecektir. Sorduğu sorulara lütfen cevap verin. Eğer yapmasını istemediğiniz bir şeyi, size söylerse lütfen yapmayın. Yapmaya devam ettiğinizde sizi öldürecektir. Bir karıncayı incitmeyecek gibi gelebilir size ama hiç öyle değil. Nöbeti geldiği an ''Siz Gerçek Değilsiniz'' diyerek saldıracaktır. Onu gözetmek size düşüyor. Lütfen bayıltıcı tabancalı adamınızı çok yakına koymayın. Ama uzakta da olmasın. Her an ihtiyacınız olabilir''

''Ne gibi halüsinasyonlar görüyor ? ''

''Zombilerin Dünyayı ele geçirdiğini ve insanlığın sonunu geldiğini , Amerika da ve Türkiye de bir çok suikast yaptığını , bir asker olduğuna bir kızı sevdiğine inanıyor. En son Ölüm Adası diye bir yerde ilk zombi ile savaştığını görüyordu''

''Anlıyorum''


Bir kaç hafta sonra ...

''Merhaba Bugün Nasılsın ?''

'' Merhaba, Teşekkür ederim. Siz nasılsınız Doktor Bey Amca''

''Çok iyiyim. Bugün benimle ne hakkında konuşmak istersin ? Bana şu Amerika da yaşadığın hapishane hayatından bahseder misin ? ''

'' 16 yaşımdayken girdim hapishaneye , 21 yaşımda çıktım Doktor Bey Amca. Birileri ile durmadan hayvan gibi dövüştürüldüm orada. ''

''Ne oldu neden sustun ?''

''Arkanızdaki Polis Memuru Bey, sanırım güldü bana. Bana bir daha gülmesini istemiyorum. Yoksa bir daha gülemez.''

Mirza bir anda ciddileşmişti. Polis Memurunun beti benzi attı. Suratı bembeyaz oldu. Doktor ;

''Sana gülmedi o , değil mi Doğan ? ''

''Evet Doktor Bey''

''Doktor Bey Amca , Lütfen bana bir daha yalan söylemeyin. Bir daha gülmesin ve söyleyin dışarıda beklesin. Tipini sevmedim bu adamın. Aynı Öldürdüğüm birine benziyor.''

''Dışarıda bekle Doğan.''

''Ama efendim''

''Dışarıda bekle dedi sana Doğan. Lütfen dışarı çıkar mısın ?''

Polis memuru çaresizce dışarı çıktı.

''Devam edelim biz, Sonra ne oldu ?''

''Hapishaneden döndükten sonra Alfa-Stara geri katıldım. Sonra Bir çok suikaste katıldım.''

''Bu suikastleri bana söyler misin ?''

''Söyleyemem''

''Neden peki ?''

''Alfa - Star Suskunluk yasası Doktor Bey Amca ''

''Sonra ne oldu ? ''

''Sonra ben ve arkadaşlarım tekrardan Amerika ya gittik. Amerikayı düşürdük.''

''Sonrasında ne oldu ? ''

''Amerika'ya tekrardan gittik , Önemli bir kaç şahısı kurtarmak ve kalanlara yardım etmek için , ama zombiler ile karşılaştık. Sonra İngiltere limanına ulaştık. Zombileri dünyaya yaydık. Peşine Türkiye'ye geldik. Sonra Sebastian ve Ben öldürüldük. Ölüm Adası Denilen bir yerde tekrardan ortaya çıktık. Orada savaşıyordum. Uzun savaşlar oldu. Yedi defa kendi benzerimi öldürdüm, sekiz defa Sebastianı öldürdüm. Dokuz kere bizi öldüren Ölüm Meleğini öldürdüm orada. Ama her öldürdüğümde daha güçlü karşıma çıkıyorlardı. Sonradan anladım ki hepsi numaraymış bunların. Hepsi bir askeri projenin ürünüymüş. Ben bir malmışım.''

''Bunların gerçek olmadığını anlıyorsun yani ?''

''Evet Doktor Bey Amca Galiba Anlıyorum, bir gerçek olan geçmişim var , birde sanal geçmişim var , hangisi doğru anlamıyorum. Karıştırıyorum''

''Ben gerçek miyim ?''

'' Şu ana kadar gerçek gibi durdunuz Doktor Bey Amca.''

''Yarın devam edelim mi ?''

''Siz nasıl uygun görürseniz Doktor Bey Amca''

''Bir şey sorabilir miyim ? Neden adını söylemiyorsun ? Hatırlamıyor musun ?''

''Benim Adım.. Benim Adım.. ''

Bir anda kafasını tuttu Mirza. Doktor onu izliyordu.

''Denek 47 'yi hazırlayın. Amerika Suikasti''

''Denek 47 'yi hazırlayın İstanbul da Zombiler ile çatışma ve kurtarma timi''

''Denek 47 Benim Adım Doktor Bey Amca. ''

''Memnun oldum. İlaçlarını alıyor musun ?''

''Almıyorum Doktor Bey Amca. Eskiden öğrendiğim bir taktik ile alıyormuş gibi yapıp hasta bakıcı , Cengiz Amca gidince çıkartıyorum. Lütfen ona kızmayın. Saatlerce o hapları ağzımda gırtlağımda midemde tutabilirim.''

''Dürüst olduğun için teşekkür ederim. Görüşürüz.''

''Doktor Bey Amca , kızınız Zeynep'e lütfen durumumu söylemeyin''

''Benim kızım yok. ''

Bir kaç gün sonra...

Mirza ve hastanede televizyon seyrediyordu. Mirza da en arkaya oturmuş ve televizyona bakıyordu.

Yanına başka bir hasta geldi ve oturdu.

Mirza ona aldırmadan televizyon izlemeye devam ediyordu.

''Şişt Asker Traşlı baksana az''

''Burası benim masam , oturmak için izin aldın mı ?''

''Oturabilir miyim ? Asker Traşlı''

''Oturabilirsin.''

''Bak seninle bir plan yapalım. Sen akıllı birine benziyorsun''

''Lütfen susarmısın Televizyonda en sevdiğim diziyi izliyorum''

Televizyonda haberler vardı.

''O dizi değil bir kere , haberler var''

''Susar mısın Lütfen''

Polis Memuru Doğan Uzaktan izliyordu. Aldığı emirler doğrultusunda hastayı Mirza'dan uzak tutması konusunda uyarılmıştı. Ama ne olacağını merak ediyordu. Uyuşturucu Silahının kılıf düğmesini açtı. Eli tetikteydi. Mirza herhangi bir şey yaptığında sinek gibi avlayacaktı. Polis Memuru Doğan, Mirza'nın abartılı birisi olduğunu düşünüyordu.

''Bak güçlerimizi birleştirirsek buradan kaçabiliriz''

''Susar mısın ? En sevdiğim diziyi izliyorum ve bana saygısızlık yapıyorsun''

''Dizin bittiğinde konuşabilir miyiz ?''

''Konuşabilirsin , ama şu anda lütfen susar mısın ?''

''Peki tamam , bende seninle dizini izleyeyim madem''

Haberlerde kadın spiker canlı yayına bağlandı.

''Yılın şok düğüne sayılı dakikalar kala , Dolma Bahçe Sarayının önündeyiz. Arkamda gördüğünüz üzere geniş güvenlik önlemleri ile davetliler içeriye doğru giriyorlar. Sanat Siyaset ve Spor camialarının buluştuğu bu muhteşem düğünde davetliler şıklıkları ile göz kamaştırıyor.''

''Bizde NxD televizyonu olarak , Çakıroğlu Holding Veliahtı Cüneyt Çakıroğlu ve Ünlü Profesör Mehmet Azak'ın Kızı Zeynep Azak'a Mutluluklar dileriz.''

Mirza bir anda afalladı. Kafasından görüntüler gelip geçiyordu. ''Bunu ben , başka yerde görmüştüm. Ellerine baktı. Sonra etrafına. Polis memuruna doğru baktı.

''Dizin bittiğine göre şimdi konuşabilir miyiz'' sesi ile kendine geldi.

Yanında konuşan adamın burnuna oturduğu yerden sol avucunun içi ile vurarak ayağa doğru kalktı. Adamın burun kemikleri beynine saplanmış ve oracıkta ölmüştü. Adam yere düşerken Mirza bir takla atarak polis memuruna doğru hamle yaptı. Polis memuru silahını çıkarmış ve Mirza'ya doğru doğrultmuşken , silahı Mirza kaptı ve Polis memurunu yere düşürdü.

Polis memuru toparlanmaya çalışırken. Mirza sağ kolunu boynuna dolamış. Sol kolu ile boynunu kıracak iken..

''Lütfen yapma , çocuklarım var benim'' diye yalvaran Polis Memurunun sesini duydu. Boynundan kolunu çektiği gibi ensesine vurduğu yumruk ile Polis Memuru Doğanı bayılttı.

Mirza'nın yaptıklarını oyun sanan deliler ise aşka gelmişler. Alkış çırpıyorlardı.

Mirza onlara doğru baktı. ''Döndüğüm de buraları AVM yapmayın , pezevenkler'' diyerek salondan dışarı doğru çıkmaya başladılar.

Hasta bakıcılar yakalamaya çalıştılar Mirzayı fakat Mirza Polis Memurundan aldığı bayıltıcı tabanca ile hepsini bir bir avladı.

Hastanenin ön bahçesine çıktı.

Ambulansı gördü ve içeriye atladı.

Ambulans ile birlikte kaçmaya başladı.

Ambulans ile bir yere kaçtıktan sonra , Motosiklet çalarak yoluna devam etti. Sonunda Dolma Bahçe sarayındaydı.. İçeri girip girmemekte tereddüt yaşıyordu.

İçeri tam girecek iken , Yanında bir jeep durdu. Arabadan inen ,

''Cebrail'den başkası değildi. Alfa Star 7 nolu asker''

''Mirza ??''

''Beni nasıl buldun ? Ozancan ''

''Sen beni Zeynep Abla'yı korumam ve kollamam için görevlendirmemiş miydin ? Hatırlamıyor musun ?''

''Hatırlamıyorum yada hatırlıyorum. Bilmiyorum. Öyle mi yapmıştım ?''

''Bana güvenebilirsin Mirza''

''Ben kendime güvenmiyorum , ne bok yiyeceğim belli olmaz benim''

''Mirza söylentileri duydun mu bilmiyorum ama Sebastian içeride, Alfa-Star komutanı değişti. Beni Seni Efsane yi Burak'ı ve Sebastianı tasfiye ettiler. Alfa Star Timi Yarın Amerikaya gidiyor. Söylentiler tamamen doğru. Amerika zombilerin istilasında''

''Ne söylentisi ? ''

'' Bana her zaman sıfır yedi Cebrail yada Ozancan dersin.''

''Ne öneriyorsun ? Sıfır Yedi Cebrail Beyefendiciğim''

''Ölüm Yıldızına gidelim ve Sebastianı çıkarmak için plan yapalım. ''

''Beklesin o, Gece gece adamı rahatsız etmeyelim, yine pompalayacak en kötü bir fare bulmuştur oralarda. Bu gece bir düğüne davetliyim.''

''Emrin var mı ?''

''Ölüm Yıldızında benden haber bekleyin. Silahını ver ve bana kıyafet ver. Ne lan bu böyle, apandis ameliyatından çıkmış boyacı fişek Hasan gibiyim.''

''Emredersiniz''

Asker kıyafetlerimi özlemişim.

Düğünün yapılan yere yavaş yavaş yürüdü. İki tane adam kapının önündeydi.

Gözlerinin önüne Zeynep geldi. Zeynep ellerini tutuyordu Mirza'nın. Sonra da elleri ile yanağına dokunuyordu. ''Sen bu değilsin , sen katil değilsin , benim için kimseyi öldürme'' dediği geldi aklına.

Elindeki silahlara baktı.

Güvenlik görevlilerine..

''Veresiye satanlar değil , Peşin satan kazanacak.. Mutlu ol yeter'' dediği anda , arkasını döndü ve Ozancan'dan aldığı jeepe bindi.

Arabayı sürerken şarkı söylemeye başladı..

Divane aşuk gibi da dolaşirum yollarda
Divane aşuk gibi da dolaşirum yollarda
Kız senin sebebune yar senin sebebune
Kaldım istanbullarda kadım istanbul...
Kız senin sebebune yar senin sebebune
Kaldım istanbullarda kadım istanbul...

Sen yağmur ol..
Ben Bulut..
Elbet bir gün buluşuruz..

Ankara - DxN binası

Seyfo hızlıca Ağabey'in odasına girdi,

''Efendim Mirza hastaneden kaçmış ! ! ! Şu an tahminen şu kızın düğününü basmaya gidiyor. Oradan sonraki hamleside Sebastian'ı hapishaneden kaçırmak. Timi çıkartayım mı?''

''Uzak takipte bulunun. Bir sonraki hamlesini ondan önce tahmin edin. Bir adım önde olun''

''Efendim Mirza bu , bir dakika öncesi , bir dakika sonrasına tutmaz ''

'' Elimde büyüdü Mirza benim , O kızın düğünü basar ama kıza veya kimseye zarar vermez , Sonra Sebastian'ı kurtarmaya gider. Benden emir bekleyin ve kesinlikle Mirza'ya zarar vermeyin.''

''Emredersiniz Efendim.''

Gece Yarısı Kızıl Yıldız Hapishanesi.

Kapıda Nöbet Tutan Askerleri gördü bir anda. Yavaşladı ve durdu.

Asker yanına doğru geldi.

''Emredin komutanım''

''İhbar var , kapıyı açar mısın ? ''

''Ne ihbarı komutanım''

''Kapıyı açar mısın ? canım''

''Emredersiniz komutanım''

İçeriye girdikten sonra, kapıda duran üç asker ve bir ast subayı etkisiz hale getirdi. Ana binanın önüne geldi. Jeepte bulunan otomatik silahlar ile ana binayı taramaya başladı. İçeride çalışanlar ne olduğunu anlamadan kendilerini yere attılar.

Mirza içeriyi taramaya devam ediyordu kurşun geçirmez jeepin içinden. Mermiler lambaları patlatıyor ve her tarafı karartıyordu. Mermi seslerinden başka hiç bir şey duyulmuyordu.

Arabadan dışarıya çıktı. Elindeki otomatik tüfek ile taramaya devam ediyordu. Hapishane Ana giriş binasındaki herkes yere yatmış ve saldırının son bulmasını bekliyordu.

Mirza megafonu eline aldı.

''Ben Alfa-Star Askeri Er Mirza. Birazdan içeriye gireceğim, bana tek kurşun dahi sıkılırsa hepinizi öldürürüm. Sebastian'ı alıp çıkacağım. Kimsenin burnunun dahi kanamasını istemiyorum. Hepiniz bu vatanın evlatlarısınız. Biri bana tek kurşun bile sıkılırsa , silah dahi doğrultursa bir kişi hepinizi öldürürüm. ''

''Özgür iradeniz ile yerde kalın ve kafanızı dahi kaldırmayın. Sadece Sebastian'ı alıp çıkacağım. ''

Tekrar ediyorum..

''Ben Alfa Star Askeri Er Mirza. Beni tanımayanlar için söyleyeyim ben ''Yenilmez Mirza'yım'' halk kahramanı değilim. Birazdan içeriye gireceğim. Ve kimse kafasını dahi kaldırmasın. Yoksa hepinizi öldüreceğim. Üzerimde yüklü miktarda patlayıcı var. Hepimiz havaya uçarız ve ortam ışıl ışıl olur. ''

''Sizinle bir sorunum yok. Fakat bir daha çocuklarınızı ve ailenizden kimseyi göremezsiniz. Son gördüğünüz insan ben olurum. Elleriniz başınızın üstünde kalın ve bekleyin''

Mirza içeriye girdi. Ana binanın içine girdi.

Bir gardiyan ellerini kaldırmış

''Sakın Ateş Etme'' diye kokudan ağlıyordu.

''Alfa-Star Komutanı Sebastian'ın kaldığı yeri biliyor musun ?'' diye cevap verdi Mirza. Son derece nazik ve kibardı.

''Biliyorum.''

''Beni oraya götürür müsün ?''

Dar ve uzun koridorlardan geçiyorlardı. Kapıları açarak ilerlemeye devam ettiler.

''Burası'' dedi.

''Kapıyı Açar mısın ?'' diye rica etti Mirza. Gardiyan korkuyla ve elleri titreyerek kapıyı açtı.

Sebastian şaşkın şaşkın bakıyordu..

''Sana bir masal anlatayım mı ?'' dedi Mirza. Sebastian bunu duyar duymaz şaşkın bir ifade ile ''Mirza'' lafı çıktı dilinin ucundan.

''Şimdi sana sarılırdım da Sebo , hapishanede kadınsız kalmışsındır beni sikersin diye korkuyorum, o yüzden sarılmıyorum''

''Ya dört duvar arasındayız Mirza , dediğin lafa bak.''

''Bizde ortam böyle TOPRRAAĞĞIIMMM''

Beraber hapishaneden dışarı çıktılar ve arabaya bindiler. Sebastian merakla sordu.

''Diğerleri nerede ? ''

''Kimler ?''

''Tek başına mı geldin ?''

''Ne sandın TOPRRAAĞĞIIMM''

''İyi iş başarmışsın''

''Üstümde bomba var, beni öldürürseniz hepimiz havaya uçarsınız dedim''

''Var mı peki üstünde bomba ?''

''Nereden olsun , blöf yaptım''

'' Ya sen deli misin ? Ya ateş etselerdi sana ?''

''Ölürsem sıkıntı yok TOPRRAAĞĞIIMM ama ölmezsem sıkıntı büyük''

Mirza ve Sebastian beraber hareket ettiler ilk hedeflerindeki yer Ölüm Yıldızına ulaşmaktı. Hapishaneden dışarı çıktılar ve bir kilometre ilerledikten sonra , arabanın lastikleri patladı. Dört lastik birden . Güç bela arabayı kontrol edip durdurdu Mirza.

Helikopter uçuyordu üstlerinden.

Birden etraftan yüzlerce asker çıktı. Arabalar etrafını sardı.

''Helikopter işini ben neden düşünemedim ki, biraz aceleye geldi kaçırılman idare et Seboovvv''

'' Sakın blöf yapma Mirza. ''

''Arabadakiler , ellerini görebileceğimiz bir şekilde arabadan çıkın. Tutuklusunuz''

''Arabadakiler , ellerini görebileceğimiz bir şekilde arabadan çıkın. Tutuklusunuz''

''Arabadakiler , ellerini görebileceğimiz bir şekilde arabadan çıkın. Tutuklusunuz''

''Sikerler Sebovvv Hepimizi Sikerler , Bunlar gerçek değil Sebovvv , gerçek değil''

''Mirza saçmalama , Ellerini arabadan çıkart ve teslim ol. Teslim Oluyoruz , Arabadan iniyoruz , sakın ateş etmeyin''


instagram sayfası : ekapiskay lütfen takip etmeyi unutmayın.

Zombilerin Dünyası İnsula Kitabım satışta. Okunmaya layık gören, Maddi durumu olmayıp alamayan ama sosyal medyadan kitabın kapağını paylaşan herkese teşekkürler.

Dünyanın bir milyar nüfusa ulaşması için tam yüz bin yıl geçmesi gerekmişti. İki milyara ulaşması için ise yüz yıl gerekti ve tekrar ikiye katlanması sadece elli yıl sürdü. 1970'te dört milyar olan nüfus şu anda nerdeyse dokuz milyara yaklaştı. 40 yıl içinde tam 32 milyar insan yaşamak için savaşacaklar...Dünya tarihinde beş büyük nufüs imhası gerçekleşmiştir. "Croatoan'' aktif hale getirmezsek 6. İmhayı biz yaşayacağız.

Bu dünya insansız başladı, insansız son bulacak.


Loading...
0%