@emrahcelik
|
ğlamak söz konusu olduğunda ben hep kadınları kıskandım. Kadınlar ne iyidir, ağlamak istediklerinde kendilerini hiç tutmazlar, belki de tutamazlar bilemiyorum, ama gözlerine yaş geldiğinde bırakırlar, gönüllerince ağlarlar. Gözyaşlarını yutmasını öğrendim zamanla. Nasıl ki boğazına bir lokma takılır, yutkunursun, gırtlağını oynata oynata içine gömersin, işte ben de aynısını gözyaşı için öğrendim. Tam gözyaşları dökülecek gibi olduğunda gözlerini yavaş yavaş kısarsın ama tam kapatmazsın, uzak bir yere bakıyormuş gibi odaklanırsın. Bazen bu iş bir damla için on dakika bile sürebilir. Ama böylece gözyutkunmasını başarırsın. Sıvılaşan gözyaşları gözbebeklerinde donar, ağlamamış olursun. Zamanla göz bebeklerinde öyle çok damla donar ki seni acıtmaya başlar. Ben ağlamak isteyip de ağlayamamış bir gözü hemen tanırım. Çünkü o donmuş damlalar buz kırığı gibi batar gözlere, gözleri kan bürür. Bu akıtamadığın gözyaşları dondukça gözyaşı bezelerin de küser, damlalar birikir gözyaşı tortusu olur. Zamanla ağlayamamaya başlarsın. Misal baban ölmüş derler donuk donuk bakarsın. Sonra sana ne kadar da soğuk adam derler. Ama bilmezler ki gözyaşlarını dondurdukça artık gözyaşı dökemiyorsundur. Halk kolay sözü bulur. En hafif kelime de soğukluktur. Belki de halkın dediği doğrudur, gözyaşlarını akmasın diye içinde dondura dondura yüreğin de soğumuştur. Soğuyan yüreğini hiçbir ateş yakmıyordur. Yine de dikkat etmeli gözyaşlarını tutarken, en büyük hata gözlerini sıkıca yummak olur. Sanki o kristalleşen gözyaşları kırılıp akmaya başlar ve sen ağlamış olursun. |
0% |