Yeni Üyelik
2.
Bölüm

KARANLIK TARAF

@emrullah

lAmerika’nın batısını ele geçiren karanlık taraf kızıl nehir savaşından sonra epey bir gücüne güç katmıştı.

(bu bölümü yazarken dinlediğim parcalar : miley cyrus - can't be tamed )

karanlık tarafın kızıl nehir savaşına kadar sadece kuru kafa mabedi’nde toparlandığını sanıyorduk ama onlar çoktan komuta merkezlerini farklı bir yere taşımışlardı. Bu yeni yerin adı alpendos ölüm kapısı namı diğer kara diyarın girişi burasıydı artık. Bu diyarın adını duymak bile herkesin tüylerinin diken diken olması için yeterliydi. Bu diyar neredeyse tüm kötücül varlıklar tarafından aynı anda korunuyordu. İnler cinler ifritler iblisler demonlar ve düşmüş melekler ölüm kapısının her yerinde devriyeler atıyor ve burada kuş uçmasına bile müsaade etmiyordu.

Karanlık Efendi Samsara’dan haber gelmişti.

‘Hareket eden her şeyi vurun.’ Emrini alan nortaim’ler çocuklar gibi etrafta koşturarak ve ses çıkararak bu haberi tüm diyara iletiyordu. Ne söyledikleri bile zor anlaşılan Nortaim’ler herkesi gıcık ediyordu. Yine de emir büyük yerden gelmişti. Bu pis kokulu diyarı gözetlemesi için görevlendirilen avcılar kızıl nehirin karşısında ki güller sarayından dürbünleriyle bakıp gördüklerini iletiyorlardı.

Haberler çok çabuk yayılıyordu boynumda taşıdığım avcı kolyem kırmızı yanıyordu. Dokunduğum anda Nortaim denilen canavarların seslerini kulaklarımda duydum. Hareket eden her şey vurulacaktı. Kodumun pislikleri nefretim anlık olarak duyduğum bu sesten sonra daha da artmıştı.

Soylulara gördüğüm duyduğum şeyleri gösterdim. Tek yapmaları gereken kolyeme dokunmalarıydı. Hepsi irkildi. Bir an önce bir şey yapmalıyız şeklinde mırıldanmaya başladılar. Evet bir şey yapılması gerekiyordu en acilinden.

Kızlar bizde neden yok bu kolyeden fink dediler aynı anda. Cevabı biliyordum ama kolye döktürecek kadar zamanımız olur mu bilmiyordum ki. Önce Trandox’a gitmeliyiz leydiler zaten yeterince vakit kaybettik. Arkadaşlarımdan herkes bir tarafa dağılmıştı. Herkes seçtiği hayatın bedelini ödeyecekti.

Yaşam ölüm demekti ve karanlığın elinde köle gibi kullandırılan insanlar vardı. Doğu da new york’ta ise hayat henüz bu kadar karmaşık bir halde değildi. İnsanlar günlük işlerine gidip geliyor ve avcılar tarafından 7 gün 24 saat boyunca korunuyorlardı.

Biz avcılar’ın en büyük kaybı elflerden gelmişti. Liderleri Utahkİ , kendi kardeşi Ulafel’i öldürerek tahta geçmiş ve Morgan İblisi tarafından kandırılarak Karanlık taraf’ın himayesine geçmişlerdir. Amerika / Arizona’da ki Phoenix şehrini ele geçirerek buraya Ghost şehri adını vermişler ve karanlık tarafa geçmenin ilk ödülünü almışlardır. Sınırlarını büyüten Utahki’nin egosundan yanına yaklaşılmıyormuş artık. Kendi halkına kötü davranmayan ama dışarıya karşı çok zalim olan Utahki , Morgan İblisiyle birlikte yeni planlar yapıyordu.

İRİNA’nın ANLATIMIYLA

Karanlığı ele geçirecek hain planlar yaparken buluyordum kendimi. Aspeldox kalesinde Lucifer’in yaşadığını duyunca hemen kendisiyle tanışmak için yola çıktım. Tarihin ilk düşmüş meleğini görebilecektim sonunda. Tüm bu savaşı başlatan Karanlık bir efendiydi o. Acaba anlatıldığı gibi çirkin bir görünüşü mü vardı. Korkmam gerekiyor muydu? Yediğim haltların yanında o korku vız gelir tırıs mı giderdi. Büyük müttefiklerim vardı ve ufak bir ordum. Samrara’nın sağ kolu olmayı başarmıştım. Büyük bir avcı olan Dimitri Karokov’u öldürerek Fink ve arkadaşlarının gücünü kırmayı başarmıştım. Aldığım son haberlere göre seçim seromonisinde herkes bir yerlere dağıldı. Onları tek başlarına yakalamam ve yok etmem kolay olacak. Soy hakkını kullanarak ve kendi kanını yönlendirerek trandox avcı akademisine giden tek kişi Fink oysa hepsi gidebilirdi. Ortalığı baya iyi karıştırdım hahahaaaa.

Suikastçilerim her yerde istersem onu akademinin içinde de öldürebilirim ama o salağı öldüremiyorum ben. Çünkü bir yanım ondan hala hoşlanıyor. Lanet olsun ondan hala hoşlanıyorum işte.

Şu an dinlediği müzik : Evgeny grinko’dan things from the past

O beni sevsede sevmese de hoşlanıyorum işte. Siyah deri kıyafetler içinde saçımı topuz yaptım ve kovulmuş olanın , şeytanın , iblisin , düşmüş meleğin , ışığı getirenin karşısına çıkabilirdim artık.

irina ejderhasına binmeden xiannia ile olan konuşmaları geldi gözünün önüne

Xiannia portal cadısı sayesinde benimde bir ejderham vardı artık. Bu kara cadı farklı boyutlara portal açıyor ve bizleri güçlendirecek sihirli canavarları yakalayıp getiriyordu. Önceden sadece ışığın tarafında ejderhalar var iken şu an bizim tarafımızda da sayısı 10 a yaklaşan ejderhalar vardı. Şu gıcık groniel cadısı olmasaydı zachariah ve zafira’yı da kendime alırdım ama xiannia kan ter içinde geri dönmüş ve bu sefer pacayı zor kurtarmış olmasına rağmen portaldan geri döndüğünde dizlerinin üstüne çökmüş ve zor nefes alırken , sağ bacağı kanıyorken , yumurtaları kenara bıraktı. Olduğu yerde beş dakika durup kendine gelmesini beklerken ben tam ne olduğunu sorduğum sırada

“Çekil önümden pis cadı çekil çekil ” Bir yandan tükürerek konuşuyor diğer yandan sağ eliyle beni iktiriyordu.

“Aman be sende sanki yedik yolu geç git sağdan nereye gideceksen ”

“ Tatlım yoruldun biliyorum ama ver onları bana ben büyütürüm. ” yumurtaları kızın elinden aldığı gibi uzaklaştı. Yeşil bir portal açtı ve kayboldu.

“ Tam bir gerizekalı bu kız ya madem portal açabiliyor gidip kendi ejderhasını kendisi alsa ya ”

Xiannia gülüyordu bu o kadar kolay bir şey değil canım. Biliyorsun ben Asperta büyücüler kulesi’nden 1.’likle mezun oldum ve bir yıl özel portal açma eğitimi aldım. Bu eğitimi bu diyarlarda alan abimden sonra ikinci kişiyim. Bartial senin abin mi? Bundan hiç bahsetmedi. Siz nasıl arkadaşsınız böyle. Gerçi ailemizi kaybettikten sonra beni gizlemeye çok çalıştı çünkü babam portal açarak çok kötü bir şey çaldı ve öldürüldü. Çaldığı Grimoire kara büyü kitabında yeni portal açma yöntemleri , cinleri kontrol altına alma gibi büyüler vardı. Abim beni aldı ve hemen Asperta’ya sığındık. Bunu yapmasaydık ölmüştük.

Anladım canım hadi ayağa kalk temizlen şu yaralarını iyileştireyim. Elimi dokundurmam yeterliydi.

Teşekkür ederim İrina sende olmasan beni düşünen yok zaten burada anca hadi bugün git ejderha getir hadi onu büyüt hadi onu besle, iyicene köle oldum burada. Abim zaten köle. Samsara’nın kölesi , istese de o kaleden çıkamıyor. Abini oradan çıkartabilirim.

Bu mümkün mü peki nasıl olacak. ?

Lucifer’i görmeye gidiyorum zor oldu kendimi kabul ettirmek ama kabul ettirdim. Kendisinden isteyebilirim ve eğer çok çirkin birisi değilse onu ikna etmek için başka özelliklerimi de kullanabilirim. Sen anladım.

Xiannia’nın gözleri ışıldadı. Abimi o kuleden çıkar dile benden ne dilersen.

Ne dilersem mi iyi düşün bak.

Sen kurtar ve iste. Senin için hallederim.

Vay be iyiki abisini kurtardım. iyiki sen benimsin kızım

“Nereye gidiyoruz hanımım ”

“Tabiki de luciferin yanına en çok bu ismi kullanıyor bir gidelim görelim bakalım eğer çirkin biriyse kendimi kusmamak için zor tutarım orada ”

“Ya çok yakışıklıysa ”

“O zaman da ilk fırsatta üstüne atlarım ”

Beni asıl endişelendiren şey neden sadece Samsara ile haber yolluyor karanlık efendi’nin böylesi bir savaşta saha da olması gerekmez miydi? Bizim tüm diyarı kontrol altına alacağız diğe götümüz çıkıyor kızım afedersin ama gerçek bu yani

Sorun yok İrina benimle rahat konuşabilirsin. Sen beni bebekken alıp büyüttün yaralıydım beni iyileştirdin. Ölümden kurtardın.

Ben sevdiklerime karşı hep böyleyimdir kızım

Boz Alanie büyük burun deliklerini açtı ve ona sıcak bir hava dalgası üfledi. Bu ikisinin kıkırdamasına sebep oldu.

Saçlarım nasıl ?

Son derece sexisin .

Gerçekten mi yoksa iltifat mı ediyorsun?

Biz ejderhalar iltifat nedir bilmeyiz sadece gerçekleri söyleriz unuttun mu ?

Tamam Alanie alınma hemen

Yok alınmadım da söylemek istedim.

Kara ormandan uçarak uzaklaştılar ve İrina’nın kendini Aspeldox kalesinde bulması fazla sürmedi. Onu iki tane Nortaim canavarı karşıladı. Karanlık Cadı hazretleri Efendimiz sizi bekliyor. Bizden istediğiniz bir şey olursa söylemekten çekinmeyin lütfen. Ejderhanız açsa yeni doğmuş bir Nortaim getirebilirim. Bu ara savaşa hazırlık olarak onlrdan binlercesi doğuyor bir tanesi eksilse kimse fark etmez eminim. Eğer açıktıysa bir at, koyun veya keçi , o ne yemeği severse söylesin ben bulurum.

Teşekkür ederim Klaur , Alanie aç değilmiş ama ben açıktım ve lütfen pişmiş bir şeyler olsun. Efendi Lucifer’de eşi Lilith ile kahvaltı yapıyordu. Geç kalmış sayılmazsınız. Şayet çok içmediyse sizinle güzel bir görüşme yapabilir bazen içkiyi fazla kaçırıyor ve söyledikleri anlaşılmıyor yine de bizlere Nortaim’lere o kadar iyi davranıyor ki. Onu seviyoruz. Onu tüm karanlık taraf seviyor hele de kanatlarını açınca o kadar görkemli oluyor ki anlatamam.

Taş yolda sadece İrina’nın giydiği topukluların sesi yankılanıyordu. Nortaim’ler bile çirkin görünüşlerine rağmen güzel giyinmişlerdi ki bu hiç görülen bir şey değildir genelde üstü çıplak ve yırtık pırtık elbiselerle dolaşırlar. Demek ki saray görevlisi olunca her şey farklı oluyor. Taş yol bittiğinde demir parmaklıklı kapıya geldiğimizde beni yine beyaz kıyafetler içinde Samsara karşıladı. Lucifer’in isyanıyla birlikte ona katılan ve dünyaya gönderilen onlarca düşmüş melekten biriydi. Düşmüş meleklerin Gorgol soyundandı. Bizzat Lucifer ile aynı aileye mensupmuş. Kendisi söylemişti. Herkes siyah giyerken onun beyaz giymesi dışında sorun yoktu. O da hala Lucifer gibi inatlaşıyordu işte. Bu inatları göklerden kovulmalarına sebep olsa da aynı kafadaydılar.

Samsara Son derece yakışıklı bir adamdı. Güçlü kaslı ve yakışıklı 1000’lerce yaşında olması ve sadece 35 gibi göstermesini saymıyorum bile. Zaman düşmüşleri etkilemiyordu. Samsara bu kadar yakışıklıyken Lucifer nasıl çirkin olabilirdi ki. Benimkisi de aptal bir düşünceydi.

İçeri girdiğinde 10 adım kala dur diz çök başını öne eğ selam ver. O kaldır demeden kaldırma. Erken kaldrırsan kelleni kestirip dışarıda ki aç köpeklere atar. Onun için itaat en önemli şey.

Tamam tamam dikkat ederim. Söylediğin için sağol Samsara

Tahta kapılar gıcırdayarak açıldı. Kaç defa dedim size bu kapıları tamir ettirin diğe sesleri beynimi gıcık ediyor resmen. Sakin ol hayatım misafirimiz var. Ah doğru misafir. Ayağa kalkabilirsin irina. Burnumu sızlatan şarap kokusunun nereden geldiği belli olmuştu. Boynuzlu tahtında kaykılmış bir şekilde elinde şarap şişesiyle oturan bu dehşet yakışıklı adam Şeytan’nın ta kendisi miydi şimdi?

Lucifer sırıttı demek akıl okuyabiliyordu. Tabiki de okuyabilirdi o luciferdi. Benimki saçma bir düşünceydi. Bu akşam pot kırmadan ve kellem alınmadan eve gidebilirsem , kendimi şanslı sayacaktım.

Lilith ne oldu dercesine adamın gözlerinin içine bakınca Lucifer kısa bir açıklama yaptı. Beni canavar gibi bir şey bekliyormuş canım böyle görünce şaşırdı yüzüne baksana. Ah doğru şimdi anladım. Pencerenin ordan yürüdü yürüdü adamın kucağına oturdu. Pis kaltak.

Bu dağ aslanı gibi yakışıklı adamın hala Lucifer olduğuna inanamıyorum. Umarım pis kaltak dediğimi duymamıştır. Son anda bir düşünce gizleme büyüsü yaptım ama işe yarar mı emin değilim.

Lucifer , Lilith’E canım bize şarap doldurur musun konuğumuzla içelim belli ki bize anlatacakları var. Tabiki de hayatım onun elinde ki kristal bardağı kibarca aldı. Dolgun kalcalarını sallaya sallaya sağ caprazda ki odaya doğru yürüdü. Kapıyı sihir kullanarak elinin tersiyle actı ve içeri gitti.

Benden bir şey saklayabileceğini mi zannediyorsun küçük cadı , o aklınla bana oyun oynama burada senin büyün işe yaramaz. Eşime bir daha hakaret edersen seni kendi ellerimle öldürürüm. Bu arada beni gören tüm kızlar ve hatta erkekler benden hoşlanır. Duygularını saklamana gerek yok. Lilith bile zaman içinde alıştı buna. Beni artık kıskanmıyor.

Ben ben özür dilerim efendim.

Tamam neyse konumuza dönecek olursak. Sen şimdi kral olacak bir avcıyı öldürdün ve şu Fink midir nedir , onun haricinde soylulardan kimse Trandox’a gitmedi . Bak sen İrina sandığımdan da işe yarar bir cadı çıktın sen.

Konuşmuyordum sadece dinliyordum. Böylesi sağlığım için daha iyiydi. Ağzımdan çıkan yada düşüncelerime bulaşan yanlış bir ifade yüzünden ölmek istemiyordum.

Bu daha iyi oldu. En azından benim için konuşmamı sonlandırmadan önce BartiaL’i araya sıkıştırdım. Efendim biliyorsunuz Bartial adında bir Portal Büyücümüz var. Biliyorsunuz iki tane büyük savaşımız oldu karşı tarafla. Kızıl Nehir savaşı ve Armontia. Bunlar bizim leyhimize sonlanan savaşlardı. 3 insan krallığı düştü. Bu krallıklardan Kan Krallığı’nın başına ben geçmek istiyorum. O zaman geç İrina ne duruyorsun ki. Efendim işte bu kadar kolay değil en azından benim için yardımınıza ihtiyacım var. Bu krallığı şuan Okaxa adı verilen 7000 yaşında ki bir cin yönetiyor. Benim gücüm böylesi bir cini kontrol etmeye yetmez. İnsanları köleleştirdiği yılların intikamını aldığını duydum. Oranın insan kralı o cini ve ailesini uzun yıllar kullanmış çünkü. Okaxa da ilk fırsatta tahtın başına geçmiş. O böyle onu kovayım ben yerleşeyim tarzında bir cin değil. Dolayısıyla şu an Samsara’ a tarafından alıkonulan Bartial’e ihtiyacım var. Kendisi cinleri kontrol altına almakta ustadır. Bunu o yanımda olursa yapabilirim. İsterseniz cini yakaladıktan sonra size getirelim. Hala işimize yarayabilir. İnsanlar ne diyordu son savaşa Armageddon mu ? Bu savaşta bize çok faydası dokunabilir. Son savaşa daha var İrina kıtanın yarısından fazlasını ele geçirmemiz lazım. Binlerce yıldır el altından yürütüyordum ama artık bizim zamanımız geliyor. Karanlığın zamanı geliyor. Cini bir lambaya hapsedin ve kimsenin ulaşamayacağı yere kaldırın. Kan krallığı da senin yönetim merkezin olsun. Zaten bunu çoktan hak ettin. Hizmetlerinin ufak bir karşılığı olarak düşünebilirsin. Senden bir sonraki küçük çaplı savaşa kadar Asperta Büyücüler Kulesi’n mezun olacak olanların bir listesini istiyorum. Hazır olan cadı ve büyücülerden kendine bir ordu kur. Barut cadıları daima işe yaramıştır. Ben sana gerekli büyüleri öğrenmeniz için kaynak kitaplar bulurum kütüphaneden. Yeter ki o büyüleri yapabilecek savaşcılarımız olsun elimizde. Şu şarabı da iç yoksa ben içeceğim. Masanın kenarında duran bardağı aldım ve kafama diktim. Sakin ol küçüğüm.

Lilith bana dik dik baktı bu her zaman gördüğü br hareket değildi elbette ama savaş zamanındaydık. Yaptığım hareketleri sorgulayacak zamanım yoktu. Seçkin büyücülerden oluşan bir ordu kurmam gerekiyordu. İşim başımdan aşkındı. Özür dilerim leydim. Sorun yok irina , iyi bir komutan olduğunu ve bizim için çok çabaladığını görüyorum. Buradayken rahat olabilirsin. Evinde gibi hisset. nortaim’lere söyleyeyim de senin için en güzel odayı ayarlasınlar. Bu akşam misafirimiz olsun dimi canım. Evet tabiki burada istediğin kadar kalabilirsin komutan irina. Az daha komutan derlerse bir taraflarım kalkacaktı. Zaten şu an egom tavan yapmıştı. Su da ayarlatıyorum. Dinlendirir seni.

Asperta not edilmişti ve Bartial’i kurtarmıştım. Onu senin himayene veriyorum irina. Ona bir şey olurs seni sorumlu tutarım haberin olsun. Aklında ki soruyu da cevaplayayım. Hep içiyorum çünkü buranın havası çok kötü hep kapalı ancak bu şekilde mental sağlığımı koruyabilirim. Yüksek tavandan sarkan parlak lambalara baktım. Göz alıcıydılar. Odanın genel olarak asi bir havası vardı. Lucifer korkunç birisi değildi. Aksine son derece yakışıklı ve sexi birisi. Karanlığa bağlılığımı sundukça ödüllendirileceğimi biliyordum. Kıtanın sadece batısı bizimdi. Batıyı da yarım ay şeklide batıyı ele geçirmiştik. Bence yeterli değildi. Yine de ışık karanlıktan hala güçlüydü. Biz bir şey yapmazsak da öyle olmaya devam edecekti.

Lucifer , samsara’yı çağırttı. Emrinde ki Bartial’i İrina’ya ver. Onların halledilecek işleri var. Sen diğer rahipleri toparla iki saate herkes hazır olsun. 100 kadar düşmüş melek dünyaya gönderildi ama herkes başka yerlere dağıldı. Savaşımız şu an Amerika da. Burayı ele geçirince dünyanın geri kalanını ele geçirmek daha kolay zaten. Hepsini buraya cağıracağız.

İrina sen istirahate çekilebilirsin. Tatlım sen misafirimizle ilgilen. Biz gidiyoruz. Koca kanatlarını açtı biraz gerindi. Yorgun değildi ama isteksizdi. Birazda kızgın. Ben tüm düşmüşlere bir arada duralım dedim onlar beni dinlemediler. Nasıl bu kadar masum ve sexi olmayı başarabiliyorsun Lucifer , aklımı başından aldın. Bir de yanımdan geçerken üzerinden yayılan parfümle karışık o kışkırtıcı erkeksi koku. Boşuna onu gören herkes ona aşık olmuyordu. Şimdi daha iyi anlıyorum.

Işığı getirenimiz olarak kendi düşmüş melekler ordusunu geri çağıracaktı. Dünyanın her yerinden düşmüşler buraya akın ederken , bana sadece odama çekilip dinlenmek kalıyordu. Yarın sabah Bartial’I alıp Okaxa denilen cini yerinden etmek için gidebilirdim ama boş duramazdım. Gidip bartial’i görmeliydim. Nitekim öyle yaptım. Karanlık koridorlardan , derin ucurumların kenarlarından geçtim ve yeraltı mahzenlerine ulaştım. Aklım da binbir düşünceyle kaybolmuş vaziyetteydim.

 

 

Ertesi gün

Bartial’ı odama kadar getirmişlerdi. Kapıda bekliyordu. Siyah deri elbiselerimi giydim. Deri çapraz çantamı aldım. Yine siyah olan cizmelerimi üzerime çektim. Saclarımı da topuz yaptım. Hiç bu kadar siyah olmamıştım. Yanıma lazım olur diye kütüphaneden aşırdığım birkaç kara büyü kitabını aldım. Bartial hadisene diyordu şu Okaxa denilen cini kontrol altına almak için sabırsızlanıyorum. Bartial özel bir büyücü soyundan geliyordu dolayısıyla zor büyüleri büyük bir kolaylıkla ve ustalıkla halledebiliyordu. Benim işim bu savası kazanmak için yetenekli olan cadı ve büyücüleri bir araya getirmekti. Karanlık efendi Samsara , Yüce efendi Luciferden aldığı talimatlarla Nortaimler denilen 2 metre boyundaki devasa güçlü kuvvetli bu canavar ordusunu yaratmaya başlamıştı bile.

Işık zayıflıyordu ve pek yakında tarihten silinecekti.

Dünyayı artık karanlık yönetecek , eğer fink’i ve onun avcılar ordusunu da yanımıza çekebilirsem. O benim çocukluk aşkımdı. Ondan bu kadar uzakta olmaya katlanamıyordum.

 

 

Ertesi gün

Bartial’ı odama kadar getirmişlerdi. Kapıda bekliyordu. Siyah deri elbiselerimi giydim. Deri çapraz çantamı aldım. Yine siyah olan cizmelerimi üzerime çektim. Saclarımı da topuz yaptım. Hiç bu kadar siyah olmamıştım. Yanıma lazım olur diye kütüphaneden aşırdığım birkaç kara büyü kitabını aldım. Bartial hadisene diyordu şu Okaxa denilen cini kontrol altına almak için sabırsızlanıyorum. Bartial özel bir büyücü soyundan geliyordu dolayısıyla zor büyüleri büyük bir kolaylıkla ve ustalıkla halledebiliyordu. Benim işim bu savası kazanmak için yetenekli olan cadı ve büyücüleri bir araya getirmekti. Karanlık efendi Samsara , Yüce efendi Luciferden aldığı talimatlarla Nortaimler denilen 2 metre boyundaki devasa güçlü kuvvetli bu canavar ordusunu yaratmaya başlamıştı bile.

Işık zayıflıyordu ve pek yakında tarihten silinecekti.

Dünyayı artık karanlık yönetecek , eğer fink’i ve onun avcılar ordusunu da yanımıza çekebilirsem. O benim çocukluk aşkımdı. Ondan bu kadar uzakta olmaya katlanamıyordum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%