Muhtemelen sabahın dokuz otuzuydu. Ama sadece üç saat uyuyabildim. Çünkü bazı geceler işim uzun sürebiliyordu. Dün gece iki can almıştım. Ama bu iki değersiz can, 'kırık kalp' çete üyelerinden sadece ikisiydi. Evet, genellikle şehrin huzurunu bozan cahil çete üyeleriyle ilgilenirdim. Bazen masum insanların canını alırdım ama bunu eğlence için yapardım. Evet, belki de insanları gerçekten umursamıyordum. En zevk aldığım aktivite bıçağımı tam göğüslerinin ortasına saplamak, silahımı hem kalplerine hem de beyinlerine doğrultmak ve onları vurmaktı. Bu sonsuza kadar devam edecekti. Her zaman 'kara kılıç' olarak anılan, simsiyah gözleri ve kötü olduğu kadar koyu saçları olan bu seri katil asla bulunamayacaktı. Elbette, hizmetçi Sude içeri koşarak gelene kadar...