

13. BÖLÜM
EVET ARKADAŞLAR KEYİFLİ OKUMALAR...
Yağmur
İçimdeki saçma bir dürtü ile dün Aybüke'nin yaptığı teklifi kabul etmiş ve bugün de onlara akşam yemeğine gidiyordum.
İçimden giymek gelmese de dün arkadaşımı istemeden de olsa kırmış olabileceğim aklıma geldiği için kabul etmiş ve ailesi ile tanışmaya gitmek için hazırlanıyordum şuan .
Ben Yağmur ailem ben on yaşındayken bir trafik kazası sonucu hayatını kaybettiği ve daha öncesinde kaçarak evlendikleri için iki tarafında bakmak istemediği için yurda verilmiştim .
Üniversiteyi kazandıktan sonra da hâlâ yurtta kalabilme imkanım vardı ancak bir evim olsun istemiştim yıllar önce kaybettiğim o sıcaklığı tekrar bulabilmek Aybüke ile üniversitenin sayfasına verdiği ev arkadaşı arıyorum ilanı sayesinde yollarımı kesişmiş dört yılda birbirimizin her şeyi olmuştuk.
Şimdi onun bir ailesi ve bir ikizi olmuştu onu kimseyle paylaşmak istemeyen yanım çok bencil onu korumak isteyen tarafım ise çok saldırgandı.
Ailesine gitmesini şans vermesini ilk başta ben istemiştim ama onlara gidip geldikçe acaba beni bırakıp gider mi korkusu sarmıştı dört bir yanımı.
Odamada hem son ses şarkı açmış dinliyor hem hazırlanıyorum bir yandan altımı bir kot pantolon üste siyah crop ile mavi bir gömlek bence yeterli.
O sırada telefonum çaldı arayan tabi ki benim bebeğimdi , hemen açıp cevap verdim.
"Efendim bebeğim" dedim .
"Ne yapıyorsun nerdesin ?" Diyen telaşlı sesi beni de telaşlandırdı sesinde anlayamdığım bir heyecan vardı hayırdır inşallah.
"Evdeyim hazırlanıyorum ne oldu?" Dedim.
"Gökalp seni almaya geliyor " diyip sustu , derken ?
"Ne alaka ?" Dedim anlamayarak.
"Ne alakasını ben bilmem çok ısrar etti gelir o dedim ben gidip alırım diye tutturdu şimdi sana haber vermek için bahçeye çıktım ne diyorsun" dedi hızlı hızlı.
"Tekrar ediyorum ne alaka ? " Dedim.
"Ay bende bilmiyorum ne zaman adın geçse heyecanlanıyor zaten belli senden hoşlanmış ama o da daha bunun farkında değil sanırım" diyince büyük bir kahkaha attım.
"Kıyamam ya çokta yakışıklı aslında " dedim, benim için erkek kriteri diye bir şey yoktu guvenebileceğim biri olsun yeterdi .
" Diyorsun gelsin mi seni almaya? " Diyen arkadaşıma hemen cevap verdim .
"Gelsin gelsin ama ben daha tam hazır değilim daha saçlarımı yapmadım azıcık bekletirim haberin olsun " dedim .
"Tamam hemen söylüyorum " diyen arkadaşıma gidip söyledikten sonra tekrar beni aramasını söyledim .
Ne yapayım tek başıma hazırlanırken sıkılıyorum. Hem oraya gitmeden biraz da olsa aramızı düzeltsem fena olmazdı bence .
Aybüke benim için gerçekten çok değerliydi saf temizdi inci misali , kalbinin güzelliği yüzüne vurmuştu adeta sessiz sakin aklı başında biriydi çoğunlukla ama söz konusu sevdikleri olunca bambaşka birine dönüşüyor kendinden çok fazla ödün veriyordu kırılsa bile karşısındakine asla kırıldığını belli etmez söylemezdi sadece susardı .
Bazen onu anlamk dünyanın en zor işiydi , tekrar arama geldiğinde hemen açıp cevapladım .
"Ne yaptın ?" Dedim bir yandan da saçlarımı toplarken .
""Şimdi söyledim Gökalp'e çıktı evde yarım saate anca orada olur " diyince onu onaylayan bir mırıltı çıkardım.
"Hafta sonu bizimkilerle kütüphane de buluşacağız gelecek misin sende?" Dedim maksat bir konu açmaktı.
"Gelmeyi düşünmüyorum şimdi Koray'ın arkadaşları oradadır hiç çekemem " dedi .
"Kızım sen salak mısın cidden bu yüzden mi gelemeyeceksin" dedim .
"Hayır , be normalde inatlarına giderdim de yorgunum her şey üst üste geldi bir üç hafta sonra Ankara'ya gitmem gerekiyor biliyorsun" dediğinde iç çektim maalesef biliyordum .
"Benim de gelmemi ister misin?" Dedim .
"Yok çiçeğim sadece bir gün zaten ben gider gelirim, gelirken bana ilaçlarımı getirir misin ?" Dedi.
"İnanmıyorum sana nasıl ilaçlarını almadan gidersin gerçekten pes " Şaşkınlıkla ne diyeceğimi bilememiştim.
"Özür dilerim ama gerçekten hiç bir şey olmadı hatta dört saat uyudum bile" küçük bir çocuk gibi gelen sesi ile yumşamıştım ama bu onu daha sonra azarlmayacağım anlamına gelmiyordu bir süre daha havadan sudan konuşup kapattık, ilk iş olarak aybüke'nin ilacçlarını alıp çantaya attım bir kaç dakika sonra aşağı indip Gökalp'in gelmesini bekledim.
Beni Almaya gelmesi saçmaydı ama aybüke'nin de dediği gibi benden hoşlanmış olabilirdi aman neyse canım çokta önemli değildi.
Bu hayatta değer verdiğim sadece üç kişi vardı onların haricindeki herkes gelip geçiciydi.
Apartmanın önünede duran arabanın açık penceresinden içindekinin Gökalp olduğunu anladığım için hemen bindim arabaya .
"Merhaba ben Yağmur geçen gün tanışmamıştık" diyip elimi uzattım anında elimi sıkıp.
"Bende Gökalp tanıştığımıza memnun oldum" demesiyle elimi kendime çekmiştim hemen benim memnun olup olmadığım henüz belli değildi o yüzden sessiz kaldım arabanın hareket etmesiyle çantam da ki telefonumu çıkardım hemen sıkılmamak için.
"Simay ile uzun zamandır arkadaşınız sanırım senden bahsederken gözlerinin içi gülüyor" diyen Gökalp ile ona döndüm anlaşılan sohbet etmek istiyordu pekâlâ.
"Öyle neredeyse dört yıldır beraber yaşıyoruz" dedim ona isimiyle değil de kendi koydukları isimle hitap etmeleri çok sinirimi bozuyordu.
"Ne güzel , sen hukuk okuyordun sanırım Simay bahsetmişti biraz "
"Evet son senem sen neler yapıyorsun?" Dedim.
"Bende mimarım babam ile küçük bir şirketimiz var orada çalışıyorum " diyince anladım der gibi başımı salladım.
"Ailen başka şehir de mi ?" Diye sorunca şaşırmadım , üzülmedim.
"Benimkiler vefat edeli çok oldu Çanakkale'deler şuan" dedim.
"Ben özür dilerim bilmiyordum" diyince aramızda saçma bir sessizlik oldu çokta önemli değildi , yaklaşık yirmi beş dakika sonra iki katlı bir evin önünde durduk araba yavaşlayıp durunca ikimiz de aynı anda arabadan indik o önden gidip kapıyı çaldı kapıyı benim deli kızım açınca yüzümde güller açtı.
"Hoş geldin bebeğim" diyip kollarını boynuma sarınca bende hemen sarılışına karşılık verdim.
"Hoş buldum bebeğim " diyip ondan ayrıldım sonrasında ise içeri geçip ailesi ile tanıştım iyi insanlara benziyorlardı ama bunlar şu anlık benim için yeterli gelmiyordu.
"Nasılsın kızım ?" Diyen kişi Cana hanımdı.
"Teşekkür ederim efendim siz nasılsınız?" Dedim gayet kibar kibar Aybüke bu halime alttan alttan güldü bu tür ciddi ortamlar hiç benlik değildi .
"Biz de iyiyiz çok şükür Yağmur kızım , siz kızlarla birlikte vakit geçirin ben de sofrayı hazırlayayım" diyip kalktı salondan aslında oturmamız ayıp olurdu ama Miray'ın durumu ortadaydı Aybüke hanım zaten ayağını incitmişti şimdi benim kalkıp gitmem ayıp olurdu biz üç kız da erkekleri salonda bırakıp bahçeye çıktık harika bir havası vardı buranın.
"Aybüke senden çok bahsetti ama gördüğüm kadarıyla az bile anlatmış kız bu ne güzellik" dedim Miray'a göz kırparak bu kız da benim gibiydi bence , sözlerime hafif kıkırdamıştı.
"Çok ayıp bari yanımda yapma " diyen canım arkadaşımı pek dinlemedim .
"Senden çok bahsetti aslında çok fazla ortak yönümüz var seni canım ikizimden çalsam bence bana hayır demez" diyen Miray ile kahkaha atmıştım.
"Demez benim canım arkadaşım " dedim.
"Ben de buradayım" diye bir serzenişte bulundu canım arkadaşım tekrardan.
"Sen neler yapıyorsun?" Dedim Miray'a , onunla iyi anlaşmak istiyordum her ne kadar fiziksel olarak arkadaşıma benzese de huy suy olarak pek benzemiyorlardı.
"Ne yapayım bütün gün evdeyim açıktan üniversite okuyorum onun dışında ahşap boyama yapıyorum resim yapıyorum öyle yani" dedi .
"Kız valla sizde de yok yok senin bu kardeşin olacak manyak ta ders çalışma bağımlısı kız bu ne azim bu ne gayret bir durun bir sakin olun da bizim gibi garibanların da önü açılsın az" tamamen şakasına konuşuyordum.
"Bunu diyen kişinin üniversite sınavında benden daha yüksek ortalama yapmış olması sence de biraz ironik değil mi ?" Diyen kişi ise Aybüke'ydi haklıydı.
"Oha gerçekten mi ?" Miray şaşırmış olmalıydı haklıydı.
"Ne o beğenemediniz mi küçük hanım ?" Dedim.
"Yok canım ne alakası ben sadece şaşırdım " diye kendini açıklamaya çalışmasına sadece gülerek karşılık verdim .
"Şaka canım şaka sadece Aybüke'nin abartması öyle büyük bir fark yok ortada"dedim .
"Anladım siz baya yakınsınız anlaşılan " diyen sesi hafif durgundu .
"Nerdeyse dört yıldır beraber yaşıyoruz yani Aybüke'nin arkasından iş çevirmek için ilk adres her zaman benim haberin olsun " diyi göz kırptım.
Cana hanım gelip içeriye davet edince içeriye girdik hep beraber sofrada neredeyse her çeşit yemek vardı ama en çok dikkatimi çeken şey Aybüke'nin tabağına yemek koyan Gökalp"di.
O güzel bir gün geçirdim onlarla hem tanışıp hem kaynaştık her ne kadar Aybüke'yi orada bırakmak istemesem de okul ve staja gittiğim için evde yalnız kalacağı aklıma gelince bir şey diyemedim evden ayrılmadan önce biraz yalnız konuşmak istediğini söyleyen arkadaşımla tekrar bahçeye çıkıp birer sigara yaktık .
"Üç hafta sonra Ankara'ya gideceğim biliyorsun iyi değilim çok karışığım her yılın aynı dönemlerinde karışık olurum zaten bilirsin onlar bu karışıklığın ortasında kafamı daha çok karıştırdılar şimdilik sakince her şeye uyum sağlıyorum ama kafamı topladıktan sonra böyle devam eder mi işte orasını kestiremiyorum " Aybüke'ye her zaman bayılırım çünkü netti lafı dolandırmaz direkt söylerdi şuan karmakarışık olduğunu ama ileri de ne olacağını bilmediğini zaten biliyordum ama ondan bambaşka bir şeydi .
"Seni anlıyorum diyemem Aybüke ama anlamaya çalışıyorum kusura bakma dün çok anlayışsız davrandım seni anlamam gerekirdi " dedim bilirdi beni fevriydim her ne kadar bunun arkasına sığınmak istemesem de öyleydim maalesef.
"Ben seni biliyorum Yağmur sadece işler bu kadar karışıkken en azından sen bana yardımcı ol lütfen olur mu?" Dedi yorgundu.
"Olur" diyip sarıldım.
O benim bu hayattaki sahip olduğum tek ailemde...
Gecikme için üzgünüm...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
Karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |