7. Bölüm

7. Bölüm

Esmahan mısırlı
engelofdetha

7.BÖLÜM

KEYİFLİ OKUMALAR...

 

 

 

 

 

 

 

"Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü."

 

 

 

Martin Eden

 

 

 

-Jack London

...

Aybüke'den

Geldiğim bu yer bana neler getirecek hiç bilmeden ben onlara ilk adımı attım .
Belki pişman olacağım, belki çok canım yanacak ama keşke deneseydim demeyeceğim.


İstemediğimi anladığım an arkama bakmadan gideceğim, gidebilmek için hep kendi içimde kendime bir açık kapı bırakacağım.


Biliyorum kimse kimseyi sebepsizce sevmez onlarda elbet beni sebepsiz sevmiyorlar belki şimdilik bir çıkarları yok birileri evladı olduğum için birileri kardeşi olduğum için seviyor .


Ama ben bugüne kadar sebepsiz çıkarsız hiç sevilmedim o yüzden hiç kimsenin kimseyi sebepsiz sevebileceğine inanmıyorum.


Bu yüzden kendi içim de sürekli karşımda ki insanın beni ne zaman bırakacağını ya da benden ne gibi bir çıkarı olduğunun hesabını yapiyorum bunu birilerine söylesem bana deli gözüyle bakarlar her halde bilemiyorum elimde olmadan yapıyorum ne yaparsam .


Ancak ben birilerini seversem, sevdiğim için hep kendimden taviz veriyorum , hep karşımda ki insan için çabalıyorum yani ben ben olmaktan çıkıyorum karşımda ki insan da beni sevsin diye .
Bunun en basit örneği Koray hep kendimden taviz verdim ilişkimiz de o nasıl istiyorsa o beni nasıl seviyorsa öyle olmaya çalıştım , biliyorum kulağa çok saçma geliyor bunu bir başkası yapsa binlerce nasihat veririm ancak sevilmek için hep hiç yapacağım şeyler yaptım bugüne kadar.


Şimdi ise kapısında beklediğim kişinin nedense beni diğerlerinden farklı bir şekilde çok seveceğini hissediyorum beni ben olduğum için , beni olduğum gibi.
Bu hisse o kadar güveniyorum ki onun da bu güveni boşa çıkarmasına korkuyorum.
Kapıyı tıklatıp içeriden bir onay bekliyorum , beklediğim "Gel" onayı gelince kapıyı açıp içeriye girdim yavaş yavaş.


Komiser bana benzediğini söylemişti bir kaç fotoğrafını görmüştüm ama gördüğüm benzerlik bambaşka bir şey saçlarını benim saçlarımdan bir kaç ton daha açık bir renk gözleri de yeşilin en güzel tonu sanki odanın ortasında sandalyesin de oturuyor zaten beni beklediği içini içeriye ilk adımı attığım andan itibaren göz göze bakıyoruz o beni gözleriyle tarıyor ben onu .


"Hoş geldin" diyor , gözleri dolu dolu iken nor kaç adımda yanına gidip ona bakmaya devam ediyorum o , oturuyorken benim ayakta durmam saçma geliyor aynı boyda olmak için dizlerimi kırıp önüne bekliyorum.


"Hoş buldum " neden bilmiyorum benim de gözlerim doldu . Onu bu şekilde görünce aslında görünüşün de hiç bir şey yok ama bakışlarında içimi titretecek bir şey var ne olduğunu anlamadığım.


" Tek mı geldin buraya? " Diye sorunda kafamı olumsuz anlamda salladım.


"Kardeşin getirdi , kapının önünde belki siz yalnız konuşmak istersiniz diyip beni bırakıp gitti " dedim .


"Kardeşimiz çok düşüncelidir" dedi .
"Bilmiyordum öyleymiş" dedim .


"Nasılsın?"


"İyiyim " dedim hiç düşünmeden.


"Öylesine sorduğum bir soru değil gerçekten nasılsınız ? " Dedi her bir kelimeye bastırarak sanki bir şeyleri anlamamı ister gibi.


"Bilmiyorum, her şey çok üst üste geldi ne yapmam gerektiğini nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyorum " dedim dürüst bir şekilde .


"İstersen sana yol gösterebilirim " dedi elini yanağıma koyup sol gözümden akan bir damla yaşı dilip , onun da dolu olan gözlerinde ki yaşlar akmaya başladı.


"Özür dilerim, normal de bu kadar sulu göz değilim bir anda oldu seni de üzdüm" dedim , onu üzmek istememiştim.


"Özür dilemene gerek yok ben çok sulu gözlüyüm eskiden de olduğu gibi , bizi hiç hatırlamıyorsun değil mi" o böyle şeyler sorarken ona yalan söylemek istemiyorum her seferinde yapmam diyorum ama yine yapıyorum beni sevsin istiyorum bunun için ona yalan bile söylüyemiyorum .


"Hiç hatırlamıyorum ama bundan sonra sizi hatırlamak için elimden geleni yapacağım" gerçekten bunun için her şeyi yapacaktım.


"Hadi gel aşağı gidelim herkes bizi bekliyordur" dedi .


"Olur gidelim daha hiç kimseyle tanımadan direkt yanına kaçtım zaten yanlış anlamasınlar" dedim bende .


"Yok onlar seni yanlış anlamaz merak etme" dedi hafif bir tebessümle, o kadar güzeldi ki gözlerimi anlamıyordum ondan resmen .


O önden ben arkasından önce bu katta ki asansöre gittik daha sonrasında aşağı inip tekrar salona girdik salonun girişi ve büyük bir bölümü oturma grubu TV ve televizyon ünitesinden oluşurken bir diğer tarafından yemek masası vardı herkes yemek masasına geçmişti anlaşılan hepsi bizi bekliyordu.


"Hadi gelin kızlar biz de sizi bekliyorduk" dedi anne , sahi adı neydi.


"Geldik geldik " dedi Miray .


"Annem senin için döktürdü bugün haberin olsun , en sevdiğin yemekleri yaptı " bana bakarak dedi Selim.


"Çok teşekkür ederim niye zahmet ettiniz ki ' dedim mahcup olmuştum.


Masa da bir tek Komiserin yanı boş olunca oraya oturdum Miray zaten kendi sandalyesin de olunca en sona kardeşinin yanına oturdu , sofrada ki yemeklerin çoğu etliydi ve şöyle bir sorun vardı ki ben vejetaryenım , sadece çorbalar servisi edilmişti anlaşılan herkes kendi tabağına kendi alıyordu yemeğini , hayatımda ilk defa bir aile yemeğinde bulunuyorum yurttayken herkesin yemeği bir tabldota konur öyle servis edilirdi yurttan çıktıktan sonra ise evde çoğu gün yemek bile yapmaz günümüzü kahvaltılık vs ile geçiştirdim yemek yaptığımız gün ise acıkan yerdi yemeğini.


Sessizce herkes kendi yemeğini yemeye başlamıştı tabi bende neden bu kadar sessizlerdi anlamadım.


"Seni hâlâ hiç kimseyle tanıştırmadık " dedi komiser.


"Evet biraz öyle oldu " dedim gelir gelmez yukarıya kaçmasam tanışırdık büyük ihtimalle.


"Babam Dağhan Barutçu biliyorsun zaten , knnem cana Barutçu , beni zaten biliyorsun kardeşim Gökalp yani senin ikinci abin , bir diğeri ise Gökmen bir de bu ufaklık selim " diyip bütün aileyi tanıttı bana komiser .

Dağhan bey uzun boylu koyu kahve saçlara ve yeşil gözlere sahip esmer bir adamdı, Cana hanım siyah saçlı ve kahve gözlere beyaz bir tene sahipti yüzü hatları yuvarlaktı bu onu olduğundan genç gösteriyordu sadece hafif kiloluydu, çocukları ise her ikisinin karışımı gibiydi.


Komiser yani Eren Alp kahve gözlere siyah saçlara ve esmer bir tene sahipti , Gökalp ise kahve gözlere ve kahve saçlara sahip beyaz tenli bir adam , Gökmen ise kehribar gözlere sahipti ailedeki tek değişik göz rengi ondaydı siyah saçları ve esmer teniyle çok yakışıklıydı , Selim ise erkeklerden tek yeşil gözlü beyaz tenli siyah saçlıydı . Yüz hatları olarak en çok komiser benziyordu babasına .


"Bende Aybüke tanıştığımıza memnun oldum " dedim .


"Ben 28 yaşındayım polisim zaten biliyorsun " dedi komiser hem yemek yiyor hem de sohbet ediyorduk böylelikle kimse ne yediğims dikkat etmiyordu.


"Biliyorum komiser" dedim sadece.


"Bende 26 yaşında iç mimarım " dedi Gökalp.


"Çok güzel bir meslek " dedim Koray da mimarlık son sınıf öğrencisiydi.


"Bende 24 yaşında çiçeği burnunda bir avukatım" dedi Gökmen.


"Ev arkadaşım da hukuk son sınıf öğrencisi " dedim , başka ne diyeceğimi bilmeyerek.

" Sen hangi bölümü okuyorsun kızım ?" Dedi baba.


"İstanbul üniversitesi tıp dördüncü sınıfım efendim " dedim biraz şaşırır gibi oldular ne olduğunu anlamadım, yanımda ki komisere hitaben.


"Bir sorun mu var ? " Dedim .


"Çocukken benim en büyük hayalimdi doktor olmak ben doktor olmak istiyorum dedikçe sende büyüyünce bende doktor olacağım diye tuttururdun ondan şaşırdı bizimkiler " diye uzun bir açıklama yaptı komiser.


"Benim de çocukluk hayalim " dedim .


"Bunun için çok çalışmış olmalısın aferin benim akıllı kızıma " dedi anne , ilk defa bir anne de aferin alıyordum , utanmıştım.


Bu şekilde küçük küçük sohbetlerle yemekler yenmiş sonrasında hep beraber kaldırmıştık sofrayı erkekler bile yardım etmişti, ben ise sadece çorba pilav ve salata yemiştim kimsenin sarf etmediğini düşünmüştüm ama yanılmışım.


"Hangi yemekleri seversin söyle bir daha ki geldiğinde onlardan yapayım" demişti anne . Ben belki yemeklerini sevmediğimi düşünür diye ona belli etmek istememiştim belli ki fark etmişti herkesin içinde değil de mutfakta yalnız kaldığımız da sormuştu bunu .


" Şey ben özür dilerim eminim yemekleriniz çok güzeldir ama ben vejetaryenım onun haricinde her şeyi yerim yemek ayırt etmem yani " diyerek saçmalayarak sorusunu cevapladım hep beraber iş yapınca hemen bitmişti erkekler sofrayı yollarken benle anne masadan gelen tabakları hemen durulayıp makineye dizmiştik önden demlenmiş olan çay ile tatlıları da servise edip tekrar salona geçip oturmuştuk .


"Telefonun sürekli çalıp durdu bir bak istersen abla belki önemli bir şeydir " diyen Selim ile buraya geldiğimden beri elime almadığım telefonumu gidip çantamdan aldım arayan tabi ki Koray'dı geçen haftadan beri sürekli arayıp duruyordu ya da eve geliyordu engellediğim zaman da başkalarının telefonuyla arıyordu beni, oflayarak tekrar çalan telefonu kapattım.


"Bir sorun mu var " diyen komisere " yok hayır Yağmur merak etmiştir o yüzden arayıp duruyor bkrazdan kalksam iyi olacak " dedim .


"Bu gece burada kalsan beraber kız gecesi yaparız " diyen Miray'a içim gitmişti.


"Özür dilerim sabah erken dersim var , ders kitaplarım evde burada kalırsam eve uğrayıp okula gidene kadar derse geç kalırım dersin hocası da biraz sıkıntılı devamsızlığı asla affetmiyor, ama bir daha ki geldiğimde kalırım söz sende gelebilirsin istediğin zaman " ona her şeyi en ince ayrıntısına kadar açılıyordum yanlış bir şey söylememek onu kırmamak ve yanlış anlaşılmamak için.


Evet tam olarak korktuğum şeyi ilk günden belki bilerek belki de bilmeyerek yapmaya başlamıştım.


Birini daha kendimin önüne koymaya başlamıştım kırılmasın üzülmesin diye.


Kimse benim kırılmamı üzülmemi umursamazken hemde .

 

 

 

Karakterimi daha iyi anlayabilmemiz için ilk dünyasında sizlere olduğu gibi anlatmaya çalışıyorum ne kadar başarılıyım bilemiyorum.

Umarım beğenmişsinizdir oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Bölüm : 23.09.2024 22:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...