@enparlakyildizz123
|
Asu; Sabah 5'te içtima olduğu için erken kalktım ve banyoda soğuk bir duş aldım, duştan çıkınca üstüme beyaz tişört ve siyah eşofman giydim. Mutfağa gidip kendime sert bir kahve yaptım, kendime ancak sert bir kahve ile gelebilirdim gece geç geldiğimiz için çok uyuyamamıştım Duru'yu da zaten nöbete çağırmışlardı o yüzden o da gitmişti. Kahvemi içtikten sonra evden çıktım, ben evden çıkınca karşı daireninde kapısı açıldı ve Demirhan yüzbaşı çıktı. "Günaydın" dedim. Demirhan yübaşı mırıltılı bir şekilde " Günaydın" dedi. Tam merdivenlerden inmek için merdivenin önüne gelmiştim ki. Motorumu hastanede bıraktığımı hatırladım bu saatde de taksi bulamazdım, son çare Demirhan yüzbaşıyla gidicektim sonuçta aynı yere gidiyorduk yani umarım, arkama dönüp Demirhan yüzbaşıya baktım ve "Komutanım bende sizinle gelebilirmiyim" dedim Demirhan yüzbaşı Olur, hadi gidelim" dedi. Ve binadan çıktık, arabaya doğru ilerledik. Arabaya bindiğimizde Demirhan yüzbaşı arabayı çalıştırdı ve tabura doğru yol aldık. En kısa sürede gidip kendime araba almalıydım motorla her yere gidemezdim, Kahramanmaraş'ta annemin arabası olduğu için çok sıkıntı etmiyordum ama burda lazım olucaktı, o yüzden boş zamanımda gidip araba almalıydım. Bir iki saat sonra tabura varmıştık, arabadan inmeden önce "Teşekkürler komutanım" dedim. Demirhan yüzbaşıda baş hareketi yaparak teşekkürümü onayladı. Vakit kaybetmeden odama çıktım, içtima için aldığım giysileri giydikten sonra içtimanın yapılacağı yere indim, daha kimse gelmemişti bir banka oturup beklemeye başladım. Bir iki dakika sonra bankın ucuna birisinin oturduğunu hissetim o yöne döndüğümde Demirhan yüzbaşının oturduğunu gördüm. Ben bir şey söylemeden elindeki sigara paketini bana uzatarak "istermisin".dedi. Ben sigaradan nefret ederdim belirli günlerde içerdim bir babam ölüm yıl dönümünde, birde doğum günümde insan neden doğduğu günü kutlardı ki anlamazdım doğum gününden nefret ederdim. Eliyle uzattığı sigaraya bakarak "Teşekkür ederim komutanım ama ben sigara içmiyorum" dedim Kafasını sallayarak elini çekti ve içinden bir sigara aldı çakmakla sigarayı yaktı, sigarayı ağzına alıp dumanı içine çekti ve geri verdi. "Hayatını tehlikeye atmıyorsun ne güzel" dedi "Bizim hayatımız her zaman tehlikede komutanım" dedim Dudağı iki yana kıvrıldı ve güldü gülünce çok güzel oluyordu kalbim tekliyordu sanki, saçmalama Asu o senin komutanın saçmalama. "Orası" öyle tabi" dedi. Ve ayağa kalkarak bitmek üzere olan sigarasını çöpe attı ve duruşunu dikleştirdi ve yeşil gözleriyle bir yere bakmaya başladı baktığı yöne doğru baktığımda Bade dışındaki tüm timin buraya doğru geldiğini gördüm, Bade bacağından yaralandığı için içtimaya gelmeyecekti, tim gene her zaman ki halindeydi Ömer her zaman ki gibi uykulu Alper uykulu Ömerle uğraşıyor yani durumlar aynıydı, onları görünce bende ayağa kalkarak sıraya girdim, tim sıraya tam olarak girdiğinde Demirhan yüzbaşı karşımıza geçti ve "100 koşu, 200 şınav,konuşan olursa parkur orda duruyor akşama kadarda boşuz beraber vakit geçiririz" dedi ve ardından hemen "Başla" dedi sert sesi ile. Gülmemek için zor tutum kendimi, çok şah eser ceza yöntemleri vardı bayıldım. 100 kere taburun etrafında dolandık, şınava geçtiğimizde yanımdaki Ömer ve Alper'in fısıltılı bir şekilde sövdüklerini duydum, bende onların fısıltılı sesine yuyarak. "Beyler sesiz" dedim. Demirhan yüzbaşı bize doğru yürüyerek, "Orda bişe mi oldu" dedi sert sesi ile. Alper ve Ömer ne diyeceğini bilemiyecek gibi şaşkın şaşkın bakarken. "Bir şey yok komutanım" dedim. Bu sefer bana dönerek "Öyle olsun" dedi her harfini bastırarak. *** İçtima bitince odama çıktım, hemen duş aldım. Görev çıkmadığımız sürece izinli sayılırdık, bende ilk önce taksi ile hastaneye gidicektim, motorumu almaya ve Bade ile Duru'yu da ziyaret etmiş olurdum. Üzerime siyah tişört altımada siyah ispanyol paça pantolon gidim, ve odamdan çıktıp askeriyenin bahçesine gelmiştim, bahçedeki bir bankta Demirhan yüzbaşı hariç tüm timin oturduğunu gördüm ve tüm gözler bendeydi.Yanlarına giderken "Ne oldu tüm gözler bende" dedim gülerek. Hepsi önlerine dönerken meraklı İbrahim "Komutanım nereye" dedi, dediği anda ensesinede silleyi yedi. "Sanane meraklı melehat" dedi Alper. tüm tim gülmeye başladı. Gülerken "hastaneye" dedim. Eymen "Bade'nin yanına gidicem isterseniz beraber giderim bende araba var" dedi. "Çok iyi olur bende zaten Bade'yi görmek için bide bir kaç işim olduğu için gidiyordum" dedim. Eymen ayaklanarak, arabanın olduğu yöne doğru yürümeye başladık, cırtlak yeşil clio'nun önünde durdu ve "Buyrun komutanım"dedi. Ön koltuğa oturdum Eymen'de sürücü koltuğuna oturduğunda arabayı çalıştırdı ve hastaneye doğru yol aldık. Bu araba ile trafiğe çıksak renginden dolayı çarpabilirlerdi, zaten çalışırkende 10'uncu deneyişte çalışmıştı. Hastaneye vardığımızda arabayı bir yere park edip, indik ve hastanenin kolidorunda ilerleyip Bade'nin odasının kapısını tıklatıp odaya girdik, odaya girdiğimizde. Bade yatakta yatıyordu ve sıkıldığı çok belliydi. İçeriye girdiğimizi görünce bakışları bize döndü. " Karadeniz de gemilerin mi battı ya da kaçma girişimlerin işe yaramadı mı" dedi gülerek. "Bir susya" ya dedi Bade bıkkın bir şekilde "Öyle olsun bir daha denemezsin" dedi Eymen gülmeye devam ederken. Bade bir şey diyeceği anda benimde güldümü görünce bakışları bana döndü ve "Siz demi komutanım, aşk olsun yani" dedi Bu dediğinide gülerken ellerimi kaldırıp "Ben bir şey demedim" dedim. ** "Geçmiş olsun" dedim Bade'ye Başını aşağı yukarıya salladı teşekkür manasında "Siz iyimisiniz komutanım" dedi "İyiyim, senide iyi gördüm inssallah daha iyi olursun" dedim Bade'de "İnsallah "Komutanım" dedi. Başımı sallayarak onu onayladım. Yanımda oturan Eymen'in telefonu çalınca hemen ayağa kalkarak " Ben geliyorum" dedi ve odadan çıktı ben de bade ile sohbet etmeye devam ettik. Yazarın anlatımından Eymen odadan çıktı ve hızlı hızlı kolidorda ilerlemeye başladı, telefonunda birisi ile mesajlaşıyordu, Duru ise dün geceden beri nöbetteydi nöbetinin bitmesine iki üç saat vardı, bitmiş durummdaydı dalgın ve uykulu hali ile bir elinde nöbetinin başladığından beri içtiği 50. kahvesi ile hastanenin girişinden içeri girerken sert bir gövdeye çarpması ile yere düştü yüz üstü düşmemek için dizlerinin üstüne düşmüştü düşerken elindeki kahvede elinden kayıp yere dökülmüştü. Düştüğü yerden sinirle kafasını aldırdığında karşısında 24-25 yaşlarında kumral saçlı, sinekkaydı tıraşı, beyaz tenli ve tahminen 1.88 boyunda olan adamın üzerinde dolaştı gözleri, bakışları en son kahverenginin bütün tonlarının birleştiği gözlerine baktı sinirle ve düştü yerden kalkarken sinirle. "Önüne baksana be adam" dedi Duru. "Gerçekten çok güzel bir nöbet geçiriyorum" dedi mırıltıyla. Eymen karşısındaki kadına dili tutulmuş bir şekilde baktı. Çünkü Elazığ'a geldiğinden beri aşık olduğu kadın karşısındaydı cesaretini toplayıp karşısına çıkamamıştı çok denemişti cesaretini toplamayı ama beklediği tepkiyi vermezse yıkılıcağını bildiği için karşına hiç çıkmamıştı. Duru karşısındaki adamın gözleriyle kendini süzdüğünü görünce ne bakıyon tarzında başını salladı. Eymen hemen dikkatini toplayıp, "Özür dilerim" dedi ve yere dökülen kahveye bakıp geri karşısındaki kadına bakıp " Telefi etmek için size kahve alabilirim" dedi. Duru "Gerek yok istemez" deyip gideceği anda Eymen Duru'nun kolundan tutup "Lütfen telafi etmem için izin verin" dedi. Çünkü şuan ki bulduğu cesareti bir daha kendisinde bulamazdı. Duru kolunu tutan ele bakıp başını adamın gözlerine dikti ve mırıltılı bir şekilde "Gerek yok dedim" dedi. Eymen bu cesarin nerden geldiğini bilmeden " Lütfen" dedi şuan ağzından dökülen kelimelere inanamıyordu çünkü hiç şuan ki kadar cesaretini toplayıp Duru' nun karşısına çıkmamıştı. Duru daha fazla zorlayamıcağını anlayınca gözlerinden gözlerini kaçırarak "Tamam" dedi, ve kolunu tutan eli kolundan çekti. Eymen ise dıştan belli etmesede içten içe sevinmişti bu duruma. Duru tekrar adama bakarak "Kefeteryaya geçelim o zaman" dedi soğuk ama ılımlı tutmaya çalıştığı sesi ile. Eymen kolunu öne doğru uzatarak "Önden buyrun" dedi. Duru soğuk bir bakış atarak önden yürümeya başladı. Eyemen ise şuan ki hissettiği duyguyu dışa vurmamak için dudaklarını birbirine bastırmıştı o da Duru' ya yetişip beraber kafeteryaya indiler. Eymen "Sen şuraya bir yere otur ben kahvelerimizi alıp geliyorum" dedi. Duru kafasını sallayıp Cam kenarındaki bir masaya oturdu. Eymen kahveleri almaya gitti hayla hissettiği duyguyu dışa vurmamak için içinde mücadele ediyordu, ama Durunun yanından ayrıldığında istemsizce gülümsedi. Eymen kahveleri alıp Duru' nun oturduğu masaya ilerledi, masaya geldiğinde elindeki kahveyi Duru'nun önüne diğerinide kendi önüne koydu ve "Kahveyi nasıl içtiğini bilmediğim için rastgele birtanesini aldım" dedi. "Fart etmez ama şekerli sevmem" dedi Duru Eyme'nin aldığı kahvede şekersizdi zaten Eymen bu bilgiyi hemen bir yere not etti. Eymen " Benim adım Eymen seninkide" eli ile yaka kartını işaret etti ve ilk defa duymuş gibi "Duru olmalı" dedi. Duru kahvesinden bir yudum alarak "Evet Duru tanıştıma memnun oldum Eymen bey" dedi. "İyi bir tanışma olmasada bende memnun oldum" dedi. "Bu arada beyli konuşmasak ben sevmiyorum öyle" dedi Eymen. "Peki Eymen, sende bana ismimle hitap ede bilirsin" dedi Duru Eymen sevdiği kadın ile konuşmak içindeki umut birazda olsa yeşermişti, ve sevdiği kadınla biraz daha konuşmak istiyordu. "Burda çalışıyorsun heralde" dedi Eymen bilmiyormuş gibi ve kahvesinden bir yudum içti içmez olaydı zehir bile daha tatlıydı kahveden nefret ederdi, içince bir şey değişmiyordu ağızda çok kötü bir tat bırakıyordu Eymen bundan nefret ederdi ama şuan içmesi gerekti. Duru" Evet Doktorum, siz" dedi. Eymen " Askerim" dedi, bu mesleği söylerken asla çekinip utanmıyordu, aksine ülkesini korumak ona gurur veriyordu. Duru Eymenin cevabına kafasını salladı ve kolundaki saate bakarak " Benim şimdi gitmem lazım, kahve için teşekkürler sonra görüşürüz" dedi ve oturduğu yerden kalkıp kefeteryadan çıktı. Eymen uzun süre sevdiği kadının arkasından baktı, en sonunda sevdiği kadınla iki kellam olsada konuşmuştu. Telefonunun çalmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı ve cebinden telefonu çıkardı arayanın Demirhan komutanını olduğunu görüce ciddileşip telefonu açtı "Efendim komutanım" dedi. "Görev var tabura gelmen lazım, Asu senin yanındaymış onada haber ver" dedi Demirhan "Emredersiniz komutanım" dedi Eymen ve Bade' nin odasına doğru gitmeye başladı. *** Asu Başaran'dan Badeyle konuşurken kapının tıklanıp açılınca ikimizde kimin geldiğine baktık, gelen Eymen' di. İçeriye girdi ve bana bakarak "Komutanım görev varmış taburda bizi bekliyolar" dedi. "Tamam gidelim o zaman" dedim. Bade'ye dönüp "Bu görevde yoksun ama diğerinde olacaksın ona hızlı iyileş" dedim gülerek. O da gülerek başını salladı ve odadan çıktık, Duru'yu göremicektim, görevde dönüşte uğrardım yanına. Hastanenin bahçesine geldiğimizde Eymen kendi cırtlak yeşil clio'suna bindi inşallh birisi çarpmazdı araba çok göz alıyordu çünkü. Bende kendi motoruma binip tabura doğru yol aldık. ********************************************************* Bölüm nasıl olmuşş? Eymen Duru biraz erken mi oldu sizce?
|
0% |