Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm - Sır Erbapları

@enverkeremavci

 

Francesca’nın, Renata’yı içeriye davet etmesi ardından Renata’nın kalbi öyle bir hızlanmış, öyle bir kuvvetle atmaya başlamıştı ki; acaba dışarıdan da duyuluyor mudur diye utangaç bir tavırla iki saniye kendini dinledikten sonra ancak kalkabildi Renata oturduğu yerden. Renata’nın yerinden kalkmasıyla Francesca, öncesinde hafifçe aralamış olduğu kapıyı iyice açarak ona eliyle geçmesini işaret etti.

 

İçeri adım attığı andan itibaren şaşkın şekilde odayı, masayı ve masanın etrafında oturmakta olup; kimi güler yüzle, kimi ciddi bir tavırla onu izlemekte olan kalabalığa göz gezdirdi Renata. Antikacı, etrafı yıkılmaya yüz tutmuş binalarla dolu olan 13. caddede bulunan köhne girişinden başlayıp, az önce Renata’nın içine girdiği odaya gelene kadar; gerek içindeki eşyalarla gerekse zemin ve duvar döşemeleriyle tam bir tarihi eser sayılabilirdi gerçekten. Ama şu an içine girdiği oda, oldukça farklı gözüküyordu. Eski zamanların özlemiyle yanıp tutuşan, Sistem’e ve uygulamalarına karşı çıkan bu bir grup insanı; son teknoloji cihazlarla dolu olan böyle bir ortamda görmeyi hiç hayal etmemişti. Tüm odayı incelerken, on dakika önce önünden geçen; daha önceden de yardım isteme bahanesiyle dükkânına gelen Giovanni ile göz göze geldiler. Giovanni söze girdi:

 

– Yüzündeki şaşkın ifadeye bakılırsa, bizi ve burayı böyle hayal etmiyordun sanırım, hı? – dedi hafif bir kahkaha ile. Renata, “Ben…” dedi, kelimeyi olabildiğince uzatarak; bir yandan da masanın etrafında oturup ona bakan Sır Erbapları’nın grup üyelerine sırasıyla göz atarak. Gerçekten oldukça şaşkındı.

 

– Yeni üyemiz epey heyecanlı ve en az bir o kadar da şaşkın sanırım Francesca. – dedi Giovanni tebessüm ederek. Ve “Yoksa bu tatlı hanıma bizi anlatırken, tarihin tozlu sayfaları arasında gömülü kalmış birer tarihi eser olarak mı anlatmıştın?” diye ekledi.

 

– Bilirsin, Gio… İlk seferinde hep böyle olurlar. Gerçi aramıza yeni birisini almayalı epey uzun bir zaman oldu. – diye cevap verdi Francesca. Sinyora’nın cümlesinin bitmesinin hemen ardından, Renata’nın dışarıdan dinlediği kadarıyla sesinden Moreno olduğunu anladığı bey söze girdi:

 

– İşte bu yüzden temkinli olalım diyordum. – derken Giovanni ve Francesca’ya doğru bakan Moreno; cümlelerine Renata’nın yüzüne şüpheli bir tavırla bakarak devam etti:

 

– Aramıza uzun zamandır yeni birisini neden almadığımızı bilmeye senin de hakkın var bence. Çünkü, en son aramıza katılan o şerefs- – diye devam ederken, Moreno’nun cümlesini kesti Giovanni bir anda:

 

– Yapma More… Güzel bir karşılama yapmak isteriz, öyle değil mi? – dedikten sonra birkaç saniye bekledi ve konuşmaya devam etti Giovanni.

 

– Evet, o zaman ben kendimden başlıyorum. Ben Giovanni. Ekibin, en azından bu şehirde bulunan ekibin en yaşlı üyesiyim.

 

– Bu şehirde bulunan? Ha-ha. Gördüğün gibi tatlı kızım, Giovanni aynı zamanda oldukça esprilidir. Değil bu şehir, tüm Sır Erbapları uzantılarının içindeki en yaşlı üye kendisidir, eminim. Aksini iddia eden var mı? – dedikten sonra, bu soruyu gerçekten inanarak sormadığını belli eden bir tavırla, gülümseyerek cümlelerine devam etti Francesca; “Bak gördün mü? Yok. Bu arada üzgünüm Gio, sözünü kesmiş gibi oldum.”

 

– Sözümü kesmiş gibi mi oldun? A-a, hiç yapmazdın oysa böyle şeyler. – iki şımarık çocuğun birbiriyle atışması edasıyla geçen bu kısa diyaloğu, ana konuya devam ederek Giovanni bitirdi:

 

– Ev-vet! Nerde kalmıştık? Hıh, tamam. Bana kısaca Gio derler. Sinyora’nın da dediği gibi Sır Erbapları’nın en yaşlı üyesiyim. Ama bilirsin, en yaşlı adam hep en bilge olandır. – derken az evvel Francesca ile atışarak eğlenen çocuksu tavrına girmişti Giovanni ama sonradan hemen normalde döndü ve devam etti:

 

– Normalde yanımda oturan ama şu an benimle atışmakla meşgul olduğundan henüz yerine oturamamış olan bayan... Her neyse onu zaten tanıyorsun. Ya da böyle sıra sıra gitmeyeyim… Mavi saçlı güzel hanım, Carla. Başında, o hiç çıkarmadığı fötr şapkasıyla oturan, bıyıkları yanaklarını ele geçirecek şekilde uzamış bey, Marco. – diye konuşmaya devam ediyordu Giovanni. Yuvarlak masa etrafında toplanmış olan ve her biri birbirinden ilginç, marjinal bir dış görünüme sahip olan Erbaplar; Giovanni’nin tanımlama ve tanıtma sırası kendilerine geldikçe, kendilerine has bir tarzla Renata’yı selamlıyorlardı. Masa etrafında oturan herkesi takdim ettikten sonra, önce bir anlığına duraksadı Giovanni ve devam etti:

 

– Şu önünde duran boş koltuksa…– deyip duraksadı Giovanni. Giovanni’nin esprili dilinden kendisi de gaza gelmiş olan Renata, şakacı bir tavırla söze girdi:

 

– Yoksa bu koltuk, az önce bahsi geçen; aranıza hani o en son katılan kişinin miydi?

 

Renata’nın cümlesinden sonra ortam bir anda buz kesti. Masa etrafında oturanlar, sandalyelerinin arkalarına doğru iyice yaslanmış bir vaziyette kafalarını dahi çevirmeksizin gözleriyle birbirlerine bakıyor; Giovanni’nin ne cevap vereceğini merakla bekliyorlardı. Birkaç saniye daha geçtikten sonra, bir kahkaha koptu odada. Giovanni, haykıra haykıra gülmeye başlamıştı:

 

– İşte benim kızım! Daha ilk gördüğüm anda kanım ısınmıştı zaten sana. Hemen uyum sağladın bize. – derken yüzündeki gülme ifadesi henüz duruyordu Giovanni’nin. Bir yandan da sözlerini teyit edip etmediklerini anlamaya çalışıyordu masa etrafındaki diğer Erbap üyelerine bakarak. Giovanni’nin ardından, diğer üyeler de birer birer kendilerini bırakmış, gülmeye başlamışlardı.

 

– İyi denemeydi. Ama tutturamadın. O önünde duran boş koltuğu, toplantı başlamadan yarım saat önce Gilberto’ya getirttim. O sana ait. Ama öyle gibi davranmıyorsun. Hadi, geç otur bakalım. Artık ciddi meseleleri konuşma zamanı geldi.– dedi Giovanni.

 

Giovanni’nin cümlesinin bitmesiyle Renata, yerine geçmeden önce yuvarlak masa etrafına hızlıca bir bakıp, saygılı bir tavırla; başını önüne eğerek herkesi selamladı. Renata’nın koltuğa oturmasının hemen ardından, Giovanni’nin mavi saçlı hanım olarak takdim ettiği Carla, “Sır açılıyor.” diye seslendi ortaya. Ardından, sol koluna tutturduğu bir tablet üzerinden birkaç işlem yaptı ve yuvarlak masanın tam ortasında bulunan hologram teknolojisini aktif hale getirdi. Masanın ortasından başlayıp neredeyse tavana kadar uzanan hologramik vizyon içerisinde, birçok farklı ülke adı ve bayrağı; bayrak görsellerinin hemen altında ise birer kişi görüntüsü canlı olarak yer alıyordu. Giovanni de orada yer alıyordu ama diğerler katılımcılardan farklıydı. Onun üstünde herhangi bir bayrak yoktu; bayrak yerine, Francesca’nın Renata’ya verdiği zarftaki ejderhalı Sır Erbapları logosu, ülke ismi yerine ise Seçilmiş Başkan ibaresi yer alıyordu. Demek o gün pizzacıya bitap bir halde gelen kişi, Giovanni, Sır Erbapları’nın başkanıydı. Her geçen saniye Renata’nın şaşkınlığı daha da artıyordu.

 

Loading...
0%