Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm - Görevlendirme

@enverkeremavci

Küresel çaplı yapılan Sır Erbapları toplantısı, Giovanni’nin toplantının başladığını belli eder bir tavırla arka arkaya iki kere öksürmesi ardından duyulan sözleriyle canlandı:

– Saygıdeğer sırdaşlarım, özgürlük yoldaşlarım. Dijital ortam üzerinden de olsa, sizleri görmek, bizi bir arada görmek beni oldukça mutlu ediyor. Bugün, burada Sır Erbapları’nın yükselişini ve yeni stratejilerimizi konuşacağız. Öncelikle kısa bir durum değerlendirmesi yapmak gerekirse: Belirli aralıklarla internete sızdırdığımız demeçlerimiz sayesinde Sistem’in korkuları artmaya başladı. Her ne kadar yapılanmamız, Sistem tarafından somut olarak henüz tespit edilememiş olsa dahi, ki buna şükürler olsun, varlığımız; insanları alıştırmak istedikleri, yönetimi tek çatılı ve özgürlüklerin minimize edildiği yekpare yönetim biçiminin tam manasıyla dayatılmasına büyük bir engel teşkil etmektedir. Belirli aralıklarla, gönüllü kahramanlarımız vasıtasıyla verdiğimiz demeçlerin halk üzerinde oluşturduğu yankılar beklediğimizin üzerinde gözükmektedir. Evet, sözlü eylemlerimiz oldukça konuşuluyor olabilir; ancak ne yazık ki, bilinçaltları Sistem tarafından çoktan yıkanmış olan insanlar, bize karşı önyargılı olan tutumlarını devam ettirmektedir. Yine de, on yıl önce bir avuç özgürlük sevdalısı olarak, düşüncelerimizi kınlarından çıkarıp; insanlığı karanlığa mahkum eden Sistem’e doğrulttuğumuz bu yolda, bugün Sır Erbapları’nın resmi üye sayısı üç bine dayanmış durumdadır. Barındırdığı insan nüfusu 12 milyar dolaylarında olan Dünyamızın her coğrafyasında, din-dil-ırk ayırt etmeksizin her bölgesinde ve her yapılanmasında varız artık. Her yapılanmanın içinde olmamızın da bize birçok avantajı var elbet; örneğin normalde internet üzerinden gerçekleştirilen her hareket ince ayrıntılarına kadar takip edilirken, bugün bu toplantı takip edilemiyor. Bugün, bu toplantıda aramızda olmayan nice gizli kahramanımız var. Nice kahramanımız, canı pahasına, özgürlük ateşinin yeniden alevlenmesi ve tüm Dünya’yı sarması için çalışmalarına devam ediyor. Burada olsun veya olmasın, bu yolda beraber yürüdüğümüz herkese, hepinize canı gönülden teşekkürlerimi iletiyorum. Gündem maddelerimize geçmeden önce söylemek istediği bir şey olan varsa lütfen söz alma butonunu kullansın.

Giovanni’nin açılış konuşması ardından, üzerinde Amerikan bayrağı olan bir beyefendi ve üzerinde Rus bayrağı olan bir hanımefendinin söz almak istediği görülüyordu. Giovanni söze girdi:

– Bundan 50 yıl önce olsa, ladies first diyerek sayın Veronika’ya söz verirdik. Ancak biliyorsunuz ki değerli sırdaşlarım, bizler aynı zamanda adalet savunucularıyız. – Giovanni’nin ortam yumuşatan konuşmasını dinlerken hologramda gözüken tüm yüzler gülümsüyordu. Ardından, birkaç saniye sonra Giovanni “Sayın Brian, lütfen.” diyerek toplantıyı yönlendirdi.

– Teşekkürler Sinyor Giovanni. Herkesi saygıyla selamlıyorum. Bu toplantı, benim bölge temsilcisi olarak katıldığım ilk toplantım. Bu yüzden heyecanımı mazur görün lütfen. – derken çoktan hafif hafif kekeliyordu bile Brian. Heyecanlı olduğu her halinden belliydi, ama bu sıcak ortamda kimse böyle bir şeyi ciddiyetsizlik olarak algılamazdı. İnsanların yüzlerindeki gülümseme, bu seferde, sıcak bir kucaklama hissettiren bir hoş geldin edası barındırıyordu. Brian devam etti cümlelerine:

– Dünyayı Aydınlatan Özgürlük Heykeli’ni hepiniz biliyorsunuzdur. Hani şu Fransızların, Amerika’ya hediye ettiği; Libertas tasviri. İnşa edildiği tarihten bugüne, aynı yerde, New York Limanı’nı gören bir noktada duruyor. Eskiden, bir umutla Amerika’ya göç eden yabancı uyruklu insanlar, Amerika’ya girerken bu heykel ile karşılaşır; özgürlükler diyarına geldiklerini hissederlermiş. Aslına bakılırsa, modern kölelikti yaptıkları; sadece o dönemlerde onlar bunu bilmiyorlardı. Her neyse… Libertas heykeli, tüm ihtişamıyla; aynı yerde durmaya devam ediyor etmesine ama artık devir değişti. Acaba artık New York Limanı üzerinden gelen olmuyor diye mi temsil ettiği değer hissedilemiyor; yoksa Amerika’da özgürlükle alakalı tek bir şey dahi kalmadı mı? Heykelin elindeki meşale duruyor ama insanların ruhlarındaki özgürlük ateşini söndürdüler çoktan. Bundan yıllar önce Amerika Birleşik Devletleri’ne, Amerika Birleşik İlletleri demişti bir ülkenin siyasetçisi. Haha… Ne yazık, haklıydı. Çünkü gerçekten de Amerika’nın etrafı, arap saçına dönmüş ve çözülmesi mümkün gözükmeyen zehirli düşüncelerin sarmaşıklarıyla çevrelenmişti; gerek yöneticileri gerekse güçlü önderleri vasıtasıyla hasta edilmişti koca kıta devleti ve buna karşılık yapılan tüm müdahaleler ise ülkenin içinde bulunduğu hastalığı daha da artırsın diye yapılıyordu adeta. İllet o denli büyümüştü ki, sadece ülkeyi değil tüm dünyayı alakadar eden bir hal almıştı sonunda. Ülkemiz, o dönemlerde, artık eskisi gibi devasa teknolojileri ve markaları değil; koca bir hastalığı ihraç etmeye başlamıştı. Günümüzde Dünyamızın içinde bulunduğu bu üst düzey kısıtlılık durumunun baş aktörlerinden olan bir ülkenin bayrağı altında kendi ismimi görmek beni oldukça üzüyor. Bu yüzden, yeni bir üyeniz olarak sizleri selamlamak istediğim bu konuşmamda; aynı zamanda, resmi olarak vatandaşı olsam da içinde bulunmayı ruhen reddettiğim bu ülke adına üzgün olduğumu belirtmek isterim. Umarım, bu güzel oluşumla beraber; zorla kaybettirilen ve unutturulan özgürlüğümüze yeniden kavuşacağız. Teşekkür ederim…

– Evet, pekâlâ... Bu güzel ve anlamlı konuşması içi yeni sırdaşlarımızdan olan Brian’a teşekkür ediyoruz. – dedi Giovanni ve sözü Veronika’ya bıraktı. Veronika’da gerek ülkesi çerçevesinde, gerek kıta bazında, gerekse küresel çapta yaptığı değerlendirmeler doğrultusunda fikirlerini iletti. Ardından, Giovanni, söz isteyen başka birisinin olup olmadığını kontrol ettikten sonra toplantı gündemini açıkladı ve maddeleri sıralamaya; bunlar hakkında yapılan konuşmaları yönetmeye başladı. İçinde bulunan düzen, tüm detaylarıyla; siyasal, iktisadi, sosyolojik, psikolojik, hukuki ve benzeri nice farklı perspektiften ele alındı ve değerlendirildi. Bu konularla ilgili kısa, orta ve uzun vadeli hedefler konuldu ve eylem planları hazırlandı.

Toplantıyı sona erdirmeden önce Giovanni tekrar söze girdi:

– Bugün, burada, insanlığın geleceği için nice önemli adımlar atılmasına yönelik hedefler belirledik ve kararlar aldık. Hepinize teşekkürler. Toplantıyı bitirmeden evvel, bir konuya daha değinmek istiyorum. Biliyorsunuz ki Sistem, insanların karşı cinsiyettekilerle her türlü münasebet arzusunu dindirmek ve görüşmesini engellemek için uzun bir süredir; kullanıcıların robotlarla buluşmasını sağlayan bir uygulamaya sahip. Uygulama ve mahiyeti hakkında birçok kez konuştuğumuz için, detaylarına yeniden inmeye gereksinim duymuyorum. Ancak yakın zamanda aldığımız bir duyuma göre, Sistem, bünyesinde gerçekleştirdiği bu uygulamayı geliştirmeye yönelik çalışmalarını arttırmış. Genel olarak ana hedeflerini biliyor olsak dahi, istedikleri sonuca ulaşmak için kullandıkları yeni yolları daha iyi anlamamız için; geçen senelerde olduğu gibi, bu konuya yönelik yeniden bir aksiyon alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda sizlerden talebimiz, işbu toplantının bitimini müteakiben, üyelerinizden seçeceğiniz gönüllü sırdaşlarımızı bu uygulamalara gölge müşteri olarak yerleştirmenizdir. Bu sayede, Sistem’in yaptığı yeni geliştirmelerden yakinen, uygulamalı olarak haberimiz olabilecektir. Tekrardan teşekkürler. Tüm sırdaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. – diyerek konuşmasını tamamlayan Giovanni, Carla’ya doğru gözlerini çevirip, tamam der gibi usulca gözlerini kırptı. Sır açılıyor diyerek toplantı mekanizmasını harekete geçiren Carla, bu sefer de “Sır Kapanıyor.” dedi ve tableti üzerinden tek tuşluk bir işlem yaparak hologram sistemini devre dışı bıraktı.

Yuvarlak masa etrafında bulunan üyelerce, Renata hariç, toplantı sırasında alınan kararlara yönelik genel bir kritik yapıldı. Ardından, hedefler doğrultusunda yeni görevlendirmeler tanımlandı; odada bulunmayan sırdaşlara görevlendirme bilgilerinin iletilebilmesi için planlamalar gerçekleştirildi. Yapılan tüm bu planlamalar ve görevlendirmeler, Giovanni’nin hemen yanında oturan; yüzü, elleri, kolları gibi dışarıdan görülebilen her yeri yara bere izleriyle dolu olan ellili yaşlarında bir adam tarafından, eski usulle, kâğıtlara yazılıyordu. Görevlendirmeler kağıtlara yazılarak, elektronik ortamdan yakalanma riski olmaksızın dağıtılacaktı; Renata için bunlar normalleşmeye başlamıştı ama her yeri yara izleriyle dolu olan adam tuhafına gitmişti. Toplantı boyunca ağzından bir tek kelime dahi çıkmayan tek kişi oydu. Renata bunları düşünürken, Carla’nın sesi ortamın sessizliği bozdu:

– Giovanni, göreve ne zaman başlayayım?

– Bitmek tükenmek bitmeyen enerjine hayranım Carla. Eminim diğer sırdaşlarımız da aynısını düşünüyodur… – dedi ve gülümsedi Giovanni. Ardından konuşmaya devam etti:

– Ama seni riske atmayalım derim bu sefer. Sonuçta artık biliniyorsun, eminim Sistem tarafından da kırmızı listedesindir. – dedikten sonra oradaki herkes, görevlendirmeleri yazıp hiç konuşmayan adam hariç, kahkaha atmaya başladı. Aralarında birbirlerini dürterek, Carla’ya bakarak konuşuyorlardı. Carla, bir yandan kendisine gülüyor bir yandan da ona gülünmesine gıcık olmuş hafif asabi bir tavırla söze girdi:

– Hiç unutmayacaksınız di mi…

– Nasıl unutabiliriz ki! – dedi Sinyora. Bir yandan gülmeye devam ediyor, bir yandan da duruma yabancı kalan Renata’ya bakarak olayı anlatıyordu:

– Tatlım… Tabi sen bilmiyorsun. Bundan üç yıl önce, yine böyle bir gölge müşteri görevlendirmesi ile Sistem’in arkadaşlık uygulamasıyla gönderdiği robotların davranışlarını inceliyor; özgürlüğe muhalif bilinçaltı mesajlarını saptamaya çalışıyorduk. E görev de, saha görevlerinin o zamana kadar birçoğunu verdiğimiz Carla’daydı yine. Ne yapsa beğenirsin? – diye konuşurken, bir yandan arada bir cümle aralarında kahkaha atarak gülüyor, sonra yine devam ediyordu konuşmasına Sinyora:

– Buluşma talebiyle evine çağırdığı robotu bir süre sonra yere yatırmış, parçalara ayırmaya başlamış. Ha-ha! Düşünebiliyor musun? Robot ile ilgili enerji kaçağı, çalışmasını engelleyecek durumların oluşması veya çipinin olduğu bölüme yetkisiz giriş yapılmaya çalışılması gibi hallerde; önce robot kendisini durdurup alarm vermeye başlıyor, belirli bir süre içinde ilgili durumun son bulmadığı hallerde ise bilgi merkezine sinyal yollayarak Sistem‘i haberdar ediyor. E tabi bizim çılgın Carla, parçalamaya başladığı robottan oldukça şiddetli bir alarm sesi duyunca panikleyip hemen yanda duran camdan robotu aşağıya, caddeye atıyor. Şükür ki, o sırada caddeden hızla geçen bir araba, aniden önüne düşen robota çarpıyor ve sanki robot Carla’nın evine buluşmaya gideren kaza geçirmiş gibi oluyor. Yoksa o parçalanmaları izah edemezdik sanırım. Haha!

– Ama bak Sinyora, bu sayede ne kadar çok şey öğrendik. – diye araya girdi Carla.

– Evet Carla. Amacımız, robotların insanları nasıl etkilediğini bulmaktı ama olsun… Renata’ya sen anlatmak ister misin hikâyenin gerisini?

– Ah tabi. Selam Renata. – dedi Carla, çok çılgın bir mizacı vardı. Eğlenceli ve sempatik birisiydi. Konuşmaya devam etti Carla:

– Mesela… Imm… Robotların alarm verdiğini, sonrasında da Sistem’i bilgilendirdiğini öğrendik, evet. Ha birde şey, robotların olay kayıt için oluşturduğu yazılımsal loglar on dakika da bir; yazılım tarafından kontrol edilip, kesinleştirilip öyle gönderiliyormuş Sistem bilgi merkezine. Yani o gün o robotun benim evime girdiği ve iletişime geçtiğimiz bilgisi henüz Sistem’e iletilmemişti. Ben robotu camdan aşağı attığım zaman caddeye düşünce ona çarpan araba ise robotun kayıt mekanizmasına zarar vermiş. Bu yüzden, bilgi merkezine iletilmeyen o son dakikayı içeren kayıtlara da sonradan ulaşamadılar. Gerçekten büyük bir şansmış benim için. Sanırım arada çılgın olmak işe yarıyor. – dedi ve güldü Carla.

– Evet. – diye söze girdi Giovanni ve devam etti “Evet… Ama yeni üyemiz Renata’dan böyle çılgınlıklar yapmadan görevini gerçekleştirmesini bekliyoruz, değil mi arkadaşlar?” dedi ve masa etrafındaki sırdaşlara baktı. En son gözünü Renata’ya doğru çevirdiği zaman ise hafifçe gülümsedi. Renata anlamıştı durumu. Bu yeni görev ona verilmişti artık. Heyecandan dona kalmıştı, bir şey diyemiyordu. Durumu fark eden Sinyora lafa girdi:

– Merak etme tatlı kızım ben sana detaylarıyla anlatacağım yapacaklarını.

 

Loading...
0%