@esilahbal
|
30.05.2024 Sıcak bir yaz akşamıydı, ben kıştan nefret eden biri olarak yazın gelmesiyle biraz olsun kalbim ısınmıştı ki bu benim için iyi bir şey mi yoksa kötü mü karar veremezdim hiç. Yarım saat önce aldığım acil toplantı telefonuyla evden apar topar çıkmak zorunda kalmıştım, ki ben bundan da nefret ederdim, önceden haber verilmeyen herşeyden nefret ederdim. Şirketimin kapısı önünde durduğumda ben ve ardımdaki koruma ordusu kapının önüne adeta akın etmişti ki ben bjndan da nefret ederdim. Hiçbir yere yalnız gidemez gitmeme de izin verilmezdi. Şirketten içeriye girdiğimde bütün personel alarmda gibiydi, bu durum beni de panik haline soktuğu için hızlı adımlarla odama doğru yürüdüm. Odamın kenarındaki asistanım anında ayağa fırladı ve "efendim bütün sistemler alarm veriyor ve hiçbirimiz düzeltemiyoruz, sizin ilgilenmeniz gerekiyor." "Zaten bir işi bensiz yapsanız dişimi kıracağım Banu, ben sizi boş boş oturun diye mi işe alıyorum!" "Özür dileriz efendim ama bütün yazılımcılar aynı anda çalışıyorlar yine de bir sonuç elde edemiyoruz." "Bana hemen Alihan ile Canfeza'yı gönder, şirkete giriş çıkışları durdur ve acil durum protokolünü aktive et, diğer şirketlere bilgilendirme ver ve şu andan itibaren girilen bütün yazılımların bilgileri bir saat içerisinde elime ulaşmazsa alayınızı kovarım." Sinirden çıldırmak üzereydim! Kim benim güvenlik duvarımı aşabileceğini düşünüp böyle bir saçmalığa kalkışabilir bunu hemen öğrenmeliyim. Odama girip kapımı bir hışımla kapattım ve hemen koltuğuma oturup laptobumu açtım. Gördüğüm alarmlar, bültenler, uyarılar kafayı yememe yetmedi tabii ama ramak kaldı. Odamın kapısı tıklatılıp hemen ardından açıldı ve içeriye Alihan ile Canfeza girdi. Alihan ve Canfeza en iyi iki yazılımcımdı ve en güvendiğim iki insandı, karsimdaki bilgisayarları işaret ettim "Oturun ve hemen şu siktiğim sorununu düzeltelim yoksa kafayı yememe çok az kaldı." Onları buraya çağırtmamın sebebi bu odadaki bilgisayarların diğerlerinden farklı olması. Burdakilerin bütün yazılım dosyalarına erişimi var ama diğerlerinin yok. İkisi de hemen bilgisayarlarına oturduğunda biliyordum ki 5 dakika içerisinde sorunu çözecektik, karşılıklı olarak sorunları giderim açığı bulup kapattığımızda henüz 4 dakika bile olmamıştı. Derin bir oh çekip ardıma yaslandım. "Abi bu kadarcık şey için sana neden acil durum çağrısı yolladılar hala anlamıyorum, Fezayla biz hallederdik." "Bende bilmiyorum koçum ama az kaldı personel yenileyeceğim komple yoksa beni akıl ve sinir hastasına dönüştürecek bunlar." "Abi bizim işimiz yoksa odamıza dönelim." Dedi Canfeza, pek konuşkan bur tip değildi ki bu işime geliyordu. Onları onaylayıp işimin başına döndüğümde zamanın nasıl geçtiğini ben bile anlamamıştım. Özel eşyalarımı toplayıp odadan çıktığımda göz kontrollü güvenlik protokolünü başlattım ve şirketin çıkışına doğru yürüdüm. Bu sırada da korumalara talimat verip eve tek döneceğimi ve onlarla evde buluşacağımı söyledim. Arabam kapının önünde beni bekliyordu şirketten çıkıp arabama yürüyordum ki 3 tane siyah son model araba şirketin önünde durdu. Kotumalar anında ardımda belirirken arabalardan birinin kapısı açıldı ve aşağıya bir adam indi. "Yazgı Tanas, bugünkü hediyemi beğendin mi?" Bugünkü saldırı bu herifin başının altından çıktı demek. Ellerimi pantolonumun cebine koyup merdivenleri yavaş yavaş indim. " Evet uğraşması oldukça zevkliydi, 3 dakika falan sürdü dostum birdahakine daha iyilerini dene çekinme." "Yakında denememe gerek kalmayacak çünkü imparatorluğunu yerle bir edeceğim." Belimdeki silahı çıkarıp emniyetini açtım ve alnına doğrulttum karşımdakı bu vasıfsız adamım. "Sen kim oluyorsun da benim mekanımda benim bölgemde bana posta koyuyorsun ulan! Senin ecdadını sikerim." "Yakında tanışacağız Tanas. O gün geldiğinde benimle tanıştığına pişman olacaksın." Dedi ve siyah spor arabasına bindiğinde araba ilerlemeye başladı. Tam diğerleri de gidecek diye dusunup silahımı indirmiştım ki arkadan iki araba daha geldi ve üzerimize kurşun yağdırmaya başladılar. Üzerimdeki kurşun geçirmez özel üretim takım elbise sayesinde hicbir yara alamazdım ve kurşundan hiç korkmaz önüne atlar etrafımdakileri korumaya çalışırdım, yine aynısını yapıyordum ta ki kulağıma tiz bir çığlık sesi gelene kadar. Silah sesleri kesilene kadar kafamı bulunduğum konumdan çıkarmadım çünkü korunmasız bir tek yerim orasıydı. Kurşun sesleri kesildiğinde olduğum yerden doğruldum ve etrafa bakındım. O çığlığın sahibini bulmalıyız yoksa başımıza bela olabilirdi. Adamlarıma da talimat verip etrafı aramaya başladık. Tam o anda yerdeki kan izlerini gördüm ve takip etmeye başladım izler yolun karşısına kadar uzanıyordu, hemen karşı yola geçip izleri takip ettiğimde ormanlık alana doğru ilerlediğini gördüm. Ormana doğru yürümeye başlayıp etrafı arıyorduk. Birkaç adım atmıstım ki bir inleme sesi işittim. Hemen soluma döndüğümde yerde boylu boyunca uzanan kadını görmem bir oldu. Yanına yaklaşıp yaranın nerede olduğunu anlamaya çalıştığımda karnından vurulduğunu gördüm. "Siktir çok kan var burada." "Ya-yardım edi-edin." Sesi öyle acı dolu çıkıyordu ki benim bile içim acıdı ona. Yerde yatan kadına baktım, saçları yüzünü kapatmış, elbisesi kalçasının altında toplanmıştı. Elimi yüzüne uzatıp saçlarını kenara çektiğimdeyse damarlarımdaki bütün kan çekildi. Siktir bu kadın ölmek için çok gençti. "Bana bi ceket verin ve ormanın çıkışına bir araba çekin, onu hemen götürmeliyiz yarası iyi görünmüyor." Korumalardan biri ceketi uzattığında onu bacaklarına örttüm ve kucağıma aldım. Onunla birlikte ormandan çıktık ve yavaşça arabaya bıraktığım kadının yan tarafına da ben oturdum. Şoföre dönüp " Eve sür, personele haber ver eve doktoru çağırsınlar ve reviri hazırlasınlar." "Çok canım a-acıyor." Onun acı çeken yüzüne baktım ve hemen üzerimdeki ceketi daha sonra da gömleği çıkarıp yarasına baskı uygulamaya başladım. Eve ulaştığımızda neredeyse bilinci kapanmak üzereydi, onu tekrar kucağıma alıp hızlı adımlarla eve yürümeye başladım eve girdiğimizde hemen üst kata çıktım ve revire ulaştığımızda herşey onun için hazırdı. Doktor bana dönüp "Yine ne oldu Yazgı bu kız kim neler oluyor?" Diye söylenmeke başlamıştı ki lafını ağzına tıkıp, "Çok konusuyorsun Baybars, konuş diye değil onu iyileştir diye getirttim seni buraya." Dediğimde doktor önüne döndü ve sedyede yatan kızın yarasını kontrol etti. "Kurşunu cikarmam gerek dışarda bekleyin, çok derine saplanmamış." "Hayır burda bekliyorum doktor çıkar şu kurşunu ve şu kızdan kurtulayım." "Yazgı dışarıda beklemelisin böyle çalışamam, zaten senin yüzünden mesleğime ihanet ettiğimi hissediyorum lütfen dışarıda bekle." Oflayarak dışarı çıktığımda daha fazla dayanamayıp salona indim ve koltuklardan tekli olana yayıldım. Yorgunluktan neredeyse beynim akacaktı. Yarım saat kadar sonra merdivenden inen doktoru gördüm o da beni görmüş olmalı ki konuşmaya başladı, "Kızın durumu şimdilik iyi uyuyor, serum takıp ağrı kesici enjekte ettim şimdilik sadece beklenmesi gerek ne zaman uyanır bilemiyorum." Oturduğum yerden kalkıp onun yanına doğru ilerledim ve karşısında durdum. Elimi omzuna koyup, "Sağol doktor senlik birşey kalmadı gidebilirsin." Arkamı dönüp gidiyordum ki arkamdan "O kız kim Tanas?" Dedi. "Seni neden ilgilendiriyor Doktor?" "Bak ben senin sadece doktorun değil aynı zamanda arkadaşınım, bana birşeyleri anlatabileceğini biliyorsun hep dinledim seni." "Biliyorum teşekkür ederim, calisanlar ilgilenir kızla geldiğin için sağol." Deyip merdivenleri çıkmaya başladım, odama geldiğimde soğuk bir duşa ihtiyacın vardı çünkü bayılmak üzereydım sıcaktan. Duştan çıkınca üzerime siyah bir atlet ve altına bir eşofman giyip balkona çıktım, koltuğa oturup sigara pajetime uzandim ve bir tane sigara yaktım. Bu kızla ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. İyileştikten sonra onu göndereceğim bu kesindi ama bu içimdeki his neyin nesiydi bir türlü anlam verememiştim. Aklımı kurcalayan bu düşüncelerden kurtulmak istedim, sigaramın son dumanını da içime çektiğimde balkondan çıktım ve yatağıma uzandım. Bakalım yarın bu kızla ne yapacağım. Gece Manal Yazgı Tanas |
0% |