@eslm_shn61
|
Ateş hâlâ yanmıyor, diye fısıldadı o ses, Gölge'nin zihninde. "Farkındayım." dedi Gölge umursuzca. Önündeki masanın üzerindeki kağıtlarla ilgileniyordu. Böyle uzun uzun ilgilenmesine gerek yoktu, bir parmak şıklatmasıyla her şeyi halledebilirdi fakat şu an oyalanması için tek yolu buydu. Bu aralar her zamankinden daha yalnızdı. Zihnindeki sesi her ne kadar istemese de, ondan başka kimsesi yoktu. Peki ya okyanus? diye sordu ses. Onun farkında mısın? Gölge cevap vermedi. O kadar uzun zamandır ateşin yanmasını bekliyordu ki, okyanusla ilgilenmeye vakit bulamamıştı. Peki ya toprak? dedi bu kez. Gölge yine sustu. Toprakla da ilgilenmemişti, oysa toprak küserse, ateşi yandığı an söndürebilirdi. Hava? diye sordu. "Sen kimsin?" diye soruya başka bir soruyla cevap verdi Gölge. "Neden hâlâ gitmiyorsun?" Görev. dedi ses kısaca. Hayatta herkesin görevleri vardır, Gölge. "Görevin neden bana karşı?" diye sordu Gölge. "Başkalarına gitsene." Gidemem. dedi ses. Benim de beklediklerim var, tıpkı senin ateşi beklediğin gibi. Bir süre ses de Gölge de sustu. Ardından, Ve yalnızca ateşi bekleyip diğerlerini umursamazsan, çok uzun yıllar daha burada beklerim. diye ekledi ses. Gölge bunu sevmemişti. Gitmesini istediği lanet olası ses yakasına yapışmış, onu bırakmıyordu. Aniden Gölge'nin zihninde bir soru belirdi ve hiç düşünmeden sordu: "Bir adın var mı?" Evet, dedi ses. "Ne?" dedi Gölge kağıtları masanın üstüne hiddetle bırakırken. "Bunca zamandır neden söylemedin?" Sormadın, diye alay etti ses. Doğruydu. Gölge ona hiçbir zaman adını sormamış, yalnızca gitmesini isteyip durmuştu. Fakat şimdi anlıyordu, en yalnız zamanlarında bile o vardı ve Gölge buna henüz alışıyordu. "Pekâlâ," dedi Gölge. "Adın ne?" Söyleyemiyorum, dedi ses aniden ciddileşerek. Ama sen bana... Gölge, de. "Ne?" dedi Gölge. "Olmaz, çok karışık. Gölge benim." O zaman deme, diye söylendi ses. Ya da, bana bir lakap tak. Bu lakap fikri Gölge'nin aklına yatmıştı fakat sesin neden adını söyleyemeyeceğini merak ediyordu. "O halde," dedi Gölge düşünceli bir sesle. "Sessiz Gölge ol." Sevdim, diye kıkırdadı Sessiz Gölge. Çoğu zaman ciddi ve sıkıcı olsa da, bazen böyle ciddiyetini kaybedebiliyordu. Böyle zamanlarda daha çekilebilir oluyordu. Aniden Gölge'nin zihninde birkaç görüntü ardı ardına sıralandı ve Gölge, adeta olduğu yere çivilenmiş gibi kalakaldı. Hayır! diye bağırdı Sessiz Gölge. Tılsım işliyor, zihnine hakim ol! Gölge deniyordu ama önüne geçen bir şeyler vardı. Görüntüler, öyle hızlı değişiyordu ki, Gölge görüntüleri yakalamak için kendini zorlandığında zihni daha da bulanıyordu. "Bir şeyler yap!" diye adeta kükredi Gölge. "Çok güçlü!" Deniyorum! diye karşılık verdi Sessiz Gölge. Tılsımı yapanı durdurmamız gerek ama onu bulamıyorum! Gölge, ilk kez böyle bir şeyle karşı karşıya kalıyordu ve yapacakları ilk kez sınırlıydı. Zihnine akın eden görüntüler birden duraksadı ve Gölge yalnızca tek bir görüntü yakalayabildi. Altın sarısı saçları kana bulanmış genç bir kadın, ucu bucağı görünmeyen bir ormandaydı. Olduğu yere çökmüş, bembeyaz elbisesi çamur ve kanla kaplanmıştı. Yağmur, kadını temizlemek istercesine gökyüzünden boşalıyordu fakat kadının saçlarına yapışmış kanlar, bir güç olmadan, yalnızca suyun değmesiyle temizlenemiyordu. Kadının dudakları tam da saçları gibi kıpkırmızıydı. Kadın, sanki kan gölüne girmişti. Gölge'nin bir kalbi olmamasına rağmen hissediyordu. Kalp, tam da göğsünün sol tarafında yerinden çıkacak gibi atıyor, her hareketinde can yakıyordu. Gölge bir kalbi olduğunu bilse onu oradan sökmek isterdi. Kadın bir anda dizlerinin dibine kusmaya başladı. Neredeyse vücudundaki tüm sıvıları çıkaracak kadar kustuğunda, hâlâ durmak bilmiyordu ve bir süre sonra kadının ağzından kanlar akmaya başladı. Kadın artık kan kusuyordu. Sessiz Gölge, ona, tılsımı yapanın kim olduğunu bulamadığını söylemişti. O kişi her kimse, neden bu kadını ona gösteriyordu? "Sessiz Gölge," diye seslendi Gölge düşüncelerinden sıyrılmaya çalışırken. "Bu kadın... tılsımı yapan o mu?" Hayır, dedi Sessiz Gölge. Kendinden son derece emindi. Bu... imkânsız. "Onu bul," dedi Gölge. İstekten çok, emirdi. "Beni biliyor," Deniyorum, Gölge. diye yanıtladı Sessiz Gölge. Ona kapılıyorsun, seni durduramıyorum. Ateş yanmadan bunu yapamazsın. "Denemediğimi mi sanıyorsun?" Gölge, öfkenin sınırındaydı fakat öfkenin onu ele geçirmesine izin veremezdi. Bu, şu an Gölge'nin sonu olabilirdi. İraden, dedi Sessiz Gölge. Bana sal, halledebilirim ve bunu yaptığımda sana iradeni geri vereceğime söz veriyorum. Gölge, ona güvenebileceğini biliyordu fakat yine de tereddüt etti. İradesini kimseye salmamalıydı fakat başka bir çaresi yok gibi gözüküyordu. Sanki bir kalbi varmış gibi hissediyordu ve içinde bir şeyler parçalanıyordu. Bu hisse karşı koyamıyordu ve biraz daha böyle hissederse hiç de iyi şeyler olmayacaktı. Gölge'nin zihni iyice karışmıştı ve aynı kadının en kötü halleri sürekli tekrarlıyordu. Bir görüntüde, kadının gözlerinden gözyaşları yerine kan damlaları akıyordu. Kadın öyle bir çığlık attı ki, tüm dünya onun acısıyla sarsıldı. Bir diğer görüntüde, kadının bilekleri kana bulanmış, kadın neredeyse nefessiz kalmıştı. Can çekişiyordu ve tek başınaydı. Bağırmak, birinden yardım istemek için ağzını açtı fakat sesi boğazında düğümlenerek kadının ciğerlerine giden azıcık havanın geçişini daha da zorlaştırdı. Bir diğerinde... "İrade salındı," diye fısıldadı Gölge yorgunlukla. "Benim olan onundur." Üç kez daha tekrarladı. "İrade salındı, benim olan onundur." "İrade salındı, benim olan onundur." "İrade salındı, benim olan onundur." Ardından Gölge'nin başı, önündeki masaya sertçe çarptı. Gölge, ilk kez kaybetmişti. Ve onun acısını duyan ateş, uzun yıllar sonunda ilk kez yandı. Öncelikle burada olan, bu satırları okuyan herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Giriş bölümünün sonunda söylediğim gibi, konu kafamda oluştu ama hâlâ belirsiz olan çok yer var ve hâlâ devam ettirme konusunda kararsızım. İlk defa böyle bir şey deniyorum, olur mu olmaz mı bilemiyorum ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Bu kurgunun her şeyini ilk defa deniyorum ve benim için her şeyiyle çok yeni olduğu için yaptığım veya yapmış olacağım hataları lütfen bana uygun bir dille çekinmeden söyleyin. Burada olacaklara çok teşekkür ediyorum, hep olun. Kendinize çoook iyi bakıınnnn |
0% |