@esmalandinizzz
|
Operasyonun olacağı bölgeye doğru gidiyorduk,Sarah şerefsizi yine boş durmayıp olmayan beyni ile birşeyler planlamaya çalışıyordu.Suriye'de bir köye baskın yapacaktı.Biz de köyü kurtarmaya gidiyorduk.Biz kim miydik?
YÜZBAŞI ELÇİN ÇEVİK ÜSTTEĞMEN YUSUF CORUT ASTTEĞMEN KIDEMLİ BAŞÇAVUŞ GÖKSU ÖRENÇ ASTEĞMEN KIDEMLİ ÇAVUŞ BARBAROS KIRBAŞ KIDEMLİ ASTTEĞMEN BORAHAN ÇAVDAR ASTTEĞMEN LEVENT ALTAŞ ASTSUBAY KIDEMLİ ÇAVUŞ AKTAN YEŞİLKAYA elçin çevik ben oluyordum,yani timin komutanı.Aradan 10-15 dakika geçince köye ulaşmıştık.İlk önce dürbünle köyü izledim,gelen giden yoktu.biraz bekleyince ufak bir hareketlilik sezdim.Şu anlık konumlanmamıştık o yüzden hemen konuşmaya başladım."Barbo,Yusuf ve levo siz köyün ortasına doğru gidip konumlanın.Aktan ve borahan,siz ise köyün çıkışına ya da görürseniz patika bir yola.ama patika yol bulursanız konumlanmadan önce söyleyin.gök sende köyün girişine git."herkese diyeceğimi dedikten sonra bende konumlanmak için yer aramaya başladım.şükür ki hızlıca bulup konumlandım.kulağımdski kulaklığa dokunup konuşmaya başladım."herkez hazır mı?" Hepsi bir anda "Hazır" diye bağırınca ilk bir kulağım çınladı tabii."herkez beklemede kalsın.vur emri gelene kadar atış yasak." Yine herkes "Emredersiniz Komutanım!" Diye bağırınca kulağımın ebesi biraz sızladı tabii.Galiba kulağım sağır oldu,hissetmiyorum. Kulağını zaten hissedemezsin elçin, Biraz Akıl Lütfen. Sen sus deli zekiye.Hayır şizofren değilim sadece içsesimle konuşuyorum.Bir kez daha dürbünle baktığımda daha fazla hareketlendikerini gördüm.Konuşmaya başladım."Herkez hazır olsun 3 dediğimde başlıyoruz.3!" Dediğimde sessiz ama bir okadar hızlı adımlarla aşşağı inmaya başladık.Önüme gelenin alnının çatına sıkıyordum."Varmısınız la yarışmaya" diyen barboya hızla cevap verdim."ben varım barbo" derken önüme bir şerefsiz daha çıktı,onu da öldürdüm.şu ana kadar 13 şerefsiz öldürmüştüm."Ben 13 oldum barbo" kulaklığa basıp Göksu'ya seslendim."Göksu neden bu kadar fazlalar indir şunları artık." "Komutanım hepsini indiriyorum burda adam kalmadı da size gelen adamlar başka bir yoldan geliyor olabilir ya da içeri gelen son adamlarıdır." Çok rahat bu şerefsizleri vurabiliyorduk çünkü bizden önce bir tim gelip köyü boşaltmıştı.Bunu yaparlarken de çok büyük bir hata yapıpı pusuya düşmüşlerdi tabii."Aki ve bora sizde durumlar nasıl?" "Komutanım buradan gelmeye çelıştılar hepsini hallettik." Gururlu bir tonda."Aferin dememi beklemiyorsunuz herhalde aki" "eyvallah komutanım." Ne dediğimi anlamışlardı,bizim anlaşma yöntemimiz böyleydi. ... Bütün itleri temizlemiş,şimdi ise esir alınan timi kurtarmaya gidiyorduk.içimde garip bir his vardı,sanki gittiğim yerde çok sevdiğim bir şeye kavuşacakmış gibi bir histi bu.Esir alındıkları yere ulaşmamıza daha 15-20 dakika vardı.Ve aldığımız haberlere göre köyü boşaltırlarken değil,Yolda tabuta dönerlerken pusuya düşmüşlerdi.Pusudan kurtulabilirler miydi? elbette.onlar herşeyden önce Şanlı Türk Askerleriydi.izlediğimiz görüntülerde sivilleri kurtarmak için bilerek pusuya düşmüşlerdi."Komutanım,Komutanım beni duyuyor musunuz?" Diye bir ses duydum,seslenen levent'ti.Baya bir düşüncelere daldığım için onu duymamıştım."Ne oldi levent! Ne bağıraysun kulağumun ta dibinde hamsi kafali uşak!" Yine olmuştu,bazen sinirlenince şivem kayabiliyordu.Levent kahkahasını bastırmaya çalışırken, "Afedersiniz komutanım,timin esir alındığı yere geldik,hazırız diyecektim,siz de duymayınca bağırmak zorunda kaldım." Başımla tamam dediğimi balli edercesine bir hareket yaptım,diğerlerinin yanına geçti. "Hazırmısınız Hançer timi! Eğer bu görevden de başarılı bir şekilde dönersek çok istediğiniz rakı-balık sofrasına gideceğiz!,ama siz yinede çok yüz bulmayın,kafama göre,canımı sıkmayın." Dediğim an hazır ola geçtiler ve ciddiyetle timin esir alındığı bölgeye doğru ilerledik.
GÖKTUĞ ŞEN
"Komutanım ne zaman şurdaki bütün şerefsizleri kana boğuk burdan kaçacağız? İki saattir kös kös oturuyoruz da." Diyen burak'tan sıkılmıştım.geldiğimizden beri susmak bilmiyordu. "Eğer susmazsan döndüğümüzde sana vereceğim cezanın bir on beş katını daha veririm,bunu zevkle yaparım biliyorsun değil mi Burak?" Dediğim gibi emredersiniz komutanım deyip susmuştu.tabii ki burdan r şekilde çıkardık ama türk askerleri bizi kurtarmaya gelirdi.o yüzden hiçbirşeyi riske atmaya gerek yoktu.Dışarıdan gelen mermi sesleri ile Başımı kapıya doğru çevirdim,türk askerleri yine şaşırtmamış,bizi kurtarmaya gelmişlerdi.ellerimizi çözmeye gerek yoktu çünkğ buraya oturduğumuz an hemen çözmüştük ipleri.mermi sesleri kesilene kadar bekledik,ayaktaydık.mermi sesleri kesildiğinde kapı açıldı,içeriye bir tim girdi.ama aralarında bir asker ilgimi çekmişti.gözleri çok tanıdık geliyordu,ama yüzünü maskesi olduğu için göremiyordum.sanki yıllar önce karşılaştığım ama bir daha hiç görmediğim birisi gibiydi,ama bir o kadar da yakındı.çözememiştim. iöeriye girdiklerinde galiba bizi ayakta bulmayı çok garipsememişlerdi ki bu durumu gayet de sakin karşıladılar. "Ooo geldiniz sonunda,buyrun şöyle oturun size bir kahve ikram edelim,mutfak şurada olacaktı.". Dediğimde öndeki kadın ortaya çıktı,kadın olduğunu gözlerinden anlayabiliyordum,çünkü böyle ilginç bir huyum vardı. Öndeki kadın asker ortaya çıktı ve konuşmaya başladı,sanırım timin komutanıydı. "Hiç zahmet etmeyin siz komutanım,buyrun,sizi taburumuza götürelim,biz ağırlayalım sizi" dediğinde kafamla time bir işaret çaktım ve yürümeye başladık.bizim için gelen helikoptere bindi k. ... Helikopterden indik ve askeriyeye doğru ilerlemeye başladık.Albay kapıda bizi bekliyordu."kılıç timi 1 yüzbaşı,1 üstteğmen,1Astteğmen Kıdemli Başçavuş,1Asteğmen Kıdemli Çavuş,1 Kıdemli Astteğmen,1 Astteğmen,1 Astsubay kıdemli Çavuş ile görevini başarıyla tamamlamış ve emrinizi beklemektedir komutanım!" Dedim ve hazır ola geçtim."Rahat yüzbaşım.Dağılıp dinlenebilirsiniz.Yüzbaşı Sen benimle geliyorsun.Gökhan yüzbaşım sende timinle beraber yarım saate odamda olun" timim ve yanımdaki tim emredersiniz komutanım deyip dinlenmeye gittiler,ben ise albayla birlikte albayın odasına geçtim.odaya girdiğimde tekrar hazır ola girip "emredin komutanım"dedim."Rahat elçin.otur şöyle,sana anlatacaklarım var" deyince arkamdaki koltuğa oturdum ve albayı dinlemeye başladım."Artık buradaki tek tim siz olmayacaksınız elçin.kurtardığınız timin tayini henüz bilmeselerde buraya çıktı.tim komutanını aslında tanıyorsun.annenle babanın" derin bir nefes alıp verdi,annem ile babamdan bahsedince yerimde dikleşmiştim. "Annenle babanın öldüğü yerde bulunuyordu o da.onunda annesi ve babası senin gibi şehit oldu.ordan sağ çıkan sadece sizlersiniz,iyi anlaşın.aranızda kavga küslük olmasın." Duyduğum şeyler ile kalbime derin bir hüzün çöktü,belki de beni orda sakinleştiren çocuk oydu.o da benim gibi annesi ve babasını kaybetmişti.albay bu konuları biliyordu çünkü albay buraya geldiğimden beri bana annelik yapmıştı.ben derin düşüncelere dalarken odanın kapısı çalındı ve odaya kurtardığımız tim girdi.hepsi hazır ola geçti ve albayın söyleyeceklerini dinlemeye başladılar. "Çok fazla bir şey demeyeceğim.Tayininiz buraya çıktı.artık burada görev yapacaksınız.5 gün süreniz var.gidin ailelerinizle konuşun anlaşın.5 gün içerisinde hepinizi burada görev yapmak üzere gelmiş olarak bulacağım!Şimdi serbestsiniz" dedi ve odadan çıktı.gölge timi (kurtardıkları tim) odadan çıktı.geriye sadece tim komutanı kalmıştı.bir şey demek için ağzını açtı fakat sonra vazgeçip kapattı.tam odadan çıkarken ona seslendim.albayın dediği konuyu onunla konuşmalıydım,en azından bilmeye hakkı vardı. "Komutanım,biraz zamanınınız varsa önemli bir konu hakkında konuşacaktım."bana doğru döndü ve "lütfen bahçeye çıkıp orada konuşalım yüzbaşım." Dedi ve çnden yürümeye başladı.bense arkasından kapıyı kapatıp yürüdüm.bahçeye geldiğimizde ise bana doğru döndü ve "sizi dinliyorum yüzbaşım"dedi."komutanım,bu özel hayata bağlı bir konu,kusura bakmayın.albay dedi ki siz de o patlamada varmışsınız ve sizde orada ailenizi kaybetmişsiniz.albay konuşup anlaşmamız gerektiğini,sizin de bunu bilmenizi söylememi emretti." Dedim ve sustum. "Siz de derken? Siz de mi oradaydınız? Yani evet,ailemi orada kaybettim ve sizin de orada ailenizi kaybettiğinizi bilmiyordum,sizin de başınız sağolsun." Dedi ve bana bakmaya başladı. "Komutanım,rütbe dışına çıkabilir miyiz? Sizinle bir şey konuşmak istiyorum da.". "Artık rütbe dışındayız .ne soracaksan sor" "oradaki beni kurtaran mavi gözlü çocuk sendin değil mi?" "Ordaki yeşil gözlü kız sendin,ve seni kurtaran da bendim elçin." Dediğinde ona sevgi ile bakmaya başladım.benim hayatımı kurtaran çocuk oydu.ona sarılmak istedim ama bu bütün askeriye ortasında hem ayıp olurdu,hemde o bunu istemeyebilirdi.
|
0% |