Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm 3:Karanlıkta yürümek

@esmanur.ork

 

Bölüm 3: Karanlıkta Yürümek

 

Gecenin karanlığı kasabanın üstüne çökmüştü. Saint-Clemen, gündüzkü masumiyetini kaybetmiş gibi görünüyordu. Her sokak, her köşe, her binada bir gölge vardı. Bir gün, belki de kasaba halkı için yıllardır gizli olan o karanlık sırrı, ben çözebilirdim. Ama her adımda, kasaba beni daha fazla içine çekiyor, geçmişin acılarıyla beni yavaşça boğuyordu.

 

İlk iki gündü. İki gündür kasabada olup da hiçbir sonuç alamamıştım. Oysa Olivier’in sabırsız ve baskıcı tavırları giderek daha yoğunlaşmıştı. Telefonu her açtığımda, sesindeki soğukluk beni daha da korkutuyordu. İlk başta sadece profesyonel bir mesafe vardı. Ama zamanla o mesafe, adeta bir tehdit haline gelmişti. Marie'nin ne zaman bir ipucu bulmaya çalışsa, Olivier’in ses tonu daha da keskinleşiyor, çözümün ardındaki gizemi çözmesini istiyordu. Ancak her geçtiği dakika, kasaba benden biraz daha uzaklaşıyor gibiydi.

 

O gün sabah, kasabanın meydanındaki eski kütüphaneye doğru yol alırken, içimde bir huzursuzluk vardı. O simgeyi, o yanık çemberi daha derinlemesine anlamalıydım. Ne kadar derinlere gidersem, o kadar büyük bir sırrın içine çekileceğimi hissediyordum. Ve kasaba halkının bana verdiği bilgiler, aslında hepsi birer ipucu gibiydi. Hepsi birbirine bağlıydı, ama bir eksikti. Beni bu eksiklik boğuyordu.

 

Kütüphaneye girerken, etraftaki raflardan birine takıldım. O raf, kasaba tarihinin en eski belgeleriyle doluydu. Eski kasaba sakinlerinin yaşam tarzına dair bir şeyler arıyordum. O an fark ettim ki, kasaba çok fazla kayıptan bahsediyordu, ama hiçbiri yangına dair değildi. Neden? Neden kasaba, yangın anını unutmuştu? Herkes geçmişi silmeye çalışıyor gibiydi. Ama ben, o geçmişi bulmalıydım.

 

Kitapları karıştırırken, eski bir dergi sayfası dikkatimi çekti. Sayfanın tam ortasında, kasabanın ilk sakinlerinden olan bir ailenin adının geçtiği bir yazı vardı. "Laurelli ailesi" diye okunuyordu. Bu aile, kasaba halkı tarafından dışlanmıştı. Anne ve baba, kasaba normlarına uymayan bir ilişki kurmuş ve evlenmişlerdi. Bu durum, kasaba halkının büyük bir kısmı tarafından tiksindirici bulunmuştu. O günden sonra, Laurelli ailesi toplumdan tamamen dışlanmıştı.

 

Birçok sayfa çevirdim ve sonunda, Laurelli ailesinin kasabadan kovulmasının hemen ardından, kasabada korkunç bir yangın patlak verdi. Bu yangın, sadece bir evin değil, kasabanın da kaderini değiştiren bir olay olmuştu. Yangının, kasaba halkının büyük bir kısmı tarafından, Laurelli ailesinin evine yapılmış bir sabotaj olarak görülmüştü. Ve yangında, ailenin tüm üyeleri hayatını kaybetmişti. Kasaba halkı, bir daha asla onlara benzer bir aile görmek istememişti. Yıllar içinde, kasaba bu olayı unuttuğunu düşündü, ama bir şey eksikti. Bir şeyler hala kayıptı. Ve belki de bu kayıp, o yanık çember sembolünde saklıydı.

 

Telefonum aniden çaldı. Ekranda, Olivier’in adı yazıyordu. Yine…

 

"Alo?" dedim, sesimdeki gerginliği zor bastırarak.

 

"Marie," dedi, sesi bir önceki konuşmasına göre daha sertti. "Henüz bir şey bulmadın, değil mi? Kasabaya ilk geldiğinden beri, hiçbir sonuç alamadığını biliyorum. Ama senin hızlanman gerek. Kimse bu sırları bilmemeli. Unutma, gazetenin itibarı da söz konusu. Bu işi çözemezsen, bunun bedelini ödeyeceksin. Şimdi bana gerçek bir haber getir."

 

Olivier’in sesi, tüylerimi ürpertti. Her geçen dakika, bu işin sonunun nereye varacağını bilemiyordum. Karanlık bir yolculuğun ortasında duruyordum. Bu yolculuğa çıkarken, kasaba halkının bilinçaltındaki korkuları, öfkeleri ve her şeyi silme isteğini de görüyordum.

 

Telefonu kapattı. Ne yapmalıydım?

 

 

---

 

Bir İz Peşinde

 

Birkaç gün boyunca, kasaba halkıyla iletişime geçmeye devam ettim. Eski kilise hakkında bazı bilgiler edindim. Kilisenin tarihi, kasabanın tarihini tam olarak yansıtmıyordu. Arka odasında, kasabanın büyük sırlarının saklı olduğuna dair bir hissiyat vardı. Birileri hala konuşuyordu, ama kimse o sırları bana vermek istemiyordu. Bir gün, eski kiliseye gitmeye karar verdim. Kilisenin önündeki taşlar, bana bir şeyler fısıldıyordu. Ama nelerdi? Kimse anlatmıyordu.

 

Bir kadın, bana yaklaşarak bir şeyler söyledi. "Burada bir şeyler oluyor, ama kimse konuşmaz," dedi, titrek bir sesle. "Bir zamanlar burada bir aile vardı, ama artık onlar yok. Kimse de onları hatırlamak istemiyor. Geçmişin acısı buraya kazındı. Anlayışlı ol, genç kadın. Sormadığın soruları sorabilirsin, ama sana her şey anlatılmayacak."

 

Kadın, ne demek istediğini anlamadığım bir şekilde, hızlıca uzaklaştı. O an, kasabanın üzerinde gördüğüm o sisli örtü, bir kez daha beni sarhoş etmişti. Bir adım daha atmalıyım, diye düşündüm. Gizemi çözmeden kasabayı terk etmek, imkansızdı. Ama ne kadar derine inersem, o kadar büyük bir tehlikeye girecektim.

 

 

---

 

Olivier’in Gölgeleri

 

Olivier’in bana telefonla baskı yapmaya devam etmesi, kasabanın karanlıklarına daha fazla çekilmeme neden oluyordu. O simge, o yanık çember, bir yıkımın habercisiydi. Ve Olivier, her şeyin arkasındaki başrol oyuncusuydu. Ama kasaba hakkında öğrendiğim her yeni bilgi, onun gizli karanlık yüzünü bir kez daha ortaya çıkarıyordu.

 

Bir gün, Saint-Clemen’in meydanında, ellerimde eski kasaba haritalarıyla dolaşırken, telefonum yeniden çaldı. Bu sefer, Olivier’di. Ama bu konuşma, diğerlerinden çok farklıydı. Sesindeki tehdit, sadece bir emir gibiydi. “Marie, son şansın. Eğer bu işi çözemezsen, seni bu kasabaya getiren her şey sonlanacak. O zaman her şeyin sonu gelir. Anladın mı?”

 

Telefonu kapattı ve içimde bir korku dalgası yükseldi. Geri dönüş yoktu. Ya bu gizemi çözecek ve kasabadan sağ çıkacaktım, ya da geçmişin karanlıklarına hapsolacaktım.

 

 

---

 

Bölüm Sonu

 

Saint-Clemen kasabası, her geçen gün daha derinleşen bir gizemin içine çekiliyordu. Marie, kasaba halkının korkularını aşmak için ne kadar ileri gidebilir? Ve Olivier’in üzerindeki soğuk baskı, onu nereye sürükleyecek? Gizemler ve tehditler arasında, Marie’nin sırrı çözmek için yapacakları ve kaçacağı yoktu. Zamanın tükendiği bu kasaba, bir çıkış yolu sun

acak mı, yoksa onu daha fazla karanlığa mı çekecek?

Loading...
0%