Yeni Üyelik
1.
Bölüm

BÖLÜM 1

@esmanur555esma

Bu kitaba şans verirseniz mutlu olurum. Bol aksiyon dolu bir kitap.

 

Bu kitap hayalleri yıkılmış ve umutları yok olmuş çocuklara gelsin ...

 

Saklandığım yerden vurmaya devam ediyorum. Ama kurşunum bitmek üzereydi hemen bombaları kullanmaya başladım. Geriye doğru koştum ve bombayı attım. Her yer toz duman oldu ama sonunda başardım. Hemen telsizden Barış Albayı bağlandım.

 

" Komutanım ben Karanlık görev başarıyla bitmiştir. " dedim.

 

  

Barış Albay " Tamam şimdi helikopter gelip seni alıcak üsteğmenim." dedi.

 

" Emredersiniz komutanım. " dedim. Neyse ben size kendimi tanıtmadım dimi ben Üsteğmen Efnan Karadağ gizli görevdeydim. Teröristlerin içine sızdım ve oradan askerlere yapılacak tuzakları Barış Albaya anlatıyodum. Önemli belgelerde buldum. Onları üzerimdeki teröristlerin verdiği kıyafetin içine sıkıştırdım. Neyse helikopter geldi , bindim. 4 ay süren görevden sonra hasret kaldım toprağa kavuşuyorum ve üniformamada kavuştum. Helikopterden indim , Barış Albay geldi hemen hazır olda durdum ve tekmil verdim

" Üsteğmen Efnan Karadağ , İzmir. Emredin komutanım . " dedim.

 

Barış Albay " Aferin asker görevi başarıyla yerine getirdin. " dedi.

 

Sonra " Üstünü değiştir yanıma gel. " dedi.

 

Bende " Emredersiniz komutanım. " dedim. O da gitti.

 

Hemen odama doğru gittim kendim pis hissettiğim için banyoya girip 5 dakikada banyo yapıp çıktım. Ondan sonra üniformamı giyip odadan çıktım. Barış Albayın odasına doğru giderken kafamla yanından geçtiğim askerlere de selam veriyordum. Kapıya geldiğimde kapıyı çaldım.

" Gel. "sesini duydum kapıyı açıp girdim. Sonra da tekmil verdim. Barış Albay " Yanlış söyledin yüzbaşı. " dediğinde ben bi durdum şoka girdim. Barış Albay " Hayırlı olsun zor bir görevi başarıyla yerine getirdiğin için rütben yükseldi. " Ben de " Sağ olun komutanım. " dedim.

Sonra Barış Albay " Tahinin çıktı Hakkari ' ye. " dedi. Sonra devam etti " Sancak timinde olacaksın. " dedi. Sonra " Bugünlük sana tatil çıkabilirsin. Yarın yola çıkacaksın. " dedi. Bende selam verip çıktım odadan. Kendi odama doğru yol aldım. Girdikten sonra dolaba yürüyüp siyah bir tişört ve siyah pantolon alıp giydim. Sonra dolabımdaki eşyaları ve bi kaç tane olan kıyafetlerimi sırt çantama koyup çıktım odadan kapıyı kilitledim. Yürümeye başladım sonra bir askeri durdurup anahtarı verdim. Tugaydan çıktım ve kapıyı nöbet tutan askerden bir taksi çağırmasını söyledim. Sonra beklemeye başladım geldiğinde ise bindim sonra yolu tarif ettim sahil kenarında indim. Biraz yürümeye başladım bir küçük çocuk peçete satıyodu bide üstündeki hırka tozlu , yırtık ve inceydi.

 

Onun yanına gittim ve " Peçeteler kaç lira? " dedim. Küçük erkek çocuk " Abla tanesi 2 lira. " dedi.

 

Bende cebinden para çıkarıp 300 TL çıkarıp " Bir tane ver bakalım. " o da verdi. Bende ona parayı verdim.

 

Küçük çocuk " Ama abla bu para fazla bende bozuk yok. " dedi.

 

Bende ona " Yok para sende kalsın. " dedim. Küçük çocuk da bana " Ama abla böyle olmaz ki. " dedi.

 

Bende o zaman ona " Olur olur. " dedim. Çocuk bana öyle masumlukla baktı ki içimden şunu dedim Allah ' ım sen bu soğuk havada dışarıda kalan küçük çocuklara yardım et dedim. Küçük çocuğa dönüp " Senin ismin ne yakışıklı. " dedim. O da " Ali ismim abla. Senin ismin ne? " dedi. Bende " İsmim Efnan. " dedim. Sonra bi süre düşündüm karnım acıktı hem Ali ' nin de karnı acıkmıştır. Ali ' ye dönüp " Benim karnım acıktı beraber yemek yiyelim mi? Bak hayır deme hem ben tek başıma etmemiş olurum sen bana arkadaş olursun. " dedim. O da bu dediğimden sonra başka bir şey demedi sadece olumlu anlamda kafasını salladı. Onun elini tutup sahilin oradaki kafeye gittik.

 

İçeri girip camın oradaki bir masaya geçtik. Hemen garson geldi , garsona yemeklerimizi söyleyip gitti. Bende Ali ile sohbet etmeye başladım , sohbet ederken yemeklerimiz geldi. Yemeğimizi yerken de konuşmaya devam ettik. Ali annesi ve babası küçükken ölmüş iki kız kardeşi varmış ve onlara bakmak için çalışıyomuş. Bende Ali ' ye " Sana yardım etmek istiyorum. " Ali de " Hayır. " dedi. Bende " Sadece şimdilik sen okulunu okucan sonra meslek sahibi olucan ben kardeşlerini yardım edicem. Onlarda okucak ve istedikleri meslek sahibi olucaklar. " dedim. O da biraz düşündükten sonra tamam dedi.

 

Yemeğimizi bitirdikten sonra kafeden çıktık. Onun evini öğrendikten sonra telefon numaramı verip vedalaştık.

 

Eve doğru yürümeye başladım. Eve geldiğimde kıyafetlerimi bavula koyup , üstümdeki kıyafetleri çıkartıp pijama takımımı giyip yattım. Yarın erken kalkıp uçakla gitceğim için erken yattım. Gözlerim yorgunlukla kapanmaya başladı.

 

*******************************

 

Alarm sesini duyduğumda uyandım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.

Odaya tekrar girdiğimde dün kenara koyduğum kıyafetleri elime aldım. Üstümdekileri çıkartıp siyah baskılı tişörtü ve siyah taytı giydim ve belime beylik tabancasını koydum.

 

Kahvaltı için menemen ve kahvatılıkları koyup çayı yaptım.

Hemen yiyip ellerimle yıkadım.

 

Evden çıkıp taksiye bindim. Adama " Havalimanına. " dedim. Yollar hızlı hızlı geçerken Kayseri ' yede son kez bakıyorum. Burada geçen anlarım fazla anılarım yoktu. O yüzden diyecek bir şeyim yok çünkü hep dağda geçiririm zamanlarımı. Buranın yemekleri güzeldir. İnsanlar cana yakındır.

 

Ama ben herkesten uzak ve yalnız olmayı sevdiğim için fazla arkadaşım yoktur. Lisedeyken aynı sınıfta olduğum iki kız var. Dilara ve Sema onlarla konuşuyorum. Ama uzun zamandır onlarla konuşmuyodum.

 

Araba havalimanında durduğunda parasını verip indim. Güvenlikten geçerken askeri kimliğimi göstermekten pek memnun olmadığım halde mecburen silahım olduğu için gösterdim. Güvenlikten geçip uçağa bindim. Telefonumu kapatıp cebime koydum. Kafamı arkaya yaslayıp gözümü kapattım.

 

Anons sesiyle gözlerimi tekrar açtım. Pilotun yere inişe geçeceğini söyleyip ve kemerleri takmamızı söyledi. Kemerimi takıp uçağın inişe geçmesini izledim.

 

Uçaktan indikten sonra bir taksiye binip tugaya gideceğimi söyledim. Bana değişik bakıp " Abla orada ne işin var. " dedi. Bende bu bakışlara alışık olduğum için ona " Sen işini yap. Ne yapcan napacağımı. " dedim. O da önüne dönüp arabayı sürmeye başladı. Yolları geçerken etrafa bakıyordum. Yolda bir tane çocuk babasının ve annesinin elini tutup yürüyordu. Ben onlara bakarken geçmişime dalıp gittim. Küçükken keşke babama sıkı sıkı sarılmayı çok isterdim. Bana o kocaman kollarıyla sarılıp ve korumasını. Ben o büyük yeşil gözlerinden korkmayı değil , güvenmeyi isterdim. Bana o kocaman elleriyle tokat atmasını değil , sadece sevmesini isterdim. Ben sizce çok şey mi istiyorum. Sadece biraz sevgi istiyordum. Ben bunları düşünürken araba tugayın önünde durmuştu.

Parayı ödeyip indim.

 

Kapının önünde durduğumda nöbetçi asker gelip " Bacım burada ne işin var burası tugaya öyle kola gine giremezsin. " dedi.

 

Sinirledim ve ona askeri kimliğimi gösterip " Bir daha böyle şeyler duymayayım. " dedim.

 

Ben işte buna sinirleniyordum. Hep kadın ve erkek ayrımcılığı var bu dünyada. Bu insanlar beyinlerini öyle kodlamış ki bunu asla değiştiremicez.

 

Bazı insanlar sanki sadece erkekler asker olabilir ya da kadın başına ne askerliği diyorlar. Ne alakası var ya meslekler bile cinsiyetçiliğe göre. Ama nice kadınlar var vatan için kanını döken çocuklarını geride bırakan mesela Nene Hatun , Kara Fatma... Sayamayacağım daha bir sürü kadın.

 

Yürürken bir askeri durdurup " Albayın odası nerede? " dedim.

 

İlk başta bir şey demedi sonra ben devam ettim " Ben Yüzbaşı Efnan Karadağ. " dedim.

 

Hemen hazır ola geçip tekmil verdi. " Er Ahmet Kara , Zonguldak. Emredin komutanım. " dedi.

 

Bende " Albayın odasını göster. " dedim.

O önde bende onun hemen arkasında yürümeye başladım. Bahçedeki askerler bana doğru bakıyordu. Bu bakışlara alışkın olduğum için takmadım. Albayın odasının önüne geldik. Asker bana dönüp " Geldik komutanım. "dedi. Bende " Sağ ol. " dedim. O gittiğinde kapıyı çaldım. Gel sesini duyunca girdim.

 

Albay beni görünce " Sen yeni gelen askersin. Tekmil ver. " dedi.

 

Bende hemen hazır olda " Yüzbaşı Efnan Karadağ , İzmir. Emredin komutanım. " dedim.

 

O da " Otur. "dedi. Hemen masanın önünde olan koltuklara oturdum.

 

Albay "Ben ismim Güney. " dedi kısaca.

 

Sonra konuşmaya devam etti " Sen Sancak timinde olacaksın zaten sana Barış Albay söylemiştir. " dedi.

 

Ben sadece kafamı salladım. Güney Albay " Seni timin yayına götüreyim , tanışın. " dedi. Sonra ayağa kalktı bende kalktım.

 

Odadan çıktıktan sonra bahçeye çıktık. Güney Albay önde bende hemen arkasında gidiyordum.

Bahçedeki olan oturmalık yerlerden birisinin önünde durdu , bende hemen onun yanında durdum. Bir erkek grubu oturuyordu.

 

Güney Albay " Time yeni katılan asker , tanışırsınız. " dedikten sonra gitti.

 

Bende kahverengi saçlı ve yeşil gözlünün yanında oturdum.

 

Siyah saçlı ve gece gibi kara gözleri olan konuştu.

 

" Ben Kıdemli Yüzbaşı Yavuz Demir , Aydın ' lıyım. "

 

Sonra öbürleride kendilerini tanıtmaya başladı.

 

" Teğmen Emir Ak , Zonguldak. "

" Teğmen Muhammet Kara , Erzurum. "

" Asteğmen Ali Durmuş , İzmir. "

" Üsteğmen Aziz Karayel , Ankara. "

" Üsteğmen Fırat Cengiz , Bolu. "

 

Sonra bende " Yüzbaşı Efnan Karadağ , İzmir ' liyim. " dedim.

 

Timde en konuşkan Emir ve Fırat, çapkın olan Muhammet , en olgunu Aziz , en komiği Ali , en sessizi Yavuz.

 

Muhammet " Komutanım evli misiniz? " diye sordu.

 

Bende " Hayır. "dedim kısaca.

 

Emir " Komutanım kardeşiniz var mı? " diye sordu.

 

Ben sessiz kaldım ilk başta sonra " Hayır. " dedim.

 

Sonra onlar kendi aralarında konuşmaya başladı. Yüzbaşı ise onları sadece dinliyordu.

 

Sonra Emir " Komutanım lokantaya gidelim mi? Ben çok acıktım. " dedi.

 

Yüzbaşı ise " Tamam. " dedi.

 

Herkes ayağa kalktı sonra Emir de bana dönüp " Komutanım siz de gelsenize. "dedi.

 

Bende " Tamam. dedim. Sonra ayağa kalktım.

 

************************

 

Lokantaya geldiğimizde bir masaya oturup yemek siparişi verdik. Yemekler geldi yemeğimizi yerken arkadan bana bakan erkeği fark ettim. Buraya gelmeden üstümüzü değiştirdiğimiz için sivil kıyafetimiz var.

Yemeğimin son kaşığını alıp sertçe tabağa bıraktım. Masadaki herkes bana baktı. Ben ise bana bakan adama bakıp tekrar önüme döndüm. Benim baktığım yere Yavuz da baktı sonra bana baktı. Ben ise ona hiç bakmadım sinirden. Sandalyeyi geriye çekerek ayağa kalkıp o masaya ilerlemeye başladım. Yüzüm ifadesiz şekilde adama baktım.

 

Sonra " N ' oldu da deminden beri bana bakıyorsun. " dedim.

 

Adam sırıtarak " Güzele bakıyorum. Güzele bakmak sevaptır. " dedi.

 

Ona içimdeki sinirle dişlerimin arasından tıslayarak " O güzel dediğin kadın ecelin olmasın. dedim.

 

Adam yine sırıtarak " Sert kadınları daha çok severim dedi. "

 

Bende ipler koptu suratına sert bir yumruk attım. Sandalyesiyle beraber yere düştü. Burnu kanamaya başladı burnunu tutarak " Seni orospu karısı. "

Bende " Şerefsiz herif. " dedim. Yüzüne tükürüp garson çağırdım. Zaten lokantadaki herkes ben masadan kalktığımdan itibaren izliyorlardı.

 

Garson geldiğinde " Polise verin bunu biraz akıllansın. Doğrusu akıllanmayacak da. " dedim.

 

Garson " Tamam. " dedi ve gitti.

 

Bende tekrar yerdeki şerefsize dönüp saçından tutup yüzünü yüzüme yaklaştırıp " Bir daha kadınlara asılmıcan. Bir daha kadınlarla doğru düzgün konuşacan. Anladın mı beni? " dedim. Tek kaşımı kaşldırarak ve dişlerimin arasından söyleyerek.

 

O da korkudan " Tamam. " dedi.

 

Lokantadan parayı ödeyip çıktım. Benim peşimden öbürleri geliyodu.

Sinirle hızlı yürüyordum.

 

Emir " Komutanım çok iyi benzettiniz tek vuruşta. " dedi.

 

Bende ona tek kaşımı kaldırarak " İstersen seni de benzeteyim. Nasıl fikir. " dedim.

 

Emir hemen " Yok komutanım. " dedi.

 

Sonra arabalara binip lojmana doğru yola çıktık. Lojmana girip arabadan çıktıktan sonra herkese " İyi aşkşamlar. " dedim.

Onlarda aynı şekilde dedi.

Ben apartmana girip , merdivenleri çıktıktan sonra cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açıp , ayakkabımı çıkartıp ev terliklerimi giydim. Odaya girip banyoya doğru ilerledim. Banyoya girip üstümü çıkardıktan sonra soğuk suyu açıp suyun altına girdim ilk başta titresemde sonra alıştım. Biraz öyle bekleyip sonra sıcak suyu açıp yıkandım.

Odaya girip siyah iç çamaşırları ve siyah pijama takımımı giyip yatağa yattım. Bugün olanları düşünerek uykuya daldım.

 

***********************

 

" Baba benim suçum yok. Lütfen bana vurma. " dedi küçük ben ağlayarak.

 

Babam " Hepsi senin suçun bir daha ben konulurken konuşma. Kadınlar konuşamaz erkeklerin karşısında sözü yok. " dedi bağırarak.

 

Sonra bana vurmaya devam etti.

 

Küçük ben yalvararak " Yapma lütfen. " dedim.

 

Gözlerimi hızlı açarak nefes nefese uyandım. Yine kabusum aslında geçmişim peşimi bırakmıyor.

 

Neyse yataktan kalktım. Ter içinde kalmıştım. Banyoya girip üstümü çıkardıktan sonra suyun altına girdim. Yıkanıp üstümü değiştirip mutafağa girdim. Bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Taksi çağırıp beni araba satılan yere galeriye götürmesini söyledim.

Araba durduğunda parayı verip indim.

Etraftaki arabalara bakarken hemen bir adam geldi.

 

"Hoş geldiniz." dedi.

Bende sadece kafa salladım.

Sonra " Siyah renk araba." dedim.

 

O da hemen kafa sallayıp önden giderken bende onun peşinden gidiyordum.

 

Yürürken bir yandan etrafta olan arabalara bakıyodum.

 

Adam bi tane siyah bir arabanın önünde durdu.

Bende arabayı incelemeye başladım.

Siyah renk ve çok büyük değil.

Adama tamam deyip , parasını ödediktenden sonra yeni arabamla askeriyeye yol aldım. Askeriyeye girip arabayı hemen park ettikten sonra arabadan indim. Odama doğru yürüdüm, hemen üniformamı giyip çıktım. Yolda bir askeri durdurup "Sancak timi nerede? " dedim.

O da yemekhane bölümünde olduğunu söyledi.

 

Yemekhaneye doğru yol aldım, girip etrafa bakıp onlara bulmaya çalışırken çay içtiklerini gördüm. Hemen görüp hızlı adımlarla yanlarına gidip oturdum , sonra herkese selam anlamında kafa salladım. Onlarda aynı şekilde karşılık verdiler.

 

Emir " Komutanım size de çay getireyim mi? " dedi.

 

Bende "Hayır." dedim.

 

Sonra herkes kendi hayatlarını bana anlatmaya başladı.

 

Emir ' in annesi varmış, babası o küçükken şehit düşmüş. Annesi Zonguldak da kalıyormuş.

 

Muhammet ' in annesi ve babası varmış. Onlar da Erzurum da yaşıyorlarmış.

 

Aziz annesi ve babası ölmüş. Bir tane kardeşi varmış. Kardeşi doktormuş ve Ankara da yaşıyormuş.

 

Ali ise yetimhanede büyümüş. Onu bebekken yetimhaneye bırakmış ailesi.

 

Fırat ise annesi ve kız kardeşi var. Onlarda Bolu da yaşıyor. Kardeşi öğretmenmiş.

 

Yavuz ise annesi ve bir tane kız kardeşi varmış. Babası ölmüş, onlar da Aydın da yaşıyormuş.

Kardeşi ise üniversite sınavlarına hazırlanıyormuş.

 

Sonra sıra bana geldi. İşte şimdi ne dicem.

 

Bir süre sustum. Sonra sert bir sesle "Ailem yok benim." dedim.

 

Onlar da ailem öldü zannettikleri için başınız sağ olsun dediler. Ama ben bir şey demedim sessiz gine oturmaya devam ettim. Üstümde bir çift bakış hissederken bana bakan kişiye baktım. Yavuz benim gözlerimin içine bakıyordu. Heralde beni çözmeye çalışıyodu. Çünkü dosyamda ailem hakkında bir bilgi bile yoktu.

 

Sadece üst düzeyler biliyordu. Ve tabi ki Güney Albay onla konuşurken bu konuyu da konuşmuştuk.

 

Ama Yavuz beni çözmeye bile çalışırsa asla hakkımda bir şey öğrenemezdi ve beni çözemez. Benim hayatım karmaşıklarla doluydu çünkü.

 

İnşallah beğenmişsinizdir. İlk başı biraz sıkıcı olabilir ama ilerde baya aksiyonlar olucak.

 

Yorum yapmayı unutmayın. Fikirlerinizi merak ediyorum. Oylarınızla beni destekleyin lütfen:)

 

 

Loading...
0%