Yeni Üyelik
10.
Bölüm

BÖLÜM 10

@esmanur555esma

Herkese teşekkür ederim. 🥰 Kitap bine ulaştığı için. 🥰

Kısa sürede bu kadar okunma olacağını düşünmemiştim. Çok sevindim ama biraz da üzüldüm. Çünkü hiç yorum yapılmamış bu hikaye hakkında düşündüklerinizi ya da bölümü sevip sevmediğinizi pek anlatmıyonuz yorumlarda bu yüzden biraz üzüldüm. Yorum yaparsanız mutlu olurum hem beraber kitap hakkında konuşuruz sevgili okuyucularım. 🥰

 

Bu bölümde de oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

 

İnstagram hesabı : seda86.9

 

Keyifli okumalar🥰

 

Eve geldiğimde kızların sesi salondan geliyordu.

 

Kızlara " Ben geldim. Odaya geçip banyo edeceğim. Odaya girmeyin yorgunum. " dedim.

 

Şimdi kolumdaki ve elimdeki yarayı görürlerse telaşlanırlar ve soru sorup dururlardı.

 

Kızlar " Tamam. " dedi.

 

Bende odaya doğru yürüdüm. Odaya geldiğimde dolaptan siyah iç çamaşırı ve kıyafet çıkardım.

 

Efnan ' ın giydiği kıyafet

 

 

Onları yatağın üstüne bırakıp banyoya girdim. Duş aldıktan sonra banyodan çıkıp dolaptan ilk yardım kutusunu alıp yatağın üstüne oturdum. İç çamaşırımı giyip ve taytımı giyip ilk önce elimdeki kesiğe baktım. Kesik derin olduğu için ilk yardım kutusundan ip ve iğneyi çıkarıp dikmeye başladım. Diktikten sonra bandaj sardım. Kolumdaki kurşun yarasına baktığımda hala kanıyordu. Ve kurşun derine girdiği için dikmem gerekiyor. Koluma kanaması durması için elime pamuk alıp biraz batikon döküp sürdüm. Sonra ise dikmeye başladım. Dikmeyi bitirdikten sonra üstüme sweatimi giydim.

 

Yatağa yatıp elime telefonu alıp timin olduğu gruba girdim. Gereksiz konuşmalar filan vardı. Gruptan çıkıp Hector ' u aradım.

 

Bir süre çaldıktan sonra açıldı.

 

Hector " Efendim Patron. " dedi.

 

Bende " Çocukları yerleştirdin mi? " dedim.

 

Hector " O iş tamam Patron. Çocukları bizim yurda yerleştirdim ve bizim okula yazdırdım. " dedi.

 

Bende " Kıyafet aldınız mı? " dedim.

 

Hector " Aldık Patron. " dedi.

 

Bende " Yemek yediler mi? " dedim.

 

Hector " Yemek verdik Patron. Sen merak etme burada her şey yolunda. " dedi.

 

Bende " Tamam. Bir şey olursa ara. " dedim.

 

Hector " Tamam Patron. " dedi.

 

Bende ondan sonra aramayı sonlandırdım. Telefonu komodinin üstüne bırakıp sırt üstü yatağa yattım. Bu zamana kadar yaşadığım bütün şeyleri düşündüm. Ben bunları neden yaşadım , ben bunları yaşamayı hak ettim mi? Hayatım bu kadar kötüye gidemez derken daha kötü olması... Bunları düşünmeyi bıraktıktan sonra komodinin çekmecesini açıp içinden uyku ilacının kutusunu aldım. Uyku ilacının kutusunun içinden iki tane hap alıp ağzıma atıp komodinin üstündeki su dolu bardağı alıp içtim. Sonra hapı yerine koydum Yatağa tekrar uzanıp gözümü kapattım.

 

********************************************

 

Uyandıktan sonra banyoda işlerimi halledip çıktım. Saat 5 ' ti , üstüme dolaptan kıyafet çıkarıp üstümdekileri çıkardıktan sonra giydim.

 

Efnan ' ın giydikleri ( Ayrıca fotoğraftaki kadın Efnan karakterinin modelidir. )

 

Elime telefonu alıp çıktım odadan. Mutfağa doğru ilerledim. Buzdolabını açıp içine baktığımda pek bir şey yoktu o yüzden odamdan para alıp evden çıktım. Markete geldiğimde kahvaltılık yiyecekler , sebzeler ve kızlar için sevdiği çikolataları alıp kasaya geldim. Kasadan geçirdikten sonra parayı ödeyip çıktım. Eve doğru ilerlerken bir adam bana bakıyordu. Bende gözlerimi adama çevirdiğim spor salonundaki yeşil gözlü adam olduğunu gördüm. Neden bana böyle baktığını anlamıyordum. İnsanların gözlerinden anlardım duygularını ama bu böyle değildi. Sanki bom boş bakıyor gibi hiç bir duygu belli etmiyordu. Onu kendime benzetmiştim biraz çünkü bende böyleydim gözlerim bom boş bakar hiç kimseye duygularımı belli etmezdim. Bir süre birbirimize baktıktan sonra adam gözlerini benden ayırıp yürümeye devam etti. Bende eve doğru ilerlemeye devam ettim.

 

Eve geldiğimde mutfağa doğru ilerledim. Mutfak tezgahına poşetleri bırakıp lavaboya girip ellerimi yıkadım. Tekrar mutfağa geldiğimde peynir , zeytin , helva , reçeli çıkarıp tabağa koydum. Geri kalanını da buzdolabına koydum. Sonra sebzeleri çıkarıp yerlerine yerleştirdim.

 

Elime bıçak alıp patates soymaya başladım. Patatesi soyduktan sonra doğrayıp suyla iyice yıkadım. Dolabı açıp içinden tava çıkarıp ocağın üstüne koydum. Tavanın içine yağ döküp patatesleri koyup ocağın altını açıp pişmesine bıraktım. Sonra çay suyu koydum ocağa kaynamaya bıraktım. Masaya tabakları dizmeye başladım. Ara ara patatesi karıştırmaya devam ettim neredeyse pişmişti. Sonra masaya kahvaltıları yerleştirdim ve patatesi altını kapatıp tabağa koyup masaya koyarken kızlar da " Günaydın. " dediler.

 

Bende "Günaydın , hadi kahvaltı hazır gelin. " dedim.

 

Sema ve Dilara sandalyeyi çekip oturdular. Bende çayı bardaklara dökmeye başladım. Bardaklara döktükten sonra bende oturdum.

 

Kızlara " Afiyet olsun. " dedim.

 

Sema ve Dilara da " Ellerine sağlık. " dedi.

 

Bismillah diyerek yemeğe başladım. Tabağıma biraz kahvaltılık koyup yemeye başladım. Kızlar ise yemek yiyerek konuşuyordu. Bende onları dinliyordum.

 

Dilara " Bugün sinemaya gidelim mi? " dedi.

 

Sema da " Evet ya gidelim. Sende gel Efnan. Lütfen. " dedi bana bakarak.

 

Bende " Komutanı aramam lazım. Görev var mı diye görev yoksa gelirim. " dedim.

 

Sonra kızlara dönüp " Afiyet olsun. " dedim ve kalktım masadan.

 

Salona doğru ilerlerken bir yandan da Yavuz Komutanı ismini aradım telefondan bulduğumda salona gelmiştim bile. Koltuğa oturup Yavuz Komutan isimin üzerine basıp açılmasını bekledim.

 

Bir süre çaldıktan sonra " Alo. " dedi.

 

Bende " Komutanım görev var mı? " dedim direk konuya girerek.

 

Yavuz Komutan " Yok. " dedi.

 

Bende " Komutanım bugünlük izin alabilir miyim? " dedim.

 

Yavuz Komutan da " N ' oldu. Bir şey mi oldu. " dedi.

 

Bende " Yok Komutanım bir şey olmadı. Kızlar gezmek istiyor da buraları bende onları tek başına bırakmak istemiyorum. Onları ben çıkaracağım. " dedim.

 

Yavuz Komutan da " Tamam. " dedi.

 

Onun kapatmasında sonra bende telefonu kapatıp cebime koydum.

 

Üstümü değiştirmeme gerek görmemiştim o yüzden direk olarak kızların yanına gittim.

 

Kızlar bulaşıkları yıkamayı neredeyse bitirmişlerdi.

 

Kızlara " Bugün boşum. Beraber gidebiliriz. " dedim.

 

Sema " Yaşasın. " dedi gülerek.

 

Dilara " O zaman biz hazırlanalım. " dedi.

 

Elindeki son tabağı da yıkayıp kenara koydu. Sonra Sema ile beraber mutfaktan beraber çıktı. Bende salona doğru ilerledim , salondaki koltuklardan birine oturdum kızları beklemek için.

 

Bu ev hepimiz için küçüktü. Daha büyük bir eve geçmemiz lazımdı. Cebimden telefonu ıkarıp aramalara girdim. Aramalardan Hector ismini bulup üstüne basıp beklemeye başladım.

 

Hector " Efendim Patron. " dedi.

 

Bende " Bana büyük bir ev lazım. İçinde eşyaları da olsun. Nasıl bir ev olacağını biliyorsun. " dedim.

 

Hector da "Anladım Patron. Ben bulurum ev , sen merak etme. " Dedi.

 

Bende " Çok abartılı olmasın. Deme istediğim çok gösterişli veya büyük olmasın. Birde mor renkli yatak odası ve lacivert renginde yatak odası da olsun. " dedim.

 

Hector " Tamam Patron. " dedi. Bende aramayı sonlandırdım.

 

Sonra kızlara doğru bağırarak " Hadisenize. Sadece sinemaya gideceğiz. " dedim.

 

Bir süre sonra Sema ve arkasında Dilara geliyordu.

 

Sema ' nın giydikleri

 

Dilara ' nın giydikleri

 

Dilara " Geldik. Geldik , patlama. " dedi. Bende ona göz devirdim.

 

Sema " Efnan sinemadan sonra alışverişe de gidelim. Lütfen! " dedi bana masum masum bakarak.

 

Bende oflayarak " Tamam. Ama fazla durmayız. " dedim.

 

Dilara beni geçiştirircesine "Tamam. Tamam. Biraz alırız! " dedi.

 

Onun biraz dediği kesin yirmi ve otuz poşettir.

 

Bende " Neyse hadi gidelim. " dedim. Ayakkabılarımızı giyip evden çıktık. Arabanın sürücü koltuğunun olduğu kapıyı açıp bindim. Kızlarda arka koltukta oturdular. Arabayı sürmeye başladım.

 

Sürerken Dilara " Şarkı açsana. " dedi.

 

Bende net bir şekilde " Hayır. " dedim.

 

Dilara Sema ' ya kaş göz yaptı. Sema ilk başta bir şey anlamazken sonra anladı ve konuştu.

 

Sema " Lütfen Efnan. " dedi.

 

Bende Dilara ' ya dediğim şekilde ona da " Hayır. " dedim.

 

Dilara " Yoksa başının etini yeriz. " dedi.

 

Dilara dediğini yaptığı için mecburen elimi radyoya doğru uzatıp açtım şarkıyı. Dilara ise ben kazandım bakışını atarak gülümsüyordu.

 

Şarkı çalmaya başladığında Dilara söylemeye başladı şarkıyı onun ardından da Sema söylemeye başladı.

 

Bas gaza aşkım, bas gaza

Kim tutar seni? Bas gaza

Yollar senin hiç durma

Ah, hadi uçur beni burdan

 

Bas gaza aşkım, bas gaza

Kim tutar seni? Bas gaza

Yollar senin hiç durma

Ah, hadi uçur beni burdan

 

Şarkıyı da değiştiremiyorum da değiştirsem başımın etini yerdi. Onlar söylemeye devam ederken ben ise yola bakarak arabayı sürmeye devam ettim.

 

Bir fıstık görsem frene basarım

Çaktırmadan güzel mi bakarım

Üff, güzelmişsin be cicim

Hadi gel, beraber iki tur atalım

 

Gel beraber yollara dalalım

Kıvrak, deli dolu bir CD takalım

Boxlar kaliteli, baslar bum

 

Vay anam, ben bela mıyım be

Vay anam, gözlerim toz pembe

Egzozun sesi kulakları deliyor

 

Şarkının sonlarına doğru gelmiştik alışverişe geldiğimizde radyoyu kapatıp arabayı park ettim.

 

Alışveriş merkezine girdiğimizde kızlara doğru dönüp " Ne izleyeceğiz? " dedim.

 

Dilara tam konuşmaya başlayacakken ben " Bana sakın romantik filan demeyin. " dedim.

 

Dilara oflayarak " Ama ya. " dedi.

 

Ben ise net bir şekilde ikisine de bakarak " Hayır. " dedim.

 

Sonra ise " Korku filmi izleyeceğiz. " dedim.

 

İkisi de hemen itiraz etmeye başladılar. Ben ise onları takmayarak " Beni bekleyin burada. " dedim. Onları arkamda bırakarak yürümeye başladım.

 

****************

 

Biletleri alıp geri döndüğünde hala isyan ediyorlardı. Ben ise takmayarak elimdeki mısırları onlara verip sinema salonuna doğru ilerledim. Onlarda arkamdan geliyorlardı isyan etmeye devam ederek.

 

Salona girdiğimizde oturduk kızlarla. Sağımda Dilara solumda Sema oturuyordu. Bir süre sonra salon iyice dolmaya başladı ve film başladı. Ben filmi izlerken Sema sol kolumu tutup yüzünü kapattı. Dilara ise korku filminde korkmak yerine ağlıyordu. Adam ağzına silahı sokup tetiği çekerek kendisini öldürdüğüne bu kız normalde korkması gerekirdi. Aynı Sema gibi. Etrafımda bir doğru düzgün insan yok ki. Neyse filmi izlerken bir yandan da Sema ' nın konuşmasını dinliyordum.

 

Sema " Efnan niye geldik ya. " diye isyan ediyor ve bana dövüyordu. Bende onu takmadan izliyordum filmi.

 

Bir yanımda korkan ve bana söven Sema diğer yanımda ise ağlayan Dilara vardı.

 

Film bittiğinde Dilara ' ya " Artık ağlama. Film bitti. " dedim ve ona peçete verdim.

 

Sema ' ya dönerek " Sende benim kolumu rahat bırak. " dedim.

 

İkisi de kendilerine çeki düzen verdiler sonra.

 

Sema " Şimdi alışveriş zamanı. " dedi.

 

Ve önden yürümeye başladı onun ardından Dilara da onu takip ederek yürümeye başladı. Bende onların arkasında yürüyordum.

 

Mağazaya girdiğimizde kızlar kendilerine kıyafet bakmaya başladı bende mağazadaki koltuklardan birine oturup onları beklemeye başladım.

 

Bir süre sonra Sema elinde mavi bir elbiseyle geldi.

 

Sema " Efnan bunu denesene. Sana çok güzel olur. " dedi.

 

Bende " Hayır. " dedim.

 

Sema " Lütfen. " dedi.

 

Bende " Zorlama Sema. Kalbini kırarım. " dedim.

 

Sema " Lütfen. Sadece bu. " dedi.

 

Bende " Sema sana zorlama dedim. Gitmek istemiyorum. " dedim kelimeleri tane tane söyleyerek ve sert bir sesle.

 

Sema " Ama ben sana sadece denemeni söyledim. Neden bana kızıyorsun. " dedi.

 

Bende oturduğum yerden kalkarak " Sema istemiyorum. Beni zorlama o yüzden. Sonra kalbin kırılıyor. " dedim.

 

Sema bana cevap vermek yerine dönüp gitti. Bende oflayarak mağazanın kapısına doğru yürümeye başladım. Mağazanın kapısına geldiğimde durup kızları beklemeye başladım. Beklerken geçen spor salonundaki yeşil gözlü adam da vardı. Bu bence tesadüf olamaz. Bu aralar karşıma çıkması fazlalaşmaya başladı. Bu adam kimdi bilmiyorum ama bunu öğreneceğim. Beni sürekli takip etmesinin nedeni olmalı kimse benim kimliğimi bilmiyor yani Hector haricinde o da kimseye bir şey söylemez. Tanıdığım için peki bu adam bende ne istiyordu... Sonra Hector ' a söylerim araştırır bu adamın kim olduğunu.i

 

Bir süre sonra kızlarda kapıda görünmüştü.

 

Onlara doğru dönüp " Hadi gidelim. " dedim.

 

Dilara " Biz acıktık. " dedi.

 

Bende " Tamam. O zaman gidelim hadi. " dedim.

 

Kızlar önden giderken ben arkalarından gidiyordum. Kafeye geldiğimizde cam tarafındaki masallardan birine oturduk. Garson geldiğinde kızlar kendilerine yemek siparişi ettiler.

 

Dilara " Sen ne sipariş edeceksin. " dedi.

 

Bende garsona dönüp " Sade Türk kahvesi. " dedim.

 

Garson siparişleri alıp gitmişti.

 

Dilara bana doğru dönerek " Sema ile sana n 'oldu , mağazadan çıktığımızdan beri konuşmuyorsunuz. " dedi.

 

Ben cevap verecekken Sema " Sadece bir elbise denemesini istemiştim. Ama hemen kızıp bağırmaya başladı. " dedi.

 

Bende bu konuşmadan sonra kendimi açıklama gereksinimi duymadım. İnsanların artık ne düşündüğünü takmıyordum. Ne söylersen ve ne anlatırsan anlat onlar hep kafalarındaki düşünceyi dinlerler. Ben şimdi kendimi anlatmaya çalışsam üste çıkmaya çalışıyor olurum onlara göre. O yüzden artık hiçbir açıklama yapmıyorum. Mesela şimdiki gibi.

 

Sema " Bak kendisi suçlu olduğunu biliyor da ondan konuşmuyor. " dedi.

 

Bakın dediğim gibi sussam yine kabahat bende. Konuşsam yine aynı. Ama en azından susmak iyidir.

 

Garson geldiğinde susmuştu. Garson siparişleri bırakıp gittiğinden beri kimse konuşmuyordu.

 

Sessiz gine yemek yerken bir süre telefon çalmıştı.

 

Telefonu baktığımda bilinmeyen numaraydı. Kızlara kafamı kaldırıp baktım. " Kızlar benim buna bakmam lazım. Siz burada oturun. " dedim.

 

Dilara da kafasını olumlu anlamda salladı bana karşı. Bende oturduğum sandalyeyi geriye iterek kalktım.

 

Kafeden çıkıp aramayı cevapladım.

Bir süre ses gelmezken " Kimsiniz? " dedim.

 

Bir süre sonra ses geldi.

 

" Naber. Napıyorsun? " dedi benim sorumu cevaplamadan.

 

Bende sert bir sesle " Kimsiniz dedim! " dedim.

 

Karşıdaki ses adam gibi geliyordu. Sesini değiştirse de ben anlamıştım. " Düşmanın. Senin hayatını mahvedecek insanım. Seni yok edeceğim. " dedi.

 

Bende " Şu zamana kadar çok kişi dedi bunları bana. Ama onlar şuan nerede biliyor musun?.. Şuanda öbür tarafı boyladılar. " dedim sert bir sesle.

 

Adam " Beni öbürleri ile karıştırma. Ben öbürleri gibi değilim. " dedi.

 

Bende " Boş konuşma. Ne diyeceksen de. " dedim.

 

Adam ise " Sana bir sürprizim var. ' dedi.

 

Bende " Ne diyorsun! Lafı dolandırma! " dedim.

 

Adam ise " Göreceksin. Ve benim sözümü alaya aldığın için pişman olacaksın. " dedi sonra telefonu kapattı.

 

Bende sinir ile tekrardan kafeye dönüp içeriye girdiğimde kızları göremedim. Etrafa da baktığımda yoktu. Sonra ise adamın sözleri geldi aklıma. Kesinlikle o yapmıştı. Ama bana bulaşmak neymiş gösterecektim şerefsize. Sonra ise onu elimden kimse alamayacaktı. Onu canını almak için yalvaracaktı. Şimdi beni karşılarına almak neymiş görecekler...

 

Yeni bölümde görüşmek üzere Sevgili okuyucularım. 🥰😘

 

 

Loading...
0%