Yeni Üyelik
2.
Bölüm

BÖLÜM 2

@esmanur555esma

İnstagram: seda86.9 Buradan kitap hakkında Reelsler atıyorum, gelecek bölüm hakkında da Reelsler bulunmaktadır.

Bu kitap normal hayatta yaşadığımız ama sessiz kaldığımızı anlatan bir kitap. Efnan benim hayalimde kurduğum ve güçlü aynı zamanda ses çıkaran bu dünyada adaleti getiren bir insan. Benim asıl amacım burda güçlü kadın karakterleri göstermek. Demek istediğim bilek, kaş gücü değil. Evet Efnan da var ama aslında onun ysşsdığı zorluklar ve yinede ayakta durması , yıkılmaması. Teşekkür ederim kitabıma şans verip okuyanlar için.

İyi okumalar. 🥰

 

Herkes kendi arasında konuşmaya devam ederken yanımıza asker geldi.

 

Bana dönüp "Er Mehmet Karaman, Amasya. Emret komutanım." diye tekmil verdi.

 

Bende "Rahat. Söyle." dedim.

 

O da bana "Komutanım, Albay sizi yanına çağırdı ." dedi.

 

Bende "Tamam geliyorum." dedim.

 

Sonra asker gitti.

 

Bende öbürlerine bakıp sonra da Yavuz Komutanın gözlerine dikip gitmek anlamında kafa salladım. O da kafa salladı tamam anlamında.

 

Büyük adımlarla Albayın odasının kapısına geldim. Sonra kapıyı çaldım, içeriden gel sesi gelince içeriye girdim.

 

"Yüzbaşı Efnan Karadağ, İzmir. Emret komutanım. " dedim.

 

O da "Otur." dedi.

 

Bende hemen oturdum. Sonra Albay ' ı dinlemeye başladım.

 

"Görev var." dedi.

 

Bende "Peki komutanım neden öbürleri de burada değil." dedim.

 

"Çünkü bu göreve Karanlık olarak gideceksin." dedi.

 

Bende tamam anlamında kafa salladım.

 

"Görevin teröristlerin çadırlarını patladman. Yerlerini biliyoruz." dedi.

 

Sonra "Şimdilik izinlisin. Akşama doğru helikoptere binip gideceksin." dedi.

 

Bende "Emredersiniz komutanım." dedim.

 

O da "Çıkabilirsin." dedi.

 

Bende başımla selam verip çıktım.

 

Mühimmatların olduğu yere girip kendime çanta hazırladım. Patlayıcılar, silah ve yedek şarjörleri koydum çantama.

 

Oradan çıkıp tugayda olan odama doğru ilerledim.

 

Odaya girdim. Yatağa oturup telefonumu çıkardım. Telefondan bizim kızlarla olan gruba girdim.

 

Grupta Dilara 3 kişiyi sevdiğini filan yazmış. Tabi Sema, neşeli kızımız oradan nasıl 3 kişiyi filan seviyosun demiş. Zaten Dilaranın her zamanki hali. Oradan sonra konuşmalar devam etmiş.

 

Bende "Kızlar napıyorsunuz." dedim.

 

Hepsi çevrim içi oldukları için gördüler.

 

Dilara "Her zamanki gibi yakışıklı erkeklerin dertlerini, sıkıntılarını dinliyorum.☺"

 

Sema "Bende küçük öğrencilerimle ilgileniyorum."

 

Dilara psikolog, Sema ise ilkokul öğretmeni.

 

Dilara "Efnan senin izin günün ne zaman?"

 

Efnan "Bugün göreve gidiceğim. İki gün sonra. Neden sordun."

 

Dilara "Yok ya öylesine. Her zamanın dolu olduğu için bize vakit ayırmıyorsun."

 

Ehfnan "Biliyorsun benim meslekte fazla izin yok."

 

Dilara "Biliyorum. Ama işte fazla konuşmuyorsun bizimle. Dimi Sema."

 

Sema "Ben karışmıyorum size. Efnanın yaptığı meslek zor ve izin olmaması normal."

 

Dilara "Beni hemen sattın kız."

 

Sema "Hemen de alınıyorsun."

 

Dilara "Neyse boş verin. Ben yakışıklı erkeklerin sıkıntılarını dinleyimde iyileştireyim onları.😉"

 

Sema "Görüşürüz."

 

Efnan "Görüşürüz."

 

Telefonu kapattım.

 

Gitme vaktim geldi.

 

Tugayın bahçesine çıktım.

 

Albay geldiğinde hemen tekmil verdim.

 

"Yüzbaşı Efnan Karadağ, İzmir. Emret komutanım." dedim.

 

Albay "Burnun bile kanamadan gel. Yoksa öldürürüm seni. Allah yar ve yardımcın olsun."

 

Bende "Saol." dedim.

 

Helikopter gelmişti.

 

Albay "Sağ sağlim gel." dedi.

 

Bende "Emredersiniz komutanım." dedim.

 

Helikoptere bindim. Helikopter havalandı ve yola çıktım...

 

Pilot "Geldik." dedi.

 

Bende "Tamam." dedim.

 

Ondan sonra helikopterden inip yola çıktım. Gökyüzüne baktığımda Güneş yerine Ay geçmişti.

 

İşte şimdi tam benim zamanımdı, gülümsedim. Karanlığın ortaya çıkma vakti geldi. Yani ben. Benim lakabımın nedeni ise Karanlıkta kaybolur ve bi anda çıkarım ve nefeslerini alırım. O yüzden dağlarda Karanlık diye ismim geçtiğinde teröristler tir tir titrer.

 

Elimde silahımla sessiz adımlar ile ayın aydınlattığı yolları etrafa bakarak gidiyordum.

 

Kordinda baktığımda yaklaştığımı anladım hemen hemen bir saat sonra oradaydım. Yürümeye devam ettim...

 

Geldiğim zaman hemen bir yere geçtim. Sonra silahın dürbünüyle etrafa batım. Çadırın dışında 14 kişi vardı. İçeride daha fazla kişi vardır. Hemen bir plan kurdum. Planım bunların içine sızmaktı kısa süreliğine. Sessiz gine yerimden çıktım. Zaten karanlıkta beni göreöezler. Çünkü opererasyonlarda kullanılan siyah kamuflaj var. Yüzüme siyah puşimi taktım. Sessiz gine elimde kasaturamla ilerledim. Dışarıda olan teröristlerden birinin arkasına geçip hemen elimle ağzının kapatıp geriye çektim, onlardan uzaklaştığımda kasaturamı hemen kaldırıp boynunu kestim. O öldükten sonra üstündeki kıyafetleri çıkartıp giydim. Saçlarımı da sakladım puşiyle.

 

Çadırın orada öldürdüğüm teröristin yerine geçtim. Teröristler kendi aralarında konuşmaya başladı. Bende etrafa bakıyordum ama kulağım oradaydı.

 

İçlerinden biri "Başkana yemek getirme zamanı geldi." dedi bozuk türkçesiyle.

 

Bende hemen aklıma fikir geldi.

 

Ona dönüp sesimi kalınlaştırarak "Ben götürürüm." dedim.

 

O da "Tamam." dedi hemen.

 

Elimde yemek tepsisiyle çadıra girdim. Bir yandan da etrafa bakıyordum. Başkanın odasının buldum. İçeri girip "Başkan sana yemek getirdim." dedim onların konuştuğu gibi. Bunların konuştuğu gibi bozuk türkçe ile konuşmak çok berbat. Ne güzel kendi türkçe dilimiz var.

 

Başkan "Tamammem çıkabilirsin." dedi bozuk türkçesiyle.

 

Bende hemen çıkıp kapının arkasına geçtim. İçerde başkan hariç iki kişi vardı. Konuşmaları dinlemeye başladım.

 

Başkan "Bu plen çok güzel esgerleri yenicez." dedi gülerek.

 

İçlerinde birisi "Eğer istediğimiz her şey tıkı tıkır ilerlerse evet yenicez." bunun türkçesi iyiydi.

 

Bende içimden 'Siz ne kadar başardığınızı zannedin. Biz sizin hemen arkanızda ilerlerken. Sizin haberiniz bile yok.' dedim.

 

Onlar bir süre konuşup çıktılar odadan. Bende hemen odaya girip masaya ilerledim. Masanın üstünde belgeler vardı, onları aldım. Ondan sonra çekmeceleri açtım, ordaki belgeleride alıp üstümdeki teröristin kıyafetini hafif kaldırıp pantolonun içine sıkıştırıp sonra kıyafeti düzeltip çıktım. Gelirken gördüğüm mühimmat odasına ilerledim. Odaya girip patlayıcıları alıp çıktım. Hemen dışarı çıkıp çadırın etrafını patlayıcıları koydum. Hemen oradan çıkıp hemen kendime yer bulup yüz üstü yattım. İşte şimdi eğlence başlıyodu.

Elimde patlayıcının düğmesi vardı.

Saymaya başladım "1 2 ve 3." dedim ve düğmeyi bastım.

Patlama sesiyle herkes kaçmaya başladı. Elimdeki silahla kaçmaya çalışanları vudum. İşte bu kadardı.

Günlerim böyle geçmeye başladı...

 

*************************

 

2 gün sonra

 

Görevimi başarıyla bitirdim. Elimdeki telsizle tugaya bağlandım.

"Ben Karanlık. Albayla konuşmam gerek." dedim.

 

Asker "Tamam. Beklemede kal." dedi.

 

Bir süre sonra telsizden albayın sesi geldi.

 

"Durum bildir Karanlık." dedi.

 

"Komutanım görev başarıyla bitmiştir." dedim.

 

Albay "Konumunu at. Helikopter gelicek seni almaya." dedi.

 

"Emredersiniz komutanım." dedim sert sesimle.

 

Konumumu atıp beklemeye başladım.

Helkopter geldiğinde bindim. Gökyüzüne baktığımda güneş tepeye doğru çıkıyodu yani öğlene geliyodu.

 

Helikopterden indiğimde bahçede Albay vardı.

 

Hemen hazır ola geçip "Yüzbaşı Efnan Karadağ, İzmir. Emret komutanım." dedim.

 

Albay "Rahat, üniformanı giy ve raporu hazırla getir bana." dedi.

 

Bende kafamı sallayıp "Emredersiniz komutanım." desim gür bir sesle. Sonra Albay gitti.

 

Hemen odama gittim. Üstümdeki teröristten giydiğim kıyafeti çıkartıp onları çöpe attım.

 

Üniformamı giydim. Hemen raporu hazırlayıp ve getirdiğim dosyaları elime aldım. Ayağa kalktığımda üstümü düzeltip çıktım. Albayın odasının önüne geldim.kapıyı çaldım, içeriden gel sesiyle girdim.

 

Hemen hazır ola geçip "Yüzbaşı Efnan Karadağ, İzmir. Emret komutanım." dedim.

 

Albay "Rahat."dedi.

 

Bende rahata geçip elimdeki raporu ve kamplardan aldığım dosyaları verdim.

 

Albay dosyaları açıp incelemeye başladı.

 

Albay "Aferin. Bunlar önemli belgeler. Senin sayende birçok planlarını öğrendik." dedi.

 

Bende "Sağ olun komutanım." dedim.

 

Albay "Bugün izinlisin. Çıkabilirsin." dedi.

 

Bende selam verip çıktım.

 

Odama doğru yürüdüm. Kapıya geldiğimde içeri girip yatağa yattım. Uykum olduğu için biraz uyucaktım ki kapım çalında bende oturma pozisyonu aldım.

 

"Gel." dedim.

 

İçeriye bir asker girdi.

"Er Bora Ateş, Ordu. Emret komutanım." dedi.

 

Bende "Rahat, söyle." dedim.

 

O da "Komutanım sizi soran 2 kadın var." dedi.

 

"Tamam, geliyorum." dedim.

 

O da selam verip çıktı.

Benim aklımda ise kimin geleceği var aslında bir tahminim var da neyse gidince görüceğiz.

 

Bahçeye çıktığımda tahmin ettiğim gibi Dilara ve Sema vardı.

Dilara erkekler kocaman gözle etrafa bakıyor, Sema ise yine etrafa gülücükler saçıyor. Bu kızdaki mutluluğu beni de mutlu ediyor. Kızdaki gülümseme herkese bulaşıcıydı. Ben bu kızla nasıl arkadaş oldum bilmiyorum ama iyi ki onlar benim arkadaşlarımdı.

Onlara doğru ilerledim. İlerlerken çardaklardan birisinde tim oturuyordu. Kızların yanına gittim.

 

"Merhaba kızlar." dedim.

 

Dilara ise yine Dilaralığını yapıyordu.

"Kız bu kadar yakışıklı erkek olduğunu neden söylemedin. Maşallah hepsi birbirinden yakışıklı." dedi.

 

Bende kafasına vurup "Dilara kendine gel kızım." dedim.

 

Sema ise bana dönüp "Seni çok özledim." dedi hemen sonra sarıldı.

 

Bende ona sarılıp "Bende seni özledim ayna güzeli." dedim. Sonra ondan ayrıldım.

 

Sonra ikisine karşı "Hadi gelin sizi timle tanıştırayım." dedim.

 

Ben önden onlar arkadan geliyodu.

 

Çardağa geldiğimizde Yavuz komutana selam verdim ve ondan oturmak için izin aldım. O da izin verdi. Ben oturduğumda kızlarda yanıma oturdu.

 

Ben time karşı "Arkadaşlarım Dilara ve Sema." dedim.

 

Timdekilerin hepsi memnun oldum dediler.

 

Sonra kızlara dönüp sırayla tanıttım "Komutanım Yavuz, Muhammet, Emir, Aziz, Ali ve Fırat." dedim.

 

Kızlarda memnun oldum dediler.

 

Sema bana doğru dönüp "Nasılsın? İyi misin? " dedi.

 

Ben anladım neden sorduğunuda neyse onla sonra konuşurum.

Bende "İyiyim." dedim.

 

Ordan Fırat atlayarak "Neden iyi olmasın komutanım. Yanında biz varız tabi iyi olur." dedi.

 

Sema güldü onun söylediğine bende onla beraber güldüm.

 

Fırat "Komutanım sizi ilk defa gülerken görüyörüm. Gülerken daha güzelsiniz ve gamzeniz var." dedi.

 

Hemen gülüşümü durdurdum, ona ifadesiz baktım.

 

O ise korktu hemen.

 

Bende "Ben sadece onun yanında gülüyorum ve konuştuklarına dikkat et." dedim sert bir ifadeyle.

 

O da "Özür dilerim komutanım." dedi.

 

Sema "Efnan neden korkuttun onu o yanlış bir şey demedi ki." dedi masumca ben ona kıyamazdım her zaman.

 

Dilara "Sema sen çok masumsun güzelim bu dünya için. Her şeyde bir iyilik arıyorsun." dedi.

 

Aslında doğruydu. Sema çok masumdu. Dürüst, yalan söylemeyi beceremez, meraklı ve neşelidir.

 

Dilara ise çapkın ama utangaç, hiçbir şeyi kafaya takmaz, meraklıdır. Sema ' yla bir araya geldi mi meraklarından başına iş açacaklar bi gün.

 

Lisedeyken herkes okuldan çıktığında kızlar başka sınıfa girdiğinde etrafı kurcalarken telefon buldular. Tabi onların ikisi meraklı olduğu için telefonu açtılar. Ama açtıklarında tabi bir şey anlamadılar. Sonra galeriye girip fotoğraflara bakmışlar. Sonra telefonu bırakıp hiçbir şey yapmamış gibi çıktılar.

 

Bende "O benim masum meleğim." dedim.

 

Dilara "Ben neyinim." dedi gülerek.

 

Bende "Sen benim neyim olduğunu biliyosun." dedim göz kırparak. Dilara bende olmayan kişiliklerin onda olması mesela. O zor zamanlarımda yanımda duran dostumdu.

 

Fırat "Komutanım bir şey sorabilirmiyim?" dedi.

 

Bende "Sor bakalım." dedim.

 

Fırat "Komutanım siz ne zamandır tanışıyonuz." dedi.

 

Bende "Lisedeyken aynı sınıftaydık. Ordan tanıyoruz birbirimizi." dedi.

 

Fırat "Birbirinize çok bağlı gibisiniz. Ondan demiştim." dedi.

 

Bende "Anladım. Ben çok yakın olmıyordum lisedeyken herkese. İlk İlaydayla tanıştım. Sema aramıza sonra katılmıştı." dedim son söylediğimi Sema ' ya bakarak. O da bana bakınca gülümsedi.

 

Fırat ' da gülümsedi.

 

Hiç konuşmayan komutan ise konuştu.

Yavuz "Birbirinize çok bağlısınız. Hiç böyle kimse görmemiştim." dedi.

 

Bende "Evet. Çünkü onlar benim ailem." dedim.

 

Sema "Bu arada annem sana yine yemekler yaptı. Bende getirdim." dedi.

 

Hayriye teyzeyle çok iyi anlaşırız. Ben onu olmayan annem gibi hissediyorum.

 

Bende "Sultanım yapmışsa yerim tabi." dedim.

 

Sema "Annemi aramamazlık yapıyomuşsun. Bundan şikayetçi." dedi.

 

Bende "Ben onun gönlünü alırım." dedim. Benim dediğime güldü.

 

Kızlara dönüp "Hadi sizi eve bırakayım." dedim.

 

Kızlar ise yok biz kendimiz gideriz filan deselerde yine ikna ettim.

 

Arabaya bindiğimizde Dilara "Araban çok güzelmiş." dedi.

 

Bende "İstediğin zaman kullanabilirsin." dedim. Hemen sevindi tabi. Araba sevdası olduğu için.

 

Kızların ikisine hitaben "Aç mısınız?" dedim.

 

Dilara "Evet. Yol acıktırdı bizi." dedi.

 

Bende arabayı balık ekmekçiye doğru sürdüm.

 

Arabayı durdurup indim. Onlarda ben indikten sonra indiler etrafa baka baka yürümeye başladılar. Bir masanın önüne gelip oturduk. Ben etrafa bakarken Harun Amca geldi.

 

Harun Amca "Hoşgeldiniz asker kızım." dedi.

 

Bende "Hoşbulduk Harun Amca. Sen bize 3 tane ekmek arası balık ekmek getir." dedim.

 

Harun Amca "Hemen geliyo." dedi.

 

Harun Amca ' yı hırsızlardan kurtarmıştım o zaman tanışmıltık.

 

Burada çok hırsızlık oluyomuş.

 

Dışarıya çıktığımda yürürken Harun Amca ' ı görüp kurtarmıştım.

 

Balık ekmekler geldiğinde yemeye başladık.

 

Dilara "Ben buraya tahinimi aldım." dedi.

 

Bende "Burada teröristler dolu nasıl alırsın." dedim.

 

Sema "Bende aldım tahinimi." dedi.

 

Bende "Sizi bana teker teker mi gönderiyorlar." dedim sinirle ellerimi saçlarımdan geçirerek.

 

Sema "Bu bizim kararımız. Hem burada yokmuş. Dağlarda varmış" dedi beni yumuşatmaya çalışarak.

 

Bende sinirle "Tamam. Ancak bundan sonra benim evimde kalıcaksınız ve ben sizi işe götürüp ve alıcam. Tamam mı?" dedi.

 

Dilara "Ama..." dedi.

 

Bende "Sakın tek kelime etme. Maden burada yaşıcaksınız. Benim kararlarıma uymam zorundasınız." dedim.

 

Sema ' ya dönüp "Ayrıca seni nasıl gönderdi Hariye teyze. Yoksa söylemedin mi?" dedim.

 

Sema "Yok söyledim.Efnan da orada bir şey olmaz dedim." dedi.

 

Bende "Hah yani beni söyleyip geldin. O zaman kesinlikle bende kalıyosunuz. Başınıza bir şey gelmemesi için." dedim.

 

Dilara ofladı.

 

Balık ekmeklerimizi yedikten sonra arbaya binip benim evime doğru yola çıktık.

 

Evin oraya geldiğimizde arabayı park ettikten sonra indik.

 

Kapıyı açıp ayakkabımı çıkarıp terliklerimi giydim. Kızlar için de terlik çıkarttım onlarda giydikten sonra salona doğru geçtik.

 

Kızlara dönüp "Kıyafet getirdiniz mi?" dedim.

 

Dilara "Kıyafet getirdik. Ama hepsini getirmedik. Oraya tekrar dönüp getircez." dedi.

 

Bende "Tamam. Benim yatağımda yatarsınız. İki kişi sığacak kadar büyük. Bende koltukta yatarım." dedim.

 

Sema "Yok seni yatağından etmeyelim biz başka yerde yatarız." dedi.

 

Bende "Ben bundan daha başka yerlerde yattığım var. Merak etme. Neyse siz burada bekleyin. Ben yatağı hazırlayıp geliyom. İsterseniz banyoda kıyafetinizi değiştirin." dedikten sonra arkamı dönüp kendi odama doğru ilerledim. Kapıyı açtıktan sonra dolaba doğru ilerledim. Dolabı açıp nevresim alıp yatağa serdim.

 

Salona geldiğimde ikiside üstünü değiştirmişti.

"Hadi gelin hazırladım yatağı." dedim.

 

Odaya girdiğimizde onlar yatağa doğru ilerledi. Bende dolabımın kapağını açıp kendime kıyafet çıkardım.

 

Kızlara dönüp "İyi geceler." dedim.

 

Kızlarda iyi geceler dedi. Odanın ışığını kapatıp çıktım.

 

Banyoya girip üstümü değiştirip çıkardığım kıyafetleri kirli sepetine attım.

 

Salona gidip koltuğun üstüne önceden bıraktığım yastık ve battaniyeyi serip yattım.

 

Uyurkende kızların buraya tahinini alması ve ilerde sıkıntılar çıkacak gibi geliyor içimdeki histen. Ve hislerim her zaman doğru çıkıyor.

 

***********************

 

Uyandığımda saat 5 ti. Ayağa kalkıp banyoya ilerledim. Banyoda işlerimi hallettikten sonra mutfağa geçtim.

 

Dolabı açtığımda pek bir şey olmadığını gördüm. Salona doğru ilerledim masaya bıraktığım cüzdanı ve silahı aldım. Kapının oraya gidip askılıktan siyah deri ceketimi giyip çıktım evden. Arabaya binip markete doğru sürdüm.

 

Markete geldiğimde market arabasını alıp yiyecek ve içecek aldım. En son ise çikolatalar aldım. Dilara ' nın en sevdiği caramio Sema için ise dido aldım. Kendimede browni aldım.

 

Kasaya gelip hepsini geçirip parasını ödeyip çıktım marketten. Arabaya hepsini koyup bindim.

 

Arabayı park edip elimdeki poşetlerle eve doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda hala kimsa kalkmamıştı. Saate baktığımda saat 7 ydi.

 

Poşetleri mutfağın üstüne bırakıp ellerimi yıkayıp tavayı çıkarıp yağ döktüm.

Patatesleri soyup doğradıktan sonra tavaya attım. Bir yandan onlar pişerken çay suyu koydum.

Yemek masasına kahvaltılıkları koydum.

Patates piştikten sonra tabakları koydum ve çayı yaptım. Kızları çağırmak için odaya doğru ilerledim. Odaya girdiğimde hala uyurken gördüm. Yatağa doru ilerledim.

Sonra bağırarak "Koğuş kalk." dedim.

 

İkiside yataktan düştüklerinde ilk boş boş baktılar sonra ise ikisi de bana dönüp "Efnan yaaa." dediler.

Bende tabi sırıttım. Çünkü bana bir şey yapamazlar, eğer yaparlarsa onlara misliyle ödeteceğimi biliyorlar.

"Hadi size kahvaltı hazırladım. Hadi einizi ve yüzünüzü yıkayıp gelin." dedim.

 

Kızlar geldiğinde çayları koyup yemeğe başladık.

 

Dilara "Kız senin yemeklerini çok özledim. Her zamanki gibi lezzetli yapmışsın ellerine sağlık." dedi.

 

Sema "Ellerine sağlık." dedi.

 

Bende afiyet olsun dedim.

 

Yemeğime devam ederken telefonum çaldı.

 

Sizce arayan kimdi?

 

Yorum yapmayı unutmayın.

​​Fikirlerinizi merak ediyorum. Oylarınızla ve yorum yaparak desteklersiniz çok mutlu olurum.🥰🥰

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%