Oy ve kitabın nasıl ilerlediği hakkında youmlarınızı bekliyorum.

Mükemmel bir kitaba giriş yapmış bulunmaktasınız kemerlerinizi bağlayın eğlence dolu bir tünele girmek üzeresiniz.

Hazırsanız.... BAŞLIYORUZZZZZ

🎀🎀🎀

Kulaklık kulağımda hızla yürürken elimi karnıma koymuş "Dayan bebeğim" diye de söyleniyordum.

Hamile değilim.

Ama karnım o kadar gurulduyor ki bana cevap veriyormuş gibi hissediyorum.

Geçtiğim her yerde halka tatlılarla bakışırken adımlarımı hızlnadırdım.

Son yarım saat kalmışken olmaz, şeytana uyamam.

Çok güzel görünüyorlar.

İç sesime göz devirip "ezandan sonra" diye geçirdim içimden ve aynı anda iç sesim ​​​​​"Cebinde para var mı lan köpek" ve derin bir nefes alıp yürümeye devam ettim.

Etrafımda uçan çiğ köfteler ve gökten yağan dönerler ile birlikte banka oturdum.

"Kız Ezoo"

Kafamı kaldırıp etrafa bakındığımda ses sızdıran kulaklığımı indirip kuaför Fadime ablaya kolumu kaldırarak el salladım.

"Akşam iftara gel, bak öğrencisinin evinizde bir şey yok, gelin işte bedava yemek"

"Abla bedava yemeği kim dağıtır yaa" diye dalga geçtiğimde elinde ki tarağı sallayıp "Sokağın başında kurmaya başladılar bile" dedi ve el sallayarak içeri girdi.

Nerede beleş oraya yerleş, gidiyoruz

🎀🎀🎀

"Gitmiyoruz delirdin mi?" diye bağırdı Ece ve onun arkasından Meltem "Dolabı mı yiyelim?" diye çıkıştı.

"Deneyelim belki güzeldir" dedi Nazlı ve Meltem arkama geçip "Siz dolap kemirmeye devam edin ben açlıktan ölmektense zehirlenmesi tercih ederim." dedi ve ayakkabısını giyerken yere düştü.

Öğrenci evi işte...

Ece sürekli korumacı, erkek düşmanı ve dördümüzün bu şehirdeki anneliğini üstlenmiş, aşırı derecede titiz kişi

Meltem sürekli deli dolu, ciddi kalamayan hiperaktif bir kişi

Nazlı ise... Nazlı konuşmayı bilmiyor. Bir cümle de yalnızca "5" kelime kullanan biri ama kesinlikle he diş elinden gelen -ayrıca tatlı- biri

Ve ben... Beni okuyarak öğreneceksiniz çünkü bende kendimi tanımıyorum.

"Tatlı varsa yiyin, bir şey olmazsa bana da getirin" dedi Ece dudak büzerken ve devamında "Ay yok şimdi bunlar tatlının her tarafına dokunmuştur."

Bir kaç saniye sonra "Getirin ben yıkarım" dediğinde "yuhh artık" diyebildim.

Karnımın guruldamasıyla ezanın okuması bir olurken Meltem start verilmiş koşucu sokağa koştu.

"Noodle var onu yeriz" diyen Nazlı ile önce ona sarılıp sonra koşarak dışarı fırladım.

Dışarı da rezil olmamak için koşmasam da hızlı yürürken yaşlı bir teyze radarıma girdi.

Ben hızlandıkça o da hızlandı, adımlarımı büyük attıkça o da büyük atıyordu.

Aaa! 

Bu kadın otobüste ayakta duramıyorum dediğinde için yer verdiğim kadın!

Saçından başından utan bee

Baktım ki kurtulamıyorum koşmaya başladım ve kadın da koşmaya başlayınca ağzım yarım metre açılmıştı ki kapı gibi birine çarpmaktadır yere yapışmam bir oldu.

Bir daha karşımda ölmeleri bile asla bir yaşlıya yer vermem.

Kadına bak içinden süper sonic çıktı aw

Yerden kalkacağım sırada bana uzanan el ve sonra uzatan adama baktım.

Oha zengin, nerde görsem tanırım.

Kokusundan belli

Kaslı, yapılı vücudu yakıiıklı babe face yüzü ve uzun boyu ile neden bu mahallede olduğu soruları aklımda dolandı.

Elini tutmadan kalktığımda kaşları çatıldı ve "önce baksaydın düşmezdin." dedi ve ben ona bakmak için başımı biraz kafamı kaldırmak zorunda kaldım.

"Özür dilerim bilerek yapmadım." deyip geçecektim ki kolumu tutup "sen yeme, o yemekleri ben dağıtıyorum yeme"

"Neden" dediğimde sesim istemsizce üzgün çıkmıştı.

Gözlerini kapatıp "ya da ye şaka yaptım" dedi ve gömleğini düzeltip geçip gitti.

Neydi bu şimdi?

Niye böyle bir şey yaptı?

🎀🎀🎀

Telefonum yok.

Polisler tüm mahalle de gezinirken "telefonum yok" diye ağlıyordum.

Nasıldı?

Fikir belirtin ki devam edip etmeyeceğiz karar vereyim.

Sileyim mi sizce güzel miydi?