@esmeryazarrrr
|
Evet 20. Bölümde başrol karekterin yeni gelmesi değişik gelebilir ama olsun.
Artık Mourir ve Kaan arasında gidip gelen bir Maya var.
Karaya ne olucak hiç bir fikrim yok
Başlıyoruz...
Ayağımda ki halatlar ateşin değmesi ile benim ayak bileğimide yakmaya başlamıştı.
Canımın yanasını tarif bile edemezken göz yaşlarım akıyordu.
"Aaaaaaaaaaaaaa" ağzımdan çıkan çığlıklar deponun içinde yankı yapıp kulaklarımı dolduruyordu.
Göz yaşlarım akarken "Kara, lütfen" diye çığlık atmaya devam ediyordum.
Sonum böyle bitemezdi.
Benim neden sürekli şerefsizlere açılan bir kalbim var lan ki şuan ki yangında bunu düşünmem ayrı mallık
Dumanlar yükselirken nefesim kesilmeye başlamıştı hem öksürük hem çığlıklar depoda yankı yapıyordu.
Kara'nın beni kurtarmasını beklerken arabasının sesi geldi. Gitti.
Bırakıp gitti şerefsiz
"Oruspuu Şerefsiz" diye bağırdım bu sefer ama artık sesim neredeyse hiç çıkmıyordu.
Ateş ayaklarımdan yukarıya doğru yükseliyordu. Çığlıklarım ve göz yaşlarım daha da şiddetlenmişti.
"Yardım edin" kimsenin duymayacağını bile bile bağırmaya devam ediyordum.
Gelmiyecek kimse bağırma diyen iç sesimi o günden sonra ilk defa konuşuyordu.
Gözlerim kararmaya başlıyordu. Kurtulamayacaktım.
"Abiiiii" diye bağırdım son umudumdu Yusuf "yardım edin"
Ateş pantolonumu yakarken bağırmayı kestim, kimse İstanbul'un sınırına varan bi' deponun önünden geçmezdi.
Yorgunluk ile gözlerimi kapadım.
Bitti.
Mourir'in Anlatımıyla
Deponun kapısına geldiğimde umarım geç değildir diye dua ediyordum.
Kapıyı kırarcasına açıp içeride ki yangına doğru koştum. "Maya cevap ver" diye bağırdığımda ses gelmezken ateşten göründüğü kadarıyla gözleri kapalıydı.
Ateşten nasıl geçeceğimi düşünürken Burak elinde Yangın söndürme tüpü ile yanımıza yaklaşınca düşünmeden ateşin içine daldım.
Maya'nın devrilen sandalyesini düzeltip iplerden kurtulmam zamanımı lmış olsada ipleri çözdüm ve bu sefer ateş benim çekerim sıçramıştı.
Ayağının birkaç yerinde 2. ve 3. Dereceden yanıklar vardı. Maya'yı kucağıma alıp dışarı çıkardım ilk olarak. Onu sarsmama rağmen hiç bir tepki vermiyordu.
Arabaya bindiğimizde üstünde bulunan pantolonu sıyırıp attım.
(Yazardan: Allah çarpsın Mourire sapık diyenleri engellerim, genelde derin yanıklarda kumaş yaraya yapışmasın diye kaldırılır ki daha fazla zarar vermesin ;) ❤️😘 )
Sadece ayaklarında ciddi yanıklar olduğunu anladığımda arabadan çıkıp "Yarım saatiniz var o piçi bulun" diye bağırınca deponun önündeki bir kaç adam kafasını salladı.
Burak bana bakıp "İstanbul dışına çıktığını söyledi Meral" "Nereye gitti demedim. Bulun dedim, ayrıca hiçbir kamera kaydı istemiyorum." Deyip arabaya atladım. Son gaz hastaneye sürmeye başladım.
🌺🌺🌺
Birşey olucak Maya'yı kurtaramayacağım diye kalbim yerinden çıkıcaktı resmen
Nasıl inanırım, nasıl toplantıya girip maya'yı unuturum aklım almıyor.
2 yıldan beri gözümün önünden ayırmadığım bu kızı nasıl unuturum. Kara'yı öyle bir şekilde öldürücem ki tüm dünyada duyulacak
Maya'ya dönüp "Uyan be güzelim artık, çok korkuyorum böyle gözlerin kapalıyken" dedim kısık sesle
Yusuf ve hastane polisleri kapıda beni beklerken ben maya'nın yanındaki koltuğa oturmuş sadece onu izlemek istiyordum.
Hemşireler ve doktorlar gerekli işlemleri yapıp odadan çıkmış çıkmadan önce de elime omzunda duran 1.dereceden yanığa krem sürmemi söylemişlerdi.
Onu öyle ateşler içinde görünce kan beynime sıçramıştı ne yapacağımı bilmiyordum, düşünebildiğim tek şey Kara'yı öldürmekti.
Yusuf içeri girince dolan gözlerim yerini soğuk bir ifadeye bıraktı.
Yusuf benim çocukluktan tanıdığım liseyi beraber okuduğum kardeşten farkı yoktu.
Efe'nin ölmediğini ikimiz biliyorduk, evet Efe şuan yaşıyor ben sadece onu nasıl öldüreceğimi düşünüyorum. Acı içinde, Maya'ya yaptığının cezasını fazlasıyla çekecek bir şey olmalıydı.
Ben Maya'yı seviyordum ama bunu ona söylemeye niyetim yoktu.
Duygular saçmalıktan başka bir işe yaramayan, insanları güçsüzleştiren aptalca bir sürü şey sadece
Yusuf yanıma yaklaşınca ayağa kalktım bana sıkıca sarılıp "Saol sana bir can borcum var."
"Borcun yok bana yaptığın iyiliklere say."
Maya'nın yatağının yanında bulunan ikinci koltuğa oturup haberleri açtı.
"Bir SON DAKİKA haberi ile karşınızdayız sayın seyirciler, İstanbul'un sınırına dayanan bir depo bombalar ile patlatıldı."
"Herkesin aklına aynı kişi geldi dimi?, Evet yine "Bay K"'in parmağı bulunduğu düşünülüyor."
"Kara Kılıç'a ait olduğu tespit edilen depoda patlatılırken içerisinde şimdilik her hangi kimseye rastlanılamadı."
"Polisler ve olay yeri inceleme olay yerine intikal ettiğinde gök yüzünde havai fişekler "K" harfi çıkması görenleri şaşkına çevirdi. Polisler kamera görüntülerini izlemeye çalışırken muhabirlerimiz kamera kaydı olmadığını bizlere iletti."
"Bütün emniyet müdürlüğü ekipleri "K"yi ararken K hiçbir iz bırakmadan suç câmiasında elini kolunu sallayarak dolaşmaya devam ediyor."
"Peki herkesin aklına yine bir soru takılmıştır "K" tek mı çalışıyor? yoksa Belirli bir çete ile mi bilinmiyor."
Yusuf bana bakıp kahkaha atmaya başladı. "Bir bilseler K'nin bütün alfabeyi bir çarka yazıp çevirdiğinde çıkan harf olduğunu" deyip gülmeye devam etti.
Maya daha gözlerini açmadan konuşmaya başladı "At gibi giden it gibi döner" dedi.
Ben ne dediğini çözmeye çalışırken Yusuf "çok takma serum takılınca boş konuşur ama her şeyi doğru söyler." Demesiyle bende gülümsemiştim.
Maya yatakta kapalı gözleri, kıpkırmızı olmuş yanakları ve simsiyah saçlarından bir tutamı yüzüne düşmüş hâli ile aşırı tatlı dururken resmen sürekli bir şeyler mırıldanıyordu.
Yusuf burada olmasa al al olmuş yanaklarından öpmeden duramazdım her hâlde
Aklıma hemşirenin verdiği krem gelince Maya'ya yaklaşıp üstündeki hastane gömleğini hafif açıp kremi sürerken Yusuf'un karşımdan göz devirdiğini hissediyordum.
Haklı tabi kız kardeşi sonuçta ama umrumda mı tabi ki değil
Maya tekrar gözleri kapalı halde konuşunca onu dinlemeye başladım. "Abi şöyle darbuka falan, arabesk falan göbek atalım ya abi birazcık göbek atalım ya"
Yusuf kahkahasını tutamayınca bende abi kardeşe bakıp onları çözmeye çalışıyordum.
Yusuf lisede de güler yüzlü biriydi ama Maya bu kadar şey yaşamışken gülümsemesi beni sadece üzüyordu.
Kendi acılarını gülümsemesi'nin arkasına saklıyordu.
"Abi şu yanımda durup gülen kim gözlerimi açamıyorum uykum var."
"Mourir yanında" dedi Yusufi ve Maya hâlâ gözleri kapalıyken saçlarını düzeltmeye başladı ve "Bu nasıl bir isim be aklıma İcardi geliyor." dedi.
Ben ayağa kalkıp gidicekken elimi tuttup beni durdu maya "Benim orda olduğumu nerden bildin." "Bi' yataktan kalk konuşuruz bunları" "Sağol sen olmasan şuan ölmüş olurdum."
O adam sana bunu yaptığı için ayaklarına kapanıcak, ölmek için yalvarıcak.
"Adının anlamı ne?" Diye sorunca gözümün önüne Maya'nın ateşte ki hâli geldi. "Sonumuz Maya sonumuz"
Odadan çıkınca Meralin hazırladığı sahte başkomiser kimlik kartını görevlilere gösterip "Ben ifadesini aldım dağılabilirsiniz gençler." Elimi hafifçe polisin omzuna vurunca "Emredersiniz Başkomiserim" dedi ve gitti.
Bu ülkede yaşayanların sorunu sorgulamamak galiba, kimse kimseyi sorgulamıyor.
Sıra Kara da
Bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız
Özleyin beni💅💅 😘
|
0% |