@esmeryazarrrr
|
Harika bir bölümle karşınızdayım.
Birazcık gecikti ama sizde erken geçseydiniz sınırı canım. Aaa!
Yazacağım en uzun bölüm olucak 3.000 kelime hedefim var
Bu yüzden sınır 25+ oy ve 30+yorum Yaparsınız siz güveniyorum.
Başlayalımmm🧡
Karşımda cevabımı bekleyen Mourir'in gözlerinin içine bakıyordum.
Onun gözlerine bakınca çok rahat, güvende ve mutlu hissediyordum.
Ona aşıktım bunu biliyordum, kalbimin onu hissettiğinde duracakmış gibi çarpmasından belliydi.
Ruh eşimi bulmuştum ve bundan kesinlikşe emindim.
"Gitme" dediğimde burukça gülümseyip "Benimle ol, benimle gel" sözleri kalbimi hızlandırırken "gelemem" dedim.
"Yapma" dedi ve ne kadar duygusuz bakmaya çalışsa da üzün vardı. "Tamam, geliyorum seninle" dedim ama gitmesine izin vermeyecektim, aklımda güzel bir plan var.
"Ciddi misin?" Gözlerinde beliren mutlulukla beni kucağına alıp hızla dönmeye başladı. "Maya pişman olmayacaksın. Asla pişman olmayacaksın, seviyorum seni" dediğinde beni yere indirdi.
Ayayayay harika bir insan değil mi yaa
"Ya sende diğerleri gibi beni bırakırsan." "Seni bırakanın sülalesini sikiyim" deyip ikinci defa dudaklarımı sertçe öptü.
(YAZARDAN: BU ADAM SEVİLMEZ Mİ YAAAAA)
Kalbim deli gibi atarken öpüşlerine karşılık vermeye çalıştım.
🌺🌺🌺
Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açıp Burak'ı arama kararı aldım.
Mourir'i en iyi o tanıyordu.
En azından ben öyle biliyorum.
Mourir akşam beni eve bırakır bırakmaz onu Fransa'ya göndermemeye yemin ettim.
Burak Aranıyor...
Telefon bir kaç çalıştan sonra açılıp "Bonjour qui êtes-vous?(Alo, kimsin?)" Diye açıldı.
Hepsinin adı türkçe ama hiç biri türkçe konuşmuyor.
Çıldıracağum.
"Şey ben Maya-" daha lafımı bitirmeden Burak lafımı kesip "Kim olduğunu biliyorum. Bir sorun mu var? Abime haber vermemi ister misiniz?"
"Burak delirtme beni bi' sus da dinle" "Peki, sizi dinliyorum." dedi aşırı resmi bir tonda. Hayır, bu çocuğun eğlenceli biri olduğu belli neden bu kadar soğuk davranıyor.
"Mourir saat 8'de havalimanında uçağa binicek benim onu durdurmam lazım." dediğimde telefondan ses gelmedi bir süre sonra yine resmi bir tonda "Benden ne istiyorsun." dedi. Ben şuan herhangi bir operatör ile konuşsam daha az sıkılırdım.
"Öncelikle Mourir'i durdurmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Onu kaybedemem ama onunla da gidemem." "Anladım yenge bana ne yapmam gerektiğini söyle"
Kaybetmek benim kitabım da yok, ben aşık olduğum adamı kaybetmemek için elimden gelenin fazlasını yapıcam.
"Bana bir kaç şey lazım" dedim heyecanla "Ne gibi anlamadım." "Mourir'i bayıltıp kaçırıcam." dediğimde telefondan kahkaha sesi geldi.
Komik değil. Hep erkekler mi kaçırcak bugünde kadınlar kaçırsın.
"Yenge senin boyun yetmez ki onu bayıltmaya" dediğinde telefonu kırmamak için zor duruyordum. 1.73 boyum var neresi kısa ben mi dedim Mourir'in boyu bu kadar uzayıp 1,94 olsun.
Alla alla yaa
"Yeterince güldüysen bana gereken her şeyi yarım saat içerisinde gönderebilirsin dimi?" "5 dakikaya her şey kapında" deyip resmen benim kapatmamı bekledi.
Mourir beni baya bi' araştırdığından bahsetmişti ama telefon takıntımı dahi bildiğini bilmiyordum.
Ve bu çok hoşuma gidiyor. Benim hakkımda her şeyi bilmesi çok tatlı geliyor.
Fark ettirmek istemesem de köpek gibi hoşuma gidiyordu yaptıkları.
Telefonu kapattığım anda Mourir aramaya başladı.
Gocammm🔥❤️ Arıyor...
Telefonu inadına çaldırırken telefon kapandı ve yine aramaya başladı.
Gocammm🔥❤️ Arıyor...
Telefonu açtığım anda kavga etmeye hazır olduğunu anladım. "Kimle konuşuyordun?" dedi sakin sesiyle, bir insanın sesi de mi yakışıklı olur?
"Biriyle konuşuyordum." Deyip telefonu kapattım.
Niye yaptığımı bende bilmiyorum heyecan yaptım.
Ehehe
Gocammm🔥❤️ Arıyor...
Telefonu açtığımda "Telefonu benim suratıma kapatamazsın." deyip kapattı.
Az önce ne oldu?
Mourir benim gibi telefon kapatma takıntısı var.
Doğru mu?
Yok bee, bu kesin benim takıntımı bildiği için benimle uğraşıyordur.
Tekrar Mourir'i aradığımda hiçbir şekilde telefonu açmadı.
Koşarak odamdan çıkıp abimin odasına daldım.
Abim tatlı ve mal gibi yattığından beni farketmedi hızla baş ucundaki telefonu alıp açmaya çalıştım.
Aynı zamanda yavaşça abimin parmağını da kaldırmış kilidi açmaya çalışıyordum.
3. Parmakta telefon kilidi açılınca hızla Mourir'in numarasını girdim.
Telefon Edanın ki diye kaydedilmişti.
Eda?
Abim ve Mourir'in uzun zamandır konuşmadığını biliyordum ama Eda kimdi?
Off, yine eski sevgili vakası mı yaa?
Mourir'i aradığımda abimin telefonu olduğundan ikinci çalışta açıldı.
Odadan çıkıp "Eda kim?" Diye sorduğumda telefondan ses gelmedi. "Nereden buldun bu ismi" dedi ve kahkaha sesi duyuldu. "Sevgilin miydi? Bak sakın yalan söyleme." diye konuştuğumda sesimin tonu fazla çıktığını anladım.
"Gelince konuşuruz" "Gelme, istemiyorum." dediğimde sinirlendiğini nefes alışından belli ediyordu.
"Ne demek gelme?"
"Kes gelmiyorum" dedim gülerek ama Mourir'in ciddiye alası tutmuştu. "Saçmalamayı kes nasıl oluyor da akşam mutluluktan havalara uçurturken sabahına yerin dibine vurabiliyorsun.
Haklı, ben daha adamla dün gece konuşmaya başladım çok fazla üstüne gitmiş olabilirim.
"Bu da benim farkım bebeğim, bir saat sonra parkta beni bekle" "Baba'nın ya da Yusuf'un haberi var mı?" Aaaaaa ben haber vermeyi unuttum.
"Unutmuşum galiba neyse bir türlü fırsat bulamadım." "Söyle ben seni parkta bekliyor olucam." "Görüşürüz Arı" "Görüşürüz" deyip telefonu kapattım.
"Abiii" diye bağırıp abimin odasına girdim. Odaya girdiğimde abim gözlerini açmış uykulu bir şekilde bana bakıyordu."Telefonum nerede lan"
Telefonu elimde sallayınca "Dur tahmin ediyorum kaşınıyorsun." Abime göz devirip yatağının üzerine zıplayınca "Malll" diye bağırdı.
Ben ne olduğunu anlamadan kafama vurup "ayağımı kırdın" dedi.
Allahım şuan o kadar tatlı ki balkondan fırlatasım geliyor.
"Dur birşey anlatıcam." Dediğimde ciddi olduğumu anladığında yataktan kalkıp saçını düzeltirken "Anlat bakalım yine ne bok yedin"
Tanıyor beni yaa
"Iıııı, şeyy" dediğimde bana ters ters bakıp ayağını kaldırıp burnuma vurdu. "Konuş" diye bağırdığında tereddüt ettim.
Ne diyebilirim ki abi ben Mourir ile beraber kaçıyorum mu diyim yoksa ben Mourir'i kaçıracağım diyiyim.
"Dövmeyeceğine söz ver anlatacam." Sırıtıp "he gerçekten bı bol yedin yani" dediğinde başımı olumlu hâlde salladım.
"Anlat be merak ettim ama yine de dövücem." Dediğinde kapı çalma sesi gelmişti.
"Bekle hemen gelicem." Deyip koşarak aşağı inmeye başladım. Kapıyı açtığımda Burak karşımda duruyordu. "Sonunda 5 dakikaya dedin yarım saat oldu." Diye çıkıştığımda saatte bakıp "11 dakika 25 saniye oldu. 26 ve 27 oldu yenge"
Ohaaa
"Plan ne?" Diye sorduğunda aslında onunda Mourir'in gitmesini istemediğini anladım. "Bildiğin kaçırıcam işte adres attım benim yazlık eve götürecez sen sadece onu bayıltmam için yardım ediceksin." "Tamam." "Bizim nerede buluşacağımızı nerden biliyorsun?" Dediğimde gülüp "Beni hafife alma."
Artık şaşırmıyorum valla bak.
Telefonum ne zaman Mourir'in eline geçti?, ne zaman çip taktılar? Ne zamandır beni takip ediyorlar? Falan filan artık şaşırmıyorum cevaplara
Arkadan abimin "Kimi kaçırıyoruz?" Sesini duyunca korkuyla arkama bakmadan Burak "Abi senin ne işin var burada?" dedi.
Abi?
Abim eliyle saçlarımı dağıtıp "kardeşim" dedi beni göstererek. "Kusura bakma Abi yaa. Mourir, Maya'yı sürekli takip edeceksiniz deyince ben senden habersiz buraya kadar geldim."
Abimin şuan ki havası aşırı iyi yanı ikisi ikimizden daha kardeş gibi duruyorlar ve Burak'ın ona gösterdiği saygı çok hoştu.
"Mourir'i kaçırıcam ben" dediğimde abim kapıyı Burak'ın suratına kapattıp kahkahalarla gülmeye başladı.
Hem gülüyor hem belime belime vuruyor öküz.
Abimin karnına yumruk attığımda ciddileşip kafama tokat attı. "Yaa bir gram beynim var onu da vura vura götürüyorsun." deyip ağlamış gibi yapmaya çalıştım.
"Sana aşık olduğunu söyledi mi? Haa baştan söyleyelim izin vermiyorum ilişkinize" söyledikleriyle ben ters ters bakarken "Nee? Ben abiyim tabi ki izin vermiyorum" deyip tekrar gülmeye başladı.
Abimin sırtına atladığımda kapı yine çaldı. Kapıyı açıp beni amele sümüğu gibi yere atan abimin daha da güçlendiğini farkettim.
"Söyle Burak, yine ne oldu Burak" "Abi ben gideyim mi?" Abim ve Burak sarıldıktan sonra abim elini çocuğun omzuna attı ve "Kardeşim ne istiyorsa yap. Bir ara da uğra." dediğinde çoktan ayağa kalkıp abimin boynuna atlamıştın.
"Kralsın bee" deyip yanağını öptüğümde "Ayyy kalk kendimi çamaşır suyuna katıp katıp çıkarıcam şimdi"
🌺🌺🌺
Elime boş bir bavul almış parka gelip banka oturduğumda arkadan biri gözlerimi kapattı.
"Mourirr" dedim heyecanla ayağa kalkıp baktığımda Akındı Kara'nın ikizi
Bu adamı unutmuştum.
İçimi bi' korku kaplarken konuşamadım. "Yarın akşam saat 6'da spor salonunda buluş benimle ha eğer gelmek istemezsen Karayı öldürdüğün o görüntüler polise ulaşıcak."
"Sen kimsin de beni tehtid ediyorsun ya sen hâla babamın köpeğisin duydun mu beni" dediğimde sırıtıp "Sana ne zaman inandı ki baban" dedi.
Babam inanmaz mı bana
İnanır yaa
Elimle ceketini tutup suratına yumruk atacağım sırada yumruğumu havada yakaladı. "Bekliyor olucam" deyip arkasını döndüğünde "Aklıma Mourir'in önünde gömleklerinizi iliklediğiniz o an geldi biliyor musun?" "Onun haberi de olmayacak" "Bakarız, bu kadar korkma ondan ya da kork" "Mourir bilmeyecek" dedi ve gitti.
Bir insan, birinin adını duyduğunda bile bu denli korkarken onun sevdiği birine nasıl zarar versin? Hadi verdi diyelim, bunun bir sonucu olucaktır.
Ama Kara'nın ölümünden sonra bunu görmek çok kötü hissettirmişti.
O arabasına binip uzaklaşırken önümde bir Ferrari durdu.
Ben daha olayın şokundan çıkamamışken arabadan Mourir indi.
Bu da her saniye başka başka bir araba kullanıyor.
Koleksiyon yapıyor gelecekteki kocam.
Mourir'e bakıyordum ama onu görmüyordum yarın bana ne anlatavaktı diye düşünüyordum.
Burak olanları gördüyse Mourir'e kesinlikle anlatırdı.
Mourir yanağımdan öpünce yüzümde bir gülümseme oluştu. "Gidelim hadi sadece seninle yalnız kalmak istiyorum" "Yalnızken ne yapıcağız ki" dedim alay edercesine
"Güzel ve zevkli şeyler." Utanmadan gavur yaa
Ama fesat düşünmeyin belki resim yapıcaz ki bu dediğime bende inanmadım.
Burak'ın bize doğru yaklaştığını görünce zaman kazanmak için "Eda kim?" "Maya" dedi uyarırcasına "Tamam be"
Burak elinde ki beyaz bezi Mourir'in burnuna koklatıp bastırdığında baya bi direndi ve arkasını döndü söylediği son şey "Maya?" dedi ve kollarımda bayıldı.
Bende onu ağırlığıyla ayakta zor duruyordum.
Burak elini atmadan arkasını dönüp "Benden bu kadar yarım saat sonra attığın adrese yiyecek bir şeyler getiririm yenge" deyip giderken benim çağırmalarıma rağmen arkasına dâhi bakmadan gitti.
Ben bu adamı nasıl taşıyabilirim yaa
Mourir'i banka bırakıp arabanın kapısını açtım hızla geri gelip Mourir'i un çuvalı taşırmış gibi sırtıma yerleştirdim ve bir kere düşürmüş olsamda sağ salim arabaya yerleştirdim.
Off kendimden nefret ettim şuan.
Sabahın erken saatleri de olmasa çoktan rezil olmuştum.
Mourir'i arka koltuğa uzandırıp koşarak şoför koltuğuna geçtim.
Ferrari de kullanmadım demem artık bee
🌺🌺🌺
Evin önüne geldiğimde Mourir'i içeri nasıl taşıyacağımı düşünüyordum.
Arka kapıyı açıp tekrar mourir'i sırtıma yükledim.
Şuan dışarıdan bunu gören biri polise aramak yerine saatlerce bana gülebilirdi.
Evin kapısını geldiğmde açtığımda yolda dinlene dinlene gidiyordum.
Bu sabah bu kadar ağır değildi ama o zaman mesafe azdı diye düşünürken merdivenleri bir bir çıkmaya başladım ve Mourir kolumdan düşerken kafasını merdivene çarptı.
Tekrar azimle kaldırdıktan sonra yürümeye devam ettim.
Onu bu evdeki odama götürecektim ama düşüp bayılmazsam tabi ki...
Merdivenler bitince içimden Mourir'i aşağı atasım gelmiş olsa da kendime hakim olup odaya doğru yürümeye başladım.
Yolda ayağımın kaymasıyla dengemi kaybettim ama yere düşmekten kurtulmak için Mourir'i kapıya sertçe çarpmıştım.
Şimdi uyandığında kalçam niye ağrıyor diye sorarsa ya da kafam neden acıyor dese de açıklamam olmayacaktı.
Yatağımın önüne geldiğimde Mourir ile birlikte kendimi yatağa attım.
Bayıltıp kaçırmak hiç iyi bir fikir değilmiş meğerse, kulağıma küpe olsun.
Yataktan doğrulmaya çalıştığımda arkamdan bir el belime dolanıp beni yatağa sabitledi.
Mourir'in baygın olduğunu düşündüğümden çığlık attıp gözlerimi kapadım.
"O Kapkara gözlerini benden saklayamazsın."
Ses Mourir'e aitti
Ateş bastı beni yaa
Tek gözümü açıp baktığımda üstüme çıkıp bana dünyanın en güzel şeyiymişim gibi bakan iki çift gözle karşılaştım.
"Ne zaman ayıldın?" Diye sorduğumda dudağını ısırıp "Ne zaman bayıldım ki"
Ben şoka girerken aynı anda ne kadar rezil olduğumu düşündüm. "Benim adamımla plan yapıcaksın ve benim haberim olmayacak öyle mi? Komikmiş" yanaklarımın kızardığın hissettiğimden elimle yüzümü kapadım.
"Niye o zaman kalkıp yürümüyorsun belim kırıldı seni taşımaktan." "O da beni kandırmanın cezası diyelim."
Mourir'i üstümden itip doğruldum. "Hayır anlamıyorum nasıl olur da burak'ın bana haber vermeyeceğini düşündün." dediğinde kötü kötü bakıp göz devirdim.
Rezil olmuştum yaa. Adam kaçırdım az önce ben.
"52 kiloydum sayende 50 kilo oldum, hayır kas yığınını tek başıma nasıl taşıyacağımı düşündüm ben onu anlamıyorum."
Mourir kahkaha atıp beni yanına çekti tekrar uzandığımda yüzümün her tarafına öpücükler kondurmaya başladı.
"Sen benim ruh eşimsin" "Sen de benim ruh eşinin Arı" diye karşılık verdi.
Düştük dimi düştük düştük
Ellerini belimden çözüp "ben yinede sana küsüm, insan hiç düşünmez mi? Ben seni nasıl taşıyabilirim." Diye bağırırken tek kaşını kaldırıp beni süzdü "Ben mi dedim beni kaçır"
Sanki rolleri değişmişiz gibiydi o değilde ben onu kaçırmıştım ama şuan ikimizinde keyfi gayet yerindeydi
Şimdilik
Odadan hızla çıkıp ardımdan kapıyı kilitledim. "Ne yapıyorsun Maya yaa" diye ses geldiğinde gülüp "Uçağının kalkmasına daha yarım saat var, bırakamam seni"
İçeriden yine gülme sesi gelince merakla "neye gülüyorsun" dediğimde sadece gülme sesleri devam etti.
-Bilet hiçbir zaman almadım sadece... -Ne demek almadım ve sadece ne? -Seninde beni sevip sevmediğini öğrenmek istedim.
- Ne öğrendin peki Fransız - Ben seni bıraksam bile senin beni bırakamıyacağını öğrendim.
Yanıldığı bir yer var ben kimseye bağlanmam.
Kapının kilidini açıp aşağı doğru koştum.
Ben onun bayılmadığını nasıl anlamadım ya, hayır oyunculuk desen oscarlık hadi bu çok iyi oyuncu peki ya burak'ı nasıl anlamadım yalan söylediğini.
Abimle kavga etmeyi özledim gidip dayak yiyesim var.
Kapı zili çalınca hızla kapıyı açıp yine buz gibi bir surat ifadesiyle bana bakan Burak duruyordu.
"Ayıldı mı" dediğinde gülüp arkamdaki silahı çıkarıp kafasına dayadım. "Hiç bayıldı mı ki" yüzü anlık bir şoka girerken hemen kendini toplayıp "Ben abime ihanet edemezdim, amacını bilmiyordum." Deyip yanımdan geçip içeriye girdi.
Salondan Mourir ve Burak'ın sesleri gelince bende salona geçtim.
Burak parmağıyla beni gösterip "Abi yenge bana silah çekti." Deyip sesini ağlamaklı çıkardı. "Hakettmişsindir." diyen Mourir göz devirirken içimden şeytan kalk git yapış dudağına diyordu.
Ben Allah yolundayım böyle bir şey yapmam dedim kendi kendime.
Yazarın Anlatımıyla
Maya askılıktan çantası, montunu ve gözlüğünü alıp dışarı çıkacakken ardından Mourir seslenip nereye gideceğini sordu.
- Seni kaçırdım plan tamamlandı şimdi eve dönüp uykumu tamamlam gerekiyor.
Mourir, Maya'nın yanından bir saniye bile ayrılmasını istemiyordu saatlerce ona öylece sarılıp durabilirdi.
Maya hâla duygularından tam emin değilken Mourir'i bir gülüşüyle kendine deli divane aşık etmeyi başarmıştı.
Mourir haklıydı Maya'da şeytan tüyü vardı, yanına yaklaşan herkesi kendine bağlayıp oturup izliyordu.
"Burak çık oğlum sen biraz hava al diğerleri ne yapıyor öğren ve gelme" dedi Mourir onu göndermeye çalışarak
Maya bu yaptığına gülerken Mourir maya'nın elinden tutup Burak'ın çıkmasın bekledi.
- Seni kendime aşık ettim. Dedi maya gururla - Sana aşık oldum diye karşılık verdi Mourir
Maya, Mourir'i öpmek için hamle yaptığında Mourir kafasını geri çekti. "Önce bana bir söz vermelisin" deyip Maya'yı kucağına alarak boylarını aynı hizaya getirdi.
Maya kafasını "ne sözü" anlamında sallayınca "Bana yalan söylemek ve benden bir şeyler saklamanı kesinlikle istemiyorum, söz ver bana Kalbim." Dedi Maya'nın kokusunu içine çekerken
Maya kollarını Mourir'in boynuna dolayıp "söz veremem çünkü yapamam sana gelip her şeyi anlatamam" dediğinde Mourir kalbinde bı' acı hissetti ama dışarıya sadece sinir olarak yansıttı
Maya ona tam olarak güvenmiyordu onun yaşadıkları da kolay değildi.
İlk defa aşık olduğu zaman tecavüze uğradı toparlanamadı ama dışarıya kimseyi umursamayan egolu biri olarak yansıttı.
İkinci defa tekrar sevmeye başladığında intikamın bir insana neler yaptırabileceğini öğrendi, diri diri yakılmaya çalıştı.
Mourir bunların hepsini biliyordu onu hep uzaktan korumuştu ama aşık olmadan Maya'yı yüz yüze tanıyınca aşkı ağır basmıştı.
"Güvenmiyor musun bana" Mourir dışarıdan kalpsiz görünmek istiyordu ve bunu başarıyordu ama nedense Maya'nın yanına geldiğinde kahkahalarla gülen, eğlenen, eğlendiren ve o aşık adam rolüne giriyordu.
"Güveniyorum" dedi maya burukça sesinde onu zorlayan bir şey vardı.
"Söz ver" diye yineledi mourir, maya başını Mourir'in omzuna bırakıp bir kere daha güvenmek istedi "Söz" dedi ama maya bu sözü tutamayacağını biliyordu.
Ona bu sabahı anlatmayacaktı.
Maya hâla her işi kendi çözmeye çalışan o küçük kızdı.
Mourir, Maya'nın alnından öpünce Maya'nın kalbi yine yerinden çıkacakmışcasına çarpmaya başladı, nefesi kesildi.
🌺🌺🌺
Mourir, Maya'yı evine bırakıp babası olucak o adamla buluşmaya gelmişti.
Ondan nefret ediyordu onu öldürmek için her şeyi feda edebilirdi ama Annesi, babası tarafından yıllarca dövülmüş işkence edilmiş annesi babasının ölmesini istemiyordu.
Fikret bey uyuşturucu bağımlısı ve tacizciydi, Maya onun birini taciz ettiğini görüncü yüzünü kanlar içerisinde bırakmıştı ve bu en çok Mourir'in hoşuna gitmişti.
Babasından korkmuyurdu
Mourir'in sırtında hâla babasını kemer izleri ve üzerinde söndürdüğü sigara izleri duruyordu.
Mourir'i güçlü yapan yaşadıklarıydı.
Onu bir seri katile dönüştüren babasının ona ve annesine yaptıklarıydı.
Mourir daha 6 yaşındayken babası annesinin yüzünde bıçakla izler bırakmıştı ama anlamıyordu annesi onun neden ölmesini istemiyordu?
İzler zamanla geçmişti ama Mourir'in zihninden geçmemişti o zamanla hiçbir şey yapamamıştı.
13 yaşına girdiğinde Mourir babasını bıçaklamıştı, babası ameliyata girerken o ise mahkemeye gönderilmişti.
Mahkemede savcı Mourir'i aklamak için elinden gelen yapmıştı ama Mourir'in söylediği tek şey "Je n'ai pas besoin d'un juge protecteur, je lui tirerai dessus quand je sortirai d'ici.(Kimsenin beni korumasına ihtiyacım yok burdan çıktığımda o adamı kurşun manyağı yapıcam) Diyerek çocuk kapalı cezaevine gönderilmişti.
2 yıl cezasını bitirmesine 2 ay kala Mourir annesinin fotoğrafını görüp ona laf atan 16 yaşındaki çocuğun kafasını hapishanede ki yatak demirlerine vura vura öldürdü.
Mourir cezasını çekmeye razıydı ama onunla aynı odada ki Burak suçu üstüne alıp cezasını arttırdı.
Burak'ın annesi ve Babası yoktu, yetimhanede kalmıştı doğduğundan beri, yetimhanede kavga eden iki kişiyi ayırmaya çalışırken birini merdivenlerden iterek öldürmüştü.
Hakim onu dinlemeyerek çocuk kapalı cezaevine gönderdi Mourir'in yanına, kan kardeşinin yanına gitmiş böylelikle
Mourir çıktıktan sonra 2 yıldır görmediği annesinin yanına gitti ilk olarak.
Babası onu terk etmiş başka bir yere yerleşmişti, Mourir ve Annesi bir düzen kurup Fransa'da yaşmaya devam ettiler.
Mourir liseye gittiği zamanlarda Babası tekrar ortaya çıkıp Mourir'i öldürmeye kalktı, okul çıkışı Mourir'in çıkmasını bekliyordu onu öldürmek için ama istediği olmadı.
Mourir okul kapısına geldiğinde Babası silahı ona doğrulttu, Yusuf bunu görünce kardeşi dediği adamı korumak için kurşunun önüne atlamıştı.
Okulun önünde büyük bir kargaşa hakim olmuş herkes çığlık çığlığa koşuşturuyordu.
Onların kardeşliği böyle başlamıştı.
Yusuf Liseyi Fransa'da okumuştu ama geri Türkiye'ye dönünce bir daha konuşamamışlardı ta ki Fikret ve Kenan ortak olana kadar
Fikret Mourir'in annesi Anna ile tekrar konuşmaya başladı çünkü öz oğlunun onu öldüreceğini biliyordu. Annesi "Eğer o adamı öldürüsen seni hiçbir zaman affetmem" diyen annesi için o adamı öldürmemişti.
Cezaevinden çıktıktan 2 yıl geçince Burak'ın cezası da bitti.
Yıllar böyle geçip giderken Mourir 22, Biraz 20 yaşına girince yavaş yavaş çetelerini kurmaya başladılar. Türkiye'ye gelip gitmeye başladılar
Her şeyde en iyi olanları seçtiler. Merali buldular bilgisayar ustası tüm şehrin ışıklarını saniyeler içerisinde kapatabilen o kızı buldular.
Mourir annesinin isteği üzerine Babasının şirketinin başına geçti ve milyoner oldu ama artık acımasız birine dönüşmüştü belinde silah her daim adam öldüren, öldürürken tek bir iz bile bırakmayan o adam dönüşmüştü.
Kimseyi sevmemeye özen gösteriyordu, aşkın yanından dahi geçmiyordu ta ki Maya'yı görene kadar.
Maya'yı araştırdı. Kardeşinin kardeşi, Yusuf'un kardeş olduğunu öğrendi.
Maya 18 yaşına girdiğinde Mourir onun hakkında herşeyi en ince ayrıntısına kadar biliyordu.
Efe tarafından tecavüze uğradığında onun yanında olmak istedi ama Mourir etrafında ki herkes onun yüzünden zarar geldiğini biliyordu, yaklaşmadı Maya'ya ama Kara'yı tanıyordu onun nasıl bir psikopat olduğunu biliyordu bu yüzden ortaya çıktı ve Maya'nın yanında durmaya karar verdi.
Onu bırakmamaya yemin etti.
🌺🌺🌺
M
aya'nın Anlatımıyla
Yine tüm ev birleşmiş gürültü yaparken ben uykumu bölmemek için savaşıyordum.
Gözlerimi açarsam bir daha uykum gelmiyecek biliyorum bu yüzden elimden geldikçe kapalı tutuyordum.
Kapımın açılma sesi gelmesiyle battaniyeye daha sıkı sarıldım annem bana yardım et demek için gelmiş olabilir.
Yüzüme dökülen su ile yataktan fırlayıp telefonumu abime fırlattım.
Telefon tam alnına gelince geri çekilip elini alnına yapıştırıp "Amip beyinli, tek hücreli varlık, 50 kromozomlu canlı" diyerek sanatsal bir şekilde bana sövdü.
Kolumla yüzümdeki suları kuruturken "Oksijen İsrafı" diye bağırdım. - Hatalı Doğum Diyerek karşılık verdi.
"Ne istiyorsun yine" yanıma yaklaşıp yatağa oturdu. Üzgün üzgün bana bakıp "Büşra'ya söylermisin ben onu kardeşim olarak görüyorum."
Gözlerim fal taşı gibi açılırken abime tokat attım. "Yüzsüzlük yapma, ayrılma demiyorum sana ama kalk git kendin söyle ayrılmak istediğini"
Biraz düşünüp "Ben yapamam" dedi başını eğerken
"Neden ayrılmak istiyorsun?" Heyecanla bana bakıp gülümsedi "Şey... Iııı şimdi ben şirkette masum masum otururken içeri bir kız girdi ki bu 2 hafta önce oldu bu olanlar, kız rakip şirkette çalışıyor önüme belgeleri koyup çıktı. Ondan sonra biz sürekli karşılaşmaya ve kavga etmeye başladık dünde ben barda Berkle otururken kız geldi dudaklarıma yapıştı. Hayır çok güzel öpüyor orası ayrı da ben aşık oldum galiba"
"Aldattın yani Büşrayı" içimde büyük bi kırgınlık oluştu abime ama beklediğimi yapmamıştı "Ben sürekli biriyle olabilirim ama aldatmam büşra ile konuşup biraz ara verme kararı aldım."
Abim sarılıp "Aldatsaydın silerdim seni" beni kendinden uzaklaştırıp "bu ne samimiyet lan Arı" deyince gülmeye başladım.
Kafama tokat atıp "kavga edelim biraz" dedi.
Başımı olumlu anlamda sallayıp arkamdan elime aldığım yastığı kafasına geçirdim abimin
Ayağa kalkıp battaniyeyi boğazıma doladı, ayağımla karnına tekme attığımda battaniyeyi biraz daha çekmiş oldu.
Battaniyeyi boğazımdan çözüp yerdeki terliği fırlattım.
Battaniyeyi elimden çekip kendini korurken bende ayağa kalkıp sırtına atladım.
Boğa gibi beni sırtında yere atarken eline aldığı yastıkla kafama kafama vurmaya başladı.
Yaptığımız gürültüyle Annem kapıda belirdi "Maya buraya gel" diye bağıran anneme zorda olsa "Dayak yiyorum nasıl geleyim" diye bağırdığımda abim "Anneme bağırma" deyip kendi elimle bana tokat atmaya başladı.
Bileklerimi sıkıca tutmuş kendime vurmayı sağlarken "Yapma Maya vurma kendine" diyerek de dalga geçiyordu.
Hızla ellerimi bırakıp dışarıya kaştığında peşinden gideceğimi biliyordu.
Ben peşinden giderken merdivenleri yarılamıştı, merdivenin korkuluğuna oturup kayarken yanına yaklaştığımda sırtına atladım.
Merdivenden düşerken Babamın ayakları önüne düşmemizle hem ağlayıp hem gülmeye başladık.
🌺🌺🌺
Ertesi sabah saat 8 gibi kalkıp Akın'ın söylediği gibi spor salonuna gittim.
Haftasonu olduğunda çok bir kimse yoktu herkes evlerinde uyuyordu.
İçeri adım atar atmaz karşımda buldum Akın'ı
O önde ben arkada giderken başka biri ardımdan dışarı çıkıp kapıyı kilitledi.
"Ne oluyor niye kapıyı kilitledi o adam." - Seninle yalnız konuşmaya ihtiyacım var
Etrafıma bakındığımda kimsenin olmadığını fark ettim.
En şaşırtıcı olay ise Kara'nın boynunda ki dövme şuan Akın'ın boyunundaydı
Bu olmuş olamaz
Karşımdaki Kara olamaz değil mi?
"Kara" dedim korkuyla dudağı yukarı doğru kıvrıldı ve arkasına, bana baktı. "Geç oldu ama doğru orospu" dedi tekrar önüne dönerken
Geriye doğru gidicekken aniden dönüp bileğimden yakaladı.
Suratına ve karnına yumruk atmama rağmen bırakmayıp bir yere çekiştirmeye devam etti.
"Senin yüzünden her şeyimi kaybettim." Dediğinde burnuma eteri koklattı.
Ben yere devrilirken "Beni mahvettiler sen de yok olucaksın." duyduğum son cümle oldu.
Bitti sonundaaa
3.000 kelime hedefimi tamamladım sınırı geçmediğiniz sürece bölüm gelmeyecek
O kadar emek verdim yıldıza basmayı unutmayın.
Sizi kocaman öpüp uyumaya gidiyorum 💓💋❤️💋❤️💋❤️💋🧡🧡🧡🧡🧡🧡
|
0% |