Yeni Üyelik
35.
Bölüm

22°Fırtına Öncesi Sessizlik°

@esmeryazarrrr

​​​​​​Aklım da yeni bir kurgu oluştu diyorum ki yazsam okunur mu?

 

Konuyu burada anlatmak yerine sürpriz olsun. Okuyacaklar buraya nokta koysun ki yayınlayıp yayınlamama kararımı verebileyim

 

SİNİR: 26+ oy 35 Yorum+🔥🔥

 

Başlıyoruzz...

 

Mourir büyük bir heyecanla arabayı Maya'nın evinin önüne çekip , Maya'yı almak için kapıya yürüdü.

 

İçinde ki kötü hissin Maya ile ilgili olmaması için tanrıya dualar etse de henüz bir şeyden haberi yoktu.

 

Yüzünde büyük bir ciddiyet varken kalbi Maya için çarpıyordu.

 

Her şeyden habersiz kapının açılmasını beklerken kapı açılmayınca Maya'yı aramaya başladı.

 

Arı🧡 Aranıyor...

 

Operatör'ün ulaşılamıyor sesinden sonra Mourir, kapıyı daha sert çalmaya başladı ve yine uzun bir süre açılmadı.

 

Mourir, Yusuf'u arama kararı almışken kapı açıldı ve uykudan yeni kalkmış saçı başı dağınık henüz gözleri bile açılamamış Yusuf göründü.

 

Mourir derim bir nefes aldı ve "muhtemelen Maya da uykudadır" diye düşünüp içindeki kötü hissi kovmaya çalıştı.

 

Yusuf, gözlerini ovuştururken "Maya kesmedi beni mi almaya geldin" dedi gülerek, Mourir ciddiyetini bozmadan "Gülmekten Babaannemi yedim yaa, git Maya'yı uyandır da gelsin işimiz var onunla"

 

-Mal mısın lan Maya yarım saat önce senin yanına diye çıktı.

-Şakayı bırak git çağır işte, işim var.

-Sikerim belanı ha, yarım saat oldu senin yanına diye çıkalı

-benim niye haberim yok.

 

Yusuf'un gözlerine aniden gözle görülür bir ateş yayıldı. "Ne demek haberim yok"

 

- Yusuf Maya'nın nereye gittiğini bilmiyorum.

 

Yusuf, Mourir'in yakasını tutup tek hamlede dönüp Mourir'i duvara yapıştırdı.

 

Aslan belgesellerinde olduğu gibi iki aslan aynı av için birbirleri ile dövüşmeye hazır bir biçimde birbirlerinin sinirleri ile oynuyorlardı.

 

Yusuf "Sen bana onun yanından ayrılamam demedin mi? Nerede kız?" diye bağırırken içinden geçen binbir düşünceyi görmezden gelmeye çalışıyordu.

 

Mourir'e yumruk attığında, Mourir kafasında ki "Maya nereye gitmiş olabilir? " düşünceleri silinip yumruğa karşılık verdi.

 

Kıs ağır yumruk yarışından sonra Mourir, Yusuf'u kendinden uzaklaştırıp arabasına doğru yola çıktı "Bulucam onu" dediğinde çoktan arabasına binmiş Burak'ı aramaya başladı.

 

"Bana bak Maya kayıp şehire giriş çıkışların hepsini kapat,kuş bile girip çıkmasın. Ben gidebileceği yerlere gideceğim, Meral'e söyle kameralara baksın evden çıkıp nereye gitmiş. Bir saatini var bunun onu" diye emirler yağdırdı.

 

Burak "tamam abi" der demez Mourir telefonu yan koltuğa atıp nereye gideceğini düşünmeye başladı.

 

Okula gidebilir diye düşünürken aklına pazar gününde oldukları geldi.

 

Aniden aklına babası geldi.

 

"O adamdan her şey beklenir" diye geçirdi kafasından.

 

Maya ona vurdu diye Maya'yı kaçırmış olma ihtimali düşük de olsa vardı. Mourir arabayı şirkete çevirip hedefini belirledi.

 

Bir haber alınana kadar tek şüpheli babası.

 

Eğer babası yapmışsa onu orada öldürürdü bunu biliyordu

 

Mourir telefonun çalmasıyla Maya sanıp saniyesinde yan koltuğa uzanıp telefonu açtı.

 

"Abi kamera kayıtları engellenmiş" sesi duyuldu ve Mourir'de tam o an kayışlar koptu.

 

Konuşan Meral'a bağırıp "Kaldır engelli o zaman" sesinin tonunda ki siniri az da olsa dindirmeye çalışıp "Bana evden sonra nereye gittiğini bul."

 

Meral kendinden emin bir şekilde "Bulmaya çalışırım" derken birkaç saniye sonra telefonu kapattı.

 

Mourir biraz düşünüp belki de kaçırılmamış sadece bir yere gitmek istemiştir yalnız başına ama Bu Maya'nın yapabileceği bir şey değil deyip başka ihtimalleri düşünmeye devam etti.

 

Saat daha 8.20'i bu kız bu saatte nereye gidebilirdi ki diye düşünmeye başladı.

 

Aklının ucundan Kaan ve Büşra geçti, tekrar elini telefonuna atıp Yağız'ı aradı. Telefon açıldığında "Kaan Kutlu'nun ve Büşra Pınar'ın evine birkaç adam gönderin, evi de arayın. Maya oradaysa bana haber verin."

 

"Tamamdır Patron" dediğinde bir telefon daha kapandı.

 

O sırada Mourir çoktan şirkete gelmişti bile hızla arabadan inip koşarak yukarı çıktı.

 

Babasının odasına hızla yürüyüp Ekrem beyin üzerine yürüdü "Maya Nerede?" Diye bağırdığında Ekrem Bey'in gözleri korkuyla açıldı oğlunu gördüğünde kekeleyerek "Bi- Bilmiyorum" demesine rağmen Mourir onun yakasından tutup duvara yapıştırmıştı bile

 

"Ne demek bilmiyorum lan" diye kükreyip Ekrem Bey'in suratın yumruk attı ve ayakları yere değmeyecek şekilde boğazından tutup kaldırdı.

 

Adamın burnundan kanlar akarken tekrar "yemin ederim bilmiyorum" dedi korkarak.

 

Adam oğlunun onu öldürebileceğini biliyordu, ondan korkuyordu.

 

Ama Ekrem ölürse, anlaşma biter ve Mourir bir daha Türkiye'ye adın dâhi atamaz.

 

Ekrem'in tek güvencesi anlaşmasıydı.

 

 

🌺🌺🌺

 

Maya'nın Anlatımıyla

 

"Aaaaaaaaaaaa" dakikalardır belirlediğim tonda bağırıyordum.

 

Etraf zifiri karanlık olunca yapacak bir şeyim kalmıyor.

 

Kara tekrar anlamsız anlamsız bana bakınca tekrar "Aaaaaaaaaaa" diye tonlama yapmaya devam ettim.

 

"Maya artık dinleycek misin?" Kara'nın

konuşmasıyla tekrar "Aaaaaaaaa" diye söylenmeye devam ettim.

 

Hayır, bir insan bir ayda neden 6 defa kaçırılır. Onu geçtim önceki yıllarda da sürekli ben kaçırılıyorum.

 

Abim daha yakışıklı onu alın lan.

 

Allah'a şükür kaçırılmaya alıştım bu yüzden çokta umrumda olmuyor ki normalde de umursamıyorum.

 

En fazla dayağımı yer, ölüm tehditlerimi dinler, hastanelik olur paşa paşa evime geri dönerim.

 

"Senin yüzünden masum Akın öldü pezevenk." dedim ama bu sefer cevap vermeyen Kara oldu.

 

Engelli işte, önce konuş diyor sonra da cevap vermiyor.

 

Adım sesleri yaklaştı ve tam önümde durduğunu anladım eli kafama geçirilen torbayı çıkarınca gözlerim kamaştı ve kendimi geri attım.

 

Etrafa bakındığımda eski, döküntü, kirli bir evde olduğumuz anında fark ediliyor. Ben yatağın üstündeyken Kara karşımda duran sandalye de oturmaya başladı.

 

"Mourirrrrrrrr"

"Onun seni bulabileceğini sanmıyorum."

"Onon sono bolobolocoğono sonmoyorum. Bende sende karakter olucağını sanıyprdum ama pezevenkte karakter ne arar. "

 

Karayı taklit ettiğimde bana göz devirip "Senin yüzünden her şeyimi kaybettim. Sikik her bokumu aldı" devam edeceği sırada ben yine sinirlerini bozmak için "Aaaaaaaaaaaa" diye bağırmaya başladım tonlamamla.

 

Rahatlatıcı ama

 

Birde başta ama harflerini sessiz söyleyin ve yavaş yavaş arttırın.

 

Sandalyeden kalkıp yanıma oturdu ben tekrar bağıracakken eliyle ağzımı kapattı.

 

Cık cık cık

 

Bu bana engel olur mu?

 

Avucunu ısırdığımda tepki vermeyince kısa bir süre durup düşündüm. Kara konuşmaya başlayınca ellerimle alkış çalmaya başladım.

 

Kara susunca ben alkışlamayı bırakıyordum ve o konuşmaya başlayınca bende başlıyordum.

 

Benim bunun Mourir ile randevum vardı bu piç yüzünden iptal oldu.

 

Cık cık cık

 

Kara diğer eliyle de bileklerimden tutunca yapacak bir şeyimin kalmadığını düşünerek konuşmaya başladı.

 

Beni hiç tanımamış ama bu kahpe!

 

Bağdaş kurduğum ayaklarımdan birini altımdan çıkarıp Kara'nın göğsüne yerleştirip tüm gücüm ile tekme attım.

 

İki eli de aynı anda beni bırakıp hafif dengesi bozuldu.

 

Ehehehe

 

"Sen kendini de yırtsan seni dinlemem ben artık" diye söylendiğimde sinirle bana bakmaya başladı ve suratıma attığı tokatla bir an gözümün önünde ellerinde havuç larla Bugs Bunnyler dönmeye başladılar.

 

Mourir'im, gelecekteki kocam beni kurtar artık bu psikopattan.

 

Ayağa kalkıp çenemden kavradı "Maya sınırlarımı zorlama" dedi sert bi ses tonunda

 

Çenemi bıraktığında parmak izlerinin kaldığına yemin edebilirim.

 

Susmam gerektiğini biliyordum ama susmayacaktım.

 

İnat değil mi? Bir de bana tokat attı hâlâ canım yanıyor.

 

"İntikam gözümü kör etmişti ne yapacağımı bilmiyordum. Kendini benim yerime koy senin abini yakarak öldürdüklerini düşün sen ne yapardın. Aşkını mı İntikamını mı seçerdin? "

 

İçimden intikam götüne girsin desem de ben edepli biriyim.

 

Edep sen ne güzel şeysin...

 

Ayrıca abim ne alaka yaa

 

Ona bir şey olursa dünyayı cehenneme çeviririm gelmiş abin diyor.

 

"Hadi diyelim haklısın o zaman NİYE BENİ KAÇIRIYORSUN LAN"

 

Başımı havaya kaldırıp derin derin nefesler alıp verdi.

 

Midem bulanıyor bu adamı görünce...

 

Mourir'i özledim, kurtarsın beni artık ama yaa.

 

Kara cama doğru ilerlerken hızla ayağa kalkıp kapıya doğur koştum, kapıyı açmaya çalıştığımda kapının kilitli olduğunu anlamam baya uzun zamanımı aldı.

 

Kara dönüp bana bakarken ben hâlâ bir umud ile kapının açılmasını bekliyordum.

 

Yüzüme tatlı bir gülümseme yerleştirip "Kapı dayanıklı mı diye test etmek için..."

 

"Sen eskiden bu kadar aptal değildin"

Kara'nın üzerine yürüyüp kısa boyumla ona kafa tuttum, bu sahne ne kadar komik olsa da ben çok ciddiydim.

 

"Aptal olan senin kardeşlerim Ceren ve Akın. Mourir seni bulduğunda parçalara bölüp ülkenin her bir tarafına dağıtacak"

 

"Güzel senaryo" dediğinde kendimi tutamadım ve yanımda duran vazoyu ayaklarının dibine atıp parçaladım.

 

Keşke kafasına atsaydım off, niye hatırlatmıyorsunuz?

 

"Oda da ki her şeyi kırmakta serbestsin. Sevgilim."

 

"Sokak köpeği bile benim için senden daha değerli bee. Lan be sokak köpeği ben onlara bayılırım. O sevgiyi al bir yerine şok, sen benim için artık öldün." Deyip geri geçildiğimde kolumdan tutup bedenimi soğuk duvarla birleştirdi.

 

Yanan omzumda Keskin bir acı hissettiğimde kabuğun kalktığını anladım.

 

Mourir'im bana bir tane krem vermişti onu sürseydim soyulmazdı.

İkimizde birbirimize sinirle bakarken Kara dudaklarını boynuma götüreceği sırada "Tecavüz mü ediceksin çünkü yapmadığın bi' o kaldı" kısık sesimle bunları söylediğimde benden uzaklaşmadan tekrar tokat attı ve bu sefer yumruğunu yüzüne yapıştırdığımda benden uzaklaşıp kapıya yöneldi.

 

Cebinde duran anahtarı çıkarınca bana bakıp "Pişman olucaksın." Deyip kapıyı açtı bende kapıya doğru ilerlediğimde hızla çıkıp arkadan kapıyı kilitledi.

 

Kapıyı tekmelediğimde adım sesleri odanın etrafından uzaklaştı.

 

Ben ne yapacağım şimdi bu oda da

 

Pencereler siyaha boyanmıştı ve açtığımda demir parmaklıklar karşıma çıktı.

 

Sanırsın fantezi kuruyor. Ben neden hapishanedeyim.

 

Hayır, anlatacağını da anlattı neden beni salmıyor?

 

Bu oda bildiğin insanı delirtmek için yapılmış.

 

Odanın diğer tarafına doğru yürüdüğümda kısa bir koridorun sonunda küçük kapılı bi' oda olduğunu gördüm.

 

Kapının önüne gittiğimde hiçbir ışık yoktu.

 

Kapıyı açtığımda küçük bı klozet ve üstünde minik bi' pencere vardı.

 

Ve Pencerenin demirleri yok.

 

Ehehehe

 

Kısa boyum ilk defa bir işe yarayacak diye düşünürken klozetin üzerine çıktım.

 

Ya ben öldükten sonra beynimi çıksrıp kontrol edin, üniversitelere konu olsun kendimi yiyesim var.

 

Dışarı başımı uzatmamla beraber kapının kilit sesi duyuldu.

 

Pencereyi ve kapıyı kilitleyip klozete oturduğumda içeriden "Maya Nerdesin" sesiyle içimden "kaçmaya çalışıyorum" derken dışarıya "Sıçıyorum ge beraber yapalım mı?"

 

"Yemek getirdim"

 

ayy sonra kaçarım açıktım ben

 

Lavabodan hızla çıkıp tekrar az önceki ahıra döndüm.

 

Kara'nın elinde ki tepside bı sandviç ve kapalı ayran duruyordu.

 

"Sen gittikçe vizyonsuzlaşıyorsun bee, yok mu şöyle bı iskender, adana kebap en olmadı bir lahmacun bırakaydın."

 

Kara göz devirince tepsiyi elinden çektim "bana göz devire devire bir gün gözün şaşı kalıcak ama neysee" deyip yatağın üzerine oturup sandviçi ağzıma tıktım.

 

İçi de güzel değil. Biraz peynir ve bir dilim domates ile nasıl doymamı bekliyorlar.

 

Sandviç ağzımdayken Kara'ya ayranı uzatıp garip çıkan sesimle "aç" derken boğulma krizine girdim.

 

Ben deli gibi öksürüp Kara'nın uzattığj ayranı içerken kendi sırtıma vurmaya başladım.

 

Sandviçi ve ayranı bitirip tepsiyi Kara'ya geri uzattım.

"Çıkabilirsin."

"Bakıyorum da yeni sevgilin ortada yok"

"Bokoyorom do yono sovgolon ortodo yok, O benim sevgilim değil kocam ikincisi seni bulduğunda ölmek için yalvaracaksın."

 

Kapıyı açıp çıkarken "Belki de hâlâ yokluğunu fark etmemiştir." Sırıtıp dışarı çıktı.

 

Mourir?

Benim?

Yokluğumu?

 

Nefret etmeye başladım bu adamdan.

 

Kapının kilit sesi gelince bir süre bekleyip tekrar lavaboya doğru ilerledim.

 

Pencereye tekrar çıktığımda ormanın içinin ne kadar ürkütücü olduğu gerçeği ile yüzleştim.

 

Kendimi dışarı atacakken Kara yolun üzerinde duran arabaya doğru ilerleyip pencereye doğru bakınca ben kendimi içeri doğru attım.

 

Omzumu klozete çarparken "klozet götüne girsin Kara" diye bağırdım.

 

Bir süre sadece klozete çarpan kolumu, yanık ve yanığı soyulmuş omzumu okşarken ağlayasım geldi.

 

Bıktım ama yaa, babam milyoner ama benim istediğim hiçbir şey olmuyor.

 

Acaba benim yokluğumu fark etmişlermidir yaa Mourir hâlâ evde uyuyor ve beni unutmuş ise, off düşüncesi bile korkunç

 

Ayrılık sebebi ama Mourir her sabah 5'te ayakta oluyor.

 

Dışarıdan araba sesi gelince tekrar pencereye çıktım.

 

Etrafta kimsenin olmadığına kanaat getirip kendimi çok az bir çabayla dışarı attım.

 

Başım yere değmesin diye havada tutmaya çalışırken ayağımda inanılmaz bir acı baş gösterdi.

 

Kırılmayan bir ayağım kalmıştı zaten.

 

Ayağa kalktığımda derin bir nefes aldım. Kurtuldum.

 

Ben daha bir iki adım atmamışken bana doğru koşan adamı görünce ormanın içine doğru koşmaya başladım.

 

İki saniye nefes alsaydım. Ne kadar iğrenç ve kötü kalpli siniz.

 

Ayağımın acısı artarken üzüldüğüm tek şey 100.000'e aldığım ayakkabımın çamura batmasıydı.

 

Ben bu parayı bu ayakkabıya Allah'ın dengesiz, psikopat ve şizofren evladı yüzünden çamura batsın diye mi verdim!?

 

Arada arkama bakındığımda adamın Tazmanya canavarı gibi koştuğunu görünce hızla yönümü değiştirdim ve kendimi yolun olduğu tarafa attım.

 

Şuan ki koşum ile Subways Surf de dünya birincisi olurdum salın beni artık, ne olur yaa!

 

Adam dinlenmek için eğildiğinde bende yoldan geçen arabaya durmasını işaret ettim araba yaklaştıkça içindeki kişinin Kara olduğunu gördüm.

 

Ben miyopum uzaktan Kara olduğunu görseydim kaçardı ama insanlar dibine girmeden kim olduklarını çoğunlukla anlamıyorum.

 

Yolun diğer tarafına koşarak geçerken arkamdan silah sesi duyuldu.

 

Vuruldum mu?

 

Bir yandan çoktan şişmiş ayağım diğer yandan taşa takılan ayağımla çamura saplandım.

 

Kara ve yanında ki adam yavaş adımlarla bana doğru ilerlerken ayağa kalkmaya çalıştım ama ikinci defa bataklığa düştüm.

 

Kara'nın yanıma gelmesine bir iki adım kalmışken ayağa kalkıp tekrar koşmaya başladım.

 

"Maya dur artık kurtulamayacaksın" bağırma sesleri kulaklarımda yankılanırken ardıma bakmadan koşuyordum sakat ayaklarımla.

 

Bir süre sonra nefesim kesilince tekrar arkama baktığımda kimse yoktu, kurtulmuş muydum?

 

Derin derin nefes alıp tekrar koşacakken az önümde Kara belirdi.

 

İçime korku akın ederken arkama döndüm diğer adam bana doğru geliyordu.

 

Kara'nın gözlerinde ki sinirin sebebi bendim. Kara ve adam bana doğru ilerlerken ayağımın kaymasıyla yere düştüm.

 

Başım hayır dercesine sallanırken ayağa kalkmadan geriye doğru sürünmeye başladım.

 

Kara elini boğazıma atıp başımı yer ile birleştirdi "Önce seni sonra kendimi öldürürüm,cesedini bile bulamazlar." boğazımı biraz daha sıkınca nefes alamadığımı farkettim.

 

Kara, Efe'ye dönüşmüştü.

Hatta artık benim için aynıydılar.

 

"Ne-nefes alamıy- alamıyorum" elini boğazımdan çekip belimden kavradı.

 

"Sakın bir daha işimi bozma" dedi ve elinin tersiyle yüzüme yediğim üçüncü tokat başım döndü.

 

Beni çamurun içinden çıkarıp omzuna attı gözlerim yorgunlukla kapanırken son gördüğüm diğer adamın ayakkabıları oldu.

 

🌺🌺🌺

 

Gözlerim hafif hafif açıldığında Kara beni bağlamakla uğraşıyordu.

 

Başka bir yerdeydim karanlıktı ama bir adam elinde fener ile Kara'nın beni bağlamasını bekliyordu.

 

"Beklemezdim ama seninki Türkiye'yi yıkmaya çalışıyor. Havada bile helikopterler var."

 

Ne dediğini anlamaya çalışırken telefonunu gözümün önüne tutup haberleri gösterdi.

 

"Ünlü silah üreticisi Kenan Toprak'ın kızı Maya Toprak kaçırılmasının üzerinden 8 saat geçti"

 

O kadar oldu mu ?

 

"Fransız iş adamı Ayaz Bey Türkiye'ye tüm giriş çıkışları kapattırdı ve ülke ayağa kalkarken birilerinin engel olması gerekirken Ayaz Bey'in bu gücü kimden aldığı merak konusu"

 

"Akıllarda Türkiye'nin kadın cinayetlerine Maya Toprak da mı eklendi sorusu Akın etmeye başlamışken, hiç kimseden bir açıklama alınamıyor sayın seyirciler"

 

"Tüm ülkede sokağa çıkma yasağı saniyeler içinde yayılırken Cumhurbaşkanlığından onay geldiği bildirildi."

"Ülkeyi saatler içerisinde cehenneme çeviren Ayaz, Maya Toprak bulunmayana kadar böyle devam edeceğini açıkça belirtti. O kadar kadın cinayetinden sonra böyle bir savaş ilanı insanları Ayaz'a destek olmaya teşvik etmeye başladı sevgili seyirciler"

 

Başımı kaldırıp sırıtarak Kara'ya baktım. "Seni bulduğu yerde sikicek" Kara tepki vermeyince yanında duran adam tekmesini yüzüme savurdu.

 

Burnumda oluşan sızı ile ağzıma doğru metalik bir tat geldi.

 

Tekmeden sonra başımı indirip haberleri izlemeye devam ettim.

"Polisler tarafından helikopter havada dolaşırken, bazı insanlar bu olaya isyandan bazıları ise yardım için sokağa dökülürken bu olayların çoğu istanbul ve çevre illerinde gerçekleşiyordu ama kapılar hâlâ kapalı, giriş çıkışlar hâlâ engellenmiş durumda. Hükümet neden böyle bir savaşa izin veriyor? "

 

" Defalarca yapılan detaylı araştırmalara rağmen çok az bilgi edinildi"

 

"Ormanlık alanda bulunun eski bir evde oldukları düşünülüyordu başlarda ama yapılan baskında ev boş bulundu."

 

Etrafıma bakındığımda buraya neden geldiğimizi şimdi anlamıştım.

 

Hayatımda ilk defa bir haberi bu kadar heyecanla okudum.

 

Kara telefonunu çekince istemsizce gözlerim doldu. Buradan sonra Mourir'e nikah basıcam tabi sağ kurtulabilirsem.

 

"Kara ne istiyorsun benden" sesimin ağlamaklı çıkmasına Kara da şaşırmışa benziyordu.

 

Yanıma çömelip saçlarımı okşadığında başımı geriye attım. "Maya ben seni kimseye veremem, bana alışmak zorundasın." Ayağa kalkıp bana baktığında "Seni çok kısa bir süre burada misafir etmek zorundayız" diye devam etti.

 

Kara benim yanımdan uzaklaşırken üst kattan silah ve yoğun bi' kalabalık oluşmaya başladı.

 

Mourir burada mı?

 

Bu yüzden mi beni buraya aldılar.

 

"Mouriirrrr, Abiiiiiii" Kara sinirle bana yaklaşıp ağzımı kapattı. "Kes sesini" elini tekrar tekrar ısırmama rağmen elini çekmek bir yana nefes almama bile izin vermedi.

 

Sesim gitmiş midir?

 

Kurtulamayacağım buradan, burada çürüyüp ölücem.

 

Hayır ağlayasım geliyor ama bu piçin yanında ağlayamam.

 

Tüm vücudum ağrıyorken suratımın her tarafı kesik ve kanlar içindeydi.

 

100.000'lik ayakkabım da gitti.

 

Sesler yavaş yavaş azalırken Mourir'in sesini duydum.

 

"Bulun o adamı bana" ben onun sesini duyunca heyecanlanırken kafamı kaldırıp Kara'ya baktım "seni bulunca sikicek" bakışımı atıp tekrar önüme döndüm ve elini ısırmaya devam ettim.

 

Ayyy ben gittikçe duygusal oluyordum, Mourir'in sesini duyunca gözlerim dolmuştu.

 

Mourir ne olur bul beni artık. Her hattını özledim.

 

Birkaç araba sesinin uzaklaştığı duyulunca Kara elini çekip üstünde temizledi.

 

"Mouriirrrr burdayımmm, Abiiiiiii kurtarın beniii" Sesimle tüm evi inletirken şuan Mourir'in evin kapısının önünde sesle tekrar içeri girdiğine yemin edebilirim ama kanıtlarımda bi kurtulayım.

 

Kara'nın yanında duran sırık cebinden bant çıkarıp ağzımı bantladığında bandı yemeye başladım.

 

Adam arkasını döndüğünde bandı çenemin altına yerleştirip "Mouriiiirrrrrrrr" adam benim bağırmam ile şaşkınca bana bakıp tekrar bant çıkardı.

 

Ehehehe

 

Gel artık be adam daha ne kadar adını haykırayım.

 

Adam yapıştırdığı bandı benim tekrar yediğimi görünce sandalyenin altından tutup beni yere attı.

 

Başım yere çarpınca "Kemal o elini kırarım" sesi yükseldi. Yarım yamalak çıkan sesimle bağırıp "Sanki sen yapmıyorsun Şerefsiz"

 

Kemal 

 

Hayır Kemal isimli birinden zaten ne hayır bekleyebiliriz ki

 

Bu isimden Kırgın Çiçeklerden sonra oldum olası nefret ettim.

 

Allah'ın varoşları bee

 

Burdan kurtulunca bir ay boyunca Mourir'e trip atmazsam bana da Maya demesinler.

 

 

🌺🌺🌺

 

Araba sesleri uzaklaşmış kimse ne bu oda da kalmış ne de yukarıda kalmıştı.

 

Kemal gerizekalısının yaptığı tek bir hamleyle birazdan kurtulacaktım.

 

Kemal Kara'nın ardından giderken ayaklarımın önüne tuşlu telefonunu düşürmüştü.

 

Bu devirde tuşlu telefon mu kaldı... Ki galiba yine yanlış yere takılmıştım.

 

Ayakkabımı çıkarıp telefonu parmaklarımın arasında zor da olsa tutup dizimin üstüne bıraktım.

 

Bruce Lee bu kadar esnek değildir bee.

 

Başımı dizime kadar götürüp burnumla telefonu açtım.

 

Arama yeri açılınca telefonu yere attıp ayak parmaklarımla abimin telefonunu tuşlamaya başladım.

 

Sayıları çok az görüyor olsam da yapmaya çalışıyordum.

 

5 nerdee??

 

Gözüm de görmüyor.

 

Telefon çalmaya başladığı anda açılıp Abimin soğuk sesi duyuldu "Kimsin" insan bı efendim der

 

"Abi geri gelin"

"Maya" abim ismimi söyleyince arkadan Mourir'in sesi de "maya mı" diye duyuldu.

 

"Evin altında bir yer daha var buraya geri gelin." Ben konuşurken kapıda Kara belirdi.

 

Arkasından silahını çıkarınca istemsizce çığlık atarken telefona sıkıp kapanmasını sağladı.

 

Silahı bana doğrultup "Seninde sonun geldi" diyerek kükredi.

 

 

 

Evett yine bir bölüm sonu şuan hepiniz yıldıza basın.

 

Sınır geçilmeden bölüm gelmiyecektır deyip sizi kocaman öpüyorum ve uyumaya gidiyoree

 

❤️💋♾️❤️💋♾️❤️💋♾️❤️💋♾️❤️💋♾️❤️💋♾️❤️💋

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%