Yeni Üyelik
50.
Bölüm

25°Ne sandın Cerram°

@esmeryazarrrr

Şöyle bir düşündüm de neden Adrien kitaba daha fazla dahil olmuyor.

 

Sizi seviyorum yakında görüşürüz👀👈⏰ yakında (her gün yeni bölüm atamam robot DEĞİLİM🙃)

 

Bu bölüm diğer bölümün devamıdır‼️‼️‼️‼️‼️ (Hayır her bölüm öyle niye böyle bir açıklama yaptım bilmiyorum.)

 

Evet böyle düşündüm...

 

(Burak Turgut)

 

Sormak istediğiniz bir soru varsa buraya yazın cevaplarım

 

Başlıyyyooooorrrrrruuuuuuuuzzzzzzzzzzz

 

Türkçe bilenler cevabıma şaşırırken bilmeyenler ise ya birilerine soruyorlar ya da bize bakıp anlamaya çalışıyordular.

 

Çok erken daha, güveniyorum ama erken işte

  

Mourir yüzük kutusunu kapatmadan "Cevabın Hayır mı yani" dediğinde kendimden nefret etsem de "Aniden sordun, ben hiç seninle böyle düşünmemiştim. Biraz zamana ihtiyacım var" bakışlarımı abime çevirdiğimde beklediğim gibi gayet anlayışlı davranıp hafifçe gülümsedi.

 

Mourir telefonla birini arayıp ayağa kalkınca sadece ona baktım ne yapacak diye

"Meral Ouvre les lumières (Işıkları aç)"

"Je t'ai dit de l'ouvrir, ne demande rien (bir şey sorma dedim, Işıkları aç) " deyip telefonu kapatığında şehrin ışıkları tekrar tüm parlaklığıyla yandı.

 

Mourir bir şey demeden arkasını dönünce kolundan tutup "Her şey için çok erken, birazcık zamana ihtiyacım var dedim. " başını yarım bana çevirip "İyi düşünmeler sana" deyip bar kısmına doğru ilerledi.

 

Ben yanlış bir şey yapmadım daha önce Mourir ile hiç evlenme hayali kurmadım nasıl olur bilmiyorum. Düşünmeden karar verip bir ömür pişman olacağım bir şey yapmak istemiyorum.

 

Kalabalık etrafa dağılmaya başlayınca bende balkonun en köşe kısmına geçip oturdum. Elinde içecek tepsisiyle dolaşan garsona " Bana şişe getir " dediğimde garson mal gibi bana bakmaya devam etti.

 

" Peux-tu m'apporter une bouteille de whisky? (Bir şişe viski getirir misin?)" tanıdık gelen ses döndüğümde Adrien bakışlarını bana kaydırdığında Mourir eğer bunu burada görürse her şey daha fazla berbat olucak diye düşündüm bu yüzden Adrien'e bakmadan tırnaklarımla ilgilenmeye başladım.

 

Kendimi suçlu gibi hissediyorum, sırf reddettim diye benden ayrılmaz değil mi?

 

Adrien gelip hemen yanımda ki sandalyeye oturunca içimden "Allahım sen görüyorsun ben uzaklaşsam da erkekler bana kafayı takıyor" diye geçirdim.

 

"Küs müyüz Maya"

"Yooo" garson elindeki viskiyi bana uzatınca ağzımın üzerine verdim.

 

Yanımda "Ooooo" deyip garsonun elindeki diğer şişeyi aldı, sandalyeden kalkıp yanıma yere oturduğunda sinirle ona döndüm.

 

"Az önce neler olduğunu gördün bizi yan yana görürse yine kıskançlık krizine girecek bu yüzden benden uzak dur. "

Elimdeki viski sen tekrar bir yudum aldığımda "O umrumda değil, sen istersen giderim, ayrıca konuşmaya ihtiyacın var gibi" Adrien de şişeyi kafasına diktiğinde nedense gülmeye başladım.

 

Etrafıma baktığımda çoğu insan anın keyfini çıkarırken bazılar ise beni süzüyordu ki bu çok saçma yani hayatında bu anı kaç defa yaşarsın ki git eğlencene bak benden ne istiyorsun?

 

"Ben yanlış bir şey mi yaptım, hayır demek çok mu yanlış? "

 

"Hayır sadece sevgilin mağara adamı" dediğinde direkt Mourir'i savunmaya geçtim.

"O öyle biri değil gayette kibar ve beyefendi biri ama bu aralar normal davranmıyor." şişeyi tekrar kafama diktiğinde çoktan yarılamıştım.

 

"Ona bu kadar aşıksan neden kabul etmedin."

 

"Diyorum ya bu aralar daha bi kıskanç oldu biraz düşünmem gerekiyor. " yavaş yavaş içkinin etkisini hissetmeye başladı ve şişeyi bitirmek için tekrar kafama diktim ve şişe bitene kadar indirmedim.

 

"Maya, Ayaz ne iş yapıyor? " ne alaka diye düşünmeden "Seri katil ya da Kiralık katil de diyebiliriz ama şirketleri de var" bunu söyledikten sonra ben ağzımı elimle kapatınca Adrien şaşırarak "Sen çoktan sarhoş olmuşsun bile" dedi ve kahkahasını pattlatı.

 

Salak yaa, neden yalan söyleyecekmişim.

 

İyi ki inanmadı.

 

🌺🌺🌺

 

Yanımda ki kişi kimdi benim.

 

Gözüme hem Mourir canlanıyor hemde Adrien varmış gibi oluyor.

 

Ayağa kalkmaya çalışınca yere devrilip yanımda ki kişinin kucağına düştüm.

 

"Mourir sen ne zaman geldin" yanımdaki kişiye bakarken ses başka biriymiş gibi çıktı "Mourir? Ben değilim de..." dedi anlamamış hâlde ama görüntü kesinlikle Mourir'den başkası değil.

 

"Yalannn" diye bağırdığımda kimse duymamıştı müzikten dolayı ya da ben fısıldamıştım bilemiyordum.

 

"Adrien ben, Maya" gözlerimi kısıp tekrar baktığımda Mourir'di hâlâ ama ses Adrien.

 

Gözlerim abimi aradığında oturduğu sandalyede kucağında bir kadınla konuşuyordu.

 

Tekrar ayağa kalktığımda sahte Mourir tekrar beni kolumdan tuttu.

 

Elimi kurtarıp yürüdüğümde sahte Mourir de kalktı ayağı. "Senin için dağları deler yol açarım yâr" diye mırıldandığımda birkaç kişi bana bakınca sesli söylediğimi fark ettim ama kendimi susturamayacak kadar kendimi kaybetmiştim.

 

Duvara tutunarak ilerlediğimde yine biri beni durdurdu ve kafamı kaldırıp baktığımda bu da Mourir gibi geliyordu adam konuştuğunda ise ses Burak'a aitti.

 

Adam artık nasıl psikolojimi bozduysa baktığım herkes o gibi geliyor ama çok tatlı, yakışıklı, karizmatik ve güçlü biriydi.

 

Buraktan da kurtulduğumda önümden geçen garsonun tepsisinden bir bardak daha alıp kafama dikip tek dik işte bitirdim.

 

Diğer bir bardağa uzandığımda tepsi bir el tarafından yere çarpıldı bardak kırılma sesiyle birden ağlamaya başlamıştım.

 

Ve kim olduğuna baktığımda bu da Mourir.

 

Beni omzuna attığında bunu gerçek Mourir olduğunu omuz ölçüsünden anladım.

 

Geniş omuzlu mağara adamım.

 

"Evlilik teklifi ederken bile seni seviyorum demedin" deyip ağlamaya devam ettim.

 

Kafamı kaldırıp insanlara bakacak kendi Burak yine yere oturmuş gülerken bizim arkamızdan Adrien geliyordu.

 

Çocuk kendini öldürücek yaa

 

Mourir'in sırtını yumruklayıp arkana bak dememle beni yere indirip Adrien'a kafa çekti. Adrien zaten sarhoş olduğundan anında yere yığılınca Mourir üzerine çıkıp suratını yumruklamaya başladı. Adrien karşılık vermeye başlayınca bende Burak'ın olduğu yere yığılıp kahkahalarla gülmeye başladık.

 

İnsanlar ikisini ayırınca Mourir tekrar bana döndü.

 

Ellerimi kaldırıp beni kucağına al dediğimde istediğim gibi beni kucağına alıp çıkışa ilerledi.

 

Daha bu kulenin bir de asansörü var.

 

Ellerimi Mourir'in boynuna dollayıp başımı da göğsüne yaslayınca uykumun geldiğini hissettim.

 

Tekrar ağlamaya başladığımda nedenini bende bilmiyordum.

 

🌺🌺🌺

 

Mourir Ayaz'ın Anlatımıyla

 

Bara ödemeyi yapıp çıktığımızda Maya'nın birden ağlaması beni şaşırtırken az önce yaptıkları beni delirtiyordu.

 

"Maya ağlamayı kes artık" diye söylendiğimde beni yumruklayıp "Sen artık sevmiyorsun beni" deyip daha sesli ağlamaya başladı.

 

Bu Maya'yı ilk ağlarken görüşüm değildi, çocukken de birşey kaybettiğinde bunu yapardı ve bu hali hiç hoşuma gitmiyordu.

 

Asansöre bindiğimizde Maya'yı yere indirip yüzünü ellerimin arasına aldım saniyeler içerisinde ağlamış halinden eser kalmazken kahkahalar atmaya başladı.

 

Sonunda delirdi yani

 

"Niye kabul etmedin?, Neyi düşüneceksin?" eliyle kafasını kaşıyıp "Ne kabul etmesi, ne düşünmesi yaa"

 

Kime anlatıyorum ki Maya yine başka bir diyardaydı.

 

Ondan uzaklaşıp Asansör aynasına yaslanıp kollarımı bağladığımda dengesini kaybetmesiyle yere düştü, şuan kaldırmak yerine izlemek benim için en iyi seçenekti.

 

Hem daha keyifli

 

Tekrar kollarını onu almam için açtığında bu tatlılığı almamak için zar zor engel oldum kendime

 

"Son şansın bana şuan seni seviyorum dedin dedin yoksa bir daha hayatta yüzüne bakmam."

Her gün söylediğim bu cümleyi bugün eğer teklifimi kabul etseydi söyleyecektim ama düşünmesi bitene kadar bir daha söyleme gibi bir planım yok.

 

Bende onun Maya'nın yanına eğilip "Şimdi şöyle ki artık bu kelimeyi her gün söylemek yok minik Arı" deyip burnuna dokunduğumda ters bakışlarını üzerimde gezdirdi.

 

Biraz düşünüp "Bende gider Adrien ile öpüşürüm." derin bir nefes alıp bunu hiç duymmış gibi yapmaya çalıştım, daha bugün tanıştığı biriyle bir insan nasıl bu kadar samimi olabilir. Maya'yı dünyanın en huysuz insanın yanına bıraksak bile bir saat sonra adamla en yakın arkadaş olabilir.

 

"Adam yaşamayı seviyor gibime geldi. "

"Odom yoşomoyo sovoyor gobomo goldo" böyle bir taklit karşısında insanın karşısındakini öpmemesi elde değil

 

"Sen onu öldürürsen bende başka birini bulurum, ha onu da öldürürsen bende seni öldürüp başka birini bulurum."

"Hı hı" deyip tekrar ayağa kalktığımda kendini yerde tam uzanıp asansörün demirlerini yıldızmış gibi saymaya başladı.

 

Ayağımla açılıp yukarıya çıkmış eteğini düzeltiğimde "Kıskanç Ayı" deyip tekrar demirleri saymaya başladı.

 

Bir de kısa giyinmesi var tam delirmelik.

 

Asansör yere yaklaştığında gömleğimi ve saçımı düzeltirken arkadan "Seni bu tiple ben tek beğenirim" deyip ayağa kalkmaya çalıştı Maya, tekrar yere düşecekken kolundan tutuğumda "Aman zahmet oldu paşama"

 

Yanına sokulup yanağını ısırdığımda sarhoş ve güçsüz haliyle beni kendinden uzaklaştırmaya çalışınca sadece gülüp ısırdığım yeri öptüm.

 

"Çok tatlısın Balım"

"Biliyorum Cahil" deyip benden yürüyebildiği kadar uzaklaştı.

 

Asansör son kata gelip durduğunda Maya'yı tekrar kucağıma alıp merdivenlere yöneldim.

 

Maya başını göğsüme yasladığında başta mırıldanarak sonra ise bağırarak şarkı söylemeye başladığında Maya'yı tamamen kaybetmiştim.

 

"Sen bana akıl ver Allah'ım, bende esamesi yok

Doğru olabilir mi gördüklerim, bi malumatım yok"

 

"Kimin şarkısı? " dediğimde kısaca "sanane" deyip devam etti.

 

"Geliyorum demedin sende her kaza gibi ani

Hasar büyük kalbim gidiyor elden aşığım yani"

 

"Bana mı aşıksın"

"Adrien'a" dediğinde kendi yürümesi için onu indirip "Git Adrien seni taşısın" ben merdivenlerden inmeye başladığımda arkamdan gelen gürültüye başımı çevirdiğim'de Maya merdivenlerden yuvarlana yuvarlana merdiveni bittirdi.

 

Maya kafasını kaldırıp "düştüm" dediğinde burnunda hafif bir kan damla maya başladı ve kendimi tutamayıp gülmeye başlayınca Maya da gülmeye başladı.

 

Ceketimi çıkarıp omuzlarına attığımda, ceketin kolu ile burnuna tuttum. "Önce merdivenlerden at sonra ceket ver. İyi dünya valla" merdivenin başında oturduğunda gözlerim kanayan dizine gitti.

 

Nereye dokunsam elimde kalıyor resmen yaa

 

"Hayvan gibi içersen tabiki bir yere de düşersin Maya" kucağıma alıp çıkışa ilerlediğim'de beni umursamayıp parkının kalan yerinden devam etti.

 

"Uzun boyundan mı? serin suyundan mı?

Zamansız olmak mı? seni sen yapıyor"

 

Seside güzel

 

Dışarıda esen soğuk rüzgarla bana daha sıkı sarılınca bende hızlandım.

 

Gelen taksiyi durdurup Maya'yı arka koltuğa katınca taksicinin de "Bienvenue Monsieur (Hoşgeldiniz Bayım) " lafını başımla selamlayıp bende arka koltuğa geçtim.

 

Maya kafasını dizime yaslayıp ayaklarını da camın önünde katlayınca yine inatla açılan eteğini düzeltip taksiciye döndüm. " Rue Hisar, 4èmer rue (Hisar sokağı 4.cadde)" Adam arabyı çalıştırınca Maya tekrar gözlerini açıp dudaklarını büzerek "Dizim acıyor bir şey yap" dediğinde önce dudaklarını öpüp sonra da az önce üzerine bıraktığım ceketinin bir kolunu koparıp dizine bağladım.

 

Maya gözlerini kapatıp uykuya daldıktan bir süre sonra sayıklamaya başladı. Her gece yaptığı gibi sanki Efe'nin yaşadığını hissediyordu.

 

"Efe yapma, sen beni seviyordun Efe lütfen" diye tekrar sayıkladığında dizimi oynatıp uyanmasını sağladım.

 

En azından uykusunda onu o andan kurtarıyordum.

 

Efe, Karadan daha kötü hale gelecek onun üzerinde bildiğim bütün yolları deneyecektim.

 

Her gün yalvardığı gibi Maya'nın karşısında canı için yalvaracaktı.

 

"Ne düşünüyorsun Cerrram" tekrar Maya'ya baktığımda bana bakıp elleriyle bir şeyler yapmaya çalıştı.

 

"Seni" dediğimde göz devirip "Romantik değilsin. "

"Tabii sonuçta Eyfel'in tepesinde helikopter ile evlilik teklifi çok sıradan bir şey"

 

"Evlenmek istemiyorum seninle Adrien" Maya'yı omuzundan tutup diğer tarafa atıp "O adamı da sikerim yeter kes"

"Sakın ol şampuan" dediğinde istemsizce gülümsedim. Bu kızın bir daha asla içmesine izin vermeyeceğim.

 

Tekrar başını dizime yatırmaya kalkıştığında ayaklarımı koltukta uzatıp bana yaklaşmasını engelledim.

 

"Sıkıldım senden kendime yeni bir koca adayı bulucam. " Maya'yı kendime çekip benim gibi ayakalrını uzatığımda "Bırak lan beni pezevenk" diye bağırdı.

 

Pezevenk ne demekti ki

 

Tekrar bağırmaya başladığı sırada dudaklarını dudaklarımla kapatıp konuşmasını engelledim.

 

(Yazardan: Taksici canlı porno izliyor dnndndndndnd)

 

🌺🌺🌺

 

Maya'yı odaya çıkardığımda uykulu gözlerle kucağımdan inip etrafa bakınmaya başladı.

 

Yatağı görünce bana döndüğünde yine beklenilen şeyi yaptı.

 

Bana yaklaşıp gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. "Maya sen niye yatak görünce Azgınlaşıyorsun. "

Beni dinlemeyip düğmelerimi açarken onu yatağa kadar götürüp kendimden uzaklaştırdım.

 

Bu kızın yanında namusum güvende değil.

 

Kimsenin güvende değil.

 

Sarhoşken onunla bir şey yapmayacaktım ama sadece bir yere kadar dayanabilirim Maya'ya

 

İlk birlikteliğini sarhoşken olmasını istemiyordum ama ona göre biz bir kere beraber olmuştuk ama bilmediği şey o gün ben sadece kustuğu için kıyafetlerini çıkardım. O bu yalana inanınca bende devam ettirdim.

 

Maya tekrar beni öpmeye başlayınca dayanamamaktan korktum kendimden uzaklaştırıp yatağa uzandırdığımda beni kendine çekmesine rağmen yerimden oynatamadı.

 

"Azgın sevgilim beni bırak yoksa birazdan olacaklardan ben sorumlu değilim. "

"Sende Babasının prensesi çıktın. " dediğinde battaniyeyi üzerine sıkıca örtüp "Azgın" diye söylendim.

 

"Sana azdım gülüm" keko damarıda tutmuş oldu. Kendimi yanına yatağa attığımda "Dayanamadın tabi bana" deyip kalan düğmelerimi açmaya başladı.

 

İki elinide bir elimde tutup başının üzerinde sıkıca tutup belinden tutup kendime yapıştırdım. Battaniyeyi de üzerimize örtüp uyumaya başladım.

 

Gerçekten pişman olmayacağını bilsem durmazdım ama Maya bu ne yapacağı belli olmuyor.

 

Bir süre sonra hareketlenmesi bitince ellerini bıraktığım anda bana dönüp sarılarak uyumasına devam etti.

 

İyi ki Maya'ya aşık olmuşum. İyiki bir başkası değilde Maya.

 

Birde içimdeki korku var. Ne yaparsam yapayım dinmiyor bir şey olacaktı farkındayım ve bu beni Maya'dan ayıracaktı.

 

Kapının çalınmasıyla Maya'nın uyuduğuna bakmadan kapıyı açmaya gittim.

 

Kapıyı açtığımda Burak elindeki kağıdı gözüme sokarcasına gösterip "Biz çok kötü bir şey yaptık. Berbat bir şey yaptık." diye bağırdığında elimle ağzını kapattım.

 

Sustuğunda elimi ağzından çekip kağıdı alıp okumaya başladım.

 

Kara Kılıç

 

•1999 doğumlu

 

•İkiz kardeşi Akın Kılıç

 

•Akın Kılıç'ın cansız bedeninin parçaları bir bombayla patlatılan bir dağ evinin etrafında bulundu.

 

•Ceren Kayra 2002 doğumlu, Kara Kılıç'ın üvey kardeşi, 2021 yılında Kayra Holding'in yanmasıyla hayatını kaybetti.

 

•Kara Kılıç kız kardeşinin intikamı için Türkiye'ye 2021 yılının 8 Eylül tarihinde giriş yaptı.

 

•Ceren Kayra'yı ünlü iş adamı ve yer altı dünyasının lideri Kenan Toprak tarfından öldürdüğünü düşünüp intikam için Kenan Toprağın kızı Maya Toprağı 2024 yılının 5 Ocağında İstanbul il sınırında bir depoya kaçırıp yakmaya çalışmıştır.

 

Kağıt ellerimden düşerken Burağa baktım "Yani Maya o gün benim yüzümden o ateşe atıldı. "

Burak kafasını salladığında dışarıdan hiçbir ses duyamadım.

 

Onu her şeyden korumak isterken ona zarar veren ben mıydım?

 

"Aslında tam olarak şöyle Kara piçi yanlış kişiden intikam almış yani Maya bir nevi senin için ateşe atıldı. " ben konuşmaya başlayacakken Burak tekrar uyarır gibi "Ve Kara'nın ölmedeğini onun yerine başka birinin öldüğünü sadece biz biliyoruz. " o adamı öldürmem gerekiyor acilen ama Türkiye'ye gidemiyordum.

 

Burak'ın ağzını kapatıp "Bir daha bu söylediklerini kimse duymayacak kimse" yerden aldığım kağıdı Burağın eline tıkıştırıp "yok et şunu" Burak ilerlediğinde koridorda biri var mı diye bakındığımda kimse olmadığından içeri tekrar girdim.

 

Kendimi içeri sokar sokmaz karşılaştığım ilk şey ayağa kalkmış uykulu gözlerle bana bakan Maya oldu.

 

Duydu mı her şeyi

 

Onu bu kadar çabuk mu kaybedecektim.

 

"Maya"

"Yangın" Dediğinde başımdan aşağı sanki kaynar sular dökülmüştü.

 

....

 

Bittiiii

 

Çok güzel bir yerde kestim dimii

 

Ayy harika biriyim.

 

 

Loading...
0%