Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm (Başlıyoruz)

@esnatpl22

Karşımda ki yanan ışıklı evlere gözümü gezdirdim, kolumdaki dijital saate baktım. Saat 00.37 gösteriyordu sigaramdan son bir derin bir yudum aldım kül tablasına bitirdiğim sigarayı söndürdüm annem ortalıkta yoktu. Apartmanın bahçesinden ağlama sesleri geliyordu hızlıca balkonun korkuluklarindan aşağı ya doğru sarktım görüş alanıma apartmanın bahçesi girdi. Karanlığın içinde seçemediğim bir kadın bahçedeki bankta oturup ileri geri sallanıyordu ilk kim olduğunu seçemedim ama bu kadar güzel kıvır kıvır saçların annemden başkasının olamazdı. Hole doğru gidip anahtarı ve ceketimi vestiyerden alıp karanlık merdivenleri hızlıca indim apartmanın kapısını açınca annemin gözleri beni buldu yuzunu tam seçemiyordum ama çok şükür bulmuştum onu "Anne neredesin ('ayn 'ant) seni çok merak ettim insan mesaj falan atar yüreğime mi indireceksin." Hızlıca yanına oturup sarıldım hemen kollarını bana sardı "benim bebeğim" yüzümü hafif bir tebessüm kapladı bu aralar iyi değil di onu kaybetmekten korkuyordum gitmesinden beni bırakmasından korkuyordum kendimi geri çekip elin yanağıma yerleştirdim parmakları yanağımı okşarken "evet senin bebeğinim ama biraz koca bir bebek oldum sankim" naif gülüşü ile içimi ısıttı "hadi kalk bakalım " kolluna girip apartmanın içine doğru yürüttüm apartmanın sigortalarında sorun olduğu için asansör ve binanın ışıkları çalışmıyordu cebimdeki telefonun flaşı ile önümüzü aydınlatıp yavaşça merdivenleri çıktık annem banasoğuk davranıyordu ya da ben öyle hissediyordum nerde olduğunu merak ediyordum ama onu zorlamak da istemiyordum hızlıca kapıyı açtım dar olan hole girmiştik annnem bedenini benden uzaklaştırıldı benden önce içeri girip tam gidecekti ki bu kadar garip davranması beni ürkütüyordu gecenin saatinden ötürü her yer karanlıkdı annem​​​​​​​​​annem ışıklardan çok korkardı

​​​​​​​​​​​​​bende ışıklara ihtiyacım olmadıkça açmazdım annemin suretini karanlıktan seçemeyince elim ışığı düğmesine gitti ve birden ışığı açtım.

"Annecim hadi bana dön. " yavaşça bedenini bana döndürdu gözleri yaşlar ile kaplıydı yüzünde yer yer çizik ve yumruk izleri ile dolu olan yüzü görünce donakaldım."Anne bu yüzünün hali ne? Ne oldu? Kim yaptı?"çığılıklarımın ve sorularımın ardı arkası kesilmiyordu anneme hızla yaklaşıp yaralarını konrol etmeye çalıştıkça kendini geri çekti paramparça olan suratına ağlıyarak bakarken annem geri geri gitmek istedi, hıçkıra hıçkıra ağladım benim annem yıkılırsa sonra ben yıkılırdım. "Benim bebeğim kimseye vermem ,vermem,vermem..." O kadar sıkıyordu ki beni bir an gerçekten canım acıdı aşırı sıkıyordu ben hala ona bunun kim yaptığını merak ediyordum sinirli bir ses tonuyla

"Anne dedim sana bunu kim yaptı. " beni yavaşça bıraktı kaşından aşağı akan kanı görünce içimden bir şeyler koptu akan kanı eliyle sildi yüzünde çok ciddi yumruk izleri vardı dudağı patlamış sağ kaşının kenarında dikişlik bir açılma vardı kolundan tutup hızlıca içeri sürükledim koltuğa oturtum ünitenin çekmecesindeki acil yardım kutusunu alıp hemen yanına koşarak gittim gözlerinde eski ifaddesi vardı biliyordum kim yaptığını ikimizde biliyorduk, halıya öylece odaklanmış bakıyordu canının acıyacağını bilsemde pamuğa batikon döküp yavaşça açılan kaşına bastırdım yine olduğu gibi acısından ölse de ah bile demedi.

"O piç yaptı dimi" kafasını yavaşça yukarı aşağı salladı " yıllar sonra neden çıktı ortaya" konuşmuyordu asla susmayan annem artık asla konuşmuyordu "duş almak istiyorum " dedi yavaşça kolunun altına girerek destek olup banyoya yürüttüm ben suyun sıcaklığını aralarken o üstünü soymuştu tabureye oturdu ağzına kadar dolan sıcak suyu yavaşça döktüm bedenine gözlerim kayması ile gözyaşlarımı tutamadım her yerinde yanık sigara izleri vardı sırtında eskiden kalma kemer izleri ve onlarca dikiş ve yanık izleri ile doluydu ama ağlıyamazdım ben ağlarsam o da ağlardı hızlıca suyu bir daha bir daha ve bir daha başından aşağı boşalttım duşunu bitirdikten sonra havluya sarıp odasına götürdüm saçlarını tararrken kafasında onca kırıklar yüzünden tam olarak tarıyamadım yavaşça saçlarını kurutup yaralarını sardım vücudunda bulunan eziklere melhem sürdüm temiz kıyafetler giydirdikten sonra usulca yatağına uzandırdım. "Bu sefer temiz oldum dimi." Söylediği lafın ağırlığı altında kalmıştım. "Sen hep temizdin annecim." Başına minik bir buse kondurup kapıyı yavaşça açıp sesizce odadan ayrıldım. Derin bir nefes verdim içimde asla sönmeyecek bir kin vardı ve bu gece bitecekti. "bu sefer bittin sen ananın amına bacağımı sokup yarım vole attığımının evladı seni sikmezsem bana da Âla demesinler" hızlıca odamın kapısını açtım hızlıca masanın üstünde bulunan sırt çantamı aldım elime mınçıka, kasatura, bir tane silah, dızladığım palayı aldım çantam çok ağır olmuştu. Tek annem mi bu aletlerle vurulucak birazda biz vuralım çantam aşırı ağır olmuştu tam sırtıma atıyordum en önemli şeyi unutuyordum hemen dolabimi açıp poşetin içindeki siyah dantelli bir takım çıkardım onunda çantama atınca tamamdım telefonumu cebime atıp parmak ucunda holden kapıya doğru yavaşça gittim. Kapıyı sesizce açarken ses yapmamaya çalıştım. Sesizce kapıyı kapattım ve ayakablıktan sporlarımı giyip hızlıca evden çıktım. Bahçeye çıkınca hemen telefonu elime alıp Giray'ı aradım ikince calışta açınca

"Aşko ne oldu bu saatte beni güzellik uykumdan uyandırıyosun seni şerefsiz nasıl geri uyuyacam" giray uykuları çok düzenlidir benim aksime ama şuan uyku sırası değil. "Giray uykunu sikerim toparlan ,konuma atıcam oraya hızlı gel "

"Ay niye ve sikicen mi?"bu sorularına alışsam da bazen bıkıyordum

"Ha sikicem ne olucak?" hemen telefonu suratına kapatıp konumu attım bu gece çok zevk alıcağım bir gece yaşanactı.

Karanlıklar içinde ışıkları sonuna kadar açık olan o eve ben ve Giray bakıyorduk.

"Knk pavyona geleceğimizi neden şimdi söylüyorsun bari etek traşimi yapardım şimdi nasıl yapıcam " Girayın saçma yerlerde gelen mizahlari artık beni bezdirmişti attiğim ters bakışla ciddi bir hâl alıp "Ay tamam sustum ama pavyon gibi yemin ederim bu kunini(götünü )içerde veriyor biz boşuna bunları ayarladık bu kendi kendine işini hallediyor. " Girayı arkamda birakıp hızlıca kapıya doğru yürüdüm. Ayağımın altında çıkan kuru toprak sesleri ilk defa huzur vermiyordu tam kapıyı çalıcaktim Giray elimi tuttu

Sesizce "Kız sen napıyorsun kapıyı çalıp ya şey biz sizi ilk siktiricez sonrada bin türlü kırbaç fantezisi uygulayıp kellenizi uçurup evinizi yakicaz mi dicez?" Giray ciddi ortamlarda ilk defa mantıklı konuşmuştu "Evet başka ne yapıcaz. " Giray ofluyarak bana döndü " kız sen yıllarca bu evde yaşadın hiç mi gizlice girebileceğimiz yer yok ? " "Var da her türlü aynı şeyi yapıcaz kapıdan da girsek bacadanda girsek o piç bu gece geberecek" Giray ofluyarak şakaklarını ovaladı "Kız sen benden salaksın mal, kafama bir tane vurup ,sen kapıyı çaldığında zannediyorsun ki bu iblis kapıyı mı açıcak ya da seni eli boş mu karşılicak sence onlarında silahları yok mudur?" o zaman da hızlıca cantamdan tabancayı çıkardım kilidi kırırız." Giray gerçekten mi mânasinda baktı "he onlarda armut topluyo onlarda siper alır salak "zaten dediği ilk andan mantıklı gelmişti ama bir gacı olarak kendimi ezdiremezdim. "Arada olur böyle şeyler hayatın tuzu biberi." Kolundan çekip arka bahçeye doğru sesiz adımlarla götürdüm Giray sesice "Ben yapsam kırk yıl lafını yaparsın." Ofluyarak "Tamam Giray sus en zeki sensin." Ortamda sesizlik olunca arkama baktım Giray götünü duvara yaslamış elini biraz daha devamını istermiş gibi salladı "bir daha alayım öv beni, en sexi, en güzel cilde sahip, en güzel popoya sahip, en güzel zekaya sahip,..." Giray kendini övmeye devam ederken ben yavaşça arka bahçeye ulaşmıştım."Kız beni bekle " Giray korkmuş olmalı ki hızlıca yanıma varıp koluma girdi arka tarafta bir kazan dairesi vardı. İçeriden eve giriş vardı Giray arkamda siper kollarken ben yavaşça kazan dairesinin kapısına ulaştım. yıllardır kullanılmayan bir yerdi, köye doğalgaz bağlandığından beri kazan dairesi kullanılmazdı kapı sadece içerden açılırdı ama ben dışarıdan açmasını biliyordum. Kapının yanlarında belli boşluklar vardı küçük boşluklar ordan elimi sokup diğer taraftan açabilirdim ama hesap etmediğim bir şey vardı çocukluğumdan beri elerim çok büyümüştü "kıze ben deniyeyim" Girayın elleri benimkinden daha büyüktü ama ben zorlasam elimi içeri sokabilirdim. "Ben hallediyorum." Ellerimin etinin soyulduğunu hissediyordum ellerim çok yanıyordu tam o anda elim içeri "ohh çok şükür girdi "elim kapının sürgüsüne ulaştığı an bileğimde bile çok yanma hissediyordum zorlanıyordum. "Hadi yapabilirsin. " ve bir ses kapı açıldı elimi kapı ve betonun sıkıştırdığı yerden çıkardım ve Giray ellerime bakakaldı " off mahvolmuş ben sana dedim ben yapıyım." Ellerim öpüp eliyle sarmaya çalıştı. "Canım acımıyor hadi çok işimiz var." Etrafda çok değişik bir koku vardı yıllardır girilmemesine bağladım"Âl, ben burda bitlenicem hadi nerden giriyoruz." Etraf karanlıktı Giray çantasından büyük bi el feneri çıkardı etraf aydınlandı ortada kocaman bir neye benzediğini anlamadığım muhtemel petekleri bununla ıstıklarını düşündüm. "Ay leş burası leş ıyyy " girayın sesine doğru dönünce örümceklere taraf ışığı doğrultmuş tuhaf tuhaf bakıyordu "abi ne yapıyorsun?"Giray yandan bir bakış attıktan sonra yanıma geldi."üff hadi ya gidelim bitirelim bu işi karşımda duran merdivenlere baktım."gel gidiyoruz." çantamdan çıkardiğim silahı belime koyduktan sonra mıncıka ve palayı çıkardım tam mınçıkayı giraya vermek için döndüm Giray bir elinde uzun bir döner bıçağı bir elinde el feneri ile bana bakıyordu "knk bu ne " bana tuhaf tuhaf baktı"pala çok mu normal kız dur daha çantamda neler var hepsini uygulamalı göstericem." Bir anda sesiz bir kahkaha patlattık girayın tütün içmekten ciğerlerinden gelen ses beni dahada gülme komasına soktu. " kız sus sus ,ellerimizi ağzımıza götürerek gülmemizi zorla durdurmaya çalışıyorduk, dayım beyden çaldım vallah geçtim karşısına ben artık senin gibi erko olucam biziko dönerci açarız o da sevindi verdi iyi ettim dimi. "artık gülmekten patlicak durumdaydım galiba dünyada tek biz bu kadar gülerek cinayet işlemeye gidiyorduk.

Girayı yukarı yollamıştım. görüntüleri silmesi lazımdı birazdan sigortalar düşücek her yer karanlık kaplıyacaktı kendim merdiven boşluğunda saklanıyordum. Giray sartelleri kapattiktan sonra işe girişicektim o pisliğin gülmesi bütün evde yankılanıyordu, yanında o kansız arkadaşlarının sesini de duyuyordum, ne konuştuklarını seçemiyordum. Telefonum titreşimde çalınca cebimden çıkarıp baktım. Giray arıyordu "hazır mısın?" "hazırım" gönder gelsin içimde ikinci birinin kahkahalarini duyabiliyordum sağ elime palayı aldım sol elime silahı ve ışıklar gitmesiyle salonda uğuldama duyuluyordu koşarak merdivenleri indim. salonda telefon flaşlarını görebiliyordum. Yüksek ses ile "Selamünaleyküm" diyerek elimdeki silah ile tavana sıkarak içeri girdim bütün hepsi bağırıp koltukların altına saklanırken içimden kim olduğumu anladıklarını düşünüyordum."Allahın selamına cevap verin lan." yüksek sesim salonda yankılanırken. "Âla kızım-" "sakın sakın bana kızım deme sen benim babam değilsin,her neyse ,derin nefes aldım merhaba ben ismini bilmediğiniz ama bedenine ve ruhuna onlarca acı çektirdiğiniz kadının yani Ahsa'nın kızıyım duydum ki bugün bu piçliğiniz devam etmiş " karanlıkta hepsi bir yere toplanmıs bana karşı siper almaya calışıyordu kendilerince, bu beni güldürmedi değil"yalan yalan yemin ederim beş çocugumun üstüne yemin ederim öyle bir şey yok." Bir anda karanlık içinde bağıran küçük enişteye baktım. "Hey küçük enişte sakin ol sakın sizlere ihtiyacım var, şimdi yavşça mehmetten ayrılın hepiniz, hadi ama hızlı." Hepsinin birbirine bakarken elimdeki silahı tetiği çekitim ayaklarının altına doğru sıktım. Hepsi bağırırken bir kısmı en köşeye yönelmişti aralarında oldukça kilolu olan bir yaşlı ses duyuldu. " Ne istiyorsan yaparız yeter ki o silahı indir." Zaten yapıcan be amcacım size silahla tabikide zarar vermicem söz veriyorum güvenin bana burda tekiz sizden bir şey istiyorum." Sırtımdaki çantadan siyah iç çamaşırlarını aldım. "Şimdi herkes aşağıya inencek bu mehmette bu iç çamaşırları giydirip ona en büyük zevki vereceksiniz, ama böyle şey olsun içinde de işte elektrik verme çük koparma yani iyi bir insan olduğum ve sanata olan düskünlüğümden dolayı siz yaratıcılığınızı konuşturacaksını, bende ödevimi tamamlicam. " İçlerinden bir ses gelmedi aslında bu kadar sakin olmalarını beklemiyordum bana saldirabilirlerdi yani her şey olabilir di bu sakinlik içten içe korkutmuştu "ya da ölürsünüz. " silahı uzunca olan masanın üzerine bıraktım güzel bir gülümseme ile herkes onaylamıştı o an Mehmet'in koşarak üstüme gelmesi ile masanın üstünde ki silahı alıp geriledim "vursana hadi kendinini çok mu akıllı zannediyorsun ben evimde bana silah doğrultuyorsun yanlız ben buna gülerim." "yaklaşma vururum." Korkum büyümüştü işte bundan korkuyordum. "Vursana bana o sikler sadece oruspu anana girmek için var. " demesiyle çıldırmıştım silahı tam ona isabet edicek şekilde kaldırıp nişan aldım tetiğe bastım ama ses gelmedi, Allah kahretsin ki mermiler yoktu silah boştu ben doldurmuştum, küçük enişte dediğim adamın elinde silahın mermilerini gördüm ki hepsi üzerime doğru yürürken taramalı sesler ile tüm camları tarandı onlar yere çömelip bağırırken ben eşsiz olan sese kullağımı veriyordum Giray silahını onlara doğrulturken bir pompalı bana verdi " sakın bir daha böyle bir hata yapma sakın!" diye sinirle söyledi bu iş çok tehlikeliydi ya biz ya onlar ölecekti "bir daha olmuyacak "

Girayın ilk defa bu kalın sesini duyuyordum bağırarak "hepiniz tek sıra olun en önde Memoli olucak zaten hepimiz ona sokucaz hadi memeoli, hızlı hızlı "benim aksime onlara çok büyük bir korku vermişti. Hepsi tek sıra halinde bodruma iniyorlardı benim içimde burada geçmişe ait sızılar olsada ertelemem lazımdı duygular olmamalıydı sadece odaklanmam lazımdı aşağıya hızla indim bu süre zarfında Giray sigortaları geri açmış evin tüm kameraları resetlemişti kimse buraya geldiğimizi ögrenmemeliydi o sırada içeride turuncu lambanın aydınlattığı bir yer etrafta rutubet kokusu vardı ortada bir yatak leş gibi simsiyahdı yerler katman şeklinde kir tutmuştu. Hayatımda ilk defa buraya girmiştim yıllarca burada kalsamda, ilk defa buradaydım Girayın getirdiği şovalyeyi tam yatağın karşısına koydum. Çizim tahtasını üzerine yerleştirirken Giray onlara silah doğrultup soymaya çalışıyordun 70×100 cm çizim kağitlarimi tahtaya sabitledim çantadan kalemlerimi çıkarmaya başladım. şuanlik yeterdi ince çalişmak istediğim için şuan taslak olarak karakalem calişacaktim sonra girayda tonlama boyalarda iyi olduğu için gerisini o getirecekti "Âla bu herifller sorun çıkarıyor soyunmuyorlar " giraya doğru bakınca diğer tümünün yabani domuz gibi giraya baktığını gördüm çenemi kaşıyarak yavaş adımlar ile yanına gittim memeoli bize bakıp " ya hızlıca buradan gidin ya da polis çağırırım." Giray ile birbirimize bakıp gülmeye başladık Giray " çağır ya birlikte kombo yaparız anladın mı bebeğim" o pisliğe bir kaç adım daha yaklaştı ayak seslerim bodrumda yankılanırken "bak ebesinin amında çarkıfelek cevirdiğimin çocuğu hayat ne kadar da tesadüferi seviyor arkadaşlarinda 12 kişi "siyah dantelli hatırladın mı ha sana aldım hadi onları tatmin et memoli ?

5 Ağustos 2012

"Giyeceksin dedim adamlar bunu giymeni istiyor"

Ahsa titriyerek karşisinda ki babasına baktı

"Baba istemiyorum canım acıyor ne olur yeter "

"Lann! "Titreyen kadının üstüne doğru hızlıca yurüyup bir tokat attı

"Harcayınca güzel bu evde boş oturana para yok ya sen çalışırsın ya Âla"

"Sakın ağzına alma kızımın ismini sakın! "

" O zaman seve seve çalışırsın kızın bu ay yüzme okulunun parası da geldi sen bilirsin ah Âla ben küçük kızım yüzmeyi çok seviyor belki olimpiyat sporcusu bile olabilir " arkasını dönüp kapıya doğru adım attığı an "Tamam ,kaç kişiler?"

"İşte böyle yola gelirsin güzelim güzel eşim benim ,pis nefesini korkan kadının üstüne üfledi, siyah saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp "hep benim minik kızım olarak kalıcaksın değil mi" dudaklarının kenarına küçük iğrenç bir buse kondurdu "Söyle sen kimin minik kızısın" gözlerinden akan yaşlara titreyen vücuduna rağmen kızı için dayanmalıydı kızının ona ihtiyacı vardı geride cansız bedeni kalırsa kızını bu iğrenç ötesi adamla birakamazdı "Senin babacım" iğrenç adamın tatmin olmuş gülüşüyle arkasına döndü

​​​​"12 "

Küçük kız titreyen bacakları ile annesinin çığlığına doğru gitmeye başladı söz vermişti odasından asla çıkmayacaktı onlar aşağıda doktorculuk oynuyorlarmış ama oyunlar eğlenceli olur ağlayarak oyun olmaz kalbi acıdığı için minik elini kalbinin üstüne koydu derin nefes alıp bodrumun merdivenlerine yöneldi orası çok ışıklıydı her zaman karanlık olan o yer çok ışıklıydı gizlice merdivenin korkuluklarından aşağıya sarktı ve annesini üstünde parçalanmış siyah dantel işlemeli bir iç camaşırı vardı onu böyle görmeyi planlamıyordu vücudunda bir çok kırmızı lekeler vardı yüzünde beyez bir sıvı vardı ellerinde polis abilerde olan demir olan şeyden vardı ama annesi kötü biri değildi neden polis abiler kelepçe taktı,o arada birkaç adım aşağı indi gorüş açısı daha genişlemişti ve o anda bir sürü amca, genç erkekler vardı üstleri çırılçıplak annesine...

Küçük kızın bedeni dayanmadı kaldiramadı başı dönüyordu böyle oyun olmazdı babası orada para sayıyordu, babası gülüyordu annesi ağlıyordu. Küçük kız kabus zannetti bir kabustu hemen odasına koştu yorganinın altına girdi bu bir kabus dedi bu bir kabus...

Uyuyacaktı geçecekti gözlerini kapataktı geçecekdi ve minik kız artık hep uyudu hep gerçeklerden kaçmak için her zaman uyudu...

Şİmdi ki zaman

"​​​​​​Ne oldu pezevenk anıların mı aklına geldi ha ? Hepiniz diğerlerine döndüm hepiniz yere domalın Giray sen bana bırak bana, sen çizime başla Giray sandalyeye oturup çizime başladı "Giray kabataslak çiz daha vereceğimiz çok poz var hepsi bir ağzında bir şeyler gevelerken nerdeyse hepsi yere yatmaya başladı en son görüş açıma Mehmet Ali girince "hadi eğil önümde hadi o pislik egona rağmen eğil önümde."bana bir bok gibi baktı diğerleri hepsi yere eğilmişken o tek başına bana kafa tutmaya çalışıyordu. "Eğil dedim lan." yavaş yavaş eğilmeye basladı ."bir küçücük aslancık varmış." kalbimin en derinlerinde bir sancı hissettim bu bir cocuk şarkısıydı ama ilk defa duyduğuma emindim. "kırlarda ko-koşar oynarmış"

​​​​"annesi onu çok severmiş" neler oluyordu o yavaş yavaş eğilirken gözlerimde hakim olamadığım yaşlar birikmişti kafasını kaldırıp tam bana bakacaktı kafasına pompalıyı bastırdım "sakın o basını kaldırma yat yere. "tiz çıkan sesime rağmen sözümü dinledi diğerlerinin ağlama sesleri geliyordu "sesiz poz veriyoruz hadi ama kıpırdamayın ben daha farklı düşünmüştüm ama sizler hiç yaratıcı insanlar değilsiniz." Köşeye bıraktığım çantama doğru yürüdüm kenarda Girayın döner bıçağı ve benim palam vardı ikisini aldım, yanlarına gittim. "Ağladın sen hahahhah" Mehmet'in iğrenç sesini duymak bile kendimden tiksinmrmi sağlarken bu alayı beni cinnet geçirtecekti " ne diyorsun lan yarramın kırma kolu." ağzından küfürler geveledi "senin ağzın çok bozulmuş be Âla burjuva soyundan olan senin gibi elit kıza yakışmıyor. " mal mı diye içimden geçirmedim değil ama resim için bir süre pozu bozmamak lazımdı "lan mal mısın ne burjuvası biz Adıyamanlıyız her halde Azrail gözüktü saçmalıyorsun." "Konaklılar diyorum, mesela çöpler orlar çok layık olduğun yerler, hahhahhaahha çöpe atılmak, konteynırlar falan gayet güzel şeyler diyorum. "

​​​​​"Senin gibi birinin layık olduğu yerler"

çöp değil benim yavrum çöp değil onu bana Allah gönderdi onu bana hediye ettiler

O çok ağlıyordu açtım göğüsumü, çok açtı ağlıyordu, sütüm akıyordu emzirmek istedim onu bebek içmedi istemedi mama ile beslendi hep zayıf kaldı ah yavrum benim

""

Kafamda binlerce sesler uğulduyor bir kadın ağıt çekiyordu anlamıyordum kimdim burada ne işim vardı ne yapıyorum neden yapıyorum amaçsızdım vazgeçtim. arkamı döndüm Giray her şeyi sanki anlamış her zaman tek o anladığı gibi kan kırmızısı olan gözlerim ile ona baktım. ayağı kalkıp defterleri ve çizimleri topladı herkes hâla hepsi yerde yatıyordu Giray eşyaları toplarken "annesi onu çok severmiş hahhaha" bu bir bitişti her bitiş başlangıştı ama bu benim sonumdu Giray döner bıçağını elimden aldı elimdeki palayı hiç beklemeden Mehmet Alinin kafasıni uçurdum Giray bir kaç kişinin kellesini uçururken küçük enişte boş durmayıp Girayın üstüne çıkıp vurmaya başladı "Âl, yardım" hemen Giraya koşup boyun ve beden arasına tek vuruşta ayırdım küçük kafası seke seke yuvarlandı kafaları bedenlerinden ayrılırken bedenleri hâla acı çekerek kıvranıyordu bu bilgiyi de ne yapacaksam etraf kaç sn kaç dk veya kaç saat geçmişti bilmiyordum sadece başimin içinde bir kadın mini söylüyordu bir günah vardı ortada kocaman bir günah artık susmuyordu Girayın arabasında olan benzin bidonlarıni getirmiş bütün hepsinin üstüne döküyordu toparlanma lazımdı ayağı kalkıp Girayın yanında bulunan bidonu alıp evin başka katlarına dökmeye başladım.

"

Bu ev ve içindeki piçler yok olmalıydı yanmalı kül olmalıydı Giray son olarak evin dışına da benzin döktü ben evin son haline bakarken nefes nefese kalmış biçimde yanıma geldi "ateşin var mı?"

"Her zaman aşko " girayın Max ciddiyeti bu kadardı tatlı bir tebessüm attım cebinden çıkardığı pembe yılan desnli çakmak avucuma koydu tirnakları ile aynı deseni yaptırmıştı şaka mısın der gibi ona dönüp baktım "Ayol ne öyle bakıyorsun yengem vefat etti ya anısı olarak tırnaklarıma ve çakmağımı ona özel tasarlattım sen gerçekten çok acımasızsın ölüye saygın hiç yok yok" Girayın yenge sevgiside bu kadar olurdu cakmağı yakıp eve doğru atmam ile aşırı büyük bir alev patlaması oluştu." ay yanıcaz komşular yetişin ay burada kimsede yok, dağ başında bizi sikicekler vallah sikilicez ay ben daha bakireyim olmaz, anneegggg" Giray yeni kaç kişinin kellesini uçurmamış gibi şuan bağırsada onun ruh değişimlerine artık uyum sağlamıştım "hadi yürü sen yanmadın ev yandı , şimdi birileri fark edicek "

"Kız bugün yeni duş aldım üstüm is kokucak kaymak gibi saçlarım" sağ sola atıp güldü aynı hareketi bende yaparak bağladığım saçlarımı çözünce turuncu bukleli saçlarım kalçama kadar uzandı "oruspu sen kime hava atıyorsun hem ben para verdim senin gibi beleşe konmadım" trip atarak arabaya bindi ona ayak uydurdum biliyordum onu derdi saçlar değil benim o ev ile ruhumun yanmasını istemiyordu hep gülmemi mutlu olmam için şaklaban olmayı tercih ederdi hem iyi hem kötü gün dostuydu anlıyacağınız can dostumdu...

Giray ile her şeyi konuştuktan sonra bir süre telefonları kapatıp ortalarda görünmeme kararı aldık beni evimin önünde indirdikten sonra kendi onunla gelmemi söylese de eve gitmek istediğimi direttim sonra benimle vedalaşıp arabayla hızlıca yanımdan ayrıldı.

Telefonları kapatmadan önce aklımda sadece konaklı vardı saat 04.18 gösteriyordu internette konaklı ile ilgili bir şeyler yazılı olmalıydı ama asla istediğim sayfa ile karşılaşmıştım saçma sapan alakasız şeylerdi en son kapatacaktım ki bir haber gözüme çarptı konaklı köşkü tarihi adresi altta yazıyordu gitsem ne kaybederdim bir süre ortadan olamuyacaktım şimdi gitmem gerekiyordu hemen bir taksi durağını arayıp taksi istedim telefonu kapattıp cebime attım uykum geliyordu uymak istiyordum gözlerim kapanıyordu ya da kaçmak istiyordum ...

"Teşekkürler abi"

"Sağol yeğenim dikkat et bu saatlerde tehlikeli istersen bekliyeyim işini hallet ben beklerim benim kızım var yanlız başına tekin değil " ainin ince düşüncesi beni gülümsetse de şuan burada tek olmak istiyordum biraz keşif gibi düşünebiliriz.

"yok abi evim burası beklemene gerek yok " arkaya bakıp beni süzdü herhalde bu semtte oturacağim aklının ucundan bile geçmemişti bir anda ciddileşip

"Özür dilerim hanımefendi ben bizim semtten isteyince orda oturuyorsunuz diye düşündüm teker kusura bakmayın laubali davrandım" hay amına koyduğumun dayısı semtte göre hanımefendi veya kızım diyor ah bu zenginlerin amına koyum.

"Sorun değil" çirkefleşip kavga çıkarmak isterdim ama çok halsizdim hemen taksiden inip etrafa göz gezdirdim etraf aşırı aydınlıktı lan bizim binada elektrik yok bunlar bol keseden her yere takip aydınlatmışlar

Daha sonra taksici dayı hızlıca sokaktan ayrıldı üstümü süzdüm benim bunlarda ne eksiğim var hatta fazlam var taş gibiyim taş maşallahım var kız herhalde bu da şaşırdı dedi bu kızıl mı kızıl yeşil gözlü, çilli, fındık burunlu,beyaz tenli, güzel fizik- yani bence güzllik algısı değişir ya bence oldukça güzel sadece azıcık çok az bir götüm geniş, gün içerisinde 3 aylık göbeğim oluyor ,kalın bacaklarım ve çatlaklarla dolu bacaklarım, başım kadar memelerim... Tamam Âla bizim fiziğimiz kötü olabilir ama belimiz ince bak orası iyi hem önemli olan ne demişler iç güzellik dış güzellik geçici önemli olan benim güzel kalbim kendimi övme saatine girerken bir yandan semtti geziyordum köşk ve yalılarla dolu bir semtdi hepsine içimden küfürler saydırdım bu kadar büyük ev neyinize be? Hani Türkler kardeşti neden hiç kimse bizi bu yalılara köşklere davet etmiyor? hepsine nalet okuyarak yürümeye devam ettim. Etraf çok sesizdi zengine hayvanlar bile susuyordu ulan hayat, bir sonraki sokak kavşağından döndükten sonra bir sıra daha köşkler karşıladı gözüm evlerin karşısında o kadar ışık olmasına rağmen karanlıkta kalan çöp kutusuna ilişti karanlıkta duruyordu belki çok fazla çöp kutusu gördüm ama bu kalbimin en derinlerinden bir sızı hissettim ayaklarım gitmiyordu oraya yaklaşmıyordum ayaklarımın altından yerin kaydığını hissediyordum adımlarımı sağlamlaştırıp yavaşça o konteynra doğru adımlarımı attım uyumak istiyordum. Çöp konteynrının yanına çöktüm kafamın içinde bir bebek ağladı ben kafamı konteynra dayayınca ağlayan bebek sustu ama ben ağladım gözlerimden akan yaşların susması için yavaşça gözlerimi kapattım .

 

 

​​​​​​Bedenim bulutların üstünde biri bedenimi burnum boynunun grintisine gitmiş hafif misk ve narenciye konusu alıyordum bu koku beni mayıştırıyordu sanki yıllarca burada kalsam asla çıkmazdım oraya saklanmak isterdim nerede olduğumu sorgulamak dahi istemiyordum saclarıma ufak bir buse konduğunu hissettim sert kalın bir sesin "burdasın güvendesin" dediğini işittim sanki bu sözleri duymayı bekler gibi biraz daha boynuna kendimi sokup derin uykuya daldım.

"**"

 

"Gözlerimi açsamda, sen çıksan karşıma

Gel beni azad et, kayboldum karanlıkta

Ben bizi unutmam, gitmek yakışmaz bana

Yolcuyuz hayatta, sen gel otur yanıma"

​​​​​***

 

 

 

Loading...
0%