@esonunlibrary
|
02.11.2024❥21.10
𑁍
"Liva!" adımın seslenmesiyle donup kaldım elimi tutan elden kurtuldum.
Duyduğum sesin sahibine çevirdim bakışlarımı. Büyük abim Giray bana hayırdır der gibi bakıyordu. Sekerek ona doğru yaklaştım. Endişe dolu gözlerle bana bakıyordu. "Okula yürüyordum, bu adam çarptı ama iyiyim bişeyim yok" diye açıklama yaptım.
Abim sinirli gözlerini adama çevirip üzerine yüzüme başlayınca kolundan tuttum. "Abi onun bi suçu yok ben telefona dalmıştım, hem iyiyim işte uzatmayalım" abim bana döndü ve bacağıma basamadığımı anlayınca koluma girdi.
Adama döndü ve resmen tısladı. "Bidaha seni kardeşimin etrafında görürsem aileni de seni de yaşatmam, duydun mu!" diye kükredi. Niye bu kadar sinirlenmişti tanıyor muydu adamı diye düşünürken bana çarpan adam sırıttı. "Senin kardeşin olduğunu bilseydim daha hızlı çarpardım. Belki dedem mezarında biraz rahat yatardı" dedi keyifli haliyle.
Az önce benden özür dileyip bişey oldumu diye endişe eden adamdan eser kalmamıştı. Kimdi ki benim hakkımda böyle konuşuyordu. "Ne diyorsun be sen" diye çıkışan ben oldum bu sefer. Karşımda arsız arsız gülüyor sinirlerimi bozuyordu.
Abim elini beline attığı an elini tuttum. Adamı vuracak mıydı abim öyle herkese silah çeken biri değildi. Bu adamı ya tanıyordu ya da gerçekten çok sinirlenmişti.
"Boşver abi hadi gidelim" deyip abimi kolundan çektim. Eve giderken abim benim yürüyemediğimi farkedince kucağına aldı. İlerlerken bi anda durup arkasını döndü ve adama son kez tısladı. Sesi öyle soğuk çıkmıştı ki, benim kanım bile buz kesti.
"Bu iş burda bitmedi Arın Karadağ, bunu bilmiş ol." deyip kucağındaki benle eve doğru ilerledi. İkimiz de konuşmadık ne ben sordum ne de o söyledi.
'Kafamda bir sürü tilki dönüyor Livo kim bu yakışıklı'
Bende tanımıyorum iç ses ayrıca yakışıklı falan değildi. Çenesi bisiklet koltuğuna benziyordu.
'Livo çarpılırsın adam zehir gibi yakışıklıydı. Hele o esmer teni offf diyorum yani'
Ben sarışın erkeklerden hoşlanırım iç ses. Ayrıca gözleri şaşıydı bi kere.
'Yoo adamın gözleri gayet de anlamlı bakıyordu. Kehribar rengiydi gözleri valla sana bakarken gözleri parladı.'
Hah onun gözleri mi anlamlı bakıyormuş. Ayrıca öyle adam zürafa gibi öyle boy mu olur. Elleri de büyüktü, ağzı gözü yamuktu.
'Eli büyük olanın siki de büyük olurmuş Livo valla tam bizlik. Sen uzun erkeklerden hoşlanırsın. Ayrıca hatırlatırım diğer tüm tanıştığın erkekleri toplasan bu adamla yarışamaz. Bu kadar orantılı bi yüz görmedim.'
Hayırdır iç ses sana bugün bişeyler oluyor. Hem önemli olan dış güzellik değildir. İnsanın içi güzel olmalı bana söylediklerini duymadın mı?
'Kızım bunu söyleyen sen misin cidden. Son sevgilin Cenki hatırla istersen. Hem tipi hem de içi güzel değildi. Seni aldatıp bide seni suçlamıştı pislik. Ama hata sende ağzına çakıp susturamadın, içimde kaldı.'
Neyse konuşma kotanı aştın iç sesciğim biraz sus da motorun soğusun. Hem ne demişler çok bileni çok sikerler, karıştırma ortalığı.
'Senle de iki muhabbet edilmiyor. İyice gıcıklaştın beni haketmiyorsun.'
Abim kucağında benimle birlikte evin önüne geldi. Kapıdaki korumalar kapıyı açtı abim beni içeriye götürdü. Salona girdiği gibi annem yanımıza geldi.
"Kızım bu ne hal ben sana demedim mi dikkat et diye" endişe dolu bakışlarla bana bakarken tam cevap verecekken abim konuştu.
"Ana bi dur da şu koltuğa bırakayım kızı kolum koptu" annem önünden çekilirken cevabımı esirgemedim. "Abi sen bana kilolumu demek istiyorsun?" diye çemkirdim ama abim cevap vermeyip güldü.
Beni koltuğa bıraktı annem yanıma gelip bacağımı uzatmamı sağladı. Bacağımın altına yastık koydu. "Bişey ister misin kızım çorba yapayım mı" bu yaşadıklarım şaka falan mıydı. "Anne ne çorbası grip olmadım dizim yaralandı sadece" elini havaya kaldırıp susturdu beni. "Sus sen ne anlarsın, anne olunca anlıycaksın beni" hıh o özlü söz de gelmişti. Bende bu sözü ne zaman söyliycek diye yolları gözlüyordum.
Annemin salondan çıkışına bakarken abimle göz göze geldik. Bir süre olan sessiz bakışmadan sonra sessizliği o bozdu. "İyi misin hastaneye gidelim mi?" kafamı olumsuz anlamda salladım. "İyiyim gerek yok" sormalı mıyım diye düşündüm bi süre sonra merakıma yenik düşüp, ağzımdaki baklayı çıkardım.
"Abi, sen o adamla tanışıyor musun" gözlerini gözlerime çevirdi. "Neden merak ediyorsun ne yapacaksın?"
'Nikahına alıp üç çocuk yapacak'
Sus iç ses!
"Sadece merak ediyorum neden birbirinizi görünce bu kadar gerildiniz. Niye bu kadar sinirlendin onu görünce" bakışlarımdan merak ettiğimi anlayınca daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı.
"O adam Karadağ ailesinin tek oğlu. Zamanında onların ve bizim dedemiz arasında toprak kavgası oldu. Kan döküldü, anlayacağın onlar bizim ezeli düşmanımız." peki bunu ben neden bilmiyordum.
Kafa sallayıp anladığımı belli ettim. Annem elindeki tepsiyle salona daldı. Tepsiyi abimin eline tutuşturup yanıma sehpa koydu. Abim tepsiyi yüzüne yaklaştırmış çorbayı kokluyordu. Aç köpek gibiydi resmen.
Annem abimi farkedip kafasına vurdu. Ardından elinden tepsiyi alıp sehpanın üzerine koydu. "Bu ne ya gören de evlatlık sanacak" dedi abim isyan edercesine. Annem abime dönmeden "Zaten öylesin oğlum" deyip gülerek bana göz kırptı.
Abime gülerken annem çorba dolu kaşığı ağzıma uzattı. "Anne elim kolum tutuyor kendim içerim" deyip kaşığı elinden alacakken elime vurup beni durdurdu. Beni kurtarsın diye abimin olduğu yere baktım ama salonda değildi. Kaderime razı gelip çorbayı içirmesine izin verdim. Gerçi izin vermesem annemin ağzıma zorla tıkacağını biliyordum.
Çorba bitince annem ayağa kalkıp kafamı okşadı. "Kızım sen biraz dinlen bişeye ihtiyacın olursa mutfaktayım" dedi. Kafamı sallayıp onayladım onu. Salondan çıkınca kafamı yastığa yaslayıp uzandım.
Bi süre tavanı izleyip bana çarpan adamı düşündüm. Gerçekten pislik insanın tekiydi keşke ağzına çarpsaydım bi tane. Diye içimden geçirirken gözlerim kapanıyordu. Daha fazla direnmeyip gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
𑁍
Duyduğum bağırış çağırış sesiyle kafamı yastıktan kaldırdım. Duvardaki saate baktığımda akşam olmuştu. Bağırış sesleri hala geliyordu. Dediklerini duyamıyordum sesler boğuk boğuk geliyordu. Yattığım koltuktan zorla doğrulup sekerek salondan çıktım. Küçük abim Gurur ve yanında tanımadığım bir kız vardı. El ele tutuşmuşlar babamların önünde duruyorlardı. 'Bi dakika bi dakika Efo sende benim gördüğümü görüyor musun. Yoksa ben mi kör oldum. O kız karnını mı tutuyor, ne bok dönüyor burda'
Görüyorum iç ses şimdi anlarız ne olduğunu.
Sekerek babamların yanına gittim. Annem elini dizine vurarak ağlıyor evdeki hizmetli ablalar onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Ne olduğunu anlayamıyordum. Babam "Sen nasıl düşmanımızın kızını elinden tutarak bu eve getirirsin. Bide hamile bırakmışsın kızı, ne biçim bi insansın sen!" olduğum yerde donup kaldım.
"Sence de bu saçma düşmanlık biraz fazla uzun sürmedi mi baba?" dedi abim babam yanına yaklaşıp suratına sertçe tokat attı. Ellerimi ağzıma kapattım şok olmuştum. "Dedenin kemikleri sızlıyordur ne biçim bi adamsın sen." abim cevap verecekti ki kapının önündeki bağırış seslerini duyunca sustu. Abimin elini tutan kız abimin arkasına saklandı. Kapının açılmasıyla içeriye yığınla adam girdi.
Ellerindeki silahları abime doğrulttular. Korkuyla onlara bakarken kapıdan içeriye giren tanıdık yüzle olduğum yere çakıldım.
Devam Edecek...
Bölümü nasıl buldunuz?
Oy verirseniz çok sevinirim♥☻
|
0% |