Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm(Yeni Hayat)

@esra1771

Hayatının en güzel yılları olan çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği yurttan başka bir yeri tanımıyordu.

Şimdi ise ona yeni bir hayat kurması gerektiğini söylüyorlardı. Tek başına yeni bir hayat. Tek başına olmak onun için zor değildi, zaten tüm hayatı boyunca tek başınaydı. Bu yurtta ne yaşarsa yaşasın hep evi gibi görmüştü, şimdi zor geliyordu bırakmak.

Daha bebekken bırakılmıştı bu yurda, söylenenlere göre ailesi onu istememiş ve kapının önüne bırakmışlar dı. Yıllar sonra öğrenmişti ailesi olacak insanların vicdanlarını rahatlatmak için yurda yardım gönderdiğini.

Hayat böyleydi işte, bazılarımız hayata bir sıfır yenik başlıyordu. Ben ise bu hayata iki sıfır yenik başlayanlardandım.

İlki ailem beni istememiş bu yüzden yurda bırakılmıştım. Diğer sebebi ise ben bir Albino idim. Belki de ailemin beni bırakmasındaki sebep te buydu, emin değildim.

Albino insanlarda doğuştan oluşan bir gen bozukluğu. Diğer insanlara göre daha açık tenli, beyaza yakın sarı saçlı ve mor, pembe, mavi tonlarında göz rengimiz vardı. Bu da bizi Diğer insanlara göre farklı yapıyordu, zaten zorluk çekerken bir de dış görünüşüm yüzünden daha fazla zorluk çekiyordum.

Elimdeki valizi çekiştirerek yurdun tam karşısındaki banka oturdum. Yaşım dolduğu için yurttan çıkmam gerektiğini iki hafta önce söylemişlerdi bana. İki hafta daha kalmak için çok uğraşmıştım çünkü dışarıda kalacak yerim yoktu. Şimdi ise kalacak yeri ayarlayabilmiştim.

Hayatın tüm zorluklarına rağmen çok başarılı bir okul hayatım vardı. Liseden derece ile mezun olmuştum ve şimdi kazandığım üniversitenin yurduna gidecektim.

Yerimde oturmayı bırakıp ayağa kalktım, artık bura ile vedalaşmam gerekiyordu. Yeni bir hayata adım atmak istiyorsan önce geçmişe arkanı dönmen gerekiyordu. Elimdeki valizi çekerek sokakta yürümeye başladım.

Hava bu gün düne göre güzeldi, artık yazın geldiğini gösteriyordu. Biraz daha yürüdüğünde İstanbulun kalabalık bir caddesine gelmişti bile. Gözünde gözlük ve şapka olduğu için dikkat çekmiyordu. Onlar da olmasa insanların değişik bakışlarından kurtulamazdı.

Yakın yerde bir metrobüs durağı bulduğunda hemen bir bilet aldı ve metronun gelmesini beklemeye başladı. Etrafı incelerken metro gelmişti bile. İstediği yere gidene kadar ne gözlüğünü çıkardı ne de biri ile muhatap oldu.

Aklında bir sürü düşünce varken indi ve yurdun olduğu yere doğru yürümeye başladı. Biraz uzaktı ama yürümekten zarar gelmezdi.

Nefes nefese kendini ilk bulduğu yere bıraktı, uzun zamandır bu kadar yürümemişti. Bu yüzden soluk soluğa kalmıştı. Oturduğu yerde soluklanırken gözlüğünü ve şapkasını çıkardı bir yandan da kalacağı yurda bakmaya başladı. Oldukça büyüktü, kaldığı yetimhaneyi düşününce onun iki katı gibiydi.

Artık uzun süre burada olacaktı, o anda aklına bir soru takıldı. Hayatı hep böyle yurtlarda mı geçecekti??. Gözleri buğulanırken hızla toparladı kendini, bu gün güzel bir gündü ve bunu kötü düşünceler ile mahvetmeyecekti.

O sırada önünden bir gurup geçiyordu ve hepsinin gözü üzerindeydi. Anlaşılan beyaza yakın sarı saçları ve mor gözleri dikkatlerini çekmişti. Buna aldırış etmedi çünkü alışmışti artık.

Yerinden kalktı ve yurdun güvenliğine gidip kartını göstererek geçti. Daha önce gelip tüm işlerini halletmiş ve şimdi sadece yerleşmesi kalmıştı.

Kızların kaldığı bloğa geldi ve kalacağı kata çıkmak için asansör bekledi. Bu esnada etraftaki gözler her daim üzerindeydi. Asansöre binip 5. Kata geldi ve 738. Odayı buldu.

Odaya girerken endişeliydi acaba oda arkadaşı nasıl biriydi. Onunla anlaşabilecekmiydi. Arkadaş konusunda her zaman sıkıntı yaşamıştı. Tabi ki arkadaşları olmuştu ama kalıcı değillerdi. Sadece Yeliz diye bir arkadaşı vardı yurtta ama onunla da çok ciddi bir kavga sonucu yollarını ayırmışlardı.

Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattı ve açtı, oda çok güzel görünüyordu. İçeri girdi ve yeni oda arkadaşı ile göz göze geldi.

Sarışın mavi gözlü 1.50 ve 1.60 arası boylarında bir kızdı. Kız ilk başta kendisine şöyle bir baksa da hemen gülümsemişti.

"Hey sen oda arkadaşım olmalısın. Bende merakla gelmeni bekliyordum, aman Allahım sen harikasın. Hoş geldin. " Diye samimi bir tepki vermesi ile içi rahatlamıştı.

" Merhaba ve evet oda arkadaşın benim. İltifatın için teşekkürler İsmim Sedef." Diyerek yanına gitti ve elini uzattı ama beklemediği bir tepki aldı karşısındaki kız ona sarılmıştı.

"Memnun oldum benim ismim de Kaylâ, sondaki a şapkalı olanından. Hadi otur hemen tanışmak istiyorum seninle" dediğinde ayrılmışlar ve Sedef yatağına oturmuştu. Anlaşılan oda arkadaşı samimi ve enerjisi yüksek bir kızdı. Bu durum Sedefi sevindirmişti, sanırım tüm şansını oda arkadaşında kullanmıştı.

" Bende memnun oldum Kaylâ, açıkçası şaşırttın beni. Bu kadar sıcak kanlı birini beklemiyordum" diyerek duygularını açıkça söyledi. Zaten sevmezdi yalan söylemeyi yada bir şeyler saklamayı.


"Alışırsın canım ben hep böyleyim, ayrıca neye şaşırdın ki?" Dedi.

" Bilmem insanlar beni ilk gördüğünde önce şaşırıp incelerler sonra korkarlar yada dalga geçerler. " Diyerek konuşmayı sonlandırdı Sedef.


Kaylâ onun böyle düşünmesine hem üzülmüş hem de o insanlara karşı sinirlenmişti

" Öncelikle söylemeliyim ki çok güzelsin. İlk gördüğümde bende şaşırdım ama sen harikasın yani korkmuyorum senden, tam tersine hayran oldum. Neyse canım anlatsana kendini biraz" diyerek tüm enerjisi ile Sedefe de enerji vermişti.


" 18 yaşındayım Ailem yok yani aslında var da yoklar. Ben yetimhanede büyüdüm." Diyerek duraksadı bunu söyleyip söylememekte tereddüt etmişti. Ama onun hayatı buydu, hiç bir şekilde inkar edemezdi. Kaylâya baktığında dikkatle kendisini dinliyordu. Sözlerine kaldığı yerden devam etti.

" Liseyi başarı ile bitirdim ve Tıp fakültesini kazanarak buraya geldim." Dediğinde sevinçle gülümsedi


" Allahım hep istediğim o arkadaşı bana gönderdiğin için teşekkürler" dediğinde Sedef onun bu haline güldü.

" Biliyor musun hep çok güzel ve aynı zamanda zeki bir kız arkadaşım olsun istemişimdir ve sanırsam dualarım kabul oldu" dediğinde Sedefle gülüştüler. Sedef fark etmişti Kaylâ ailesi ile ilgili hiç bir şey sormamıştı. Bu durum Sedefi mutlu etti, anlayışlı bir arkadaştan başka ne istedi ki.


" Neyse benim hayatım bunlarla sınırlı. Sen anlatsana kendini" dediğinde Kaylâ konuşmaya hazırdı.

" Doğma büyüme İstanbulluyum ve bende 18 yaşındayım. Psikoloji birinci sınıfım ve çok ta zeki olduğum söylenemez. Aslında zekiyim ama bu dersler için geçerli değil. Aklım daha çok kurnazlığa çalışır, yani öyle söylerler. Annem hayatta değil yıllar önce kaybettik onu ve tek çocuğum, sadece babam var. Öyle çok konuşmayı severim, sıkılırsan uyar yoksa durmam. Şimdi diyeceksin ki niye yurtta kalıyorsun, şöyle ki babam işlerinden dolayı çoğu zaman yanımda olamıyor ben de yurtta kalmanın daha iyi olacağını düşündüm. Hem arkadaş edinirim böylece günlerim sıkılmadan geçer." Diyerek konuşmasını sonlardığında Sedef anlamıştı Kaylâ gerçekten de konuşmayı seviyordu.

" Vaw gerçekten konuşmayı seviyorsun." Dediğinde gülüştüler. Sedef şöyle bir odayı süzdü. Öyle dar bir oda değildi, tam tersine iki kişi için gayet ferah bir yerdi. Her şeyden iki tane vardı yatak, dolap çalışma masası bilgisayar.. bunlar hariç ufak bir mutfak lavabosu ve mini bir buz dolabı vardı. Ayrıca bir de tuvalet ve banyoya açılan bir kapı vardı.

Burası gerçekten harikaydı, Sedef burayı beğenmişti.

" Sedef bu arada ben buraya iki gün önce geldim o yüzden kimseye sormadan yerleşmek zorunda kaldım. Senin için sorun olmaz değil mi?." Dediğinde Sedef tebessüm edip sorun olmayacağını söyledi.


Geri kalan zamanda Sedef yerleşmiş Kaylâ da ona yardım etmişti. Bu sürede de daha çok konuşup kaynaşmışlardı. Sedefin Kaylâyı tanıdıkça içi rahatlamıştı ve anlamıştı gerçekten tüm şansını oda arkadaşında kullanmıştı.


Kaylâ" yemek saati geldi hadi gidelim yavaştan" dediğinde Sedef üzerine baktı bir kısa kollu ve bir pantolon vardı üzerinde. Saçlarını örtmek için üzerine bir kapşonlu aldı ve beraber çıktılar odadan.

Kaylâ Sedefe iki günde edindiği bilgileri ve tecrübeleri ona anlatıyordu bir yandan.


" yemek zaten açık büfe ve sabah kahvaltısı 06.00 da başlıyor 09.00 a kadar. O süre içerisinde yemek kartın ile gidip alabilirsin. Öğle yemeği 12.00 ile 16.00 arası. Akşam yemeği 20.00 ile 22.00 arası. Saatler dışında yemekler kaldırılır.

Yurt akşam 20.00 da kapatılır, daha sonra gelen öğrenci içeri alınmaz ona göre. Sabahları da 05.00 da açılır.

Şimdilik bu kadar bilgi yeterli herhalde çünkü çok açımm" diyerek konuşmasını bitirdi zaten yemekhaneye gelmişlerdi. Yemekhane kızlar ve erkekler karışıktı ve ayrı bir blokta idi.


Yemeklerini aldılar ve oturacak yer bakmaya başladılar zaten bazı gözler Sedefin üzerine çevrilmişti bile. Oysa ki saçlarını kapatmıştı, yine de dikkat çekiyordu.


Kaylâ" aa bak şuradaki gurubu tanıyorum az biraz, gel hadi katılalım onlara. Sarmaz sa bir daha oturmayız" diyerek ilerlemiş. Sedef te el mahkum gitmişti onunla.

Kaylâ ile masaya geldiler ve Kaylâ selam verdi onlara sonra Sedefi onlara tanıştırdı. Erkek kız karışık bir guruptu. İlk başta Sedefi biraz inceleseler de sonra konularına geri dönmüşlerdi.


Sedefin dikkatini çeken aralarındaki esmer bir kızın çok dikkatli bir şekilde kendisine bakmasıydı. Sedef ses çıkarmadı sonuçta biraz bakıp döner diye düşünüyordu. Ama öyle olmamıştı ve hiç istemediği o soruyu duydu yine.

"Gözlerin lens mi? Ayrıca saç rengin hiç güzel olmamış neden bu renge boyattın??"


İşte onun Yazgısı da buydu, her zaman farklı biri olarak kalacak ve insanların ondan korkmasına sebep olacaktı. Belki de bu yüzden hayatını yalnız geçirmeye mahkumdu..


Loading...
0%