Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@esza_demir47

Uyku beni bu gergin hislerden tatlı kollarıyla kurtardı.

 

😴😴😴😴

 

Telefonumun çalmasıyla bir tembel hayvan gibi gözümü yavaşça araladım. Alarmı kapatıp yavaşça doğruldum. Off sol kolum hep uyuşmuş. Sanırım üstünde yattım.

 

Sol kolumu fazla zorlamadan tuvalet ihtiyaçlarımı karşılayıp odadaki boy aynasının karşısına geçtim. Saçım felaket derecede dağılmıştı. İlk önce üstümü giyip sonrada saçımı tararım diyerek dolabımı açtım ve giyeceğim kıyafetleri seçtim.

 

 

 

Saçımı da tarayıp tepede atkuyruğu yaptım. Yatağımın yanındaki komodinden gözlüğümü çıkardım. Siyah çerçeveli ve yuvarlak. Gözlüğümü de takıp bu günkü dersler için gereken kağıtları aldım.

 

Çantamı da takıp odadan çıktım. Okul burdan biraz uzakta olduğu için hemen bir şeyler atıştırıp çıkmam gerek.

 

Mutfağa inip yemek hazırlayan annem ve yengemlere baktım. "Günaydın ahali! Bana hemen şurdan bir ekmek arası peynir uzatırmısınz? " Peyniri hazırlayan yengem "gel kendin al. Babanın hizmetçisi mi var?"

 

Kadın haklı. Hemen bir şeyler hazırlayıp mutfaktan çıktım. Salona geçip beni okula bırakabilecek biri var mı diye baktım. Ayaz abiyi görünce sırıttım. Sırtı bana dönük amcalarımın dama oynayışını izliyordu.

 

Biraz hızlı yürüdüm, yaklaşık aramızda iki adım kala zıplayıp sırtına atladım. Kolumu boynuna sarıp "silahlara davranın askerler! Allah Allah Allah Allah hücuumm!"

 

Ayaz abi ilk dengesini sağlayam asada dengesini geri bulup beni sırtından indirmeye (atmaya) çalıştı. Tabi benim esnek kollarım boynuna sülük gibi yapıştığı için kurtulamadı.

 

"Lann! Ecrin canım kuzenim(!) Ne yapıyorsun gebermek mi istiyorsun yoksa gebertmek mi?"

 

Ayaz biraz aksi biridir. Ona hişt desen bile 'kedi miyiz hişt liyorsun?' der ama çok iyi biridir yinede.

 

Onu daha çok kızdırmamak için yavaşça aşağıya ineceğim sırada beni kendi etrafında bir kere döndürdü. Döndürmez olaydı. Dönerken ayağımda havada uçtu ve amcamların dama masasına çarpıp tüm oyunu bozdu.

 

En büyük amcamın kafası tahammülsüzlük ile bize döndü. Zaten amcam Cedit (en büyük amca) çok sabırlıdır. Ama patladımı içindeki aslanı serbest bırakır. Sakinleşmesi zordur. Aynur yengem bile onu sakinleştiremez.

 

İkinci amcam yani Mesut amcam ise tam bir bombalı saat gibi. Hışımla başı ikimize döndü. O an kafamda ki mini Ecrin'ler sağa sola koşuşturmaya, bağrışmaya başladı.

 

Ayaz abinin sırtından yavaşça indim. O da amcama bakıyordu. "Şeyyy o zaman ben bir Samet'in yanına gideyim... İyi akşamlar." Alla karıştırdım ya ben ne akşamı? Sabahın köründeyiz.

 

Daha fazla orda durmayıp tabanı yağlayarak ordan uzaklaşmaya yeltendim çıkmadan önce serçe parmağımı salonun masasına çarptım. AYAĞIMIN EZELİ RAKİBİ!

 

Acıdan hafif gözlerim doldu. Ama burda durup amcamın azarını yemektense sakat bir bacakla kaçmayı iyi eğlerim.

 

Sonunda odadan yarı sakat yarı suktta olsa da çıkıp direk bahçe kapısına yöneldim.

 

Anlaşılan servis yollarına kaldım.

 

🚌🚌🚌🚌

 

"İyi günler" şoförcüye dönüp "kolay gelsin" diyip indim. Sabah saati olduğu için öğrenciler şehir içini doldurmuştu. Beni gören ve benim çalıştığım okulda olan çoğu öğrenci ile biraz sohpet, zamanın nasıl geçtiğini bana unutturdu. Hepsi çok enerjik her ne kadar yaşlı olmasam da sanki ben onlarla konuşurken geri öğrencilik zamanıma, hocalarıma sohpet ediyormuş gibi hissediyorum.

 

Okul yolunda hızla ilerleyip okulun bahçesine girdim. Hemen öğretmenler odasına gitmeden önce okulun kantinine gidip bir kahve aldım. Öğretmenler odasına gidene kadar bir çok öğrenciyle selamlaşmış iki laf etmiştim.

 

"Ecrin! " Arkamdan naif ve sevecen bir sesle seslenen Dilek ile durup omzumun üstünden ona baktım. Topuklu ayakkabısı yla zarif bir kuğu gibi yanıma kadar gelmesini bekledim. Çok şık ve parlak şeyleri seven bir yapısı var.

 

Ben topuklu ayakkabı giymeyi sevmediğim den -ayrıca beceremediğimden- giymem sportif şeyler giymeyi tercih ederim.

 

Dileği severim buraya aynı yılda atandık ve 4 yıldır arkadaşız. Biraz fazla süslü biri bana da arasıra çok süslü ve abartılı -onun için moda olan- şeyler giydirmek istesede kesin bir dille reddediyorum.

 

Yanıma varınca" ayy Ecrin bu gün çok yoğunum dilek konuya giriş yapıyorum. Hazır mısın?"

 

Bu acelesine ve hararetli anlatışına karşı biraz korkarak başımı salladım. Konu Dilek ise her bir şeyi beklerim.

 

Çantasından pembe bir zarf çıkarıp bana uzattı. Ona ' bu ne hacı?' bakışımı atıp zarfı elime aldım. Zarfı merakla açtım. Ara sıra onada göz ucuyla baktım. Benim zarfı tamamen açmamı bekliyordu.

 

Daha fazla Acun'luk yapmayıp zarfı açtım içindeki koyu pembe kağıdı alınca olayı sindirmem biraz uzun sürdü. Sonra gözlerimi kocaman açarak dilek e baktım. Ellerini heyecanla çırpıp

 

"Evleniyoruuuumm" dedi. Şaşırdım mı? Pek sayılmaz zaten sevgilisiyle ciddi bir ilişkileri vardı ve oldu ama acaba evlilik teklifi nasıl oldu? Merakla tam bunu sormak için ağzımı açınca hemen söze atıldı.

 

"Tı tı tı şimdi değil dedim ya sana az önce ııımm... Heh öğleden sonra dersin yoktu değilmi senin. Öğlen arası gider şu yeni açılan restorantta hem oturup yemek yeriz hemde konuşuruz. Hadi öptümm " diyip yanağımdan naifçe bir makas aldı. VE BUNDAN NEFRET ETTiĞİMİ BİLİYOR!

 

Sinirle elini ittim o kıkırdayarak dersi olan sınıfa girdi. Alla hangi ara zil çaldı? Elimdeki kahveye acıyarak baktım. Malefes ki bu kahveyi dökmekten başka çarem yok. Öğrencilerin yanında içmeye utanırım. Hemen kahveyi çöpe atıp dersim olan sınıfa k

oştum...

 

👰‍♀️🤵👰‍♀️🤵

 

Merhabalarr❤️

 

779 kelime

 

Hoşçakalın👋

 

Loading...
0%