Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bölüm 1: Teşkilatın kuruluşu

@eter_ishidden

Bölüm 1: Teşkilatın kuruluşu

 

[Çınar]: Ah ah, bir zamanlar *God* adlı grubumuz vardı be Mehmet.

 

[Mehmet]: Ooo, hatırlamaz mıyım, ne günlerdi be. Tam 13 yıllık bir çete, ne suçlular yakaladık.

 

[Çınar]: Şimdi olsa yine kurarım o çeteyi. Ya sen Mehmet, sen kurar mıydın?

 

[Mehmet]: Saçmalama, devlete yardım ediyorduk oğlum. Seninle bize ne teşekkürler ettiler.

 

[Çınar]: Haklısın. Bazen düşünüyorum da, yine mi kursak diye. Hatta ismi yine *Bir Zamanlar God* olur, ne dersin?

 

[Mehmet]: Gel be, kuralım.

 

---

 

*Birkaç gün sonra…*

 

[Çınar]: Mehmet, ilk adım ne olmalı sence? Eski bağlantılarla mı konuşalım?

 

[Mehmet]: Aynen, Ferhat'la buluşalım diyorum. O her zaman sağlam adamdır.

 

[Çınar]: Tamamdır. Depoya mı gidiyoruz?

 

[Mehmet]: Aynen, gece yarısı. Gözlerden uzak olsun.

 

[Çınar]: Anladım. Silah işlerini de Emin'e mi devrediyoruz?

 

[Mehmet]: Evet, o iş bizden geçti artık. Gençler halleder.

 

[Çınar]: Doğru diyorsun. Peki Ferhat bizi kabul eder mi sence?

 

[Mehmet]: Eder. Zaten bizimle çalışmak ona da yarar sağlar.

 

[Çınar]: Mantıklı. O zaman planı şekillendirelim. Adamları toplamaya ne zaman başlıyoruz?

 

[Mehmet]: Önce Ferhat’la konuşalım, sonra detaylara geçeriz.

 

[Çınar]: Anlaştık. Bir Zamanlar God, geri dönüyor.

 

---

 

Ertesi gün gece yarısı...

 

[Çınar]: Depoya geldik, şimdi ne yapıyoruz?

 

[Mehmet]: Sessizce bekleyelim, Ferhat gecikmez.

 

[Çınar]: İşler kızışacak gibi.

 

[Mehmet]: Hazır ol.

 

 

 

[Çınar]: Depoya geldik, şimdi ne yapıyoruz?

 

[Mehmet]: Sessizce bekleyelim, Ferhat gecikmez.

 

[Çınar]: İşler kızışacak gibi.

 

[Mehmet]: Hazır ol.

 

*10 dakika sonra...*

 

[Mehmet]: Şu siyah araba mı Ferhat’ın?

 

[Çınar]: Aynen, plakasından tanıdım.

 

*Araba yavaşça depo girişine yanaştı. Ferhat, yanında iki korumasıyla birlikte araçtan indi. Yavaş ve temkinli adımlarla Çınar ve Mehmet’in yanına geldi.*

 

[Ferhat]: Çınar, Mehmet! Eski dostlar... Nasılsınız bakalım?

 

[Çınar]: Aynı yoldayız işte, seni görmek güzel Ferhat.

 

[Ferhat]: Hepiniz ortalıktan kaybolmuştunuz, ama duyduğuma göre yeniden toparlanıyormuşsunuz, öyle mi?

 

[Mehmet]: Aynen öyle. *Bir Zamanlar God* geri dönüyor. Eski işlere tekrar girmek istiyoruz. Seninle çalışmayı öneriyoruz.

 

[Ferhat]: İlginç… Neden bana geldiniz?

 

[Çınar]: Senin gücün ve bağlantıların olmadan bu işi yürütemeyiz. Bizim devletle işimiz var, senin yeraltıyla.

 

[Ferhat]: Hmmm... Anlıyorum. Peki, ne istiyorsunuz benden?

 

[Mehmet]: Silah ve adam. Biz teşkilatı kuracağız, sen de bize destek olacaksın. Karşılığında, işlerin yürüdüğü her alan senin kontrolünde olacak.

 

[Ferhat]: Yani siz devletle, ben de yeraltıyla. İyi bir işbirliği olabilir. Ama güvenmem için bana sağlam bir şeyler sunmanız lazım. Yoksa bir hayal uğruna adamlarımı riske atmam.

 

[Çınar]: Güvence mi istiyorsun? Sana devletle sağlam bağlantılar sunacağız. İstediklerini halledeceksin, kapılar açılacak. Hiçbir işinde engel çıkmaz.

 

[Ferhat]: Devlet işlerinde engellerin olmayacağını mı söylüyorsun?

 

[Mehmet]: Aynen öyle. İstediğin her işte seni koruyacak gücümüz var. Siyasetçiler, bürokratlar… Hepsi bizde.

 

[Ferhat]: Peki… Bir düşünelim. Ne zaman harekete geçmeyi planlıyorsunuz?

 

[Çınar]: Şu an hazırlık aşamasındayız. Önce sağlam bir ekip kuracağız, sonra silah işine gireceğiz. Her şey hazır olduğunda, ilk büyük hamleyi yapacağız.

 

[Ferhat]: Tamam. Ama şunu unutmayın, eğer iş ters giderse beni suçlamayın. Sizinle iş yapacağım, ama kendi kurallarım var.

 

[Mehmet]: Anlaştık. Bizim kurallarımız da belli. Sıkıntı çıkmaz.

 

[Ferhat]: Güzel. O zaman ben de kendi adamlarımla konuşayım. Ne kadar adam ve silah lazımsa temin edeceğim. Ama her şeyin bedeli var.

 

[Çınar]: Paradan yana sorun yok, sen yeter ki hazır ol.

 

*Ferhat gülümseyerek başını salladı ve adamlarıyla birlikte arabasına döndü. Araba hızla depoyu terk ederken, Çınar ve Mehmet kendi aralarında konuşmaya başladılar.*

 

[Çınar]: İlk adım tamam gibi. Ferhat’ı yanımıza aldık.

 

[Mehmet]: Aynen, ama temkinli olalım. Ferhat güvenilir gibi gözükse de, onun çıkarları her zaman önde gelir. Onunla iş yapmak iki ucu keskin bıçak.

 

[Çınar]: Doğru diyorsun. Biz de temkinli olacağız. Şimdi sırada ne var?

 

[Mehmet]: Sırada adam toplamak var. Eski ekibin bir kısmıyla görüşmemiz lazım. Ahmet ve Oğulcan’ın adam toplamada ne kadar başarılı olduklarını biliyoruz.

 

[Çınar]: Evet, onlar eski işlerde çok iyiydi. Onlarla hemen temasa geçelim.

 

*Bir hafta sonra...*

 

[Ahmet]: Selam beyler. Beni görmek istemişsiniz.

 

[Çınar]: Aynen öyle Ahmet. Yeniden büyük bir teşkilat kuruyoruz. Seninle Oğulcan’ı adam toplamak için görevlendirmek istiyoruz.

 

[Ahmet]: Anladım. Eski günlerdeki gibi mi?

 

[Mehmet]: Daha büyük. Devletin işlerine de karışacağız bu sefer. Hem yeraltı hem üst düzey.

 

[Ahmet]: Bu iş tehlikeli olabilir, ama eski dostlar için her zaman varım. Ne kadar adam lazım?

 

[Çınar]: Şimdilik 50 kişiye ihtiyacımız var. Güvenilir, eğitimli ve göze batmayan adamlar. İlk etapta bunları toplayacağız.

 

[Ahmet]: Oğulcan’la birlikte hemen harekete geçeriz. Bir hafta içinde adamları toparlarım.

 

[Çınar]: Harika. Bu iş ne kadar hızlı olursa, o kadar çabuk güçleniriz.

 

[Mehmet]: Bir de silah işini Emin ve Melih’e devrettik. Onlar da hazırlıklara başladı. Her şey planladığımız gibi gidiyor.

 

[Ahmet]: Tamamdır. Adamlar toplanınca size haber veririm.

 

*Ahmet ayrıldıktan sonra, Çınar ve Mehmet derin bir nefes aldı. Her şey planlandığı gibi gitse de, karşılarına çıkabilecek engelleri tahmin edebiliyorlardı.*

 

[Çınar]: Mehmet, her şey iyi gidiyor gibi ama içimde bir sıkıntı var.

 

[Mehmet]: Ne gibi?

 

[Çınar]: Çok hızlı büyüyoruz. Bu kadar hızlı yükselmek, gözlerimizi üstümüze çeker.

 

[Mehmet]: Haklısın. Ama risk almadan bu işleri yürütemeyiz. Düşmanlarımız ne kadar güçlü olursa olsun, biz de bir o kadar temkinli olacağız.

 

[Çınar]: Düşmanlarımız demişken, Ali’yi unutmamak lazım. Eski düşmanımız. Eğer teşkilatımızın kurulduğunu duyarsa, ilk saldıran o olacaktır.

 

[Mehmet]: Ali tehlikeli bir adam. Ama biz de boş değiliz. O bize saldırmadan önce biz harekete geçmeliyiz. Onun gücünü kırmamız lazım.

 

[Çınar]: Doğru diyorsun. Ali’ye karşı bir hamle yapmadan önce adamlarımızı toplamalıyız. Gücümüzü tam anlamıyla sağlamlaştırmamız lazım.

 

[Mehmet]: Aynen öyle. Ali’ye karşı hazırlıksız yakalanmamalıyız. İlk fırsatta harekete geçmeliyiz.

 

---

 

*Bir ay sonra, teşkilat neredeyse tam anlamıyla kurulmuştu. 50 adam, silahlar ve yeraltı bağlantıları tamamlanmıştı. Ancak, Ali’nin gölgesi her geçen gün daha fazla üzerlerine çöküyordu. Büyük bir hesaplaşma yaklaşıyordu...*

Loading...
0%