@eter_ishidden
|
### Bölüm 4: **Pusuda Gizlenen Tehlike**
*Ali'nin planları hakkında bilgi sahibi olan Çınar ve Mehmet, Ahmet ve Oğulcan'ı uyararak tehlikeyi savuşturmayı düşünmektedir. Ancak kader, onların planlarını altüst edecektir.*
*Bir gece yarısı, depoda...*
[Ahmet]: (kulak kabartarak) Bu gece çok sessiz, Çınar. Sanki fırtına öncesi sessizlik var.
[Çınar]: (dalgın) Evet, doğru. Ali’nin beklemediği anı kolladığını hissediyorum. Her an tetikte olmalıyız.
*Bu sırada deponun dışından bir çatırdama sesi gelir. Mehmet anında silahını çeker.*
[Mehmet]: (fısıldayarak) Hazır olun, bir şeyler geliyor. Kimseye güven yok.
---
*Birden camlar patlar, binanın her tarafından mermiler yağar. Ali’nin adamları, bir anda içeri girerek ağır makineli silahlarla saldırıya geçmiştir.*
[Oğulcan]: (bağırarak) Çınar! Bu bir tuzak!
*Çınar, Ahmet ve Mehmet hızla siper alır, fakat saldırının şiddeti onları hazırlıksız yakalamıştır.*
[Çınar]: (bağırarak) Hepimiz burada kalırsak hiçbir şansımız yok! Dağılın!
*Ahmet, koşarken omzundan vurulur ve yere düşer. Mehmet, onu kollarından tutup siperin arkasına çeker.*
[Mehmet]: (nefes nefese) Ahmet, dayan dostum!
[Ahmet]: (zorlukla) Bu kadar kolay pes etmem, merak etme. Ama ağır yaralandım...
*Oğulcan, tam ilerlerken bir kurşun bacağına isabet eder ve yere yığılır. Çınar, tüm gücüyle ateş açarak Oğulcan’a ulaşmaya çalışır.*
[Çınar]: Oğulcan! Dayan, seni buradan çıkaracağım!
*Ancak mermiler yağmur gibi yağmaya devam eder. Çınar’ın gözü önünde Mehmet'in de sırtına bir kurşun isabet eder.*
[Mehmet]: (yere düşerek) Ah… Çınar, burası cehennem gibi…
*Bir anlığına her şey sessizleşir, sadece yaralıların nefes alıp verişleri duyulmaktadır. Ali’nin adamları geri çekilmiş gibi görünse de, içerideki kanlı saldırı sessizce yankılanmaktadır.*
*Çınar, arkadaşlarının ağır yaralandığını görerek derin bir nefes alır. Onları buradan sağ çıkarabileceğinden emin değildir.*
---
[Çınar]: (kendi kendine) Ali… Bu bedeli çok ağır ödeyeceksin!
*Henüz kimlerin hayatta olduğunu, kaç kişinin ölmüş olabileceğini bilmeden Çınar, kalan gücüyle yaralı arkadaşlarına yardım etmeye çalışır. Ancak Ali'nin planları henüz sona ermemiştir, saldırının sadece ilk dalgasıdır.*
*Teşkilatın kaderi, bu kanlı pusunun içinde kaybolmak
---
*Çınar, Mehmet’in ve Oğulcan’ın yaralarını görürken, Ahmet’in ağır yaralı olduğunu fark eder. Kanlar içinde kalan arkadaşlarına ne yapacağını bilemez, bir yandan da Ali'nin nasıl bir planla devam edeceği düşüncesi aklını kurcalamaktadır. Ancak bu sessiz anın ardından, deponun kapısının dışına yaklaşan adımların sesini duyar.*
[Çınar]: (gözlerini kısarak) Bizi bırakmayacaklar. Buradan çıkmamız gerek.
*Çınar, siperin arkasına sıkışmış olan arkadaşlarını gözden geçirir. Mehmet hala bilinçli, fakat durumu kritik. Oğulcan’ın bacağına ciddi bir darbe almış, hareket etmekte zorlanıyor. Ahmet’in omzu, kanla sırılsıklam olmuş, yarası derin.*
[Çınar]: (güçlü bir sesle) Hepimiz burada kalamayız. Bir yolu olmalı...
*Çınar, yaralı arkadaşlarını koruyarak çıkış yolu arar. Ancak o sırada dışarıdaki sesler iyice yaklaşır. Ali'nin adamları içeride ne olduğunu anlamış gibi tekrar yönelir. Çınar, kararını verir ve siperin kenarına hızla yaklaşır.*
[Çınar]: (savaşçı bir tavırla) Hepiniz hazır olun! Bu gece ya ölürüz ya da sağ çıkmak için her şeyi göze alacağız!
*Çınar, önce Mehmet’i hızla siperin diğer tarafına çekmeye çalışır. Oğulcan, bir yandan ağlayarak bacağındaki acıyı hafifletmeye çalışırken, Ahmet'in yarasına müdahale eder. Ancak, her şeyin hızla kötüye gittiğini hisseder.*
[Mehmet]: (nefes alırken) Çınar... Onlar... Arkamızda...
*Çınar, birden hareket eder. Mermiler havada dans ederken, dışarıdaki ışıklar hızla yaklaşır. Bir an için, o kadar çok kurşun sesi vardır ki, her şey bulanıklaşır.*
*Bir anda kapıdan bir patlama sesi gelir. Devasa bir gürültüyle, duvarlardan topraklar ve taşlar fırlamaya başlar. Çınar, Ahmet’in ve Oğulcan’ın cesaretini toplamasına yardım ederken, Mehmet’in durumu her geçen saniye daha da kötüleşmektedir.*
[Çınar]: (bağırarak) Hadi, çıkmalıyız! Şimdi!
*Ahmet ve Oğulcan, tüm güçlerini zorlayarak bir çıkış yolu arar. Çınar, onlara yol açarken, içeri giren adamları hızla etkisiz hale getirmeye başlar. Birkaç saniye boyunca, silahların patlama sesi ve mermilerin yağmur gibi düşmesi ortama hakim olur. Çınar’ın içinde yükselen öfke ve intikam arzusu, her kurşunla büyür.*
*Çınar, nihayet arkadaşlarını koruyarak bir çıkış noktası bulur. Ancak dışarıdaki dünya, onların beklediği kadar güvenli değildir.*
[Çınar]: (nefes nefese) Ali... Bu defa kaçamayacaksın!
*Dışarıdaki karanlık, onları bekleyen yeni bir tehdit gibi görünmektedir. Ancak, bu sefer Çınar daha kararlıdır. Arkadaşlarını sağ salim dışarı çıkarmak için her şeyi göze alacaktır. Ali’nin ihanetine karşı bu gece, **Bölüm 4: Pusuda Gizlenen Tehlike (Devam)**
*Çınar ve arkadaşları, depodan dışarı çıkmayı başardılar, fakat tehlike onlara yakından takip ediyordur. Ali'nin adamları hala peşlerinden gelmektedir ve bu geceyi sağ salim atlatmak için her an tetikte olmaları gerekmektedir.*
*Çınar, Mehmet’i desteklerken, Oğulcan’ın acı içinde titreyen bacağını gözler. Ahmet, hala ağır yaralı, ama direncini kaybetmeden onları takip etmeye çalışıyor. Gece yarısı, karanlıkta ilerlerken her adım daha da zorlu hale gelir. Geriye bakmak, her geçen saniye onları daha da fazla tehlikeye sokacaktır. Birinin düşmesi, tüm planın altüst olmasına neden olabilir.*
---
[Çınar]: (sesini alçaltarak) Hızlı olmalıyız, bir çıkış yolu bulmamız gerek.
[Mehmet]: (nefes nefese) Bunu başarabiliriz… Çınar, senin liderliğinde, her şey mümkün.
[Oğulcan]: (zorlukla) Ama bu kadar kolay olmayacak… Onlar çok yakın.
*Çınar, hızlıca etrafına bakar. Arka sokaklar, terkedilmiş binalar ve terkedilmiş araçlar arasından kaçış yolu arar. Her şeyin, tek bir yanlış hamleyle sona ermesi mümkündür. Geceyi sağ salim atlatmak, onların hayatta kalması için tek şanslarıdır.*
---
*Birden, karanlıkta uzaktan gelen silah sesleri duyulmaya başlar. Çınar, kafasını hızla çevirdiğinde, siluetin silahını doğrultarak ilerlemekte olduğunu fark eder.*
[Çınar]: (fısıldayarak) Dikkatli olun, adamları geldi. Hızlı olmalıyız!
*Oğulcan, acısından dolayı bir an için yere düşer, fakat Çınar hemen yanına giderek onu kaldırır.*
[Çınar]: (gözlerini kısarak) Oğulcan, dayan! Birlikte çıkacağız buradan!
*Mehmet, Oğulcan’ı korurken, Çınar hızla etrafı tarar ve bir çıkış yolu bulmaya çalışır. Ancak Ali’nin adamları, her adımda yaklaşıyor gibi görünmektedir. Ahmet, hala ağır yaralı olmasına rağmen, silahını kavrayarak dikkatlice Çınar’ı izler.*
---
*Bir anda, depodan hızla çıkan bir grup adam, siperlerinden çıkmadan ateş açmaya başlar. Mermiler havada dans ederken, herkes panik içinde siperlere çekilir. Çınar, arkadaşlarının hayatını tehlikeye atmamak için hızla düşünmeye başlar.*
[Mehmet]: (bağırarak) Çınar, siperin arkasında kalmamız gerek!
[Çınar]: (kararlı) Hayır! Bizim hareket etmemiz gerek! Bu şekilde burada sıkışıp kalamayız!
*Çınar, Mehmet’i ve Oğulcan’ı hızla başka bir yere yönlendirirken, Ahmet ve Oğulcan’a bir güvenli rota belirler. Ancak, mermiler yağan silahlar, onlara hareket etmek için çok az zaman bırakır.*
---
*Ahmet, omzundan aldığı derin yaraya rağmen mücadele etmeye devam eder. Çınar, Oğulcan’ın bacağını sarmak için birkaç saniye durur, ancak düşmanlarının çok yakın olduğunu fark eder.*
[Çınar]: (nefes alarak) Hepimiz, bir yolda birleşeceğiz. İleri!
*Ancak tam o sırada, bir patlama sesi gelir. Deponun kapısına yakın bir yerde büyük bir infilak yaşanır. Çınar, sesin geldiği noktaya doğru hızla yönelir. Mermiler, her yönüyle onları çevrelemektedir.*
[Çınar]: (bağırarak) Buradan çıkmalıyız, hemen!
*Ahmet ve Oğulcan, her adımda daha da zorlanmaktadır. Çınar, onları bir siperin arkasına çekerken, düşmanın hızlı ilerleyişi onları tehdit altına alır.*
[Mehmet]: (kan revan içinde) Çınar… Bizi koruyabilecek misin?
[Çınar]: (gözleri kararmış bir şekilde) Bu geceyi hayatta geçireceğiz, merak etme. Ali'nin oyununu bozacağız!
*Çınar, karanlıkta hızla hareket ederken, arkadaşlarının canını tehlikeye atmadan hareket etmeye çalışır. Her adımda, düşmanlarının tehlikesi biraz daha yaklaşmaktadır. Ancak, Çınar'ın içinde bir öfke ve kararlılık büyür. Bu gece, sadece hayatta kalma mücadelesi değil, aynı zamanda intikam alma mücadelesidir.*
---
*Çınar, arkadaşlarını bir arada tutmayı başarırken, bir yandan da düşmanlarına karşı bir strateji oluşturur. Ancak, bu geceyi hayatta geçirebilmek için her şeyini riske atmak zorundadırlar.*
---
*Gecenin ilerleyen saatlerinde, bir patlama daha olur. Çınar ve arkadaşları, hızla siper alarak etraftan gelen tehlikeleri savuşturmaya çalışırlar. Ancak, Ali’nin adamları hiç beklemedikleri bir şekilde içeri girmeyi başarır.*
[Çınar]: (düşünerek) Bunu yapmam gerek… Ali, bu gece her şeyi kaybedecek!
*İntikam, artık bir hayatta kalma meselesi haline gelmiştir. Çınar, tüm gücünü ve kararlılığını ortaya koyarak, düşmanlarının tuzağını bozmaya çalışır. Ama her şeyin sonu, henüz belli değildir.*her şey değişecektir.*
*Daha büyük bir savaş, şimdi başlamak üzeredir.*
---
|
0% |