

Medya Kaan
Merhabalar!
Umarım yeni bölümü beğenirsiniz ❤️
Lütfen oy ve yorumlarınızı yapın. Yorumlarınız inanki benim için çok önemli. Sanki karşılığını alamıyormuş gibi sevilmemiş bu kitap gibi hissediyorum ve yazma perilerim kaçıyor o yüzden lütfen fikirlerinizi belirttin ❤️😘😘
İyi okumalar!
Gözde ve Ayda anlatıklarımdan sonra şaşırmış yüz ifadeleri ile değerlendirme yapıyorlardı.
Ayda tırnağını törpülerken, "Bu erkekler böyle işte! Nankör!" Dedi.
Gözde, "Kaan beni çok şaşırttı. Ben hâlâ Pınar'ın şokundayım. Bencede yanlış anlaşılma olmuştur ya." Dedi elindeki kahve fincanını masaya bırakarak.
Ayda, "Of Gözde yine iyi niyetli düşünüyorsun! Adam bizim kızı öpüyor, sonra hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, küçük hata deyip kapatıyor. Bunlar yetmiyormuşcasına ertesi günün gecesi yabancı bir kızla sarhoş eve geliyorlar! Hayırdır oğlum derim yani!"
Gözde,"Bak öpene kadar herşey tamam. Hatta öptükten sonra hareketleri bile tamam belki bilmediğimiz birşey vardır ya? Çünkü ben canlı gördüm o adam Berra'ya boş değildi. Çok ilgiliydi, öncelikli davranıyordu anladınız mı? Bu Pınar olayı adamın dediği gibi yanlış anlaşılma olmuş olabilir. Hem zaten Berra bile fırsat vermemiş ki adama konuşsunlar."
Ayda, "Kızım seni çok üzerler yemin ederim." Dedi üzgün bakışlarıyla.
Gözde ile Ayda beyin fırtınası yaparken bitki çayımı yudumlamaya devam ediyordum. Bıkkınlıkla ikisini dinliyordum.
"Lütfen artık konuyu kapatabilir miyiz?" Dedim.
"Ne konuyu böylece kapatacak mıyız? Hiçbir şey olmamış gibi?"
Gözde, Ayda'ya döndü. "Evet, başka ne yapacağız?"
"Kusura bakmayın kızlarda ben biraz kinciyim. Berra senide çok sevdiğim için ben aşırı kinlendim. Ben aynısı yaşatalım diyorum?"
Gözde, küçümseyici bakışlarıyla güldü." Ne diyorsun Ayda ergen miyiz biz ne demek aynısını yaşatalım?"
"Gözde!" Diyerek koltuğun üstüne çıktı. Ellerini kullanarak anlatmaya başladı. "Bunun ergenlikle alakası yok tamam mı? Bu kadar saf düşünme. Kız evi terk etmiş adam engel olmamış ya? İstese çıkartmazdı biliyorsun değil mi? Madem küçük bir hata, büyütelecek birşey değil. Aynısını bizde yapalım bakalım nasılmış?"
Araya girdim bakışlarımı ikisinde gezdirerek "Ya aslında dün o sinirle bende bara gitmeyi düşündüm aynısını onada yaşatmak istedim. Sonra sakinleşince durdum gerek yok dedim. Ne hali varsa görsün." Dedim.
Onun gibi duygusuz davranmak gerekiyordu. Dün geceki durumu basitleştirmişti. Nasıl zoruma gidiyordu varya... İmkanım olsa Kaan'ı parçalardım şuan.
Ayda gözlerimin içine baktı."İşte biz ona halini göstereceğiz. Öyle evde oturup elimize birşey geçmez en azından senin için soğur. Kendini eve kapattığını görmesin keyfine baktığını görsün."
Gözde, "2 gündür yaşadıkların gerçekten seni çok üzmüş fark edebiliyoruz. Gözde'nin dediği gibi için soğuyacaksa ben tamamım. "
Gülerek kızlara baktım."Beni gaza getirmeyin tamam mı çok kızgınım Kaan'a." Dedim.
Ayda kolundaki saate baktı. Eliyle "Kalkın kalkın!" Diyerek işaret yaptı."Bu gece en popüler bara gideceğiz! İşlerimizi halledelim hemen hazırlanmaya başlayalım."
&
"Ya bu fazla abartı olmadı mı?"
Boy aynasından üzerimdeki elbiseye bakıyordum. İnce askılı, sırt ve göğüs dekolteli, kırmızı saten mini elbise giymiştim. Bedenimi sardığı için fiziğim ortaya çıkıyordu. Saçlarımı açık bıraktım.

Ayda, "Biraz iddialı ol, özgüvenli ol ya! Gece elbisesi için çok iyi bu!"
Gözde, "Madem bu gece birşey yapacağız. Hakkını verelim. Elbise çok iddialı."
"Neyse doğru söylüyorsunuz." Etrafıma bakındım. "Efe'yi arayacağım bizi o bıraksın. O gelene kadar hazır oluruz herhalde."
Gözde,"Oluruz da Efe kim?"
"Ya Kaan'ın çalışanı. Benim için görevlendirdi de."
Ayda, "İyi güzel. Kaan'a hemen haberin gider."
"Efe olmadan da haberim her türlü gidiyor zaten merak etme."
Efe'nin numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüm...
Kırmızı stilettomu giydim. Son kez kırmızı rujumu tazeleyip çantamı elime aldım. Boşta kalan elimle saçlarımı düzeltim. Açık bırakmıştım omzumdan aşağı doğru sallanıyordu.
"Kızlar hadi aşağıya inelim, Efe gelir birazdan."
Evin kapısına doğru ilerlerken Gözde arkamdan geldi.
"Ben hazırım."
"Ayda hadi!" Diye seslendim.
Elindeki çantayı kapatarak yanımıza geldi. "Tamam tamam inelim."
Evden çıkıp merdivenlere yöneldim. Sessizliği Gözde bozdu. "Ayda yeri ayarladın mı?"
"Tabii ki! Sizi en tanınan lüks bir mekana götüreceğim. Bu mekan kime ait biliyor musunuz? Genç kızların gözdesi Eralp Sayguner'e."
"Bizim gözdemiz olmadığı için tanımıyoruz." Dedi Gözde alaycı ses tonuyla."
Ayda, "Biraz bilin böyle şeyleri sonra lazım oluyor, bugün gibi...
Umarım Eralp Sayguner'de orada olur. Fotoğraflardaki gibi mi acaba? Çok yakışlı adam ya!"
Ayda konudan konuya atlarken Gözde ile birbirimize baktık ardından kahkaha attık.
"Çok komik gülün siz!" Dedi apartmandan çıkarken.
Gözde, "Komik ama." Dedi gülmeye devam ederken.
"Efe gelmiş." Dedim siyah lüks arabayı gösterirken. Arabaya doğru ilerledik. Efe şoför koltuğundan inip önce arka kapıyı açtı.
"Teşekkür ederiz ama gerek yok böyle şeylere."
"Ne demek efendim."
Sabahta beni Efe bırakmıştı. Arka koltuğa Gözde ve Ayda oturunca ön koltuğa ben geçtim.
"Sizi nereye bırakayım Berra Hanım."
"Ayda nereye gidiyoruz?" Dedim başımı çevirerek.
"Tamam ben yolu tarif edeceğim."
Bir saate yakın yoldaydık. Akşam trafiği o kadar yoğundu ki ilerlemiyordu sanki. Bunalmıştım. Saatte epey geç olmuştu.
Gözde "Ay, bunaldım ama ben!" Dedi. Ellerini yüzüne yelpaze yaparak.
Ayda,"Hafta sonu ya ondandır, birde uzak burası biraz ya."
"Başka yer mi bulamadın?" Dedi Gözde bıkkınlıkla.
"Hayır, bulamadım."
Ortamda tekrar sessizlik oluştu. On beş dakika daha süren yolculukta Ayda'nın "Geldik burası!" Demesiyle araba durmuştu.
Gösterdiği kocaman lüks mekanın girişi ışıklardan parlıyordu. Kızlar arabadan inince Efe'nin sesi araya girdi. "Sizi bekleyeyim mi efendim?"
"Bekleme bizi, birşey olursa ben seni ararım."
"İyi eğlenceler." Demesiyle arabadan indim. Kızlarla girişe doğru adımlarımızı yönlendirdik. Kapıya yaklaştıkça içeriden sesler gelmeye başlamıştı.
Elimde duran telefonu çantamın içine koyarken omzuma kaba kuvvetle birinin çarpmasıyla dengemi kaybettim. Elimdekiler yeri boylarken birkaç adım sendelendim. Sırtımın üstüne düşmeyi beklerken belimden birinin tutmasıyla geri çekildim. Belime dokunan eli üzerimden bir hışımla çektim.
"Yavaş olsana biraz! Önünede mi bakmıyorsun!"
Kim olduğuna bakmadan yere eğildim. Çantamın içinden düşenleri toplarken başımda gölge gibi durmaya devam ediyordu. Telefonuma uzanırken benden hızlı davrandı. Aynı anda ayağa kalkınca karşımda, uzun boylu, geniş omuzlu, kumral ve 29 yaşlarına yakın bir adam duruyordu. Yeşil gözleriyle, gözlerimin içine baktı. Ardından elinde duran telefonumu inceledi.
"Zarar gördüyse karşılamak isterim."
"Ne münasebet!" Deyip telefonu elinden aldım.
Verdiğim tepkiye şaşırdı. "Kusura bakmayın acele davranırken sizi göremedim. İyi misiniz?"
Adam kendini ifade ederken gözlerimi kızlara çevirdim beni bekliyorlardı.
"İyiyim sorun yok." Diyerek yanından ayrıldım. Arkamdan seslenmeye devam ederken kızlara odaklandım. Bıkkın bir şekilde duruyorlardı.
"Kim o adam?" Dedi Gözde arkama bakarak. "Sırtı dönük olduğu için göremiyorum da."
"Bilmiyorum öyle bir çarptı ki feleğim şaştı. Beni arkanızda bırakırsanız böyle olur."
Gözde, "Ayda çok acele ediyor ne bileyim böyle olacağını. Hiç fark etmedik ne oldu ne bitti."
Ayda, "Neyse Berra iyiysen artık girebilir miyiz içeri canım?"
"Girelim hadi."
&
Yuvarlak bir masanın etrafına toplanmıştık. Müzik şiddetli bir şekilde kullağımı doldururken Ayda elindeki kokteyl içkilerle yanımıza geldi. Dudaklarını oynatarak bağırdı.
"Bu gece fena içeceğiz!" Elindeki bardağı ağzına götürüp ritme eşlik etmeye başladı.
Gülerek Gözde'ye döndüm. Elini bardağa götürdü. "Bu gecenin hakkını vereceğiz!" Diye bağırdı.
Kendilerine eşlik ederek "Anlaştık!" Diye bağırdım...
&
Mekanda Dj eşliğinde pop müzikler çalıyordu. Gözde ile saçma dans figürleri sergileyip kahkaha atarken Ayda ellerinin arasına tutturduğu 3.shot bardaklarını getirmişti. Alkollü içeceklerden sonra sıra sek bardaklarındaydı. Sırayla elimize tutuşturdu.
Ayda dudaklarını bastırarak bağırdı. "Üç dediğimde aynı anda içeceğiz!"
Dudaklarımı büzerek "Benim sanki başım dönüyor! İçmeyeceğim!" Dedim.
Ayda birden kaşlarını çattı. "İç yoksa seni mahvederim!"
Gözde araya girdi. Çok mutluydu. Alkolün etkisinden olması gerekti. "1!"
"2!"
Ayda ile Gözde aynı anda "3! Dediğinde tek seferde içtik. Hepimizin yüzünde ekşime olmuş gibiydi. Boğazımdan sanki keskin sıcak birşey akmıştı. Damakta tarif edemediğim bir hissiyat bırakmıştı. Hem limonsu hem tatlı hem tuzluydu. İlk deneyimimdi ve ben saat geçtikçe tuhaflaşıyordum.
Kulağımı Gülşen'in Bangır Bangır şarksının giriş müziği doldurunca Gözde elleriyle alkış yaparak zıplamaya başladı. "En sevdiğim şarkı!"
Yanım çok kalabalık, sesin gelmiyor, bağır
Müzik son ses, bangır bangır
Ağzı bozuk şarkılar tuttum sana, biraz ağır
Haydi, haydi saldır, saldır
Gül gibi uyuyan yılanı uyandırdın
Garanti bildin beni, havalandın
Yürek yemiş sanki mübarek
Neyine güvendin, evladım?
Gül gibi uyuyan yılanı uyandırdın
Garanti bildin beni, havalandın
Adın bensiz buralarda etkisiz eleman, sıfır aldın
Ayda elimden çekiştirdi. "Berra! Hadi dans edelim!" Karşımda oynamaya başlayınca Gözde aramıza girdi. Bu hâli bana komik gelince kahkaha attım.
Ayrıca yanağımda kızarıklık hissetmeye başlıyordum. Sanki ateşim yükseliyordu.
Yavrum, kaldır kollarını
Teslim ol, etrafın sarılı
Sabret, af çıksın sana, ben öptür'ce'm bu evin yollarını
Yavrum, kaldır kollarını
Teslim ol, etrafın sarılı
Bunlar iyi günler, sana ben göster'ce'm kıvrak oyunlarımı
Sanki enerji patlaması yaşıyordum kendimi birden kalabalığın içinde bulmuştum. Dans etmeye başlamıştım.
&
Yazarın Ağzından
Berra tekilanın etkisiyle kendini müziğe kaptırırken hiçbir şeyin farkında değildi. Kalp ritmi müziğin ritmine eşlik ediyordu. Yanakları sıcaklıktan al al olmuştu. Etrafında dönerken çaprazında duran bir grup erkeğin masasına çarpmayı hesap edememişti. Bilinci tamamen alkolün etkisindeydi. Çarpmanın etkisiyle dengesini kaybederken, girişte çarpıştığı adamın kollarında kendini buldu.
Görüş alanı artık bulanıklaşıyordu. Kaşlarını çatarak onu tutanın yüzüne bakmaya çalıştı. Birden elini adamın sağ yüzüne götürdü.
"Sen beni mi takip ediyorsun!" Diyerek sağ yüzüne tokatı yapıştırınca adam neye uğradığını şaşırdı.
"Sen!" Dedi gözleri kocaman olmuş bir şekilde. "Beni takip ediyorsun sen!"
"Bırak peşimi!"
Bu haline gülmeye başladı adam. Ne kadar güzel ve tatlı olduğunu düşündü. Başka bir boyutta olsaydı kimsenin ona bağırmaya bile cesaret edemeyeceğini düşünmüştü. Ama bu kız onun ilgisini çekmişti. Tolerans göstermişti.
"Hayır ben sapık değilim." Dedi kulağına doğru eğilirken. Saçlarının çiçeksi kokusunu hemen fark etmişti.
"Ya öyle mi?" Dedi Berra 32 diş gülmeye başlarken.
"Evet." Dedi yüzünün önüne gelen saç tutamını kulağının arkasına iterken.
"O zaman özür dilerim. Barıştık mı?"
"Adını söylersen barışırız."
"Berra Derin. Senin adın ne?" Dedi bağırarak.
"Eralp Sayguner. Memnun oldum." Dedi adam tebessümle sağ elini uzatarak. Uzattığı elini sıkarak "Bende." Dedi.
Berra kendini iyi hissetmeyince hiçbir şey demeden sırtını döndü. Kalabalık sanki üzerine geliyor gibi hissediyordu. Görüş alanı bulanıklaşıyor, dengesini sağlayamıyordu. Geride bıraktığı adam kadını izliyordu.
Berra zoraki bir şekilde kızların yanına gitmişti. Gözde elinde sek bardaklarla gülerek masaya gelmişti.
"Hadi!" Dedi dudaklarını bastırarak. Mutluluktan havaya uçacaktı. Ayda, sanki enerjisi çekilmiş gibiydi. Başını masaya koymuştu. Ağır hareketlerle başını kaldırdı.
"Ben galiba çok içtim, yeter!"
Duyguları birden değişen Berra lafa atladı."Mızmızlık etmeyin!" Büyük bir sevinçle bardağı eline aldı. Ayda'yı ikna ettiklerinde aynı anda bardağı ağzına götürdüler. Üçünün aynı anda yüzü ekşidiğinde birbirlerine bakarak kahkaha attılar.
Ayda, içkinin etkisiyle mücadele ederken masaya sarhoş bir adam geldi. Gözde'yi dansa kaldırdığında Berra gülerek alkışladı.
Berra mızmızlanarak etrafına döndü. "Tuvaletim geldi benim Ayda!"
Ayda, başını masadan kaldırmıyordu bitkin haldeydi. Ağzından gevelemeye başladı. "T-tuvalete git. O-o zaman."
Kalabalığın arasında sendeleyerek yürümeye başladı. İnsanlara çarpa çarpa WC yazısını arıyordu.
"Altıma yapıcam çıkın önümden!" Sinirle bağırdı. Müzikten onu kimse duymuyordu. Herkes deli gibi oynuyordu.
Bar tezgahının solundan koridorda girdiğinde her bir köşede öpüşen çiftleri girince ağzı 'o' şeklini aldı.
"Çok ayıp! Bakmadan geç!" Diyerek elleriyle gözlerini kapattı. Küçük adımlarla yürümeye devam etti.
"Ama ben önümü nasıl görmeden yürüyeceğim ki." Diye sordu kendi kendine.Parmaklarının arasında WC yazan kapıya bakıp tekrar kapattı. Kapıya yaklaştığını hissedip gözlerini açtığında çığlık atmaya başladı.
Karşısında pisuvara idrarını yapan erkeği görmeyi beklemediği için şoka girmişti. Genç adamda aynı şekilde şaşırmıştı. Hemen kendini düzeltti.
"Ne yapıyorsun kızım sen!"
Berra, Kaşlarını çatarak öfkelendi.
"Burası kadın tuvaleti asıl sen ne yapıyorsun!" Dedi adama bağırarak.
"Yanlış yere geldin kızım çık buradan!"
"Ben yanlış yere gelmedim! Tuvalette geldim!"
"Tuvalete geldiysen doğru! Ama cinsiyet fark etmez diyorsan bak orada kabinli tuvaletler var." Diyerek kabini gösterdi.
Gösterdiği kabinden erkek çıkınca birkez daha şaşırdı.
"Aaa! Burası kadın tuvaleti ne işiniz var burada!"
Adam, kabinden çıkan adama gülerek baktı. "Kafası güzel karının."
Kabinden çıkan adam Bera'ya doğru yaklaştı."Kafasını bilmemde karı güzelmiş ama."
Adam gülerek lavaboyu terk ettiğinde kabinden çıkan adamla baş başa kaldı.
"Adın ne senin güzellik?" Çapkın gözleriyle baştan aşağı kadını süzdü. Berra' nın görüş alanı tekrar bulanıklaştı.
"Kızlar beni bekliyordu." Diye söylenerek arkasını döndü. Kapı eşiğinden geçerken kolundan yakaladı.
"Şş nereye gidiyorsun?"dedi gözlerini kızın üzerinden alamadan.
"Kızların yanına gideceğim." Birkaç adım atmaya çalışmıştı fakat hareketi kısıtlanmıştı.
"Gel sonra gidersin."
"Bırak kolumu!"
Adam, mesafeyi kapatıp üzerine gelince Berra birkaç adım geri attı. "Yeter! Bak sinirlendirme beni!"
Adam kahkaha attı. "Hem seksi hem komik!"
Berra bir anda adamın yüzüne tokatı yapıştırdı. "Gülme orospu çocuğu! Rahat bırak beni!"
Adamın aniden sinirleri gerildi. Kaşlarını çattı. "Öldürürüm kızım seni! Nasıl vurursun lan bana!" Dedi elini Berra'nın boğazına götürerek.
"Böyle!" Diyerek yüzüne tekrar tokadı yapıştırdı.
Adam sinirden küplere binmişti. Birden boğazını sıkmaya başladı. Berra can çekişirken atmosferi erkek sesi böldü.
"Ne yapıyorsun lan!"
Bu ses Eralp Sayguner'e aitti. Adamı yakasından yakalayıp diğer duvara fırlattı.
"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? Kızı mı boğuyorsun?"
Adam öfkeyle Eralp'ın üzerine geldi. "Sanane lan! Kız benimle! Bulaşma siktir git!"
Eralp cebinden telefonu çıkarıp tuşladı. Ardından hızlı bir şekilde yerine koydu.
Bakışları hızla Berra'ya döndü. "Berra iyi misin?" Dedi yüzünü ellerinin arasına alarak.
"İyiyim ben gitmek istiyorum buradan." Boğazını ovalamaya başladı. Ne yaşadığını anlamaya çalışıyordu. Olanları idrak edemiyordu.
Eralp, kadınla ilgilenirken adam omzundan tuttu. En ufak teması anında fark eden Eralp adamın sol gözüne yumruğunu geçirdi. "Seni kim içeriye aldı şerefsiz!"
İçeriye siyah takım elbiseli adamlar girince Eralp işaret yaptı. "Bu şerefsize iyi ders verin. Mekanın etrafında bile gezmeyecek."
Berra ile Eralp başbaşa kalmıştı. "Gel çıkalım buradan." Berra başını aşağı yukarı sallayınca kolunu beline yerleştirdi. Yürümekte oldukça zorlandığını fark edince eşlik etmeye başladı.
Kalabalığın içine karışınca bu anı fırsat bilerek belindeki kolunu dahada sıktı. Adam bu duruma çok sevinmişti. Çünkü anlam veremediği aralarında bir çekim gücü olduğunu düşünüyordu.
Birden müzikler kesilip ışıklar açılınca Eralp olduğu yerde durdu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken gür bir erkek sesi işitti.
"Boşaltın mekanı!"
Berra, "Basıldık mı?" Dedi gülerek. Etrafındaki insanlar kaçmaya başladı. Herkes birbirini eziyordu sanki. Çığlık sesleri yükselmişti. Eralp bir eliyle kızı koruma altına almaya çabalarken diğer boşta kalan elini silahına götürdü.
Sesin kime ait olduğunu henüz çözememişlerdi. Bir kez daha gür erkek sesi yineledi. "Berra!"
Mekan hızlı bir şekilde boşaltılmıştı. Bundan dolayı Kaan'ın Berra'yı bulması kolay olmuştu. Gördüğü manzara ile yüzü kaskatı kesilmişti. Sinirlerine hakim olamayıp Eralp'ın üzerine yürüdü.
"O koluna sahip çık yoksa kolsuz gezdiririm seni!"
Berra'nın elini yakalayıp kendine çekti. Göz göze geldiklerinde sevindi. "Kaan sende mi eğlenmeye geldin?" Kahkaha atarak.
Eralp yaşanan olayın şokundaydı. "Ne oluyor lan! Mekan basmak ne?"
"Senin Berra ile ne işin olabilir hayırdır?"
Eralp, "Siz tanışıyor musunuz?" Dedi. Bu şoku sindirmeye çalıştı. "Mekanımın itibarını nasıl böyle bozabilirsin, anlaşmamış mıydık seninle?"
"Konu Berra olunca işler değişir." Dedi Kaan arkasına dönerek. Efe'ye işaret yaptı. "Topla adamları gidiyoruz."
Eralp, "Eskiye dönmeden çıkın mekandan."
İçerisi siyah takım elbiseli adamlarla doluydu. Gözde, elini ağzına götürerek güldü. "Berra seninki gelmiş." Dedi.
Berra, "Seninkide gelmiş." Dedi. Yanında duran Yusuf'u göstererek.
Mert, Ayda'yı masadan kaldırmaya çalışıyordu. "Abi bunlar meyve suyu olmuş."
Kaan, "Kızları evine bırakın." Dedi. Berra'nın bileğinden sıkıca kavradı. Çıkışa doğru ilerlediler.
"Dans etmeden gidecek miyiz buradan?"
Kaan o kadar hızlıydı ki Berra sağa sola savrulacaktı neredeyse. Gördüğü manzara bütün sinirlerini yerinden oynatmıştı bu yüzden biran önce buradan çıkmak istiyordu.
Berra, adımlarına ayak uyduramıyordu. Sağ bileği burkulunca acıyla inledi. "Ah! Bileğim acıdı Kaan!" Dedi dudaklarını büzerek.
Sabır çekerek mavi gözlerinin içine baktı. Sarhoş olduğunun farkında olduğu için kendini sınırlıyordu. Yoksa fena patlayacağı kesindi. Daha ayakta bile duramadığını fark edince bir elini beline yerleştirerek kucağına aldı. Berra'nın gözleri kocaman olmuştu.
"Beni mi taşıyorsun sen şapşal ya!" Dedi kollarını boynuna geçirerek. Ağzı gülümsemekten hiç kapanmıyordu.
"Beni seviyorsun değil mi?" Soruyu işiten Kaan, mavi irislerle göz göze geldi. Oralı olmadan yoluna devam etti. Berra başını omzuna yasladı.
"V-ve." Dedi kelimeleri çıkarmakta zorlanıyordu. O sıra arabaya yanaşmıştı. Adamlardan birine kapıyı işaret edince ön koltuğun kapısı açıldı. Koltuğa yerleştirip kemerini taktı.
Gülümseyerek "Ve bana aşıksın." Dedi. Kaan,duyduğu cümle ile olduğu yerde kaldı. "Yoksa neden beni almaya geldin ki?" Berra'nın aniden mimikleri değişti. Elini ağzına götürdü. "Yoksa sen benim kocam mısın?"
Kaan ciddiye almadan şoför kapısını açtı. Yerine geçtiğinde kontağı çalıştırdı. Direksiyonu sıkıca kavrayan ellerine baktı. Eralp ile Berra'nın alakasını düşünürken Berra başka bir alemde yaşıyordu. Kendine geldiğinde bunun hesabını soracaktı.
Trafikten dolayı en az on beş dakika geçmişti. Araba sürekli ani fren yapıp durmasıyla Berra'nın midesini bulandırmıştı. Eve varmalarına yakın Kaan gaza yüklenmişti.
Berra, mırıldanmaya başladı. "Sanki kusacağım."
Kaan arabayı sağa çekip durdu. Hızlı davranarak şoför koltuğundan ayrıldı. Berra'nın kapısını açarak onu içeriden çıkardı.
Sinirle söylendi."Senin etin ne budun ne o kadar içiyorsun."
Eliyle ağzını tutarak yolun kenarına gitti. "Çok kötüy-" Cümlesini bitirmeden kusmaya başladı.
Elinin tersiyle ağzını sildi. "Başım çatlıyor, karnım ağrıyor." Diyerek kendini yere attı. Bunu fark eden Kaan havada kaptı. Belinden sertçe kavrayarak arabaya yönlendirdi.
"Bilmediğin bokları denersen böyle olur." Kaan kıskançlıktan mı yoksa Eralp'ı gördüğü için mi belli olmayan duygular için aşırı öfkelenmişti. Sinirini atamıyordu.
Arabaya tekrar geçtiklerinde kontağı çalıştırdı. Yoluna devam ettiler.
"Bugün yeni arkadaş edindim biliyor musun?" Dedi gülümseyerek.
"Ne arkadaşı?"
"Erkek arkadaş." Demesiyle direksiyonu tutan elleri gerilmişti. "Adı Eray mıydı? Neydi adı ya? Alp mıydı? Hah! Eralp!"
"Çok yakışıklıydı ama!"
Kaan'ın kaşları çatılmıştı. "Berra sus tamam."
"Hayır susamadım ben."
Kaan sabır çekti. "Neden beni erkenden aldın ki onunla dans edecekti-"
Anlattıklarına tahammül edemedi. "Sus dedim sana!" Öyle yüksek sesle bağırmıştıki sesi arabadan dışarıya kadar ulaşmıştı.
Berra ne olduğunu anlamadı ama Kaan'ın ona çok kızdığını ve bağırdığını anlamıştı. Aniden duyguları değişmişti. Dudakları büzülmüştü.
Ağlamaklı çıkan sesiyle,"Neden bağırıyorsun bana?" Dedi.
Kaan cevap vermeyince Berra hıçkırarak ağlamaya başladı. Bunun bir sınav olduğunu düşündü. Çünkü sabrı tükenmişti. Sabır çekerek "Bağırmadım sana." Dedi.
"Hayır bağırdın bana." Dedi hıçkırıkların arasında. "Sana sadece arkadaşımı anlatıyordum ben neden üzdün beni?"
Kendini dizginlemeye çalıştı. Olabildiğince yumuşak çıkardığı ses tonuyla "Yavrum bağırmadım sana tamam mı ağlama?" Dedi zoraki gülümsemeyle.
Ağlamayı kesti gülmeye başladı." Gerçekten mi?"
"Gerçekten."
Berra elini saçına götürerek "Yavrun muyum gerçekten?"dedi.
"Evet yavrumsun." Berra aşk yaşarken Kaan sınanıyordu.
Evinin bahçesine girdiklerinde arabadan indiler. Berra'nın aylak aylak yürümesine dayanamayıp kucağına aldı. Eve girince hala kucağından indirmedi. Koridorun yolunu tuttunca Berra gülerek "Nereye götürüyorsun beni?" Dedi.
Banyonun kapısını tek eliyle açtı "Ama benim tuvaletim yok ki." Dedi Berra
Kaan Berra'yı duşa kabinine bırakınca eline su fiskiyesini aldı. "Bu sarhoş haline tahammülüm yok. "
Suyu üzerine tuttunca çığlık attı. "Aaa! Soğuk!"
"Aklın başına gelir." Üzerindeki kırmızı elbise sırılsıklam olmuştu. İç çamaşarına kadar içi gözüküyordu. Eliyle yüzünü sildiğinde makyajı eline bulaşmıştı.
"Dondum ama eğlenceli! Sende gelsene!" Berra'nın kahkaha atmasıyla Kaan daha çok sinirlenmişti. Kulübe gitmesine, Eralp ile takılmasını sindirememişti.
Tişörtünü yakasından tutup kendine çekmeye çalıştı. "Ya sende gel!" Berra oyun oynadıklarını sanıyordu. Hala durumun farkında değildi.
Elindeki su fiskiyesini çaldığında Kaan'ın üzerine tuttu. Kaan sırılsıklam olunca sinirle fiskiyeyi elinden aldı. Suyu kapattıp üzerine havlu sardı. Ardından odasına götürdü.
Berra tekrar söylenmeye başladı. "Midem çok kötü..."
Dolabından kıyafet çıkarıp yatağın üzerine bıraktı. "Giy bunları geliyorum hemen." Kızı odada tek bırakıp mutfağa indi.
Sert bir kahve yapıp odaya geri geldiğinde gördüğü manzara ile donakalmıştı. Üzerindekileri çıkarmadan havluyla uyuyakalmıştı...
Berra'nın Ağzından
Gözlerimi şiddetli baş ağrısı ile açtım. Etrafımı incelediğimde hızla ayağa kalktım. Kaan'ın evinde ne işim olabilirdi benim?
Kapıya sakin adımlarla ilerlerken ayağıma takılan kırmızı elbisemi görünce şok oldum. Birden üstüme baktığımda pembe şort pijama takımı vardı. Dün geceye dair hiçbir şey hatırlamıyorum ne olmuştu burada?
Koridora çıktığımda evde sessizlik hakimdi. Salona vardığımda kimse yoktu. Duvar saatine baktığımda 11:30 gösteriyordu.
"Uyanabildin sonunda."
Kaan'ın sesini işitmemle başımı çevirdim. Ellerini gri kumaş pantolonun ceplerine yerleştirmişti. Üzerine beyaz gömlek giymişti. Kahverengi gözleri ciddiyetle bakıyordu.
"Burada ne işim var benim?" Kollarımı göğsümün altında birleştirdim. Üzerine doğru yürüdü.
Otoriter bir şekilde konuştu. "Soruları ben soracağım sende cevap vereceksin." Koltuğu işaret etti. "Şimdi otur."
"Senin dediklerin olmayacak Kaan." Gözlerinin içine baktım. Beni yönlendirmeye bayılıyor olmalıydı çünkü dediğini yapmayacaktım.
"Otur konuşacağız."
Birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Oturmamı bekliyordu. Sabırla koltuğa oturdum.
"Bana dün geceyi baştan sona kadar anlat şimdi."
"Neyi anlatacağım sana?"
Kaan sinirlendi. Elleriyle yüzünü sıvazladı. "Berra!" Dedi öfkeli çıkan sesiyle. "Senin o adamla ne işin vardı?"
"Hangi adamla? Ne adamı Kaan!" Diyerek ayağa kalktım.
"O adam benim düşmanım! Sen dün o adamın kolundaydın!"
"Ne biçim konuşuyorsun sen ya? Ne saçmalıyorsun?"
"Eralp Sayguner'i nereden tanıyorsun!"
Bu isim çok tanıdıktı. Dün geceyi pek hatırlayamıyordum ama tanıyor gibiydim de.Cevap vermek için dudaklarımı araladığımda kapıdan şiddetli bir şekilde ses geldi. Bütün dikkatimiz dağılmıştı. Kaan elini belindeki silaha götürdü. Biri kapıya alacaklı gibi vuruyordu.
"Kaan!"
Mert'in sesini duyunca korkmuştum. Ne olmuştu böyle? Kaan hızlı davranarak kapıyı açtı. Mert nefes nefese kalmıştı. Üzerinde korku ve şok vardı.
"Ne oluyor oğlum ne bu halin?"
"Abi!" Dedi nefes nefese. "Arıyorum niye telefonlarınıza bakmıyorsunuz!"
Dayanamayıp araya girdim. "Ne olduğunu söyleyecek misin artık?"
"Ali'yi kaçırmışlar!" Dediğinde "Ne!" Diye çığlık attım.
Kaan, "Nasıl kaçırmışlar? Şaka mı yapıyorsun lan sen?"
"Hale aradı çok kötü şuan. Çocuk ortada yok." Deyince Kaan ceketini alıp evden bir hışımla çıktı.
Vee bölüm sonuu. Umarım beğenmişsinizdir oy ve yorumlarınızı yapmayı unutmayın lütfen.
Oy ve yorum gelmeyince yazma perilerim kaçıyor fikirleriniz bu yüzden benim için çok önemli ❤️
Yeni bölümde görüşmek dileğiyle ❤️ ne kadar yorum ve oy. O kadar hızlı yeni bölüm demeek😘😘
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |