Yeni Üyelik
11.
Bölüm

10.Bölüm

@evrendenbirilo

Kaan ile görüşmemiz en son 1 hafta önceydi. 1 haftadır onu görmemiştim. Açıkçası merak ediyordum,nedenini bilmesemde içimde ona karşı hep bir merak oluşuyor.

Şu an markette makarna arıyordum. Çünkü bu geldiğim markete daha önce gelmemiştim ve doğal olarak bulmam biraz zaman alacaktı sanırım. Tam ümidimi kesmiş çalışan birine soracaktım ki makarna reonu bütün heybetliyle karşımda duruyordu.

Zaman kaybetmeden 3 paket kelebek şeklinde olan makarnalardan sepetime attım. Neden bilmiyorum ama bu şekildeki makarnaya bayılıyorum. Belki hepsinin tadı aynı olabilir di ama bana farklı geliyordu. Çikolata reonuna geldiğimde bana göz kırpan Ülker çikolatanın beyazlısından 5 browniden de 3 tane alarak kasaya gittim.

Aldıklarımın fiyatını ödedikten sonra marketten çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Aklıma yine istemsizce Kaan gelmişti. Bu sidikli niye aklıma gelip duruyo anlamıyorum.

Eve geldiğimde direk mutfağa yürüdüm çünkü çok açım. Bayılacak gibi hissediyorum. Bayılmamam gerek, eğer bayılırsam beni şu an kaldıracak bir prens yok çünkü arkadaşlar.

Allah herkese beyaz da olmasa bir prens nasip etsin.

Tencereye suyu doldurup birde onun kaynamasını bekleyemem. Bu yüzden kettleye su koyup kaynamasını bekledim. Su kaynadıktan sonra tencereye koyduğum makarnanın üstüne suyu dökülmeye çalışırken yanlışlıkla kolumun yarısını yaktım ve bu çok acı vericiydi.

"Aaah Allah kahretmesin ya buda mı gelecekti başıma." Napmam gerekiyordu ki şu an. Hastaneye mi gitsem acaba. Evet evet hastaneye gidiyim. Hemen montumu alıp arabaya doğru yürümeye başladım. Arabaya bindikten sonra hastanenin yolunu tuttum.

 

Kaan Ulusoy'dan

 

Aklımdaki düşünceleri susturmak için kendimi işe vermiştim. Ama bu pek mümkün olmuyordu. Aklımda Ebrar varken hiç bir şey yapamıyordum.

Çalan telefonumu elime alıp Kimin aradığında baktım. Sağ kolum Mehmet'ti. Acaba Ebrar'a bir şey mi olmuştu. 1 haftadır Ebrar'ı görmüyordum ama bu onu korumayacağım anlamına gelmiyordu.

"Alo abi.." sesi biraz endişeli geliyordu. "Ne oldu Ebrar'a bir şey mi oldu" hızla oturduğum yerden kalktım ve aşağı doğru inmeye başladım. "Abi Ebrar Hanım şu an hastanede. Ama neden hastanede bilmiyorum abi"

"Ne demek hastane lan. Nasıl bilmiyorsunuz ne olduğunu. Ben sizi boşuna mı oraya koydum lan."

Telefonu kapatırken hangi hastanede olduğunu konum olarak atmasını istemiştim. Ona bir şey oldu düşüncesi neden beni bu kadar veriyor ve kalbimin acımasına neden oluyordu.

 

Ebrar'dan

 

Şu an hastanede sıra bekliyordum. Neredeyse 1 saattir sıra bekliyorum ve nedense sıra hiç ilerlemiyordu. Artık hem sıkılmaya hemde canımın acısı çoğalmaya başlamıştı.

Nağlettt gelsinn

Sanırım bu sırayı daha fazla beklemeyecektim, canım gerçekten çok yanıyordu. Sanırım ağlıyordum normalde ağlamazdım ama bu aralar her şeye ağlar olmuştum.

Birden hüngür hüngür ağlamaya başlamıştım. Etraftaki insanların bana baktığını hissetsem de ağlamaya devam ediyordum.

"EBRAR!"

Biri bana bağırsada kafamı kaldırmadım. Kim olduğu şu an umrumda bile değildi. İnsanlar beni görmesin diye yüzümü kapattığım ellerimi birinin açmasıyla kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım.

Gelen kişi Kaan'dı. Şu an onun burda neden olduğunu düşünecek durumda bile değildim. Canım hala acıyordu.

"Noldu sana, bana bak, biri bir şey mi yaptı söyle bana." Oturduğum için eğilmiş benimle aynı hizzada duruyordu. " Kolumu yaktım. 1 saattir bekliyorum ama kimse bana bakmıyor. Canım çok acıyor" sesim sanki babasına birini şikayet eden çocuklar gibi çıkıyordu. Umarım sümüğüm akmamıştır.

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda dudağının kenrının kırıldığını gördüm. Ama hemen silindi. Ayağı kalkıp beni kucağına aldığı gibi dışarı çıkarmış ve arabaya bindirmişti. Ben hala ağlıyordum.

 

Kaan Ulusoy'dan

 

Hastaneye nasıl girdim hiç bilmiyorum sadece aklımda Ebrar vardı. Ona bir şey olma düşüncesi sanırım beni öldürecekti.

Hastane koridorunda oturmuş elleriyle yüzünü kapatmış Ebrar'ı gördüğümde istemsizce sinirlenmiştim. Çünkü canı yanıyordu. Hızla yanına doğru adımladım. Gelirken ona seslensem de duymamıştı.

Önüne eğilip "Noldu sana,bana bak, biri bir şey mi yaptı söyle bana" diye sordum. Yüzünü kaldırıp " Kolumu yaktım. 1 saattir bekliyorum ama kimse bana bakmıyor. Canım çok acıyor" şu an o kadar tatlı ve sevimli duruyordu ki ısırasım gelmişti. Bu halde bile beni güldürmeyi başarmıştı.

Hemen kucağıma alıp hastaneden çıkıp eve doğru yürümeye başladım.

Arabada giderken Mehmet'e doktor çağırmasını söylemiştim. Eve geldiğimizde arabadan inip arka da uyuyan Ebrar'ı kucağıma alıp eve girdim.

Hemen odama girip Ebrar'ı yatağa yatırıp üstündeki montu koluna dikkat ederek çıkardım.

"Abi doktor geldi. Çağırıyım mı gelsin"

Kapının dışından bağıran Mehmet'e

"Gelsin çabuk olun" diye söyledim.

Doktor gelmiş Ebrar'a bakmış ve gitmişti. 2. Derece yanık olduğu için krem yazmıştı ve kolunu sarmıştı. Neden uyuduğunu sorduğumda yorgunluktan olabilir diye yanıtlamıştı. Doktor gittikten sonra Ebrar'ı oda da bırakıp aşağı yemek yapmaya inmiştim. Yemek yapmayı gerçekten çok seviyordum. Hele ki stresli olduğum zamanlar da. Bu yüzden evde evi temizleyen çalışandan başka çalışan yoktu.

 

Ebrar'dan

 

Gözlerimi açtığımda bana yabancı gelmeyen bi oda da uyanmıştım. En son hastane de Kaan ile konuşuyordum sonrası yok. Yataktan kalkıp odadan çıktım, ve aşağı indim.

Bütün evi saran yemek kokusu o kadar güzeldi ki. Kimin yaptığını merak etmiştim açıkçası. Mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru adımladım. Mutfağa girdiğimde şarkı dinleyerek yemek yapan bir adet Kaan beklemiyordum. Dinlediği şarkıda gerçekten çok güzel bir şarkıydı.

 

Bu yol uzun, ben beklerim günahım neyse.

Sen canım'al,ben razıyım bir hazin söze.

Senin gönlün bendedir, yâr, bendeki sende.

Bir başkasına yaramaz bu can, üzülme.

 

Arkasını döndüğünde beni görmeyi beklemiyordu ki şaşırmıştı. " Nasılsın,

Kolun hala acıyor mu?" Neden bana bu kadar ilgiliydi diye düşünmeden edemedim. O diyene kadar kolumun sargıda olduğunu bile bilmiyordum.

"İyiyim, teşekür ederim buraya getirmene gerek yoktu"

"Hayır vardı canın acıyordu ve sana kimse bakmıyordu. Orada durucağına gelde yardım et çok yattın zaten kendine gelirsin" aman Allahım ne kadar da misafirperver. " Ne kadar da misafirperver bir insan sen ya gözlerim yaşardı" göz yaşım varmış gibi gözlerimi sildiğimde güldüğü işittim. " Bence artık misafir değilsin,neyse o zaman sofrayı kur bari. Tabaklar şurada" gösterdiği yere doğru gidip tabakları aldım ve masayı kurmaya başladım.

Masayı kurmuş yemeklerimi yemeğe başlamıştık bu sırada hiç bana bakmamıştı bile. Bu istemsizce üzülmeme neden olmuştu. Önümde ki

Spagettiye bakarken akıma elimi yaktığım gelmişti gerçekten beceriksiz bir insanım.

Kaan'a baktığımda yemeğini yediğini gördüm. "Elimi yaktığımdan nasıl haberin oldu" sorduğum soruyla kafasını kaldırmadan "Mehmet hastanedeydi o haber verdi" dedi.

"Anladım" diye mırıldandım. Daha fazla konuşmak istendim çok açtım çünkü. Tam çatalımı almış makarnaya bastırıyordum ki şiddetli

bir şekilde camın kurulmasıyla ağzımdan bir çığlık koptu.

 

 

Kitap yazdığımı unutmuşum staj işlerinden dolayı kusura bakmayın lütfen 💗🌸

 

Loading...
0%