@evrendenbirilo
|
Podyum yürüyüşünün üstünden 1 hafta geçmişti. Şu an evimde oturmuş film keyfi yaparken kahvemi yudumluyordum. Bugün evde durma kararı almıştım. Filmin en heycanlı yerindeyim ki zil sesi bütün her şeyi bozmuştu. Sipariş ettiğim yemeklerdir diye koşa koşa gittim. Kapıyı açtığımda şok olmuştum. Kapıdaki kişi Kaan Ulusoy du. "Sizin burda ne işiniz var" diye sordum. "Size söylemek istediğim bir şey var" Ben hala adamın yüzüne bon bon bakarken adam "içeriye almicakmısın beni" diye sordu. Adamın gözlerine baktığımda çok farklı baktığını hissettim yada bana öyle geliyordu. "Ta-tabi buyrun, kusura bakmayin sizi burda görünce şaşırdım" kapının önünden çekilip yol verdiğimde ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Elimle salonu gösterip yönlendirdim L koltuğun bir köşesine oturup beni baştan aşağıya süzmeye başladı. Aklıma giydiklerim gelince yanaklarımın kizardığını hissetim. Altımda penguenli pijama üstümde ise beyaz sade bir cropum vardı saçlarım en tepeden dağınık bir topuz ayaklarımda tavşanlı panduflarım vardı. Çokta kötü değildim belki ama yine de utanmıştım. Göz göze geldiğimizde dudağının yanı hafif kıvrılır gibi oldu ama hemen kendini toparladi. Gözlerimi kaçırıp "bir şey içermisin" diye sordum. Hala bana baktığını hissediyordum ama göz göze gelmemeye çalıştım. Boğazını temizleyip "hayır teşekürler konuşup gideceğim" benimle ne konuşacaktı ki? Hafif başımı sallayıp koltuğa oturdum "Ne konuşacaksınız ?" diye sordum. "Benim modelim olmanı istiyorum" Onun modelimi olmamamı istiyordu Kaan Ulusoy bana benim modelim mi ol dedi ne! NE! şaşkınlığımı tutamayıp dudaklarımdan "hı" diye bir nidası döküldü. Ben şaşkın bir şekilde adama bakarken o sanki çok önlemi bir şey gibi kasları hafif çatık ciddi bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. "Ne demek istediğinizi tam anlamadım" hala şaşkınlık içerisindeydim. Adam hala aynı ciddiyetle durmuş bana bakıyordu ama ben ne yapacağımı bilmiyordum bile. "Benimle çalışıp benim modelim olmanı istiyorum, kazandığın paranın iki katını vereceğim" şaşkınlık içinde adama bakıyordum hala ba ba bide iki katını verecekmiş yürüyen kas yığını. "Kusura bakmayın Kaan bey ben istemiyorum, şu an çalıştığım yerde gayet mutluyum tekrardan kusura bakmayın" dediğim şey onu sinirlendirmiş olucak ki kaşları mümkünmüş gibi daha da çatıldı şu an bi korkmadım değil yani adam resmen gözleriyle öldürdü. "Ne demek istemiyorum!!" Sert sesi oldukça korkunç çıkmıştı yerimde hafif kıpırdanmama sebep olmuştu. "İstemiyorum lütfen zorlamayın ayrıca sizi doğru düzgün tanımıyorum bile" haklıydım yani daha bir kere gördüğüm adama mı inanacaktım. Gözleri hala çok sinirli bakıyordu "Tek sorun tanışmamız mı senin için?" Neden bu kadar korkunç çıkıyordu bu adamın sesi. "Tanışmış olsak bile istemiyorum dediğim gibi çalıştığım yerden ve aldığım paradan gayet memnunum lütfen artık evimden gidermisiniz " sanırım bu sözüm onu daha da sinirlendirmişti ama umrumda değil açım ve yemek yemek istiyordum yemeğimde gelmedi zaten. Yüzüne baktığımda pek hayra alamet değildi sanırım zira şu an boynundaki ve ellerindeki damarlar belirginleşmişti. Yavaşça yerinden kalkmasıyla bende oturduğum yerden kalmıştım Kapının önünde geldiğimizde ise arkasını dönüp üstüme doğru yürümeye başlamıştı o geliyordu ben gidiyordum. "Beni red eden ilk kadınsın, o teklifi ya kabul edersin yada olacaklardan ben sorumlu değilim!" |
0% |