@evrendenbirilo
|
Evden uzaklaşmamın ardından 2 yada 3 saat geçmişti. Hava da kararmaya başlamıştı ve şu an havanın kararması son isticeğim şeydi. Çünkü başıma ne geleceğini bilmiyordum. Her an herşey olabilirdi. En önemlisi telefonum yanımda değildi. Hatta yanımda hiç bir şey yoktu. Bu da daha fazla korkmama sebep oluyordu. Sanırım benim kalacak bir sey bulmam gerekiyordu. Fakat gidebileceğim ne bir arkadaşım ne de bir tanıdığım vardı. Şu an nerde olduğumu da bilmiyordum. Boş bir sokakta yürüyordum. Sokak boş ve sessizdi. Biraz daha yürüdüğümde yolun karşısındaki yetimhane dikkatimi çekti. Bende başka bir şey istesem olucakmış. Yoldan geçmem gerekiyordu. Yaya geçidinin önünde durduğumda yeşil ışığın yanmasını beklemeye başladım. Beni buraya almaya bilirlerdi. Ya almazlarsa o zaman ne yapardım. Yeşil ışığın yanmasıyla biraz hızlı yürüyerek yetimhanenin önüne geldim. Bi sihir gücümüz yok ki kendimize kalacak yer yapak. Bekçi kulübesine doğru yürürken içimden dua etmeyi de ihmal etmemiştim. Bekçi kulübesinin içerisine baktığımda birini görmemiştim. Camını tıklayacakken birinin konuşmasıyla ruhumu teslim ettim. "Sen kimsin gece gece ne işin var burda" Yaşlı bir adamın sesine benziyordu. Arkamı döndüğümde tahmin ettiğim gibi yaşlı bir adam vardı fakat adamın elinde de bir şişe vardı. Bu bir bira şişesiydi. Aklıma sadece üvey babamın sırtımda kırdığı şişeler gelmişti. "B-ben bir şey yapmıyorum". Kekelemiştim. Korktuğumu belli etmiştim. Oda o şişeyi benim sırtımda kıracaktı. Yüzündeki ifade kekelediğimi duyunca daha da keyiflenmişti. Üstüme doğru gelmeye başladığında hiç bir şey yapamıyordum. Donup kalmıştım. O şişe benim sırtımda kırılacaktı. "Korkma benden sadece işimi halledip gideceğim merak etme ürkek ceylan, acıtmam" iğrenç kahkahası kulaklarımı dolduğunda yine olduğum yerde kaldım. "Peki benim canımı acıtırmısın?" Bu ses kimindi bilmiyorum fakat iyi ki gelmişti. Yaşlı adamın arkasını döndüğünde yüzüne yediği yumruk bir olmuştu. Ona yumruk atan kişiye baktığımda ise benim yaşlarımda genç bir çocuğun olduğunu görmüştüm. Fakat yüzünü tam göremiyordum. "Piç geber senin gibilerin ölmesi gerek amına koduğumun bunağı" tekmeleye başladığında adamın bayıldığı anlamıştım çünkü adamdan artık acı dolu sesler çıkmıyordu. Daha fazla burda duramayacaktım sanırım. Hızla arkamı dönüp girdiğim yetimhane kapısından koşarak çıktım. Hala korkuyordum. Şimdi ne yapacaktım. Hastaneye gidebilirdim aslında. Orda hic değilse bir şey başıma gelmezdi. Ama bu saate haatene nerden bulacaktım? Of yeto
🌸 Sonunda bir hastane bulmuş bir banka oturmuştum. Oturduğum banka uzanmış ağlamaya başlamıştım. Ben bunları hak edecek bir şey yapmamıştım. Akif bey ve Esra hanımın anne ve babam olmasını çok isterdim. Çünkü onlar gerçekten iyi insanlardı. Aslımda abimlerinde olmasını isterdim. Ama düştüğümde gülecek beni istemeyecek abilerimin değil. Sanırım en çokta bu durum beni üzüyordu. Ama olsun ben onları yine de severdim. Faha fazla dayanamadım ve gözlerimi yumdum.
Selamın aleyküm bacılarım💅🏻🌸💗
|
0% |