Yeni Üyelik
7.
Bölüm

| GERÇEK KOKU |

@eyalvdzss._

 

Gökprens'ten

 

 

Alim mi dedi bana o? Allahım lütfen, lütfen anlamamış olsun. Sabah'a her şeyi unutsun da, sadece ben hatırlayayım.

 

 

Şuan göğsümde 14 yıllardır hasretini çektiğim kız var. Rüya değil dimi bu?

 

 

Allahım sana geliyorum kokusu yıllar geçse de değişmemiş. Yavaşça saçlarına doğru yaklaşıp, kokladım.

 

Bu kokuyu ömrüm bitse de, diğer tarafta da hatırlamak için her şeyi yaparım.

 

 

Biraz daha sabret Eylül'üm. Bu geceyi saymazsak 10 gün sonra kavuşuyorum sana..

 

 

Elimi beline iyice kavradım. Sanki bir ömür böyle kalıcakmışız gibi..

 

 

Uykum yoktu, şu eylül'ü tehdit eden şerefsizi düşünüyordum. Hiç yalan söylemeyi beceremiyorsun be zümrüdüm.

 

 

Bulucam ve kendi elimle cezasını vericem. Sen yeter ki içini ferah tut. Senin kalbine korku salan herkes cezasını çekecek..

 

 

Keşke bizi ayıranlardan da hesap sorabilseydim. O zaman belki de şuan burada değilde, bambaşka bir yerde olurduk.

 

 

2 hafta önce bana deselerdi ki tesadüfen çocukluk aşkını bulacaksın diye.. Yemin ederim ki, komik gelirdi. Ben seni 14 yıl boyunca aradım zümrüdüm...

 

 

Kader yine bizi bir araya getirdi.. Demek ki birbirimizin kaderinde varız..

 

 

Nasıl derdim sana..

 

 

Her yıl galatanın oraya gelip... Seni göremeden dönmenin acısıdır belki de bu?

 

 

Belki senden sakladığım yalanları duyunca benden nefret ediceksin..ama herşey geleceğimiz içindi zümrüdüm... Eğer sana gerçekleri söyleseydim şuan böyle, bu şekilde olamazdık.

 

 

Affet Zümrüdüm..

 

 

🖤🌙

 

 

Sabah gözlerimi açtım.. Üzerim de bir battaniye vardı.

 

 

Gitmişti. Yanımda yoktu. Son kez kokusunu içime çekemeden yanımdan gitmişti.

 

 

Acaba hatırlıyor mudur? Lütfen biraz daha zaman ver zümrüdüm..

 

 

Ayağa zar zor kalktım, benim tutulmuştu.. Değerdi ama zümrüdüm için değerdi...

 

 

Yavaşça kolu açıp içeri girdim. Bizimkiler hâla yatıyorlardı eşşek gibi. Saat kaçtı ki.. Erkendi saat sanırım. Eylül de okula gitmişti. Gelde bekle şimdi okuldan dönmesini..

 

 

Saat 9'a geliyordu daha yeni...

 

 

Gidip koltuğun üzerine oturdum. Dün akşam sabahlamanın verdiği yorgunlukla , gözlerim acıyordu. Sabah 6 gibi uykuya dalmıştım istemsizce...

 

 

Eylülün dün akşam dediği şeyi düşündüğüm için uyuyamamıştım.

 

 

" İyi geceler Alim "

 

 

Bana yıllardır kim bilir kaç kişi alim dedi ama hiç birisinin ağzından bu kadar güzel çıktığını duymadım.

 

 

Zaten senden başkasına sağır olmuştum ya ben, orası ayrı mevzu..

 

 

Sen bana ne yaptın be eylül...

 

 

Koltuğa uzandım ve battaniyeyi örttüm. Gözlerimin acısından, iyice uykum geliyordu..

 

 

Sen gelinceye kadar uyurum büyük ihtimalle.. Çünkü sensiz vakit geçmek bilmiyordu.

 

 

Gözlerimi kapadım.. Derin bir uykuya dalacaktım.. Bu yüzden;

 

 

" İyi uykular bana Zümrüdüm"

 

🌕

 

 

Güzel bir koku ile güne başlamıştım.

 

 

Yani Eylül'ün kokusundan hariç bir kokuydu bu. Yattığım yerden doğrulduğum da cemreyi gördüm..

 

 

" Günaydın, kahvaltınız hazır , biz kızlarla okula gidicez şimdi " Dedi.

 

 

Bilmiyormuş gibi yaparak,

 

 

" Günaydın, Sağol, zümrüt evde mi, sabah çıkarken kapı kapatılma sesi duydum da.."

 

 

Gülümseyerek ;

 

 

" Onun dersi saat 8 gibi başlıyacaktı o yüzden erken gitti. Biz meral ve songülle gidicez" Dedi .

 

 

" Ne zaman gelirsiniz tahminen?"

 

 

" Eylül 1-2 saate gelir ama biz 4-5 gibi ancak çıkarız ve birde Meral'i okula yazdırmak felan var.."

 

 

" Tamam, teşekkürler kahvaltı için "

 

 

" Rica ederim. " Dedi.

 

 

Kızlar hazırlanmış şekilde yanımıza geldiler. Songül bana soğuk davranıyordu acaba neden?

 

 

Songül gülümseyip, içeri mutfağa gitti. Meral diğerlerine göre daha canlı birisiydi.

 

 

" Günaydın canısııı " Dedi.

 

 

Gülümseyerek ;

 

 

" Günaydın.." Dedim.

 

 

Songül mutfaktan çıkınca kızlar kapıya doğru gitti.

 

 

Songül hariç " Görüşürüz akşam " Deyip gittiler.

 

 

Kapı örtülme sesi gelince, mert'i uyandırmak için ayağa kalktım.

 

 

" Mertt kalk " Dediğim de uyanmıyordu. O normal insanlardan farklıydı daha doğrusu O insan bile değildi, hayvan kısmına giriyordu da neysee...

 

 

Mert kolundan tutarak aşağı doğru çektim. Kafası yere düşmüştü. Şimdi ise sırada ayaklarından tutup sallamaktı amaç... Böyle uyandırma yöntemimi vardı Allah rızası için...

 

 

Ayaklarından tutup sallayınca, kafası acımıştı sanırım..

 

 

" Böyle uyandırma yönteminin içine kargalar yapsın emi " Dedi.

 

 

" İnsan olsan insan gibi uyandırırım mertcim.."

 

 

" Ayıp oluyor yanii "

 

 

" Sana mı?" Dediğim de sustu.

 

 

Neyse lâl'i uyandıracaktım..

 

 

" Güneyi uyandır, ben lâl'i uyandırıcam "

 

 

" Tamam ama bu kış uykusuna yatmış.. Nasıl uyanır ki bu ?"

 

 

" Aynı türden olduğunuzdan sıkıntı olmaz, benim yaptığımı yap " Deyip, gülerek odaya gittim.

 

 

Lâl hâla uyuyordu.. Kapıyı açtığım da

 

 

İçeri girip, yatağın kenarına oturdum.

 

 

Saçını okşayıp , biraz düşündüm . Ona nasıl daha iyi bir yaşam sunabilirdim ki? Affet beni abim.

 

 

" Prensesim hadi uyan, "

 

"..."

 

 

Ses gelmiyordu hâla..

 

 

" Abim hadi ama uyan "

 

 

" Abi valla 5 dakka "

 

 

" Valla cemre ablan bize sucuklu yumurta yapmış, 5 dakkaya Mert'ten fırsat bulamazsın.. Haberin olsun.. " Dediğim de gözleri faltaşı gibi açıldı..

 

 

" NEY.. SUCUKLU YUMURTA BİR NAMUS MESELESİDİR ABİ "

 

 

" valla en son mert sofranın başındaydı " Dediğim anda lâl yataktan fırlayıp salona koştu..

 

 

Ben ise arkasından yavaşça gidiyordum. Umarım güney uyanmıştır..

 

 

Güney'in bağırışını duyunca hızlandım.

 

 

" Lan sen salak mısın?"

 

 

Mert " Yok ama sen galiba salaksın, çocuğun yanında bağırdığına göre "

 

 

" Sus be! "

 

 

" Bende her ikiniz de susun ve elinizi yüzünüzü yıkayıp sofraya geçin.." Dediğim de güney önden gidip lavobaya girdi. Lâl ise Mert'e kötü kötü bakıyordu.. Ben ise yatakları topluyordum.

 

---

 

 

Herkes sofraya oturduğun da lâl sucuklu yumurtayı yemeye başladı.

 

 

Bazen onu ben bile tanımıyordum.

 

 

" Yarın bu evden gidiyoruz dimi?" Diye sordu güney

 

 

" Yani kısmen, hem zaten elimde olsa şuan giderim.. Düşünsene bekar bir kızların evine 3 erkek geliyor.. " Dedim.

 

 

" Haklısın valla.. " Dedi mert

 

 

" Ben burada kalsam.. " Dediği anda hepimiz lâl'e kitlendik. Hiç bir kelime bu kadar yaralayamazdı.

 

 

Bu dediği şeyden ne anlam çıkarmalıyım ki..

 

 

Benim bu hayatta tutanabileceğim nadir 2 şeyden birisiydi lâl.

 

 

Kardeşlerim ve Eylül

 

 

" Neden ki abicim?" Diye sordum.

 

 

" Yanii bir nedeni yok " Demişti ama yalan konusunda Eylül'e çekmişti. Korkuyordum, her şey için özellikle de onun için.

 

 

" O zaman niye öyle bir şey dedin ki abim? bir şey mi oldu? " Diye sordu mert.

 

 

Lâl sorudan kaçmak için sürekli yemek yiyordu. Acaba yanlışlıkla mı söyledi. İyi de böyle düşünüyorsa neden bana daha önce söylemedi. Bizim yanımızdan gitmek istediğini?

 

 

Aslında haklıydı.

 

 

Kaldığımız baraka ; eski tahtalardan yapılı, arada sırada tahtaları gıcırdayan.., dışarıdan bakıldığın da berbat bir koku veren, barakanın ön kısmında bir ev vardı, orada yaşlı adam yaşıyordu.., hemen bitişiğinde de hemen bizim baraka vardı. Çok küçük olmasına rağmen idare ediyorduk. Lâl aramıza gelene kadar.. Hatta lâl aramıza geldiği için, ufak bir salıncak yapmıştık. Zaten böyle bahçe gibi bir yer vardı barakadan çıktığın da. Etrafı odunlarla kaplıydı. Bu yüzden kışın oturmak için dışarı çıktığımız da bile üşüyorduk. Çünkü üstü açıktı.

 

 

O yüzden lâl haklıydı. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar sıcak bir yerde uyumuştu. Belki de serkan haklıydı. Ben ona iyi bir hayat tarzı sunamıyordum.

 

 

Lâl yemeğini yedikten sonra koltuğa geçip oturdu. Ben ise yemekle bakışıyordum. Yediğim her şey boğazıma dizilmişti. Güney bana bakıyordu.

 

 

" Ali daha o küçük , bakma sen ona hadi yemeğini yede sofrayı toplayalım. " Dedi güney ama bir şey yiyemedim .

 

 

" Afiyet olsun size. " Deyip sofradan kalktım

 

 

Telefonumu alıp balkona çıktım. Gerçekten ilk ve tek haklı olduğu konu bu olabilir miydi serkanın.

 

 

Kalbim sıkışıcak duruma geliyordu.

 

Bu dünyada birisine yetememenin verdiği acı bambaşkadır.

 

 

Telefonum çalmaya başladı.

 

 

Arayana baktığım da " Zümrüdüm " Yazısını görünce gülümsedim.

 

 

Çok fazla bekletmeden açtım.

 

 

- " Alo gökprens." Sesi bile huzur veriyordu.

 

 

- " Efendim Zümrüt . "

 

 

-" Nasılsın ? İyi misin? " Diye sordu. O kadar çok mu hissettin be eylülüm.

 

 

-" İyiyim. Sen? "

 

 

-" Bende iyi " Hep iyi ol birtanem.

 

 

- " Ee "

 

 

- " Ne ee? " Diye sordu. Sesimi duymak için aramadıysa bende Ali değilim.

 

 

- " Ne için aradın? " Diye sordum.

 

 

- " Şey ya... Uyandınız mı diye? "

 

 

- " Uyandık. Uyandık zümrüt "

 

 

- " Kahvaltı yaptınız mı?"

 

 

- " Evet yaptık. Cemre hazırlamıştı "

 

 

- " İyi afiyet olsun."

 

 

- " Sağol ."

 

 

Uzun süre bir sessizlik oluştu. Sırf sesini duymak için, cevabını bildiğim sorular sorucaktım.

 

 

- " Ee ne zaman geliceksin?"

 

 

- " Bir dersim kaldı sonra biraz alışveriş yapıp gelirim. "

 

 

- " tamam o zaman görüşürüz "

 

 

- " Görüşürüz.."

 

 

Deyip kapattı. Sesini duydum ya.. Tüm dertlerim bitti gibi.

 

 

" Seni seviyorum Zümrüdüm.."

 

***

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%