Yeni Üyelik
8.
Bölüm

| HİSLER |

@eyalvdzss._

Eylül'ümü bekliyordum. Geç kalmıştı. Yani 5 dakika gibi bir süre. Yani merak ediyordum. 5 dakika niye gecikirdi ki insan.. Ben mi abartıyordum?

 

Bence hayır. İnsan verdiği sözde tutmalı yani, eylülüm dururda..

 

Of eylül of. Bir yandan tehdit eden adam, bir yanda serkan! Acaba tehdit eden serkan mı? Valla bilmiyorum ama şüphe tek gerçektir.

Koltukta oturmaktan , koltuğa yapışacaktım. Gerçi her zaman oturuyorum ya..

Zil çaldı sonunda. Eylül'den başkası gelemezdi. Heyecanla gidip kapıya baktım. Göz deliğinden baktığım da 32 diş sırıtan Meryem'i gördüm. Ne alaka lan bu? Nereden buldu burayı? Allahım lütfen gitsin.. Zil'i ısrarla çalıyordu. Açmak zorundaydım. Derin nefes alıp, kapıyı açtım.

" Aliim " Deyip boynuma sarıldı. Ben ise sarılmaktan ziyade ittirmeye çalışıyordum.

" Duydum ki yaralanmışsın , hemen geleyim dedim " Dedi.

Sarılmayı bıraktırdığım da, " Sen burayı nereden öğrendin?"

" Serkan dedi. " Eh serkan ! sen illa ki benim yanıma geleceksin.

" O nereden duymuş? " Nereden duyacak, dışardaki itleri O saldı ya bana.

" Bilmiyorum ama, sen beni içeri almayacak mısın? "

" Almayacağım " Diyecektim ki, içeri geçti. Yemin ederim ağlamak istiyorum. Madem geçeceksin niye sordun?

" Ay çok ferahmış ev. Artık burada mı kalacaksın?" He burada kalcam, sırf sana inat.. Ey kaçıracağım şimdi keçileri.

Biraz sinirlerini bozmak istiyordum .

" Hayır, çünkü burası nişanlımın evi!" Ay kulağa bile hoş geliyor. Nişanlııım diye haykırasım geliyor. Az kaldı dimi? Her şeyim neredesin? Kurtar beni.

" Nişanlın? Burası onun mu? "

" Hıhı evet " Eylül lütfen gell. Diğerleri de evde yok. Lâl'i parka götürdüler.

Of tam da gidecek zamanı buldular.

Koltuğa geçip oturdum. Karşımda durup sırıtıyordu. Şeytan diyor ki, kolundan tutup çıkar evden. Neyse eylülüm yapar benim yerime.

" Eee? "

" Ne eee? " Kafayı yemiş eminim.

" Ne zaman geleceksiniz barakaya? "

" Nişanlım ne zaman git derse? " Her ne zaman, nişanlım dese bozuluyordu. Onun bozulduğu şeyler, kalbimde kelebekler uçuşmasına neden oluyordu. Şaka gibi, kiminin hoşuna, kiminin zoruna?

Kapı çaldı. ALLAHIM EYLÜLÜM GELDİ. gülümsedim. Yerimden koşarak gidip kapıyı açtım. Karşımda masum bir melek gibi eylül duruyordu. Onu görünce kalp ritmim hızlanıyordu. Şaka gibi.

" Zümrüt " Dedim ama siz birde keşke duysanız beni. Sanki ağzımdan değilde kalbimden konuşuyordum onunla.

" Efendim."

" Geçsene içeri " Dedim. Odunum da biraz. Bu kadar odun olmasaydım. O içeri geçince arkasından hızlıca yürüdüm. İçeri geçtiğin de Meryem'i görünce, arkasını dönüp bana baktı.

" Meryem de yeni gelmişti Zümrüdüm. "

Kabanını çıkartıp, koltuğun üzerine koydu. Meryem'in yanına gidip " Hoşgeldin" Dedi. Meryem ayağa kalkıp, yapmacık bir tavırla Eylül'e sarıldı. Eylül'de karşılık verdi. Ben geçip koltuğa oturdum. Eylül sarılmayı bırakınca, geldi yanıma oturdu.

" Eh, çok güzel evin varmış."

" Sağol." Dedi ve sonra gülümsedi. Eğer bir gün ölürsem, o gülümsemene gömsünler beni.

Ben eylüle dalmışım, ne olduğunu, ne konuşulduğunu, bile duymuyordum. Valla onun güzelliği ile büyülenmiştim. Gözümü ondan alamıyordum. Kalp var bende eylül, bu kadar güzel olmak suç biliyorsundur inşallah.

Bir anda eylül elimi, tuttu. Allahım sana geliyorum.

" Değil mi canım?" Dediğin de , ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Canım kelimesini sevmem ama eylül deyince, akan sular bile duruyordu.

" Üniversitem biter bitmez evleniyoruz değil mi?"

" Tabiki, kesin ve net!" Allahım gerçekte böyle olmasın. Ben elime baktığım da, Eylül'ün eli vardı elimde o kadar güzel bir duyguydu ki, sevdiğin insanın elini tutması.

10 gün var yılbaşına, yılbaşında kalbim durmazsa iyidir. Telefonuma bildirim geldi, bakmazsam eylül şüphelenirdi. O yüzden elini bırakmak zorundaydım. Yazan kişinin Allah belasını versin. Ya da vermesin.

Yazana baktığım da serkandı. La havle Allahım sen sabır ver, mesajı açtım.

-" Nasılsın ikizim "

-" Bence çok iyisin etrafında güzel kızlar " Allahım, çarpıcam ağzının ortasına görücek güzel kızı. Hem kardeş kardeşe böyle yapmaz.

-" Görüldü at diye mi yazıyorum güzel ikizim. "

-" İyi at sen görüldü, ben de gider diğer kardeşim, lâl'i görürüm."

Kardeşim mi? Lal mi? Kavga çıkaracaktı illa ki.

-" Ne var?"

-" Heh şöyle yaz ya..."

-" Serkan boş boş konuşma da ne istiyorsun söyle "

" Lal'den başlayabiliriz bence.." Si*icem ama.

-" Si*tir git serkan, ağzımı açtırma " Deyip telefonu kapattım.

İkiz değil ki, bildiğin düşman neyse istemiyorum ne onu nede babasını..

" Kimmiş hayatım " Hayatın mıyım? Tek kelimesine bakıyor herşeyin geçmesi.

" Güney ya.."

Eylül tekrar elimi tutunca kalp ritmim halay çekmeye başladı. Ah be eylülüm...

" Seni çok seviyorum bunu asla unutma "

Eylül'den ;

Gökprens'in eli elimdeydi. Heyecanlanmıyor değildim ama yine de hiç bir hissiyat alamıyordum.. Meryem gelmişti geldiğim de eve.. Neden geldiği apaçık ortadaydı. Kalcağı yoktu ama şuan gitse iyi olurdu.

Meryem'in şu bakışları bile beni sinirlendiriyordu. Nişanlısı olan adama bile neden asılırsın kii.. Ay kendimi düşünüyordum da asla yapamazdım herhalde. Hemcinsim'i kötülemek gibi olmasın ama sevmiyordum. Anladınız siz.

" Neyse ben artık kalkayım. Ha bu arada sana yemek yapmıştım. "

" İçinde soğan var mı ?" diye sordum.

" Evet hemde bol soğanlı, tabi sen sevmezsin ama.."

Dediği anda sözünü kestim. Gol atmak için uygun zamandı.

" Yok ben değil, nişanlım sevmez, ayrıca midesi de biraz netamelide.." Dediğim de bbozulmuştu ama iyi olmuştu ona..

" Netameli?"

" Gökprens'in annesinin lafı o, rahatsız demek o. " Dediğim de golü atmıştım sanırım. Gökprens elimi sıkıca tuttuğun da, ona baktım. Ne demek istiyor diye.

Kulağıma yaklaşıp.. " Zümrüt vurdu ve gol oldu " Dedi. Yemin ederim zihin okumakta bir numara bu adam.

Gülümsedim sadece.. Ben gülümseyince. Meryem daha fazla dayanamayıp, ayağa kalktı.

" Ben gideyim artık. " Dediğin de ikimiz de ayağa kalktık. El ele tutuşup kapıya doğru ilerledik. Kapıya geçince

" Görüşürüz Al" Dediği anda gökprens sözünü kesti.

" Sana da görüşürüz Meryem" Dedi. Herhalde ismini söyleyecekti. Bundan öğrenirdim belki de ismini. Ama ismi " Al " ile başlıyormuş " Al " İle başlayan isimleri düşünücem.

Başta Ali olabilir mi? Ya da alper? Alkan gibi bir vibe vermiyor. Alpay da değil vibe'ı bambaşka.. Ali olabilir mii? Ay keşke o olsa içimden bir his Ali ya da Alper olduğunu söylüyor. Yaklaştım yakında bulcam.

İçeri geçince, ikimizde ayrı ayrı koltuklara oturduk. Sanki az önce el ele değilmişiz gibi.. Neyse Alimi gerçek alimi unutmaya başlamıştım onun yerini gökprensle doldurmaya çalışıyordum sanırdım. Onu unutamazdım ki.. 14 yılımı verdim ona.. Umarım yanlış bir hata yapmam, hele ki şu 10 gün içerisinde.

" Nereye daldın kız? "

" He buradayım düşünüyordum."

" Neyi? "

" 10 gün sonrasını " Dediğim de öksürmeye başladı.

" İyi misin?"

" İyiyim de ne olmuş 10 gün sonraya?"

" Bir şey yok sadece, öylesine düşünüyordum."

" Emin misin "

" Eminim " Dedim. İçim de ki his, Ali ile bir bağlantısı olduğunu söylüyordu. İnşallah yoktur. Eğer varsa, ömrüm boyunca asla affetmezdim. Çünkü biliyordu, Ali'ye olan aşkımı, Ali'ye olan hasretimi ama bunları biliyor ve söylemiyorsa da asla affetmem.

" Seni çok seviyorum Alim. "

-- 

Bölüm geç geldi özür dilerim..

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%