@eyalvdzss._
|
" İyi okumalar... " ---- Gökprens ile hâla oturuyorduk. Ne o konuşuyordu ne de ben. Kafam karma karışıktı. Özellikle de şu kutlama işinden sonra.. Gökprens her zaman yanımdaydı. Kalbimde ki yeri daha farklı. Tamam çok efendi, yakışıklı, düzgün çocuk ama, aması var işte.. Elini tuttuğum da kalbime bir şey olmuyordu. Alim ise 14 yıldır yanıma olmamasına rağmen, kalbimde ki yeri çok özeldi. 14 yıldır kimse giremiyordu o özel yere, yanımda olmamasına rağmen, kokusunu, masmavi gözlerini, altın sarısı saçlarını, bana " Eylülüm " Deyişi bile bana yalnız hissettirmiyordu. Gökprensin, Ali olmasını ister miydim? Hayır, çünkü ben ona aşkımı , özlemimi, hasretimi, anlattım. Eğer oysa niye benim demedi bu zamana kadar... " Okul nasıldı? " Diye sordu. " Her zaman ki gibi , çok sıkıcı " Diye yanıtladım. " Sıkıcı.. Değer ama sıkıcı olmasına.. " " Evet öyle.. Bu arada sen ne mezunusun?" Diye sordum. Merak valla sadece merak.. " Lise mezunuyum.." Dediği anda üzülmüştüm. Soru şeklinde " Üniversite?" " Aslında çok güzel bir yer tutturmuştum, 1 yıl sınıfta kaldım. Eğer o sene kalmasaydım. Şuan üniversiteye gidiyor olacaktım. " Dedi. Yavaş yavaş, onu tanıyacaktım. " Niye ki yani sınıfta kalanlarda okuyabiliyor, yoksa disiplin mi yedin?" Gülümsedi.. " Yok yok disiplin yemedim. Liseyi bitirdiğim de, lâl geldi hayatıma, onunla ilgilenebilmek için okumayı bıraktım. " Dedi. Ah fedakâr prensim.. Ne kadar güzel kalbin var senin.. İyide lâl 5 yaşında. Eğer doğduğundan beri ona o bakıyorsa, Annesi nerede? Ya da babası? Abisi mi var sadece? Konu açmak için " 24 yaşındasın dimi? Çok güzel konu dimi ama... Yine gülümsedi, çünkü az önce somurtuyordu. " Gösteriyorum mu ya o kadar? " " Ay hayır, şimdi sen benden olsa olsa 2 - 3 yaş büyüksündür o yüzden yanii." " Tamam zümrüt, önemli değil, zaten beni 30 yaşında sananlar var. " Yuh! 30 mu? Daha gencecik çıtır be o? Kesin kızlar tanışmak için sormuştur. Yani bence öyle.. Neyse aman banane. Ya benim alime de soruyorlarsa??? " Abartmasınlar onlarda " Dedim. Kafasını sallayarak gülümsedi. " Ha bu arada, doğru tahmin. 24 yaşındayım. " Sustu. Yine. Bu adam'a katil diyenler utanmalı bence. Böyle bir adam nasıl katil olabilir ki? İyilik meleği sanki? Yani bende düşünmüştüm ama tanımıyordum. Vallahi tanımıyordum gökprens. " Eee seninle dalga geçen arkadaşın geldi mi okula?" Haydi cenaze namazına,niye sordu ki bu şimdi. Ne diyecektim ki? Gelmedi desem, niye diye sorardı.. " Geldi, geldii. " Dedim Allah bir gün belamı verecek. Bir sürü yalan söyledim. Normalde yalan söylemekten nefret ederim ama zorda kalınca.. " Selam söyle benden..!" Dedi ama tehditkâr bir tonla.. Neyse. Okula gelecek hâli yoktu ya.. " Hatta yarın bende geleyim. Tanışmış oluruz." Zihin okuyor vallahi yakaladım bu sefer. Bu kadar şeyi bilmesi hiç normal değil. Bir şekilde sıyrılmam lâzımdı . " Yarın onun dersi yok kii, yani gelsen de göremezsin. " " Neyse başka güne. " Dedi. Neyi zorluyordu? Acaba inanmadı mı? Saçmaladın eylül. Gökprens yanıma gelip oturdu, bilseniz kalbim nasıl halay çekiyordu. Bir de çok ama çok yakınıma.. Aramız da boşluk yoktu. Ben ona anlamsız anlamsız bakıyordum. Derin derin, bakıyordu. Gerçekten ne yapmam gerekirdi. Bakma öyle be adam, içim eriyecek şimdi.. Zihnimi eğer az önce okuduysa sıçtık demektir.. Gülümsedi. Bende gülümsedim. Anladı sanırım. Öyle birbirimize gülüyorduk.. Ben onun gözüne bakınca, gülümsemem gitti. Gözler tanıdıktı. Hemde hiç olmadığı kadar.. İlk defa bir ışıkta gördüm gözlerini.. Gözlerime bakınca.. Göz göze geldik mecburen.. Gülümsemesi gitti. " Zümrüt..? " Dedi. " Efendim..? " Diye yanıtladım. " Zümrüt? " Lan efendim dedim ya.. " Efendim." " Zümrüt. " Öküz yemin ederim . " Gökprens?" Dedim. " Zümrüt.. Orada mısın..?" Dediği anda kendime geldim. Yanımda gökprens yoktu. Hâla karşımdaydı. Nasıl yani hayal miydi. Yanıma gelip oturması felan. Şaşkınca " Hı?" Dedim. Şükür çekti. " Valla korkuttun beni.. " Dediği anda gülümsedim. " Bir şey yok ya dalmışım. " " Nereye ve neden? " " Hiç ya öylesine dalmıştım. Biraz yorgunum da.. " Dedim. " Git uyu istersen, gece de uyuyamadın ya, onun da ağırlığı vardır şimdi. " Var tabi var.. En çok kalp yorgunluğu var. Nerdesin be Ali? Çok özledim yemin ederim. 2 gün önce vazgeçicem demiştim ama olmuyor. 14 yılı nasıl çöp edeyim, hemde bir anda. Olmuyor, olamaz, olmayacak. " Ben biraz uyusam iyi olacak.?" " Tamam, iyi uykular.. " " Sağol..," Ayağa kalktım, odaya doğru ilerledim. Sadece ben savaşıyormuşum gibi hissediyorum. Bir anda niye onu hatırladım ki .. Yatağıma geçip, üstümü bile değiştirmeden yatacaktım. Şaka gibi. Bir anda Ali atağım tuttu. İyi de az önce gördüğüm hayâl neydi? Gökprens yanımdayken onun hayâlini neden gördüm? Gözümü kapadım. Masmavi gözleri olan gökprens geliyordu, gözlerimin önüne. Gözlerini hayal edebiliyordum. Az önce yaşadığım nasıl hayaldi. Masmavi gözlerini sanki gerçekte de görebiliyormuşum gibi. Sanki gözlerimi açtığım da bir daha asla göremeyecekmişim gibi. Gözleri gitmiyordu. Gitmesini istiyordum ama gözleri sanki içine alıyordu. Gözlerine iyice odaklandım. Tanıdık geliyordu. Allahım yardım et. Masmavi gözleri, gökyüzü kadar açık, Denizin mavisinden bile daha derindi. Bir anda gözleri gitti gözümün önünden. Ne oluyordu bana? Neden gökprensin hayalini gördüm ben az önce? Gerçekten de uyumak iyi gelecekti. Gökprens'i unut Eylül. Yapabilirim. Unutabilirim. Ali'yi hatırla, onun gözlerini hatırla.. Hadi eylül.. Ali'nin de gözleri de gidemezdi hayır. İlk önce o, sonra kolye, şimdide gözleri. Hayır. Gitmesin 14 yıldır benimleydiniz, hayır lütfen... Telefonun bildirimi ile gözlerimi açtım. İçimi feci korku kaplamıştı. Gözümden istemsizce yaşlar süzülmüştü az önce, elimle yaşlarımı silip, telefonu aldım. Dünkü adam yazmamıştı yine ve yine.. Ama bu sefer farklı çok farklı, o mesajlar yerine, farklı bir mesaj gelmişti. -" Ali konusunda yardımcı olabilirim. Kötü bir niyetim yok." Ali'yi nereden biliyordu? Cevap verecektim. Korksam da cevaplayacaktım. Ali'yi kızlardan başka kimse bilmiyordu. Gökprens ve Güney var ama onlar bilmiyorlar ismini -" Kimsin?" Mesaj gitmişti ama yazan yoktu. Son görülme saati yazısı geldi bir anda " Son Görülme : 14.52 " Yazıp hemen çıkmış mıydı? Of eylül bunlar kim? Ne istiyorlar benden? Allahım sen yardım et bana. Telefonu masanın üzerine koydum. Tekrar geri yatağa yattım. Gözlerimi kaparsam, gökprensin gözleri gelmez dimi? Kapattım gözlerimi . Sadece karanlıktı. Sadece karanlık. Yorgunluğun, stresin, korkunun getirdiği son durum bu.. İlaç ise uykudur. Göz kapaklarım ağırlaştı. Açamaz hâle geldim. Kapı çaldı, kalkıp açamadım bile.. İyi değildim hemde hiç iyi değil.
🌙
Sadece karanlık bir yol vardı önümde. Arkamı dönemiyordum. Dönsem kemiklerim kırılacak gibiydi. Her tarafım da bir ağrı vardı. Karanlıktan korkmama rağmen o yolda yürüdüm. Arkamı dönmedim, sağa bakmadım, sola da bakmadım. Yürüdüm sadece.. Yolun sonunda bir kapı vardı. Kapıya yaklaştım. Kolu bembeyazdı. Üstümde ki siyah elbise ile, o beyaz kol'a dokundum. Dokunmam lâ beraber, elim yandı. Elimi hemen geri çektim. O kapıdan başka gidecek yer yoktu. Tekrar elimi uzattığım anda , arkamdan bir ses geldi. " Eylül " Dedi sadece. Arkamı dönemiyordum. " Buldun beni eylül, Buldun." Dedi. Arkamı dönemiyordum. Kim olduğunu bilmiyordum, ses çok tanıdıktı. " Kimsin sen? Arkamı dönemiyorum lütfen " Dediğim de ses gelmedi. Bu bir rüyaysa şuan uyanmak istemiyordum. " Kimsin lütfen söyle.?" Sesim titriyordu. Gücüm kalmamıştı. Ağlıyordum. Ses geldi. " Aliyim eylül, senin Alin. " Tüm vücudum da ki ağrılar geçmişti. Arkamı dönecektim ki. Kapı açıldı. Arkamı döneceğim esna da bir ses daha geldi " İçeri gir oradayım ben. " Dedi. İçeri girdiğim de her taraf bembeyazdı. Yürüyordum ama belli değildi nerede yürüdüğüm. Sadece boşluk ve ben, ilerledikçe kırmızı bir sıvı gördüm. Oraya doğru gittiğim de bir adam ve boynundan bıçaklanmış, şekilde duruyordu. Kim olduğunu göremeden karardı her yer.
🌙
Ter ile uyandım. Allahım ne oluyordu bana? Bu kabus muydu? Korktum. Çok hemde... Telefona bildirim geldi. Telefona uzandım. Elime aldığım da, cevap verdiğim numaradan gelmişti. Yazdığı mesaj çok garipti. " Elimden geldiğince yardımcı oldum. Anlaması da, anlamaması da sende, yapman gereken şey odadan çıkmak. " Saate baktığımda 16.35 olduğunu gördüm. Garip bir mesajdı. İçim de ki his O kadar bastırmıştı ki beni. Ayağa kalkmakta zorlanmıştım. Ayağa kalkıp, kapıyı açtım. Açmamla beraber, duvarda kırmızı bir şey ile " A " Yazdığını gördüm. Bu yoktu daha önce.. Duvara dokunduğum da kırmızı şeyin kan olduğunu fark ettim. Bu iyice korkutmuştu beni. Kafamı ayak uçlarıma çevirdiğim de kan izleri vardı. Kanı koridor boyunca takip ettim. Tam o esnada yerde yatan birisini gördüm, oradan geliyordu bu kan.. Tam da kapının ağzının oradaydı. Yürüdükçe, yerde yatan kişinin gökprens olduğunu fark ettim. Kan ondan geliyormuş. Çığlık atmakla beraber vücudumun yığılması bir olmuştu.
|
0% |